22 Mayıs 2014 Perşembe

Bilenler Bilmeyenlere Nasıl Anlatacak?

Soma'da can verenlerin daha toprağı kurumadı. Uzaktayım biliyorsunuz ama ben de ruhumda acısını dindiremedim daha. Gündemi takip eden, okuyan, araştıran kişilerin hem fikir olduğu bir şey var: bu olay kader değil cinayet. Alınabilecek önlemler varken yapılmıyorsa, bunları denetleyen merciler de ihmalleri görmezden geliyorsa cinayetin sorumluları bu kişilerdir. Ve bu işin ucu bakanlığa ve başbakanlığa kadar uzanır. Üstelik olayın sonrasında bile hala gerekli önlemler alınmıyor, sorumlular yakalanmıyor, ailelerin ve toplumun acısı ciddiye alınmıyor, bunlar da yetmiyormuş gibi insanlık dışı muameleler uygulanıyor.

Geçenlerde intagramda bu türdeki görüşlerimi yazdığımda tayyip hayranı biri beni takibi bırakacağını söyledi. Hayhay dedim hiç dert değil. Bu aynı zamanda şu demek oluyor ki, gözü bu adamın kusurlarını görmeyen kişiler, hala ısrarla görmek istemiyor. Onlar bizi takip etmiyor biz de onları ve böylece birbirimizin düşünceleri diğer tarafa ulaşamıyor. Doğrusu bunu düşündükçe içim kararıyor çünkü nasıl olacak da bu insanlar gerçek yüzünü görmeyi başaracak hiç bilmiyorum. Ben şahsen onların fikirlerini orda burda okuyorum ancak henüz mantık süzgecimden geçip de haklı bulduğum bir fikre rastlamadım.

Milletin oyu, çoğunluğun sesi diyorlar da aslında o da öyle değil. Oy vermeyenler ve diğer partilerin oylarını topladığımızda daha fazla. Bir de oy verdiği halde bunu gönülden yapmayan, o oyu vermeye zorlanan veya son seçimlerde gördük yapılan dalavereler sonucunda çıkan oyları göz önüne alırsak, aslında çoğunluğun o parti olmadığı apaçık ortada. Fakat bunu da görmek istemiyorlar nedense. Bu fanatizm, dindarlığın da ötesinde artık, zaten rehber edindiklerinin müslümanlığa uyan bir davranışı yok.

Seçim zamanı uzaktan tanıdığım biri, sonuçlara olan memnuniyetini vur patlasın çal oynasın gibi bir sözle dile getirmişti facebookta. Ben de davulun sesi uzaktan hoş gelir diye cevap vermiştim çünkü bu kişi belki 20 yıldır almanyada yaşıyor. Yine biraz önce intagram için bahsettiğim kişi de almanyada yaşıyormuş ama ne kadar eski bilemeyeceğim.

Bir yıldır Hollanda'da yaşayan biri olarak buradaki (muhtemelen almanyada da benzer) türkleri gözleme şansım oluyor. Burada yaşayan türkleri iki kısma ayırıyorum, buraya çok önceden gelmiş olanlar ve burda doğup büyümüş olanlar ile türkiye'de doğup büyümüş, ama bir kaç yıldır burada olanlar. 

İlk kısımdakiler, avrupanın rahat yaşamına alışmış, memleketleri çoğunlukla türkiyenin kırsal kesiminde olan, dolayısıyla aradaki farkı büyük bulan, artık bir nevi avrupalı olduğu için ülkemizin sorunlarının onları etkileme olasılığı az olan kişiler oluyor. Çoluğunun çocuğunun geleceği, yaşam standartı, geliri, emekliliği az çok bellidir bu kişilerin.

Benim gibi kısa süredir yurt dışında olanlar ise hala bağlarını koparmamıştır, her olaydan ordaymışçasına etkilenir ve ülkenin geleceği için endişelenir. Türkiye'de yaşadığı ve okuduğu için de ülkenin geçmişini, Atatürk'ü ve önemini daha iyi bilir. Muhtemelen yurt dışında doğup büyüyenler özel bir çaba göstermezlerse Atatürk'ü kulaktan dolma bilgilerle tanıyorlar.

Tabi bu hususta yüzde yüz böyle şeklinde genellemeler yapmak doğru değil, benim farkettiğim kabaca böyle diyebiliriz.

Hal böyle olunca, birinci kısımda söylediğim kişiler için gerçekten davulun sesi uzaktan hoş geliyor. Tvde görse bile (ki medya zaten satılmış durumda), o ülkede yaşamakla aynı şey olmuyor. Ben de mesela artık çocuğuma yansıttığım olumsuz ruh halinden kurtulmak için, iki gündür daha az internete baktım ve hayatın koşuşturmasına kapılıp daha az anımsadım. Yani duymayan bilmeyen kalp sızlamıyor.

Şimdi düşünüyorum da, Türkiye'de olup da Soma'da ölenlerden, sonrasında olanlardan haberi olmayan var mıdır? Bence vardır. Bu tv, gazete, internet olmaması ile ilgili bir sorun değil. Olsa da okumayan, bakmayan, görmeyen, ne denirse doğru kabul eden, tayyibi doğru adam kabul etmiş sonra da gözlerini yummuş insanlar var. İşte bu insanlar gerçeği nasıl farkedecek hiç bilmiyorum :(

Benim derdim o gitsin, bu gelsin değil. Vicdanı olan, cebini değil milletinin refahını düşünen, ülkemi ortaçağa değil ileriye taşıyan, halka insanca yaşayabileceği bir refahı ulaştıran, ülkemin zenginliklerini hırpalamayıp zenginleştiren, insanların dindar-dindar değil, fakir-zengin, türk-kürt ayırımı olmadan kardeşçe yaşayabileceği bir ülke. Yaparsa tayyip yapsın ama 12 senedir yapmadı, günden güne be kadar sivrildiğini göz önüne alırsak bundan sonra da yapacağını hiç sanmıyorum.







14 yorum:

  1. aynı duygulara sahibiz,ne güzel anlatmışsın.
    sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Ben sizi uzun zamandır takip ediyorum etmeyede devam edeceğim çünkü herkesin görüşüne saygım var dahası bilmek de istiyorum kim neler düşünüyor benim bilmediğim neleri biliyor neler öğrenebilirim ama bende size şöyle farklı bir bakış açısı sunmak istiyorum bu ülkede yılmaz özdil gibi yazgülü aldoğan gibi düşüncelere sahip insanlar oldukça millet tayyip erdoğan a oy vermeye devam edecek çünkü bu kesim sürekli milleti cahil bidon kafalı göbeğini kaşıyan adam olarak ötekileştirdikçe bu tepki hiçbir zaman dinmeyecek siz şimdi soma daki madenciye ne derseniz diyin önümüzde ki ilk seçimde yine tayyip erdoğana oyunu verecek kalkıp yılmaz özdil in size müstehak diyen adamın savunduğu görüşleri mi destekleyecek bunca zaman hakir görülmüş çalıştırılmış ama adam yerine konmamış askere alınmış ama anası başörtülü diye yemin törenine alınmamış çalışmış bu devlete emek vermiş ama basit bir iş için bir devlet dairesine gittiğinde memurlarca yüzüne bakılmadan şuraya git buraya git şunu al anlamıyormusun diye muamele görmüş kızı başörtülü diye üniversiteye gidememiş bir insan asla ve asla başka birine oy vermez yine farklı bir bakış açısı daha millet tayyip erdoğanda kendini görüyor onu kendileriyle özdeşleştiriyor benimle aynı sıkıntıyı çekti benim halimden o anlar diyor bence sol kesimin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerek bir kaç şovenşst hareket malesef oy getirmez bşaörtülü part i üyesi yapıp ardından kamuda başörtüsü serbestliğini mahkemelere taşıyarak bu millet kandırılamaz samimi ve dürüst adımlar atılmalı dosyalar ellerde sallanıp mustafa sarıgül yolsuzlukları deyip ardından kol kola fotoğraf çektirip partinin üstelik büyükşehir adayı yapmak seni ancak samimiyetsiz yapar bunlarda benim nacizane düşüncelerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylediklerinizde haklılık payı var. Aydın geçinenler halkı anlamıyor gibi görünüyor ancak tayyip de öyle görünen ama anlayanlardan değil. Üzerine giydiği bir çeşit kılıf bu. Yoksa onca yıldır gerçekten bu halkın mağduriyetine kalıcı çözümler bulurdu. Başörtüsü meselesi on yıl boyunca çözülmedi, fakir fKirleşmeye devam etti, önceden böyle miydi şunlar bunlar yapıldı, sağlık vs deniyor ama bunlar biraz da çağın getirdiği birsey. Elbette ki internet çağında ona sırt dönmek olmaz, hastanelerde hızlı randevu, sosyal kurumlarda hızlı hizmet bunlar kim olursa olsun olacak seylerdi. Mesela şu son kazayı örnek verelim. Gelişmiş ülkelerin maden ocakları ile bizimki arasındaki fark büyük, yapılması zor değil zira neler neler yapılıyor. Ama içinizden biriyim dediği halka yeterli önem verilmiyor. Sen de öyle isen mesela onlar gibi mütevazi yaşamalısın. Diğer yandan ben ülkeyi yönetecek kişinin halkın seviyesine inmeyi bilen ama biraz daha aydın biri olmasını isterdim çünkü ülkeyi ileriye taşımak için bu gerekli

      Sil
    2. Bu arada ne ben ne de 80 yasındaki babam hayatının hiç bir döneminde solcu olmadı. Bunu solcuları küçümsemek amaçlı söylemiyorum ona yakın değildik biz

      Sil
  3. evet malesef ülkemizde birçok sektörde olduğu gibi madenlerdede çok büyük eksiklikler var ama en büyük eksiklik bence denetim mekanizması bir çok kanun çıkartıldı gerçekten çok güzel bir çok avrupa ülkesinde dahi olmayan kanunlar ama gel görki bunlar ne kadar uygulanıyor bunu denetleyecek bir mekanizma yok en basit örneği kreş zorunluluğu bugün bir çok kamu kurumunda dahi mecburi olmasına karşın kreş yok bu kanunda var ama denetleyen yok hükümetin eksikleri çok fazla eleştirecek birçok nokta var ama benim için inkar edilemeyecek bir gerçeklik var ki bu zamana akadar hiç bir hükümetin çalışmadığı kadar çok çalışıyor ve hizmet üretiyorlar görevlerini kötüye kullanan birçok bürokrat var bence bunlar ayıklanmalı cezaları verilmeli ve artı başbakandan söylemlerini yumuşatmalı çok sert açıklamaları var bazı konularda evet bunlar hep eksiklikler ama ben haklıya hakkını vermek zorundayım benim şuan Türkiye de yaşadığım rahatlığı hayatımın hiçbir döneminde yaşamadım yapılan işleri görmemezlikten gelemem hele ki bir imf bağımlılığından kurtulduğumuzu asla unutamam ömrümüz stand by anlaşmalrını takip etmekle geçti 2001 krizinde babamı iflasın eşiğine getiren ecevit in bürokratlar bir gecede bu ülkenin en zenginleri oldular bunları asla unutamam her zaman devlette parazitler vardır olacaktır da önemli olan sağ yada sol görüş önemsemeden doğruya doğru deyip eksik olanı da düzeltmek için çaba harcamaktır bu toplumun kesimleri içinde devletin mekanizmaları içinde geçerli

    YanıtlaSil
  4. Özlem hanım benim dedem askerdi ve ben orduevlerinde büyüdüm diyebilirim. Yanlış bildiğiniz konu şu başörtülüyü değil türbanlı kişiyi almazlardı,kendi düğünümde başörtülüler hiç itirazsız alındılar.
    Ayrıca Marmara üniversitesinde okuyordum ve sınıfmızda bir sürü başörtülü arkadaşımız vardı keza Boğaziçi üniversitesindeki arkadaşlarımda başörtüsü konusunda sıkıntı çekmediler.

    Ben de size katılıyorum karşısındaki aday 5 vakit namazında namuslu muhafazakar olsa da sol parti olduğu için oy alamaz.
    Keşke bu kadar birbirimizden kopmasak keşke bu acılar bizi birleştirse sarılsak birbirimize.
    Sinem

    YanıtlaSil
  5. Sinem hanım boğaziçi üniversitesinde okuyan hocamız temizlikçinin dahi başörtülü çalıştırılmadığını söylemişti kendisi 1998 mezunu siz hangi dönemde okudunuz bilmiyorum ama özellikle marmara üniversitesinde okuyan ilahiyat fakültesinde üstelik okuyan arkadaşlarım güvenlik kapısında başlarını açıyorlardı hangi senede okudunuz bilmiyorum ama benim söylediğim yıllar çok yakın bir zamana kadar böyleydi ben 2006 üniversite mezunuyum benim zamanımda dasınıfta değil başı kapalı saçına bant takan kızların dahi bantlarını çıkarttırıyordu hocalar söylediğim üniversite dokuz eylül üniversitesi türbanlı başörtülü ayrımı diye birşeyi kesinlikle desteklemiyorum ne olursa olsun hiçbir vatandaş devletin hiçbir kurumundan mahrum bırakılamaz türban taktı diye terör eylemi yapmadı bu kişi kaldı ki türban diye bişey yok başörtüsü şekil şemali ortaya atan başörtüsünü türbana çevirenler bu yasakları çıkaranlar zaten ben çenemin altına iğne takmassam kafamın içindeki düşünceler değişmiyor bu şekilcilik zaten ülkeyi bu noktaya getirdi.başı kapalı ama pantolon giyiyor başı açık şuna bak birde namaz kılıyor gibi söylemler toplumun her iki kesimi içinde malesef bu noktaya gelmemize neden oldu gerçekten yazılanlara bakınca çok ironik bi tablo çıkıyor ortaya benim babam,amcalarım,dedemler hepsi dsp ve chp ye oy veren insanlar 5 vakitte namazlarını kılan dindar insanlar ve malesef görüşlerini asla değiştirmezler asıl olan kesinlikle ve kesinlikle dürüstlük ve samimiyet siyasetçiler nasıl oluyor bilmiyorum ama bu işe bulaşınca masumiyetlerini yitiriyorlar dürüstlük kalmıyor ve evet malesef millet olarak çok çabuk inanan ve inandığını kesinlikle değiştiremeyen bir ülkeyiz konuşurken evet güzel konuşuyoruz ama iş hayatın içine yaşamaya başladığında hemen kümelenmeye başlıyoruz ve etrafımıza duvarlarımızı örüyoruz ne diyelim Allah böyle acıları bir daha yaşatmasın ama ben milletimden kesinlikle ümidimi kesmiyorum biz ne olursa olsun acıda kenetlenen bir milletiz yardım kampanyalarını gördükçe buna daha çok inanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 96-2000 döneminde üniv okudum ve sonraki 11 yıl boyunca hep ünivdeydim. 98 şubatına kadar türban ve hatta çarşaf serbestti. Sonra malesef yasaklandı kapıdan girerken çıkarıyorlardı. Son beş yıl öncesine kadar yasak hala devam ediyordu ama bu aşırı yaptırım şeklinde değil de üniversitelere basortusuyle girilmez seklinde bir kanı olustuğu için, yoksa denetleyen ve engelleyen yoktu en azından benim üniv.de (i.ü) sonra serbest olarak girmeye basladılar ama dikkat ederseniz 2002 yılında akp iktidara geldiğinde sorunu çözmediler hemen, oysa bu amaçla oy toplamışlardı. Yani onların döneminde bile hala kapalılar giremiyordu üniv.ye. Bunlar her üniv de böyledir demiyorum ancak i.ü türkiyedeki en çok öğrencisi olan okul

      Sil
    2. Pardon 97 subat olacaktı

      Sil
  6. ah ah acıları bile taraflara ayırdılar canım ülkemde.. inan bana içim acıyor artık.. böylesi bizim gibi bir topluma hiç yakışmıyor.. 33 yaşımdayım.. hiçbir partiye sempati duymadım.. zaten bende halk tarafsız olmalı.. evet oyunu bir partiden yana kullanmak zorundasın.. ama sonrasında kontrol senin elinde olmalı.. başbakanın, bakanların, milletvekillerinin ona hizmek etmek için emri altında çalıştığını ve maaşını onun verdiğini unutmamalı.. hesap sormalı tıpkı bir patron gibi..ama bizde tam tersi öylesine korkutulmuşuz ki.. öylesine ezilmişiz ki.. eyy millet meclisi iktidarından muhalefine hepiniz, sizin yüzünüzden 301 masum insan, peşinde 2şer 3 er yetim bırakarak bu dünyadan göçtü gitti.. ve siz utanmadan bunun görüşüleceği toplantıya bile gelmiyorsunuz.. diyemiyoruz.. dersen muhalefet olup siyaset yapmakla suçlanıyoruz çünkü..
    ahh ahh bazen pılımı pırtımı toplayıp terki diyar edesim geliyor..

    YanıtlaSil
  7. Ben 2000 yılında mezun oldum Marmara işletmeden yıllığımızda da arkadaşlarımızın başörtülü resimleri öevcut. Aslında ben mezun olduktan 2-3 sene sonra kapıya bir görevli dikip giremezsin denilmeye başlandığında Akp hükümeti başımızdaydı. Ben bu suni başörtüsü - tesettürün yine bu dindar gözüken insanların yarattığını iki gün önce kardeşçe yaşadığımız insanlarla saçma bir soğukluk yaşadığımızı düşünüyorum.

    Keşke sorunumuz bu olmasa okur- yazar oranımız %100 olsa, kızlar okutulsa, kimisinin çantaya verdiği paraya yıllarca çalışmak zorunda olunmasa.

    Sinem

    YanıtlaSil
  8. ağzınıza saglık .dusuncelerimizi yansitmissiniz.. yorumları okuyorum da tayyibin karşısında duran herkesi solcu sanıyorlar.. yani millet olarak kendilerine müstehak gördükleri başbakan bu mü.. milletini azarlayan , küçümseyen, sokak ağzıyla konuşan... ben de gercekten milletim icin üzülüyorum.. instagram da ben de Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdiğim icin sanki sokakta olayı provake etmiştim gibi laflar eden yakınlarım oldu.. sildim zaten.. ve eleştiriyi kabul edemeyip engelleyenler oldu.. şaşırıyorum dogrusu.. halimiz ne olacak Allah yardımcımız olsun..

    YanıtlaSil
  9. öyle doğru ki yazdıklarınız.. umarım çok geç olmadan ülkedeki bu yaklaşım sona erer.
    son bir kaç yılda öyle vahim olaylar yaşadık ki her güne birden fazla kötü olay.. ve daha vahimi bundan haz alan insanlar hatta eskiden adı arkadaş olanlar..
    vicdanı hür olmayan insanların giderek azalmasını gönülden diliyorum.

    YanıtlaSil