26 Nisan 2016 Salı

# Günün özeti

Günün Özeti 26 Nisan 2016

Günlerimiz öyle yoğun geçiyor ki zaman nasıl geçiyor anlamıyorum. Yine en son yazımdan sonra günler geçmiş. Günün özetini anlatan yazıları ayrı bir seviyorum ama çok da farklı şeyler olmuyor hergün, bu yüzdendir sık yazmayışım

Helo'nun okulu dün bahar tatiline girdi, iki hafta evde olacak. Bahar geldi gelmesine ama üç gündür hava öyle soğudu ki ortalama 5-8 derecelerde, aşırı rüzgarlı ve hepsini geçtim dolu yağıyor sık sık. Günde kaç posta bilmiyorum saymayı bıraktım. Ve iki haftanın neredeyse tamamı böyle olacakmış hava, yandık ki ne yandık.

Okula gitmese de çocuklar erken yatıp erken kalkıyorlar ki benim tercihim de bu yönde. Bu sabah yine 7 de ikisi de ayaktaydı. Tek fark okula yetişmesi gerekmediği için biraz daha stressiz bir sabah olmasıydı :) . Çocuklar ortalıkta gezinir, yataklarda zıplarken biraz üst katı toparladım, yatakları topladım. Sonra alt kata indik kahvaltıya.

Biz kahvaltıyı hazırlarken onlar da salonda koşturmalı bir oyun tutturdular. Sırayla topu atıp yakalayıp oyun masalarının altına saklanıyorlardı. Onları izlerken böyle sırayla yapmalarına ve sabırla beklemelerine hayret ettim. Öncesinde kızım oyunun kuralını anlatmıştı kardeşine, o da anlamış demek ki tam riayet etti. 

Kahvaltı faslımız biraz sıkıntılı. Oğlum yine 3-4 gündür diş sancılarından muzdarip. Buna bağlı olduğunu tahmin ettiğim nezlesi de var. Zorla birkaç lokma yedi yine oyuna başladılar. Bu seferki oyun kendi başlarına idi. Oğlum kitaplıktan sevdiği kitaplarını alıp incelemeye koyuldu.

Bu arada ben de kahvaltımı bitirdim, masayı ve mutfağı topladım ardından yerleri süpürdüm. Tabi bu süre içinde yüz kez çocuklarla etkinleştim, işimi bıraktım, yeniden aldım falan. Tek seferde 15 dakka sürecek iş bir saati buluyor böylelikle.

Dün akşamüstü saatlerinde hızlıca gidip geldiğimiz market dışında çocuklar evden çıkamadılar  bu hava yüzünden. Sıkılmaya  başlamışlardı. Hava tahminine göre iki saatliğine yağış durmuş görünüyordu, fırsat bu fırsat dışarı çıkalım dedim. Kat kat giyindik, ördeklere vereceğimiz ekmekleri aldık yola koyulduk. Rüzgardan uça uça 50mt ötemizdeki kanala geldik. Ördekleri beslerken çiftliğin beyaz atının dolaşmaya çıktığını gördük. Tabi hemen peşine takıldık, at delisi Helo için aksi ne mümkün. Ormana girip çiftlik yolunu yarılamıştık ki dolu başladı. Kızım geri dönmek istemedi başta. Biraz daha ilerledik ama daha da artınca çocukların ikisini de bebek arabasına istifledim, sarıp sarmalayıp koşa koşa eve geldim. İkisi de çok üşümüştü. Böyle soğuk havada dışarıdan gelince hemen banyo yaptırırım. Önce oğlumu sıcak su dolu küvetine koydum, o oynarken kızı hazırladım. Bazen aynı anda yıkanıyorlar ama bu sefer küçük hanımın kaprisi tuttu. Eren çıksın diye diretiyor, beyimiz de çıkmıcam diye. Eh arada annenin de borusu ötmesi lazım tabi. Oğlanı ağlaya ağlaya çıkardım, kıza yeni su hazırladım oynamaya bıraktım.

Nova'yı giydirip, uykusu da geldiği için emzirip uyutmaya çalıştım ama, içerden anneee bak ne yaptım diye bağıran ablası nedeniyle çabalarım boşa gitti. Ben de uyutmaktan vazgeçip kızımın banyosunu tamamladım, onu kurulayıp giydirdikten sonra, günlük video izleme molası için odasına bıraktım. Bu arada oğlumu da uyuttum neyse ki.

Saat 12 olmuştu ve birazdan karınları acıkacaktı. Evde yemeğim var ama bir çorba yapsam fena olmayacak. Hemen koşup çorba hazırladım, bu arada banyo sonrası rehavetten canı süt çeken kızıma süt verdim, makineye çamaşır attım, oğlan uyandı biraz daha pışpışladım. Kızımın karnı acıkmış öğle yemeğini verdim. O yerken ben de biraz yedim. Bu arada Nova'nın uyanma saati yaklaştı mıkırdanıyor. Uyandığı zaman biraz memede keyif yapmak ister genelde ve yapıyor. Bu arada babysitterımız gelecek heran kapı çalabilir. Oğlum azıcık daha uyuyor aşağı iniyorum, geldiğini görüp zile basmasın diye kapıyı açıyorum, Nova uyandı, yanına koş, uyutmayı dene,yok daha fazla uyumayacakmış, haydi hep beraber aşağı.

Chanthal ile kızım oynamaya başlamışlar, biz de onlara katıldık. Chantal sabah başka bir çocuğun yanından geldi, açtır diye ona da yemek verdim. Benim beslediğim çorbayı içmeyen Nova da onun elinden onun çorbasını içecekmiş. E pekala, Chanthal besledi. Sonra yine onlarca oyun oynadık. Kah beraber, kah ayrı, kah bir işe koştum böyle üç saat geçti. Bir ara kızım parka gitmek istedi ama çıktıklarından 30sn sonra geri dönmüşlerdi, çok ama çok üşümüşler.

Chanthal üç saat sonra gittiğinde (saat 4) kızım yine video molası verdi. Oğlum acıkmıştı yine besledim. Yemeğin yanına canım kısır istemişti onun hazırlığına giriştim. Akşam yemeği için somon isteyen Helo'ya balığını pişirdim. Arada oyun vs derken eşim işten geldi. Sırayla yemekler yendi ve uyku aşamasına geçtik.

Normalde 7,30 (en geç 8 de) uyuyorlar ama tatil modu ve kararmayan hava yüzünden biraz gecikiyor birkaç gündür. Eşim 8 de spora gittiğinde hala uyumamış oldukları için hep beraber yatıp uyumaya çalıştık. Pek tabi ki bolca kudurduk ve zıpladık. Bir tane Dila ve unicorn masalı uydurduk. Perdelerimiz ışık geçirmeyen perde, içerisi epey loş oluyor kapanınca. Aşağıdaki fotoğrafı çekeyim diya açtım perdeyi. Aydınlık havayı görünce önce bi ayaklandıkar. Kızım, anne daha sabah aşağı inelim dite tutturdu ama oy birliği ile reddedildi :)) En sonunda 8.30 da uyudular nihayet.

Şu an kendimi yorgun hissediyorum ama özellikle son bir aydır çocuklarımın nasıl büyüdüğünü, bilinçlendiğini (oğlum tam bir bilinçlenme atağında bu ara her an bizi şaşırtıyor), nasıl etkileştiklerini gördükçe tüm herşeye değdiğini anlıyorum. Hayatımda hiç bu kadar güzel olmamıştım, gerçekten her anlamda kendimi çok güzel hissediyorum. 

(Fotoğrafta yatağıma yapışık olarak kullandığımız beşikte oğlum yatıyor, bu akşamlık ikisi de böyle yattı ama tabi ki bu halde uykuya dalmadılar. Yanyana uyumaları fikri yüreğimi erittiği için bu anı kaçıramazdım :))). )

Sevgiler



11 yorum:

  1. Harika, ne mutlu size :)
    Ve maşallah size, güzel enerjinize :)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel bir yazı. O karmaşa, telaş bana huzur verdi. Final cümlesi harikaydı (guzellikle ilgili olan)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçmeden kafa güzel oluyor bu yoğunlukta :) şaka bir yana mutluluk sarhoşuyum galiba :))

      Sil
  3. iki haftalık bahar tatili güzelmiş. kış tatili, yaz tatili de yapıyorlar mı?
    iki çocuklu hayat tüm yorgunluğuna telaşına rağmen çok ama çok güzel :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet her mevsim tatil var, sonbaharda kışın (noele denk geliyor) ve baharda ortalama iki hafta, yazın da 6 hafta okul tatil oluyor. Çocuklar bunalmıyor böyle

      Sil
    2. Aslında süpermiş. Geçen yaz 15 hafta yaz tatili yaptılar. Çocukları napıcağımızı şaşırdık. Sonra okula adaptasyon daha zor oluyor.

      Sil
    3. Aslında buraya yazmadığım birkaç tatil daha var ve toplamda yine tr ile aynı oluyor sanırım. Kesinlikle bu şekilde çocuklar okuldan sıkılmıyor (tam sıkılmaya başladıklarında bir tatil oluyor) yazın da yetiyor bu süre özlüyorlar hatta okulu. Bir de tabi hava koşulları tr den farklı, orada çok sıcaklarda okul bunaltıcı olabilir ama artık orada da sıcaklar erkenden başlıyot

      Sil
  4. 8 de yatıp 7 de kalkmalarına hayran oldum, maaşallah

    Gece 23-24 te yatıp 5.30-6.30 da kalkan gündüz 1 saat uyuyan bir çocuğum var da :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok az gerçekten ona da yetmiyor olabilir, belki başka yöntemler deneyebilirsiniz ama bazı çocuklar da ne yapılırsa yapılsın az uyuyorlar, belki de öyledir sizinki de.

      Sil
  5. Benimki az uyuyanlardan kabullendim artık. Doğduğundan beri böyle , 18 saat uyuması gereken zamanlarda 12 saat uyuyordu, 12 saat uyuması gereken zamanda 8 saat uyuyor, 8 saat uyuması gereken yetişkinliktede 4 saatuyuycak herhalde. Benim dedem de az uyuyanlardan, 30 lu yaşlarda evli, 6 çocuklu bir memurken akşam üniversiteye gidip, gece ders çalışıp inşaat mühendisi olmuş. Ona çektiyse , bari onun gibi zeki ve azimli olsun diye dua ediyorum.

    YanıtlaSil