25 Kasım 2014 Salı

# Aylık Mektuplar

32. Ay Mektubu Oyun Oyun Oyun

Benim Büyük Buzz'ım

Artık beybi dönemini bıraktık, seni böyle sevmemi istiyorsun. Bu ay mektubunu iki gün gecikmeli yazıyorum çünkü gerçekten fırsat bulamadım. Son birkaç aydır devam ediyordu elbet ama bu ay en yoğun yaşadığımız şey oyun oynama taleplerin oldu. Belki de ben artık hamilelik nedeniyle zorlandığım için oyun oynayalım diye dile getirmen daha sıklaştı. Sabah gözünü açar açmaz oyun oynayalım diyorsun ve akşam yatana kadar, hatta oyun oynayacağım diye uyumak istemiyorsun. Oynarken sürekli yanında durmamı, oyuncakları konuşturmamı, senin koşturmalı coşkulu oyunlarına eşlik etmemi istiyorsun. Ve ben ne yazık ki çok zorlanıyorum. Üstelik oyun sever bir anne iken artık oyun oynamaktan sıkıldığımı itiraf ediyorum. Sürekli aynı şeyler ki oldukça yaratıcı olduğumu söyleyebilirim. Binlerce kez tekrar edince kendini tekrarlıyor ister istemez.

En çok oynadığımız oyunlar ise şöyle. Chuggington trenlerin hala favorin. Koleksiyonumuza son eklenen Dana ise yeni gözden. Onlara legolardan tüneller istasyonlar inşa ediyoruz. Evin içinde dolaştırıyoruz (4ü sana 4 ü bana) tabi ben dizlerimin üzerinde veya popo ile kaya kaya :) Oyun hamurlarından kostüm yapıyoruz onlara ama asla Dana'yı kullanmıyoruz çünkü hamur kokabilir. Oysa hamurun kokusu yok gibi birşey ancak kokulara karşı hassasiyetin devam ediyor.

Sonraa oyuncak bebeğin Ayşe ile konuşmalı oyunlar oynuyoruz. Tabi ki Ayşeyi ben hareket ettirip konuşturuyorum. Her şey yapıyoruz ayşeyle, okula gitmek, parka gitmek, otobüse binmek, sohbet etmek... gibi çoğunlukla fazla malzeme kullanmadığımız hayali oyunlar bunlar. Mış gibi davranıyoruz, elimizde olmasa da bazı nesneler varmış gibi, hayvanat bahçesine gitmiş gibi, havuzda yüzüyormuş gibi... Bu oyunlarda hayal gücün iyi çalışıyor ve teatral yeteneklerin gelişiyor.

Bunlar dışında elbet masa başı oyunlar da var. Boyamalar, stickerlar, hamurlar, kes yapıştırlar vs. Fakat son günlerin en önemli oyunu süper kahramancılık. Tam bir süper kahraman hastası oldun çıktın. Artık neredeyse hiç kızsal şeyler giymiyorsun. Bu gün okula giderken üzerinden tam 4 gündür gece gündüz çıkarmadığın Buzz tişörtün için ağladın. Çıkatmıştım, yine giydirdim :( Spiderman ve Buzz favorin, diğerlerini de biliyorsun ama ben senşn kadar iyi bilmiyorum bak. Bütün gün pelerin işlevini gören bir tülbent omuzlarında, uçup duruyorsun. Spiderman olup hiayt sesleri eşliğinde karşılıklı dövüş yapıyoruz. Kollarımız bacaklarımızı sallıyor, birbirimize temas etmeden dövüşme hareketi yapıyoruz. Arada kendini yere atıyorsun (düşmüşsün) sonra kalkıp dövüşmeye devam ediyorsun. Koltuklardan atlıyor, bir oraya bir buraya sıçrıyorsun. Ben seni bacaklarından tutup ters çeviriyorum ve örümcek adam gibi ters durmuş oluyorsun. Dövüşme esnasında avucunun içinden ağ fırlatıp beni ağlara sarıyormuşsun. İşte böyle oyunlar. Genelde kurgu sana ait oluyor, ben zavallı figüran rollerindeyim :)))

Tüm oyunları yazsam bitmez, zaten kafamı da toparlayamıyorum ama arada severek seyrettiğin oyuncak tanıtımı yapan youtube videolarından esinlenerek çektiğimiz videoyu paylaşarak bitireyim mektubumu. Bu puzzle ları yeni almıştık, sen de videodaki çocuklar gibi onu tanıtmak istedin. Burada fazla konuşmuyorsun ama bu videolardan ingilizceni geliştirdiğini ve daha çok konuştuğunu söyleyebilirim. Genelde surprise diye bağırıp ardından let's open it diyorsun. İngilizcesini sana hiç öğretmediğim kelimeleri biliyor ve söylüyorsun arada, özellikle Chanthal (babysitterımız) varken. Onunla ingilizce konuştuğumuz için sen de ingilizce katılıyorsun.

Seni çok seviyorum ve hep sana bakıyorum bitanem. Video burada


Amsterdam

1 yorum:

  1. amanın ben çok tembel bir anneyim galiba:(yarım gün okuldayım,haliyle yoruluyorum artık.evet biz de oynuyoruz ama o kadar koşturamıyorum malesef,babasıyla extrem hareketlere devam:)yabancı ülkede yaşıyor olmanız,yabancı bakıcı olayı falan süper yalnız,bizde de yle ortamlar olsa keşke.sevgiler..

    YanıtlaSil