Geçen hafta hayatımızda yeni bir döneme girdik: artık bir babysitter ablası var kızımın! Yaşasın!
Aslında ne ev işlerinde ne de çocuk bakımında bir yardımcı ile çalışacağım hiç aklıma gelmezdi. Ben, 'her işi kendim yaparımcılar'dan biri olarak doğrusu buna da direndim. Fakat hamileyken ev-çocuk bakımı gibi işlerin hiç de kurduğum kadar kolay olmadığını feci şekilde tecrübe ettim. Bu hamileliğim ilkinin yanından bile geçmiyor, öncekinde meğer ne kadar çok boş vaktim varmış.
Kızım uzun zamandır gündüz uykusu uyumuyor (bu sıralar geri döndürmeye çabalıyorum ama kısmen başardım henüz daha tam çözemedik). Bütün gün onun yanında oturmamı oynamamı istiyor. Son zamanlarda yemek bile yapamaz olmuştum. Çevremizde annem ablam veya komşularım falan olsa, onlar geldiğinde biraz göz kulak olurlar bu sırada çorbamı falan yapabilirdim belki ama o da yok tabi. Ev temizliğinden zaten çoktan vazgeçmiştim, ancak hafta sonları babası varken yapabiliyoruz.
Tabi gün içinde neredeyse hiç oturmuyorum, otursam da dinlenecek gibi değil, kaçamak oturuşlar. Şimdilik haftada üç yarım gün okula gidiyor ve o günler nispeten daha kolay geçiyor. (Okul toplam 3 saat sürüyor yolda geçen zamanı çıkarınca bana kalan 2,5 saat oluyor) En azından yemek yapabiliyor biraz etrafı toplayabiliyorum. Vakit kalırsa da kahveli sütümü içebiliyorum (hamileyken fazla kahve içmiyorum kafeinsiz kahve kullanıyorum süte de)
Fakat okula gitmediği zamanlar feci yorucu oluyor. Türkiyeden gelir gelmez babysitter aramasına başlamıştık. Niyetimiz okula gitmediği günler 3 saatliğine bir oyun ablası gelsin, Hollandaca konuşsun ve ben de biraz dinleneyim veya diğer işlerimi yapabileyim. Yaptığımız bir kaç görüşme,bizim istediğimiz ve onların müsait olduğu zamanların tutmaması yüzünden olumsuzdu. Son görüştüğümüzle de anlaşınca kaçırmak istemedik ve geçen hafta hemen başladık.
Hollandada hizmet veren oudermatch.nl isimli bir siteden, bulunduğumuz konuma ve özelliklerine göre babysitter araması yaptık. Şimdiki kız çok tecrübeli değil ancak uygun birini bulmanın öyle kolay bir iş olmadığını anlayınca, aynı zamanda evde ben de olacağım için fazla incelemedim. Önemli olan güleryüzlü sorumluluk sahibi biri olmasıydı, beklediğimizden de iyi çıktı.
Bu günle birlikte beraber geçirdiğimiz üç günün sonunda Helo'nun onu çok sevdiğini, hatta hep kalmasını istediğini söyleyebilirim. Şimdilik ben neredeyse sürekli yanlarındayım ama ara sıra iş bahanesiyle yalnız bırakmaya başladım kısa sürelerle. Onlar aralarında hollandaca konuşuyor ( helo konuşamıyor tabi) o türkçe derdini anlatmaya çalışıyor, ben çevirip ingilizce kıza söylüyorum, o da benimle ingilizce konuşuyor. Helocumla da konuşurken bazen ingilizce karıştırıyor cümlelerinin arasına. Dışarıdan bakıldığında karman çorman bir iletişim gibi görünüyor. Fakat hayretler içinde görüyoruz ki (buna kız da şaşırıyor) Helo, hem hollandaca hem ingilizce anlıyor. Zaten ingilizce biraz biliyordu, ben de sık sık komutlarımı ingilizce ve türkçe tekrar ediyorum. Hiç hesapta yokken ingilizceyi de araya katmış olduk. Gerçi hollandacaya alışınca vazgeçebilir ama mühim değil. Şimdilik birbirlerini basitçe anlayacak kadar hollandaca öğrensin yeter. Okul ve babysitter sayesinde her gün 3 saat hollandaca duymuş oluyor. Her halde çok uzun sürmez anlamaya başlaması. Gün içinde biz de beraber öğrendiğimiz kelimeleri tekrar ediyoruz. Evet ben de öğrenmeye başladım sayesinde :) Ancak şu gırtlaktan çıkardıkları sesi çıkarabileceğimi hiç sanmıyorum.
Ne diyordum, eminim ilerleyen günlerde birlikte daha çok vakit geçirebilecekler ve benim de yüküm azalacak. Yoksa artacak mı demeliyim :) Koca göbeğimle hareketlerim zamanla daha da kısıtlanıyor. Daha çok dinlenmeye ihtiyaç duyduğum zamanlarda ve eğer gerekirse acil durumlarda babysitterdan destek almamız iyi olacak. Şimdiden başlamalıydık ki birkaç ay içinde hem biz hem de kızım tanıyıp güvenebilecek duruma gelelim. Doğumdan sonra da yardımı olur herhalde. Üstelik de ilginç bir tesadüf oldu ki bu kız doğum sonrası eve gelip bebek ve anne ile ilgilenen hizmet hemşiresi olmak istiyor. İlk tecrübesini de yaşamasına vesile oluruz belki :)
Sakın vazgeçme ve kızı da kaçırma. Kahramanlığa geçrekten hiç gerek yok canım zaten kahramansın
YanıtlaSilHerhalde bir daha geri dönmem mecbur kalmadıkça bunun keyfi de başka bi güzelmiş
SilBizim de bu sene bir ablamız oldu. Doğum izninin son bir ayını beraber geçirdik. Keşke hep beraber geçirseymişiz. Hakikaten herşeyi kendim yaparımcıların başının göğe ermediğini gördüm.
YanıtlaSilBizim ablamız pek alışamadı ama bebişimizde bir sıkıntı yaşamadık. Ablamız anneanneci olduğundan bakıcı kavramı ona ters geliyor. Şimdilik.
Düşün şu anda aldığım destek aslında pek yok gibi olmasına rağmen bu bile nasıl da farketti bilsen
SilYeni döneminiz hayırlı,uğurlu olsun!!!! Biz herşeyi kendim hallederimciler olarak canımızın kıymetini bilmeyiz ama sen kıyısından köşesinde yakaladın keyfini çıkar.
YanıtlaSilUzat ayaklarını iki dakikalık bir işim vardı diyerek!!! Helocum'da çaktırmadan 1 değil 3 dil öğrensin.
Keyfiniz bozulmasın hiç...
İnsallah canım sen de tr ye gelince sakın ola ihmal etme destek almayı
Siltüten ne güzel söylemiş, kahramanlığa hiç gerek yok:)
YanıtlaSilÖyle elbette ancak her zaman kahramanlık yapmak keyfiyetten olmuyor. Kimi zaman şartlar imkanlar mecbur bırakıyor
SilÜzerinden yük kalktıgına cok sevindim. Babysittera da icin ısınması seni dahada rahatlatmistir. Cok sevindim. Bakalım nasil gececek günleriniiz
YanıtlaSilBakalım inşallah çok uzun sürmez anlaşmaları ayşecim
SilYeni doneminiz hayirli olsun canim benim. Helo nun keyfine diyecek yok gibi maasallah keyfiniz daim olsun :)
YanıtlaSilNes
Çok eğleniyor da bir o kadar alıngan. Sevdiği kişiler olumsuz birsey söyleyince çok alınıyor çocuklar ya gecen gün ablası uyarıda bulundu hemen küstü :(
SilÇok iyi bir iş yapmışsın Gece :) Tam dili kapma yaşında ne kadar çok dil duyarsa o kadar iyi. Senin de biraz olsun soluk alacak zamanın olur bu sayede. Bu arada Hollandalılar hep aynı yaaa, iri yarı güler yüzlü, çocuk şen :) Hollanda'da 1,5 sene yaşadım, dili kapmıştım ama o "G" yok mu o "G" :D
YanıtlaSil