Acemi annelikte ilk aylarda her yeni şey büyük bir olay haline geliyor, olması da çok normal zaten. Bir süre sonra anne-bebek arasındaki uyum kurulmuş, boş zamanlarında biraz daha farklı şeylere kucak açmış oluyorsun. Eskisi gibi bebeğin yememesi içmemesi, uyumaması, bir gün deli bir gün süt liman olması gibi durumlarda akışına bırakmayı, hepsinin geçeceğini biliyorsun.
Yalnız başıma doğum yapmış ve tüm tecrübelerimi yalnız yaşamış biri olarak; yaşadığım ülkelerdeki (slovakya ve hollanda) annelerin rahatlıkları, daha ilk andan itibaren normal hayatlarına devam ediyor oluşlarını çok yadırgardım. Sürekli gözlemledim ve üzerinde düşündüm neden böyle diye. Özellikle Hollanda'da az yaş ara ile çok sayıda çocuk sahibi oluyorlar. Mesela dünkü oyun grubunda (seviye atladık yeni çocuklar yeni anneler var) benden başka herkes çift çocukluydu. Üstelik bir tanesi dokuz aylık hamileydi ve oğlunu gruba getirmişti. Daha önceki gruplarda da gördüğüm kadarıyla hiç biri benim kadar dikkat kesilmiyorlar. Bazen Helo bir yere tırmanırken düşmesin diye içimde bir şeyin beni koşup tutmaya meylettiğini farkediyorum ve buna engel olmak için oturduğum yere sımsıkı yapışıyorum. Deneyip tecrübe etmesine izin vermem, kendi hatalarını ve doğrularını biriktirmesi için fırsat yaratmam lazım.
Neden bu kadar üzerine düşüyorum(z) meselesini Aylin Anne'nin şu yazısını okuyunca anladım. Ebeveynlik krizi nasıl aşılır (http://m.hurriyet.com.tr/kose?article=25632813&id=482) Buradaki açıklamaya göre, özellikle göçler nedeniyle anne babaların ebeveynlik tecrübesini yalnız yaşamaları, nesilden nesile aktarılan bilgilerin kesilmiş olması, çevrede büyükler olmadan çocuk büyütmek gibi nedenler sıralanmış. Çevremizde büyüklerin, çocuklu ailelerin olması sadece onlara fikir anlamında danışma yoksunluğu değil, daha bebek sahibi olmadan önce diğer çocuklu aileleri görüp kafamızda düşünce olarak "bebek olunca hayat devam ediyor" fikrinin oluşamaması anlamına da geliyor. Gerçekten yabancılarla kıyaslayınca, bu farkın asıl etken olduğunu anladım. Çoğu ailesiyle yakınlarıyla aynı şehirde yaşıyor (göç etme ihtiyaçları yok) ve her zaman onlardan destek alıyorlar.
Hemen yan komşumun 4 yaş ve 11 aylık torunları var. Küçüğünün büyümesinin neredeyse çoğunu görmüş oldum. Bunlar son derece neşeli, gezen ve yaşamlarından geri kalmayan bir aile. Annesi bebeği her gün bir kaç saatliğine ananeye getiriyor, bu arada başka yerlere gidiyor. İlk aylarda dahi ufacık bebekken bile geziyorlardı.
Bu çocukların üzerine bizim kadar düşülmediği için güzel bakılmıyor, saldım çayıra mevlam kayıra anlaşıyı hakimdir diye çamur atası geliyor insanın ama öyle değil. Genelde Almanların soğuk ve disiplinli ebeveynlik yaptıkları söylenir ya (hollandalılar için ne derler bilmiyorum) ancak hem slovakyada hem hollandada (ve hatta oyun grubunda bolca expat olduğu için japon, çinli, hintli, fransız, ispanyol) anne babaların gayet de güzel baktıklarını, bizim gibi sevip ilgilendiklerini görüyorum. Belki de genelde bizim yaşlarımızda olduklarından bu nesil ile ilgili bir durumdur veya benim karşıma çıkanlar hep iyilerdir bilemeyeceğim.
Velhasıl kelam, aşırı kontrolcü anne havasından uzun bir zamandır uzaktayım. Şimdi daha çok çocuğumu gözlemlemek, motive etmek, gerektiğinde kendi başının çaresine bakması için ufak alıştırmalar yapmak ve onunla birlikte olduğumuz zamanları keyife dönüştürmek ve anı yaşamak için uğraşıyorum. Zannediyorum ki başka bebeğim olursa, bunu farkettiğim için aynı yabancılar gibi en başından itibaren böyle davranacağım.
Siz anneliğin hangi aşamasındasınız, kendinizde böyle bir değişim hissediyor musunuz?
okuduktan sonra sana hak verdim bizim toplumumuzda tek çocuktan sonrası göze alınmıyor...
YanıtlaSilbana gelince 19 aylık kızım Ela'yı her haftasonu babaanneye bırakıp gezerim. doğduğundan beri bu böyle ilk defa 10 11 günlükken bırakıp kuaföre gitmiştim sonra 3 aylıkken tamamen bırakıp işe başladım. yapma etme düşeceksin gibi aşırı kontrolcü de değilim eşimin gözünde ben kötü bir anneyim bebeğimle ilgilenmiyorum.. ama bu böyle değil ki çocuğum kendi kendini savunmayı öğrensin diye dedim anlayan kim?
çok uzun yazmışım neyse..
öpüyorum
Bakan biri olunca daha farklı oluyor ama iş yine anne de biriyor tabi, içi rahat bırakmak var içini yiyerek bırakmak var
SilNe güzel demişsin canım ben de pek yazmıyorum çünkü herkes o kadar çok yaziyor ki :)
YanıtlaSilSorma :)
SilGüzel ayrıntılara değinmişsin;yabancılarla aramızdaki tek fark şu olabilir,bunu İsviçre'de dadı tarafından büyütülmüş biri olarak söylüyorum;onlar uyuyorlar.Dadımda kaldığımda 2 tane evlatlık çocuğu da vardı;ve birisi bebkti.Geceleri ağlardı,susmak bilmezdi ama o asla kalkıp yanına gitmezdi.Bunu geçenlerde İstanbul'da yaşayan yunan bir aileden de duydum.Eşime 'Maksimum 1 saat ağlamaya bırakma hakkımız var'dedi.Anlayacağın uykusunu alan insan her türlü rahat ve neşeli olur.Tek sebebi tabii ki buu değildir ama çok etkisi var.Sevgiler:)
YanıtlaSilUykuyu almış ve mutlu olmanın etkisi yadırganamaz, ama ben en basından beri uyku sorunu yasamamış bir türk olarak yine de onlar gibi değildim. Genetik diyesi geliyor insanın ama bence genetikten çok gelenek. Çocuk bakmaya dair bir gelenekleri var ve özellikle a dan z ye her olası durum için çözümleri ve destekleri var. Bu konuda da yazacağım, hollandada her bebeğin aşı vs yazdığı bir karne niyetine ama kitap kalınlığında bir defteri var. Okul çağına kadar tüm ayrıntılar dönem dönem o kadar öz ve güzel yazılmış ki onu okuyunca hiç kafası karışmıyor insanın
SilBen de her anne bebek ortamına girdiğimde Avusturyalıların bana baktığını düşünüyorum. Onların soğuk bakışları hep yanlış yaptığım mesajıyla dolu gıbı geliyor. Farklılıklara sıcak bakmayan bir kültürde yalnız başına çocuk yetiştirmek ayrıca zor bence. Bir kaç saat birine bırakıp kendime özel vakit geçirme lüksüm yok, yardımcım yok... bu da doğal olarak daha iç içe bir ilişki doğuruyor.
YanıtlaSilve dediğiniz gibi büyümesiyle beraber dışarda bir hayatın olduğunu yeniden keşfetmek güzel :)
Aynen benim için de bir lüks, fakat tr de olsaydım ve bırakacak biri olsaydı da bunlar kadar rahat olamazdık herhalde biz daha evhamlıyız galiba
Silhayatı ,evliliği ve çocuğu algılama şeklimiz farkli ondan bence...
Sililk cocuktan sonra kafama dank etti , evet iki cocugum var ama hayat devam ediyor.Cocuklar gezmeme engen degil dedim.Evet cocuksuz gezmek gibi kolay degil , ama imkansizda degil. Ben bunu icsellestirince , sanki cocuklarinda disardaki zorluklari azaldi ya da ben kendimi oyle sartladigim icin oyle hissettim :)
YanıtlaSilYaza dort cocukla Turkiye'ye gitme planim var.Esim calisacagi icin ben cocuklarla yalniz gidicem.Bebegi slingle tasirim , ahmedi (yorulup ariza cikartmasin diye ) pusetle gezdiririm.Diger ikisi buyukler zaten. 10 ve 8 yasindaki cocuklarin bana pek zorluklari olmaz diye dusunuyorum :)
Benim burda birakacak kimsem olmadigindan , cocuklarima benimle gezmeyi ogretmek zorundayim :))))))
Biz de o yoldayız ama doğrusu da bu
SilBen ailede en büyük torunum,benden sonra 5 torun daha var dolayısıyla hep bir çocuğa "abla" olarak göz kulak olmuşum yani bebek nasıl tutulur, nasıl altı değişir gibi konularda elim hamur tutmuş, kanımca birçok Türk kadınıda benim gibi anne olmadan bu tecrübelerden geçmiştir. Bu şunu etkiler biz annelerimizin, teyzelerimizin annelik modellerini işselleştirerek büyüdük ve anne modellerimizin büyük bir bölümü fazla korumacı, aman çocuğum yorulmasın, aman pütürlü yemek yemesin, aman ayakları üşümesin gaz sancısı olur, gözleri çapaklandı demek ki üşüdü evi daha çok ısıtayım endişesine sahipti(yanlış anlaşılmasın çok büyük artılarıda var, hakları ödenmez) ya da çocuk olunca ruhumu, bedenimi, kendimi ona vermeliyim, artık ben bir anneyim benim bundan sonraki beklentilerim kendim için değil çocuğum için dediler ( bundan sebeptir ki mutsuz evlilikler ömür boyu sürdü, onlar için çileye döndü hayat).
YanıtlaSilHal böyle olunca bizim kuşak gelenekler ve diğer tarafta modern zamanın bilgi yüklemesi arasında kalıyor, doğru yolu bulmakta biraz zorlanıyor.
Yurtdışında yaşan birisi olarak bizim çocuk yetiştirme stilimizle inanılmaz farkları var yabancıların. En belirgin farkları çocuklarına doğdukları andan itibaren kendilerinden ayrı bir birey gibi davranmaları bence.
Benim anneliğime gelince zamanla evrildi,gelişti, annelikten ayrı bir hayatım olduğunu unutmadım diyebilirim ama arada çok hassas bir çizgi var:) işselleşen anneliğim ise onun büyük bir bölümü zapt edilmiş durumda, kontrollü hareket ediyorum o konuda:)
Çok uzun yazdım ya...kusura bakmayın.
Sevgiler
Çok doğru bir noktaya değinmişsin örnek aldıklarımızın çoğu pek doğru şeyler değildi, belki bizden sonraki nesil daha iyi olur
SilBen kiyaslama yapamiyorum çünkü tr de yaşıyorum ama birakip gezmeye gidecek bir durumumda olmadi. Kisilik olarak evhamli birisiyim ( ailede ki kayiplardan sonra özellikle ) esimden çok ben yapıyorum hatta. Biliyorum yanlış ama ic sesim.. ah o ic sesimm..
YanıtlaSilBu arada bloga hic ugramiyorum desem yalan olmaz. Ay dönemlerinde sadece:) sevgiler
ben çocukların dışında hayat kavramını ilk çocuğumda keşfettim ikincisinde ona göre davrandım. takipçin olmak isterim. bloğunda izleyici görünmüyor. çözümü için çok basit bir yol için post yayınladım işine yarayabilir sorun çözülürse haber verirsen takipçin olmak isterim
YanıtlaSilhttp://cocugumlaeglenirken.blogspot.com.tr/2014/01/blogumda-izleyiciler-kaybolmus.html sevgiler
Kesinlikle çevreden maddi manevi destek gormekle ilgili bence. Biz Türkiye'de yaşıyoruz ama benim de esimin de ailelerimiz farklı sehirlerde. Ayda yılda bir kere anca geliyorlar. Hatta bir ara bloga yazmıştım hamilelik sürecinde bu durumun beni ne kadar uzdugunu.
YanıtlaSilEn ufak bir sey sormak istiyorum kimse yok yanimda. Bebek.alisverisini vs tek başıma onu araştır, bunu araştır tek basimiza yaptik. Bir süre böyle devam edince her konuda ister istemez evhamli, pimpirikli biri oluyorsun kacinilmaz... yani bırakacak biri olsa bile o güvenin gelişmesi, çocuğu rahatça birine bırakmak zor geliyor.
Hamilelikte ben de aynı hüznü yaşıyordum ama kısmet işte. Fakat bir sekilde yolunu buluyorsun
SilBu yazı çok güzel olmuş GeCe. Aslında evet yurtdışında insanlar daha rahatlar çocuk yetiştirme konusunda ama bu biraz da bizim kültürümüzdeki "kontrolcülük" anlayışının olmamasından kaynaklanıyor gibi geliyor bana. Yani bizde sadece anne çocuğunu değil herkes herkesi bi kontrol altında tutma azmiyle yaşıyor sanki.. Ama biz yeni nesil acemi olsa da eğitimli olan anneler biraz daha rahatız, başkalarının değil kendimizin otokontrolü altındayız, bu sayede belki bu kısırdöngüyü kıracağız, kendi çocuklarımız öncelikle kendilerini düşünecek, sonra çevrelerine bakacaklar. Sağlıklı olan bu çünkü.
YanıtlaSilBu arada, Hollandalılar çok doğurur evet :D Avrupa nüfusunu gençleştirmeye baş koymuş gibiler!
Evet çok tanıdık benim kızım 3 yaşında ve her şey normale döndü tamda bu esnada insan ikinci bir çocuk düşünüyor.Bir hemşire olarak aldığım eğitimlerde okuyup öğrendiğim den çıkardığım yorum ;önce herşey annede biter çünkü anne yaşam bağımız önce anne iyi olacak güvende olacak mutlu ve sağlıklı olacak sonra çocuk doğuracak ancak o zaman isteği sağlıklı bireyleri yetiştirebilir peki Türkiyede ve dünyada durum böylemi hayır işte bu yüzden sağlıksız bireyler yetişiyor ama günümüzde beni en çok mutlu eden günümüzün sorgulayan anlamaya çalışan anneleri kendini biyolojisini psikolijisini yaradışını nedeni niçini sorguluyoruz öğrendikçe gelişiyor büyüyoruz işleri yoluna koyuyoruz galiba bilinçli ebeveylink artıyor galiba ne bileyim bende öyle böyle düşünüyorum
YanıtlaSilEvet çok tanıdık benim kızım 3 yaşında ve her şey normale döndü tamda bu esnada insan ikinci bir çocuk düşünüyor.Bir hemşire olarak aldığım eğitimlerde okuyup öğrendiğim den çıkardığım yorum ;önce herşey annede biter çünkü anne yaşam bağımız önce anne iyi olacak güvende olacak mutlu ve sağlıklı olacak sonra çocuk doğuracak ancak o zaman isteği sağlıklı bireyleri yetiştirebilir peki Türkiyede ve dünyada durum böylemi hayır işte bu yüzden sağlıksız bireyler yetişiyor ama günümüzde beni en çok mutlu eden günümüzün sorgulayan anlamaya çalışan anneleri kendini biyolojisini psikolijisini yaradışını nedeni niçini sorguluyoruz öğrendikçe gelişiyor büyüyoruz işleri yoluna koyuyoruz galiba bilinçli ebeveylink artıyor galiba ne bileyim bende öyle böyle düşünüyorum
YanıtlaSil