21 Ekim 2020 Çarşamba

Kisa Not 2

Ekim 21, 2020 8 Comments

 Siz de farketmissinizdir son zamanlarda ozellikle sma’li cocuklar icin bagis toplama kampanyalari cogaldi gibi geliyor bana. Umarim hepsi sifa bulur tabi, gordukce uzerime duseni yapmaya gayret ediyorum fakat bu yazinin konusu bu degil.


Konusu, yine sosyal medyada cokca gordugum bir uygulama. Online egitim verenler veya satis yapanlar, hediye verenler falan diyor ki su su kampanyalara bagis yapin, dekontunu bana gonderin, o urunu gonderecegim / online derse katacagim seklindeki yaklasim. Bu tip seyleri gordukce tam adini koyamadigim bir huzursuzluk sariyor icimi. 


Dusunuyorum. Bu teklifi yapan kisi (satici diyelim), bunu ilan etmeden yapsa, yani aldigi parayi hic duyurmadan direkt bagislasa olmaz miydi? Boyle duyurdugunda ayni zamanda bir imaj da cizmis oluyor,  samimi olabilir ama olmayan da vardir, diyor ki bakin ne kadar iyi bir insanim, duyarliyim, haydi benden satin alin (beni populer yapin) vs vs 


Bagis yapip o hizmeti alan kisi (alici diyelim) ise soyle dusunuyor olabilir. Ben zaten o urunu/hizmeti istiyordum, bagis da yapmak istiyordum boylece bi tasla iki kus! Harika! Tabi bu durumda yapilan bu iyilik gercek bir iyilik oluyor mu, hani karsiliksiz olmasi falan filan...


Diger yanda ise gercekten bu paraya muhtac biri var. Icinde ne kadar yalan dolan olsa da bu para ona lazim. Dolayisiyla eger daha fazla katki saglayacaksa, bir hayata umut olacaksa neden olmasin? Her yol mubah degil mi? Ortada bu kadar buyuk bir sonuc varken, kimin ne yaptiginin, ne kadar samimi oldugunun irdelenmesine gerek var mi? 


Hala hangi fikre yakin durdugumu bilmiyorum, bu yuzden sizlere soruyorum. Sebebi ise bir suredir delicesine urettigim yastiklari, verdigim emegi anlayan kisilere hediye etmek istemem. Cunku bazen uzun emekler vererek yapilan hediyeleri atil durumda gormek aci verici oluyor. Iste bu yuzden ben de acaba yukarida elestirdigim yaklasimi uygulasam mi diye dusunuyor ama karar veremiyorum. 

20 Ekim 2020 Salı

KG 107+115 = 222

Ekim 20, 2020 2 Comments

Korona gunluklerini yazmayi birakali cok oldu ama merak edip bir bakayim dedim kac gun olmus, ve karsima 222 cikti, gulumsedim. 222 gundur hayatimizda olan korona icin, bu sabah hollandaca hocama soyle dedim. Baslardaki endiseli halimle simdiki umursamaz halim arasindaki farki gorunce sok oluyorum. Hepimiz icin bu durum normale donusmeye basladi, hatta artik gelen haberlere gecmis olsun deyip geciyoruz. Boyle yazinca kulaga cok aci geliyor ama onlemleri alip yasamaya devam etmekten baska yapacak sey yok.


Gectigimiz hafta turkiyede okullarin acilmasinin ardindan, instagramda bizim okula gecis surecimizle ilgili sorular alip bilgiler paylasmistim. Onlari asagiya da gorsel olarak ekleyecegim ancak sunu soylemek istiyorum ki, turkiye nispeten okullari gec baslatan bir ulke olarak biraz avantajli. Daha onceden dunyanin bir cok yerinde okullarin acilmasiyla birlikte gelisen durumlara bakip onlemlerini alabilir, yani onunde bir cok ornek var. Bizim durumumuzda hollanda neredeyse ilk once okullarin acildigi ulkeydi ve nasil endiselendigimizi size anlatamam. Fakat aylar boyunca (yaz tatili oncesi iki ay, yaz tatili sonrasi iki ay) coronali donemde okulu tecrube ettik ve onlemlerin yeterliligini veya yetersizligini gozlemledik. Nitekim turkiyede aciklanan okul onlemleri de bizimkilere oldukca benzer duzenlenmis, hatta tedbirler biraz daha fazla, bu durumda okullarin acilmasinin cocuklarin daha uzun sure evde kalmasindan faydali olacagini dusunuyorum ben. Cunku bu viruse karsi en temel ve birinci kalkanimiz bagisikligimizdir ve surekli evde kalmak bagisikligimiz icin hic de iyi bir yol degil. Hepimiz bir sekilde hayata yeniden dahil olup, mental ve fiziksel olarak saglikli kalmaya ugrasmaliyiz. 


Hollanda'da su anda ikinci dalganin vurgunu altinda ve gunluk vaka sayilari, ilk dalganin kat kat ustune cikti. Ve bu yuzden gecen hafta kismi karantina uygulamasi baslatildi. Fakat bu ikinci dalga okullarin acilmasiyla baslamadi. Ozellikle okullar acildiktan sonra daha ucuz oldugu icin tatile giden genc ve cocuksuz nesil, eylul ayini tatillerde gecirdi ve dondukten sonra yine onlarin rahatliklari yayilmayi arttirdi. Bir diger etken de havalarin sogumaya baslamasi oldu ki ozellikle hafif gecirilen vakalarda, insanlarin soguk alginligi zannedip onlem almamasina sebep oldu. Gercekten basit bir soguk alginligi gibi gecirilen vakalar duydum. Turkiyede ise kis tam anlamiyla gelmedigi icin bence orada henuz o doneme girilmedi. Dogrusu bu konuda da onlemler alinsa iyi olabilir, en ufak bir sikayette ise/okula gidilmemesi hemen test yapilmasi gibi...


Kismi karantinamizda, acik olan restoran ve eglence yerleri 4 hafta sureyle kapatildi (eve servis ve al git serbest); bu gune kadar hic zorunlu olmayan maske uygulamasi kapali mekanlarda siddetle tavsiye edildi (hala zorunlu degil ama cogu kisi takiyor), spor musabakalari iptal edildi ve bir araya farkli evlerden maksimum 3 kisi gelecek sekilde sinirlandi, mecburi durumlar disinda herkes evden calisacak kurali geldi. 


Okullar ise tam zamanli olarak acik. Universiteler cogunlukla online devam ediyor, liselerde ise sinif disinda (icinde degil) maske zorunlu. Ilk ogretimde okuyan bizim cocuklarin aktiviteleri normal sekilde (maskesiz) devam ediyor. Yine birbirlerine oynamaya gidip geliyorlar ve okulda- sinifta da herhangi bir mesafe kurali yok. 


Biz sahsen onlemlerimize yine aynen devam ediyoruz ama ilk baslardaki panik halimiz yok. Haftalik alisverisimizi haftada bir gun marketin en bos oldugu saatlerde yapiyoruz, keyfi magaza gezintilerine gitmiyoruz, ayda bir daha buyuk bir carsiya yine bos bir saatte gidip market harici ihtiyaclarimizi aliyoruz, onun disinda online siparisler veriyoruz, cok kalabalik ortamlara girmiyoruz ama belli basli tanidiklarla gorusuyoruz. Daha cok ev ve acik hava odakli geciyor hayatimiz.


Gecen hafta okul bir haftalik sonbahar tatilini yapti ve bitti. Bir hafta evde olan cocuklarim yeniden okullarini cok ozlediler. O zaman karantinanin ilk zamanlarinda evde kaldigimiz sureleri hatirlayip bir kez daha nasil yapmisiz diye hayret ettim. Elbet insanoglu yeni sureclere kolay alisiyor ama gun gelecek turkiyedeki cocuklar da veliler de yeniden okula gitme fikrine alisacaklar yeniden eskisi gibi hissedecekler. Simdiden nasil gelisecegini ongormek zor ama her degisim cozumunu de beraberinde getiriyor. 


Hollanda'da yasayan ve burada bir universite hastanesinde doktor olan Tomris Cesuroglu (instagramda @sutdoktorum) instagram hesabinda okula gecis sureciyle ilgili cok guzel yazilar, videolar, canli yayinlar paylasti, paylasiyor. Sahsen ben onun videolarindan sonra uzerimdeki panigi attim bu yuzden onun paylasimlarini izlemenizi tavsiye ediyorum. Hem bir anne hem de doktor olarak soyledikleri cok guven verici.

Saglicakla kalin. Sevgiler...















19 Ekim 2020 Pazartesi

Kisa Notlar 1

Ekim 19, 2020 7 Comments

 {uzun zamandir yazmadigim icin anlatacak cok seyim var ama ara sira bazi notlar almak istiyorum buraya, bu yazi o yuzden kisa olacak}


yillar boyu hep hazir cevap bir olamadigim icin kendime kizdim durdum. olaydan sonra basa gelen aklima, simdi siralarsin tabi, neden o zaman aklima gelmedi, yuzune cat cat soyleseydin de boyle kirilip kalmayaydin diye azarlardim kendimi. yine bir kac gun once boyle bir hal sonrasi -esimin sayesinde-farkettim. normal olan, olmasi gereken buydu zaten...


bir saldiri konusmasini ele alalim. saldirgan soyleyeceklerini onceden planlamistir, zaten saldirma amacindadir. kurban ise olaydan habersiz. ilk saldirgan sozler agizdan dokuldugunde, kurban neye ugradigini sasirir, once saskinlik sonra kizginlik, kirginlik, uzuntu, belki suclu hissetme gibi konusmaya gore degisse de birbiri ardina bir suru duygu gecisi yasar. ve bu duygular bizi kapana kistirir, yani duygu bedeni esir aldiginda mantik is out of order -devre disidir-. o anda icinde bulundugumuz duygu ne ise agzimizdan o cikar, ozur veya kufur veya gozyaslari fiskirir. her neyse...


olay bitmis duygular sahneden cekilmistir ve mantik bize cok zekice cevaplari sunmaya baslamistir. gercekten oyle deseydim kalakalirdi, bu laflarin hicbirini edemezdi deriz, kafamizda milyon tane saldiri cumlesi dusunur, pisman oluruz.


iste orda dur..

sen zaten olmasi gerekeni yaptin, duygularinin dogurdugu tepkiyi verdin, saldirgan istedigini aldi gitti belki ama zaferi aldatici bir zafer. cunku zaten oyunun en basinda bir haksizlik vardi. biri savasa hazirlandi, digerinin savastan haberi bile yoktu.


peki nasil oluyor da bazi kisiler hazirliksiz savaslara bile hazir, cat cat yapistiriyor cevabi? bu kisiler neden bu beceriyi edinmis bir dusun? cok mu savasa maruz kalmis, yoksa duygularini cok mu saklamis? belki de bunlar sebep degildir ama gercekten duygu-mantik gecisini hizli yapiyordur, dnasinda vardir falan. bilemiyorum tabi.


fakat duygusal olmak kotu birsey degil, hatta herseyin dijitallestigi dunyada dijitallesemeyen tek sey olarak duygu, elimizde kalan son zenginlik.


bundan sonra duygularimi hedef alan saldirilardan sonra kendimi suclamayacagim. duygularim benim zenginligim. varsin saldirgan, yalanci zaferiyle kendini kandirip gitsin. 


kisa dedim ama yine uzun oldu.

kib.bye.