Dün okula gidişi de dönüşü de keyifliydi çok şükür. Artık alıştı sanırım. Her gün bir iki hollandaca kelime öğreniyor. Gün içinde bana bir şeyler söylüyor, bilmediğim ve biraz da düzgün söylemeyediği için ben anlamıyorum tabi. Sonra şu demek diye açıklıyor. Dün kalem ve bacak öğrenmiş mesela. Gün içinde okulda neler yaptığını çok merak ediyorum. Bazen çok anlatıyor her yaptığını, bazen hiç. Dün heyecanla anlattığı şey ise beni epey duygulandırdı: " anne bir çocuk elimi tuttu, ama sıkı sıkı tuttu hiç bırakmadı" dedi. Elele tutuşup ne yaptınız diye sordum, " hiiiç öyle durduk"
Herhalde bir şey için sıra beklerlerken elele tutuştular. Arkadaşının onun elini tutması çok hoşuna gitti sanırım anlatırken çok heyecanlıydı. Bu güne kadar ara sıra istanbula gidip de gördükleri ve parkta vs rastlayıp biraz oynadıkları dışında hiç arkadaşı olmadığı için arkadaşlık kavramını yeni tadıyor ve onun için çok mutlu olmuş. Canım kızım...
Bir diğer anımız da dünkü yazımdan sonra aklıma geldi. İstanbulda kaldığımız sürece her sabah dedesiyle haşlanmış yumurta tokuşturdular. Tabi bu sırada, acaba yumurtadan ne çıkacak tarzı konuşmalar da oldu. Dedesi benimkinden kuş çıkacak mı bakalım diye sorduğunda, "hayıy kuş yumurtaları kuçuk olur" şeklinde itiraz etti. Bir sabah yine babam sordu:
-Dila, yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan çıkar?
- Yumurta tavuktan çıkar.
- A neden tavuk da yumurtadan çıkar.
- hayıy yumurtadan tavuk çıkmaz civciv çıkar
diyerek yumurta-tavuk paradoksuna çözüm getirmiş oldu. Koca tavuk yumurtadan nasıl çıksın değil mi ama :)
ahahah akıllı kuzum. Maşallah okula alışması üstelik onun dilini konuşmayanların içinde bulunması harika. Aren zerre alışamadı
YanıtlaSilUmarım yakında çözülür arenin sıkıntıları da :(
SilMasallah kuzuyaaa. Cok akıllı. Cabuk kapıyor. Aferin ona. Cok iyi bir abla olacak birde.
YanıtlaSilNokta :)
YanıtlaSil