Kış tatilinin ikinci haftasına girerken çocuklar evde can sıkıntısından yapacak şey bulmakta zorlanıyor diye dışarıya çıkıp yürüyüş yapmayı teklif ettim. Hava soğuk ama bu kısa gezinti 1-1,5 saatimizi aldı. Evimizin yakında eskiden içinden çıkmadığımız küçük orman, iki yaz önce yıkılmış, bir kısmı yeni yapılacak olan evlere ayrılmış, gölün etrafı da bir yürüyüş yolu ile yeniden düzenlenmişti. Yine yeşil yine güzel ams eski cangıl havası kalmadı tabi. Geçtiğimiz haftalarda, ilk başta çakıl olan yürüyüş parkuru asfaltlanmıştı ama hiç deneme şansımız olamamıştı. Şimdi bisikletler üzerinde yağ gibi kayıyor. Gerçi beş metrede bir bisiklet üzerinden inip, kah çamura giriyorlar, kah sopa topluyorlar... Yine de günler sonra azıcık parlayan güneş hepimize iyi geldi. Hatta Nova oğlum anne hava çok güzel değil mi, bizi serinletiyor dedi. Üşüten hava ne kadar moral bozucu bir ifade iken, serinleten hava nasıl da pozitif bir ifade diye geçirdim içimden.
Bugün hala lohusa depresyonunda olan yeğenime dedim, daha iyi hissetmek için dışarı çık. O da dedi tabi ki, teyze burda sizin gibi yerler yok. Biliyorum yok ama anneme gidip 1-2 ay kaldığım zamanlarda (aynı yerde oturuyorlar) çocuk(lar)la ben de hergün dışarı çıkardım. Dışarda insan hayatın sadece ev ve bebekten ibaret olmadığını görüyor.
Sonra lohusa depresyonunu yenmek için neler yapılmalı diye konuştuk biraz. Ve aklıma geldi... Son yıllarda sosyal medya, uzman bloglar vs bolca içerik üretiyor doğum sonrası periyodu hakkında. Mutlaka vardır ama orda burda karşımıza çıkan şeyler bunu nasıl atlatacağından ziyade, lohusalık böyledir/şöyledir şeklinde yazılar, anneyi anlayın destek olun minvalindeki quote’lar, merak etme bu geçecek şeklinde teselliler. Geçecek ama nasıl geçecek diyen yok.
Şimdi tavsiyeler yazmayacağım, zaten isteyen arar bulur bu konudaki bilgileri. Ama hem yeni doğum yapanlar için hem de bütün gün evde çocuk bakan anneler için; "dışarıda hayat var" 😉
En kapalı günde bile dışarıdaki ışık evdeki ışıltan katbekat iyi geliyormuş insana. Sokağa çıkmak çok güzel :)
YanıtlaSilÖyle insan o anki ruh haline göre neye ihtiyacı varsa onu görüyor dışarda.
SilHayatın her zaman dışarıda olduğuna inananlardanım. Hele çocuklar için daha çok. Sadece dışarıya çıkasıya kadar. Sevgiyle kalın.
YanıtlaSilGerçekten bizim çocuklar da, evden çıkmak bilmezler, çıkınca girmek bilmezler cinsinden. Herhalde sık sık çıkmasaydım burada tek başıma anneliğimde kafayı yerdim.
SilCok ilginc, bak simdi fark ettim evet Turkiye'de ozellikle kisin disari cikma aliskanligi fazla yok. Nedeni sadece hava kirliligi, beton kent icinde zaten uykuda olan doganin iyice kaybolmasi falan degil, insanlar soguktan korkuyor. Buyuk ihtimal amaaaan kucucuk bebegi bu havada disari cikarma demislerdir yegenine, pencere bile actirmazlar evde "ceryan" olur diye bazi yaslilar. Icim cizliyor kiz donemi lohusalarina..
YanıtlaSilAslında Bebek büyüdü sayılır 6 aylık oldu ama canı istediği zaman vur kapıyı dışarı çık kıvamına gelemedi henüz. Zamanla olacak umarım.
SilKendileri istediği kadar gezer ama küçük çocuklu anne gezemez . Niye çocuk var . Ben bakayımda 2 saat çık nefes al diyen yok
YanıtlaSilKısa süreliğine bile olsa hava almak insanı tazeliyor. Hava şartları sadece dışarıda geçirdiğimiz süreyi etkiliyor bizim ev halkı için.
YanıtlaSil