3 Şubat 2016 Çarşamba

# Annelik # iki çocuklu hayat

Tatlı Sert Annelik

Mutlaka denk gelmişsinizdir, özellikle iki yaşından itibaren, çocukların sınırlarını bilmeye ihtiyaç duydukları, böylelikle kendilerini güvende hissettikleri söylenir. Onlar kendilerini yerlere atarak istediklerini yaptırmaya çalışsalar da asla taviz vermemeliymişiz. Bu duruma her ne kadar sinir olsalar da bir yandan memnun olurlarmış. Çünkü bir bakıma annem beni önemsiyor mesajı içeriyormuş.

İlk annelik tecrübemde ben bu sınırlar konusunda pek başarılı değildim. Genelde güvenlik tehlikesi arz etmeyen herşeye izin veriyordum kızıma. Fakat bu kendimi aşırı yıpratmam, bir insan olarak önceliklerimi ihmal etmem (wcye gitmek de dahil) anlamına geliyordu. O zamanlar ikinci çocuğunu yetiştiren ve şimdi benim aydınlandığım gibi aymış olan ablam, bana aşırı taviz verdiğimi, biraz sert çıkmam gerektiğini söylüyordu. Ancak öyle çocuğu korkutan cinsten değil "tatlı sert" olacaksın derdi. Üstelik o zamana kadar çok hassas yetiştirdiğim kızıma bile böyle tatlı sert çıkışlar yapıyor, ancak hayretler içinde görüyordum ki, kızım yine teyzesini çok seviyor, hatta ona benim annem ol diyordu.

Tabi zamanla ben de o kıvama geldim :) Kızımla olan ilişkimizde de bence buna bağlı olarak olumlu bir değişim oldu. Bana daha düşkün olmaya başladı ve kızdığım zamanlarda ise dibimden ayrılmıyor. Oysa öncesinde daha başına buyruktu ve durmadan yapmamı istediği yeni anormal isteklerini yapsam da tatmin olamıyordu. 

Tatlı sert annelik nasıl birşey diye soracak olursanız aslında muhtemelen hepiniz biliyorsunuz kendi annenizden. Hani annelerimiz biz ufakken bize kızıp bağırırlar, terlik fırlatırlar veya çimdik atarlardı (tabi siz de çimdik atın demiyorum) fakat aslında onların bize kızmadıklarını yine sevdiklerini bilirdik. Kızdıkları o sırada yaptığımız şeydi, şahsımız değil. O tepkiyi verdiklerinde kikirdeyerek oradan kaçardık, başka zaman yine korkmaz yapardık o kabahati ama terlik gelince yine bırakırdık. Yani annemizin otoritesini hisseder ama kendimizi aciz, köşeye sıkışmış, psikolojisi altüst olmuş hissetmezdik.

İşte tatlı sert annelik bu benim lügatımda. Çocuğa sesini yükseltebilirsin ama onu korkutup köşeye sindirecek kadar değil. Daha çok oyun havasında, "şiiişt napıyorsun bakayım dökme demedim mi sana onları, şimdi yakalarsam yerim seni" gibi bir ikaz oluyor benimkisi. Çocuk yaptığı hatayı farkediyor, kızdığımı anlıyor ve kikirdeyerek işlediği suçu bırakıyor ve kaçıyor.

Genelde olay biraz sakinleşince ardından normal ses tonumla, o olaydan neden hoşlanmadığımı, beni yorduğunu, ekstra iş çıkardığını falan anlatıyorum. Eğer bunları toplamakla zaman kaybetmezsem seninle şunları bunları yapabiliriz diye açıklıyorum. Kızım için konuşacak olursam, gerçekten işe yarıyor. Oğluma da benzer tavrı takınıyorum ama daha sonuçları konusunda tam fikrim yok. Zamanla onun üzerindeki etkisini anlayacağız. Onun için bu şiddetteki bir sertlik yeterli olur mu, yoksa daha ciddi bir otoriteye ihtiyaç duyar mı şimdiden bilemem. 

Uzun lafın kısası çocuk yetiştirirken kontrolün sizde olduğunu hissettirmek şart. Tek söyleyebileceğim ipler elinizde olsun ama o ipler çocuğu boğmasın.

Sevgiler


17 yorum:

  1. doğru çok yüz vermemek çokda öfke ve sinirle yaklaşmamak çocukları hem yaralamaz hemde şımartmaz tabii ikisinin arasını doğru ayarlayabilmek gercekten ayrı bir marifet :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dozajı ayarlamak da marifet bir de bunu çocuğa göre hatta çocuğun moduna göre ayarlamak da gerekiyor ayrıca

      Sil
  2. Ah ne güzel ifade etmişsin. Ve ben de öyle olunması konusunda hemfikirim ama benimki çok acayip bir çocuk. O tatlı sert tavrı görünce bırakıp kaçma değil direk şımarma olayına giriyor ve abarttıkça abartıyor. Benim tatlı sert kızmamı oyuna çeviriyor sanki. Daha da kızayım diye kikirdeye kikirdeye önündeki zararı yapmaya devam ediyor. Bir nevi dikkat çekme çabası olabilir. Yani sözün kısası bazen cidden sopayı hakedene kadar ve beni çileden çıkarana kadar devam ediyor... Beni genel olarak çok 'yumuşak' bir anne olarak gören eşime hak vermiyor değilim bazen. Bazen cidden anamı ağlatıyor çünkü. :S Biraz sert olunması kesinlikle şart sanırım. Bakınız Şekil A: Yıpranmış ben!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım çok iyi anlıyorum ben de öyleydim çünkü tavsiyem bu davranışının sebebi başka birşey mi farklı bir mesaj mı vermek istiyor acaba benimle daha çok ilgilen gibi. Ben şu ısırma mıncıklama yakaladığım yerde öpme işlerini sık sık yapıyorum sebepsiz sanıyorum doyuyor. Tavsiyem bunu denemen ve eğer hala işe yaramıyorsa azıcık daha otoriteni arttırman

      Sil
  3. Sanırım ben de bunu becerebilen annelerdenim. Şu 2,5 senede sesimi sadece 2 kez yükselttim onda da "yeteeer" dedim sadece ama ondan bile hemen pişman oldum, bağırmak asla çözüm değil sadece çocuğu korkutuyor sindiriyor, unutunca korkusu geçince yine aynı davranışı yapıyor ve anne yine hatta daha da sinirleniyor çünkü özellikle yapıyormuş gibi kişisel algılıyor çocuğun davranışını ve al sana kısırdöngü.. Bağırmadan annelik mümkün ve çok güzel ama senin de dediğin gibi ipleri de elden bırakmamak, çocuğa "ben senin annenim, seni korurum ve severim ama yanlış davranışında da seni düzeltmeyi bilirim" hissini vermek lazım. Bu da bir denge işi, ustalık işi, biraz onun huyuna gitmek, biraz onu senin doğrularına çekmek işte ortada ip cambazlığı ama her zaman şakayla, gülmeceyle, mizahla yaklaşmak çok işe yarıyor çocuk eğitiminde..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ikinizin de yazısı aynı kişisel gelişim kitaplarında yazılanlar gibi olmuş. onları okuduğumuzda insan evet kendinden bişey buluyor, evet sorunu ortaya koyuyor ama yapılması gerekenler neler, açıkçası ben kendi kafamda yerine oturtamıyorum.
      mesela ege, çamaşır makinası çalışırken gidip düğmelerine basıyor. bazen durduruyor bazen programını değiştiriyor. 1,5 yaş söylediklerimi anlama ama yapmama yaşı değil galiba. sakın dokunmayalım annecim çalışırken dokunmamalıyız diyorum ama yok. illa gidiyor yine basıyor düğmelere. aynı şeyi bulaşık mak. için de yapıyor. çok kötü sonuçları olacak bişeyler değil bunlar tabi onun için öyle bağırıp çağırmadım hiç. yoğurdunu masaya döküp elleriyle sağa sola doğru sıvamaya başladığında sert bir bakış atıyorum bazen. yorgunluk dereceme bağlı olarak da sesim çıkıyor veya çıkmıyor. yine anlatmaya başladım, demek istediğim aslında örneklerle belki anlatsanız nasıl davranmamız gerektiği daha somut olacak kafamızda. evet her çocuk bir değil. mesela ege çok fazla duygusal bir çocuk. azcık sesim yükselse başını öne eğip ööööle kalıyor yerinde. (ayyy kıyamam ya ben ona, nasıl mazlum oluyor, sonra dayanamayıp sarılıp onu çok sevdiğimi ve neden öyle dediğimi anlatıyorum. öpüyorum öpüyorum) evet her çocuk bir değil diyeceksiniz ama somut örnekleri biz kendimize uyarlarız merak etmeyin :)
      ikinize de sevgiler :)

      Sil
    2. Nilaycım somut örnek işi biraz zor çünkü benim için izinli olan başkası için izinli olmayabilir. Çamaşır makinesi örneğini kendim için söyleyecek olursam benim için sorun değil. Çalışır haldeyken bile oynuyor ben kolay bırakmayacağını anlayınca makineyi kapatıyorum ve oynamasına izin veriyorum. Sonra yeniden başlatırım sorun değil o sırada keşfini yapması daha önemli benim için. Yine çekmeceler dolaplar falan karıştırılır bizim evde hatta ben kaldırır kucağımda tutarım karıştırması için. Yani yazıda örnekleri tektek vermek zor ama şu durumda ne yapsam diye her zaman sorabilirsin

      Sil
    3. teşekkür ederim, egeden büyük kızın olduğu için sana ve senin gibi tecrübeli arkadaşlarıma çekinmeden soru soruyorum. tecrübe bambaşka bir yol gösterici. güzel olan da hamile arkadaşlarım da bana soruyorlar :)
      geçenlerde yazdığım emzik bırakma konusuna gelince p.tesi ve salı günü yırtık emziğini verdim istedikçe. ağzından attı. ama uyuması gecikti mesela. gece uyandığında da istedi yine yırtık olanı verdim yine attı ama yine çok uzun süre uyumadı. hatta salı sabahı 04,45 gibi uyandı ve bir daha da uyuyamadı. iki gece de yanağını tuttu bi kaç kez. ağrıyor gibi yaptı yüzünü. hatta biraz da ağladı. belkide 2.azılar geliyor diye düşündüm.
      dün gece sağlam emzikle uyutum yavruyu. dayanamadım. evet biliyorum kararlı olmak lazımmış. ve evet ben bu konularda çok kararlı davranabilen, gözünün yaşına bakmayacak kadar da dik durabilen bir insanım(yani galiba herhalde :P ) ama baktım daha çok küçük. 18 aylık teyzesiiii, bide emziğinin ardından yaktığı ağıtları bir duysan. memmyyy memmyyyy diye küçücük bir beden oturmuş koca yatağın ortasında ağıt yakıyor. ve dedim azılar çıkacaksa daha çok ihtiyacı olacak bebemin. verdim gitti. nasıl güzel uyudu... nasıl rahatladı...
      4 azının da çıkmasını dişlerinin tamamlanmasını bekleyeceğim. aşağı yukarı 2 yaşına kadar bitecektir ve yazın bu emzik işine son verebiliriz diye düşündüm. iyi yapmış mıyım ;) (tutarlı olamadım, dik duramadım evet aciz biri değilim hayır öyle bakmayın bana :D )

      Sil
    4. Dila emzik kullandığı için biliyorum diş ağrışarı döneminde emziğe daha çok yapışırdı ve onu rahatlatırdı ben dişler bitmeden emziğin getireceği rahatlamanın kesilmemesi taraftarıydım

      Sil
    5. yine içgüdüler kazandı di mi :) annelik bu galiba...

      Sil
    6. Benden daha güzel özetlemişsin Ceren, bilimsel dilin cazibesi başka tabi. Evet çok haklısın, tabi bunu farketmek de uygulamak da beceri ve zaman gerektiriyor ama istenince oluyormuş bknz ben :))

      Sil
  4. Merhaba benimde dört yaşında oğlum bu aralar kızdığım zaman hemen özür dileyip beni öpmek istiyor yanımdan ayrılmıyor biseyleri yanlış mi yapıyorum diye düşünüyorum çocuklar cok hassaslar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam iletişimizi görmediğim için yorum yapmak biraz zor olacak ama kızım da öyle yapıyor. Bence güzel bir davranış hatasını idrak ediyor demek ki öpüp barışıyoruz. Özür dilemeye başlamasının nedeni artık daha bilinçlenmeye başlamaları.

      Sil
  5. Cevabınız icin sağolun benim internet adresim yok sizi blogunuzu yazılarinizi cok faydalı buluyorum yazılarınız beni bilinclendiriyor benimde iki çocuğum var sizi bursa dan takip ediyorum

    YanıtlaSil
  6. Çocuklar gerçekten de otoriteyi seviyorlar. Onların arkadaşları zaten oluyor anneye ihtiyaçları var. Aksi halde dağılıp ne istediklerini bilmeyen bir hal alıyorlar :)

    YanıtlaSil
  7. Sadece yere 'yiyecek atma' komutunu nasıl kodlariz 2 yaş bebesine?

    Babanın telefonunu yere atma.
    Icmedigin şeyi yere dökme.

    Ya bunlar eski konulardi, bitmişti. Yeniden başladı :)

    Net ve kesin bir "hayir" , onu güldürdü.
    Basit-sade bir açıklama da güldürdü.
    Defalarca tekrar da işe yaramadi.

    Napicaz? Tatlı sert annneyi takan kim.. tatlısı da serti de benim diyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki yaş sendromunda en iyi çözüm onun yaptığı birşeyi görmek ama tepki vermemek oluyor. Bakıyor ki bu hareket ile kimsenin dikkatini çekemiyorum o zaman vazgeçiyor başka arıyor

      Sil