26 Kasım 2014 Çarşamba

# dalton okullari # dalton plan

Dalton Okulları

Daha önce bu yazımda Dalton Plan okullarını ayrıntılı yazacağımı söylemiştim. Önce, Hollanda'da ilk öğretim ile ilgili kabaca bilgi vermekte fayda var. Milli eğitim bakanlığına göre, ilk öğretimde okullar dört farklı kategoride olabiliyormuş:

- Halk okulları (public schools-openbare basisscholen) : tüm çocuklara açık, herhangi bir eğitim metodu uygulamayan ve herhangi bir dini görüşe sahip olmayan okullar,

- Özel okullar (specialised schools): filozofik veya dini bir açıdan eğitim veren okullar,

- Branşlı okullar (extended schools) spor veya müzik gibi özel bir alanda daha detaylı bir eğitimi de içinde barındıran okullar,

- Genel özel okullar (general specialised schools) : bunlar da dini olmayan ama özel eğitim yöntemleri uygulayan okullarmış. İçinde Dalton okullarının da yer aldığı bu grupta, diğer eğitim metodları Montessori, Jenaplan, Steiner(Waldorf) olmak üzere dört çeşidi bulunuyor.

Aşağıya yazacağım bilgileri aldığım iamexpat.nl sitesinde bu dört eğitim yöntemini ayrı ayrı incelemişler. Kısaca bahsedecek olursam

Montessori okullarında, anahtar kelime "help me to do it myself" (tek başıma yapmam için bana yardım et) anlayışıyla eğitim veriliyor. Bu metodda çocuk, aktif bir öğrenicidir, etrafındaki herşeyi hem bilinçli hem de bilinçsiz olarak öğrenir. Her çocuğun gelişimindeki ilerleme, çocuğun kendi özgüveni, bağımsızlığı ve ilgisi kadar olur. Öğretici aktiviteler sırasında, öğretmen etkin değildir ama eğer çocuk ihtiyaç duyarsa kılavuz olur, rol model olarak yol gösterir. Çocuk çalışma konularını seçmekte özgürdür ve öğretmen, seçtiği o konuyu bitirmesi için yeterli zaman verilmesini sağlar.

Dalton okullarında, anahtar cümle ise "Learn to take responsibility of your own learning" (kendi kendine öğrenmek için sorumluluk almayı öğren) şeklinde. Soruşturmalarımız sırasında bu bize özellikle vurgulanmıştı, çocuklar Montessori'de olduğu gibi öğrenecekleri konuları kendileri seçiyorlar ancak bunu belirli bir plan dahilinde yapmayı öğreniyorlar.

Bu noktada Dalton Planı hakkında yazılmış bir kitaptan kısa bir tarihçesine yer vermek iyi olacak, zira metodun anlayışı ile ilgili bilgi veriyor.

Bu plânın kısa bir tarihçesi vardır: Bir gün, Miss Helen Parkhurst trenle seyahat ederken kompartımanda bir şimendifer memuru ile karşılaşıyor, konuşuyorlar. Memurun şu sözleri dikkatini şiddetle çekiyor ve kendisini düşünmeye sevkediyor. Memur anlatıyor: “Bilmem, inanabilir misiniz; 80 yıl önce yapılmış ve işlemeye başlamış olan trenlerimizde, ancak şimdi terbiye ve talim, körü körüne inzibat ve istinafsız bir tenkid usulü tatbik edilmeye başlanmıştır. Önceleri biz, bizi memnun etmeyen işçileri sadece azlederdik. Fakat şimdi, biz onları anlamağa, tanımaya çalışıyoruz. İşler de, eskisine kıyas kabul etmeyecek ölçüde iyi ve daha iyi gidiyor.”

Bu sözleri işiten ve o sıralarda, okul sistemlerini ıslâh etmekle meşgul olan Miss Parkhurst, memurun sözlerini dikkatle dinliyor ve bu sözlerin taşıdığı mânayı tahlile geçiyor. Az sonra tren, bir iş yapmakta olan bir işçi grubu yanından geçerken, memur tekrar söze başlıyor: “Bakınız bu işçilere! Onlar, işlerinin en iyi bir tarzda nasıl bitirileceğine dair hiçbir fikir ve görüş sahibi olmadan çalışıyorlar” diyor. O zaman Parkhurst, atılıyor ve “Niçin?” diye soruyor. Memur, karşılık olarak diyor: “Çünkü her şey ustanın elindedir. Onun vazifesi, işçiler yerine düşünmek ve emretmektir. Bir işçi, düşünmek ve fikrini söylemek isterse, bu; ustanın canını sıkar. Çünkü usta, bir işin nasıl yapılacağına dair başkasının fikrini ve reyini almaya tahammül edemez. Böyle bir işçiyi derhal azleder. Halbuki gerçekte, her işçi yaptığı işe, hakikaten kendi işi gibi bakar ve o işin mes'uliyetini üstüne alırsa, işler ne kadar iyi, hatasız ve istekle yapılmış olurdu!. O zaman, usta veya işçiyi idare eden adam; işçiyi kovalayan, zorlayan değil; işçiye yardım eden bir şahsiyet olurdu.”

Dalton Planı, Maria Montessori'den etkilenmiş ve şu üç esasa dayandırılmıştır.
• programı her çocuğun ihtiyaç, ilgi ve yeteneğine göre adapte etmek
• hem bağımsız hem de ortak çalışmayı geliştirmek
• çocukların sosyal becerilerini ve diğerlerine karşı sorumluluklarını arttırmak.

Dalton Planında her çocuk kendi hızında çalışır ve ihtiyaç duyarsa öğretmeninden bireysel yardım alır. Bildiğimiz anlamda bir sınıf formu yoktur. Öğrenciler bir çalışma planı oluştururlar ve bu süre içinde çalışmalarını bitirirler. Erken çocukluk döneminden itibaren, kendi eğitim planlarını yapmaya teşvik edilir ve bunu yaparken ilgi alanlarını nasıl bulacaklarını ve nasıl sürdüreceklerini keşfederler.

Dalton Planda okul çalışmalarının bileşenleri :  Her çalışmada üç önemli bileşen bulunur.


The House (ev olarak çevirmedim çünkü yaşadığı yeri değil okuldaki çalışma odasını kastediyor)
Her bir Dalton öğrencisi için, House temeldir ve bir danışmanı vardır. Bu danışman okul ve ev arasında ilişki kuran anahtar kişidir. Yeni başlayanlarda (ilk birkaç yıl) House içindeki tüm öğrenciler aynı yaştadır, ilerleyen dönemlerde farklı yaşlardan çocuklar bir arada bulunabilir.

› Mukavele (görev-assignments)
Mukavele, bir çocuk ile öğretmen arasındaki bir kontrakttır. Günlük sınıf çalışmaları ve uzun dönem proje ve ödevleri için genel bir yükümlülüğü ifade eder. Dalton mukavelelerinin temel özelliği, zaman yönetimi ve organizasyon becerilerini geliştirmesini desteklemek ve bunu yaparken de öğrencilere bireysel sınırlarını geliştiren, özel ihtiyaçlarını görmesini sağlayan fırsatlar sunmaktır.

› The Lab
Lab ile, öğretmen ile öğrecilerin bire bir veya küçük gruplar halinde çalışması kastedilir. Bu oturumlarda ilgili konu hakkında sorular sorulur, tartışılır, açıklığa kavuşması gereken yerler varsa araştırılır ve o konudan itibaren geliştirilen çocukların araştırabileceği yeni yaklaşımlar keşfedilir.

Dalton Planı Hakkında Kişisel Görüşlerim:

Henüz kızım okulda okumaya başlamadığı için, görüşlerim sadece tanıtım gezisinden ve müdürle yaptığımız konuşmalardan ve gelip geçerken camdan gördüklerimden ibaret olacak elbette. Dışardan ilk bakıldığında farkettiğim çocukların mutlu ve oldukça rahat göründükleriydi. Istedikleri gibi dolaşıyorlar (sınıf dışında bile) ancak bu dolaşma amaçsız veya kaytarma şeklinde değil. Birşey alıyor, getiriyor veya yapıyorlardı. Bir grup çocuk tamamen ortalıkta olan bilgisayarlardan araştırma yapıyor, ancak aşırı bir gürültü duyulmuyor, kimi çocuklar yaklaşan noel sebebiyle craft işleri yapıyorlardı. 

4-12 yaş arası icin bütün siniflari gezdik. Sinifta oturma duzenleri belli bir yonde degil, karisik ve genelde merkeze donuk. Ust yaslarin siniflarinda bir kisilik siralar vardi. Anaokulu kisimlarinda simdi gittigi oyun okulundaki gibi cesitli malzemeler, oyuncaklar, farkli ilgi alanlari icin farkli aktiviteler bulunuyordu. Her cocugun haftalik (veya o is icin uygun zaman araliklari icin) planlanmis gorevlerini yapip yapmadigini gosteren tablolar bulunuyordu. Bu kisimda biraz daha detayli bilgi verdi mudur ama ben fazla takip edemedim dogrusu.

Girdigimiz bir anaokulu donemi sinifinda cocuklar cok asiri sessizdi. O kadar konsantre calisiyorlardi ki mudur, sayilari yazmaya calistiklarini ve bunun cok ciddi bir is oldugunu soyledi gulerek :) Gercekten yaptiklari isten cok cocuklarin tavirlarindan etkilendigimi soylemeliyim. Daha buyuk siniflarda cocuklar derse cok etkin sekilde katiliyor, kimi zaman sunum yapiyor kimi zaman tartisma yapiyorlardi. Ust siniflarda cocuklar yukarida yazdigim gibi karma yas gruplarindan gibi gorunmuyordu zira hepsi en bastan itibaren ayni okulda olduklarindan belki de benzer ilerleme seviyesinde gidiyorlardi.

Ozellikle kucuk ogrencilerin oynadigi bahcede cok sayida aktivite imkani var. Cok ilkel sekilde yapilmis bisiklet, scooter gibi araclar, tirmanma, kayma alanlari vs. Buyuk bir park gibi. Bunun disinda hemen ayni kampuste olan yuzme havuzu ve spor salonlarina sinifca gittiklerine cok sahit oldum kizimi goturup getirirken. 

Montessori gibi yontemlerde klasik egitim almis biri olarak beni rahatsiz eden bir konu vardi. Cocuklar ilgi alanlarina gore ogrenecekleri konuyu seciyorlar ya, neyi ogrenecegini nereden bilecek, bilginin surekliligi nasil saglanacak, bilen birinin baslangicta konulari soylemesi gerekmez mi gibi dusunceler geciyor kafamdan. Mesela cocuk hic matematige ilgi duymuyorsa hic ogrenmeyecek mi, fenden haberdar olmayacak mi gibi. Ben de hangi dersleri ogreneceklerini sordum pek tabi ki. Okuma yazma, sosyal dersler, tarih, matematik agirlikli imis ve temel duzeyde de fen varmis, ayni bizim ulkemizdeki ilk ogretimde oldugu gibi. Ancak yonlendirmeler nasil yapiliyor, konulari ogretmen mi dagitiyor, surec nasil isliyor hic bilmiyorum. Yasayinca gorecegiz. Ancak yine hem bu okula gidenlerden hem de Hollanda icindeki okullarin akademik basarilarini kiyaslayan sitelerden gordugumuz kadariyla, bu okuldan mezun olanlarin akademik basarilari iyi duzeydeymis. Ustelik cocuklar her odevi, arastirmayi kendi kendine yapmayi ogreniyorlarmis.

Diger iki egitim metodundan da kisaca bahsedecek olursam
Jenaplan; Peter Petersen isimli bir Alman tarafindan gelistirilmis ve daha cok bir komunite anlayisina sahip egitim planiymis. Cocuklar yaslarina gore siniflara ayrilmaz, 4-6, 6-9, 9-12 yaslarini iceren uc sinif bulunur. Cocuklar pedagojik aktivitelerle egitilir, her cocugun grup icinde goruslerine ve cevaplarina saygi gosterilir. Bu okullar hakkinda tam bir gorus edinmek icin en azindan tum gun boyunca kalinan bir ziyaret tavsiye ediliyor.

Steiner (Waldorf ) okullari hakkinda, onceden yaptigim arastirmalar dolayisiyla (bu konuda alternatif annede guzel yazilar var biri burda, digeri burda)  bir antipatim olusmustu, bu yuzden bir secenek olarak hic dusunmedim. Zaten tum bu okul cesitlerini secerken de mesafe bizim icin oncelikli tercihti. Dolayisiyla yakinimizda bir Dalton okulu olmasaydi, ozellikle ona yazdirmak icin ne kadar caba gosterebilirdik su an kestiremiyorum. Saniyorum yakinimizda boyle bir okulun bulunmasi biraz da Helo'nun kısmeti oluyor. Son olarak bu okulun özel bir ücrete tabi olmadığını da söyleyeyim.

4 yorum:

  1. Montesori ve Waldorf'u duymuştum ama Dalton'ları duymamıştım :) Ücretsiz olması gerçekten Türkiye ile kıyasla oldukça farklı..Bizde her şey özel, her şey para çünkü ne yazık ki...
    Umarım ailecek çok seversiniz yeni okulu

    YanıtlaSil
  2. Son yazınızda verdiğiniz link ile ulaştım bu bilgilendirici yazınızla. Montessoriyi ve Wandorfu duymuştum ama Dalton hakkında fikrim yoktu. Benim bebeğim henüz 5. ayında:) Ama araştırıp bilgi edinmek iyi oluyor. Türkiye'de Dalton eğitim sistemini benimseyen okul var mı incelemek lazım.

    YanıtlaSil
  3. benden sizlere tavsiye ben küçük yaşta biriyim yani lise çağı demem yeterli olacaktır ve babam bu dalton okullarını Türkiye ye taşıyor Türkiye de bir ilk sizinde dediğiniz gibi ama bu işi çocuklar için Türkiye de iyi yerlere gelmek icin bu adımı attılar

    YanıtlaSil
  4. okul tamamen bir eğlence merkezi. Liseler öğle teneffüslerinde hoparlörlerden şemmamme açıp halay çekiyordu, ortaokul ise telefonda oyun oynuyordu (açıldığı ilk dönem telefonlar serbestti). Ve hayatımda aldığım en rezalet notla oradan ayrıldım ve müdür vb. Şeyler yalan kurumsal bir yer de değil. Sadece yemekleri güzel. Ve ingilizce odaklı da değil. Tavsiye etmem.

    YanıtlaSil