26 Mayıs 2014 Pazartesi

Öylesine

Bu yazının bir amacı yok, içimden taştı. Kızımı çok seviyorum, sabah uyandığımda o iri parlak gözlerini, bıcır bıcır konuşan minik ağzını özlüyorum. Belki kulu kölesi gibi davranıyorum. Eminim dışardan görünen öyledir, çocuğunun parmağında oynattığı bir anne. Hiç bilmiyorum, bildiğim tek şey çoğunlukla iç sesime göre davrandığım.

35 yaşında bir bilim insanı olarak, hala ve en çok iç sesimi dinlediğim için pişman değilim. Onunla bağlarımı koparmadığım için mutluyum. Çocuk yetiştirirken kızımın deyimiyle "öyle de böyle" (öyle değil böylenin kısaltılmışı) olması gereken çok şey var. Öyle yapma, böyle davran! Çoğu zaman evet, o an iç sesim ne derse onu yapıyorum. 

Her anne ve bebeğin kendi hikayesi vardır ya, bizimki de bazı açılardan sadece bize özel. Doğum sırasında yapayalnız, dilini bilmediğim bir ülkede hastanede kaldığım beş gün boyunca zayıf olma lüksüm yoktu, keza lohusalığımda da öyle, hiç sendrom yaşamadım, yaşama lüksüm de yoktu. Bebeğime, kendime kocama evime bakmak zorundaydım. Sonra takip eden tüm süreçlerde, emzirme zorlukları, dişler, hastalıklar, uykusuzluklar gibi tüm zorluklarda ne yardım alacağım ne dert yanacağım kimse yoktu. 5 dakika markete gidebilmek için bile bırakabileceğim kimse yoktu. Kızımdan (şu an 2 yaş 2 aylık) hiç ayrılmadım, bırakma imkanımın olduğu nadir zamanlarda ise ayrılamadım. 

Bu süreci yad ettiğimde keşkelerim oluyor ama asla ne pişman ve üzgünüm. Acıtmıyor, ki acı bile değil, ne acılar var hayatta. Sadece neden bilmem anlatmak istiyorum, dün bir komşumuz, bir şey olursa mesela kızı bırakırsınız bize dediğinde, içimde duyduğum o büyük tedirginliği. Asla bırakmam diye geçti içimden ama gerçekçi olursak, allah göstermesin , bırakmam gerekebilir ve doğrusu güvenecek birinin olmasına şükretmeliyim.

O, istekle gitmediği sürece kızımı bir yere bırakabileceğimi hiç sanmıyorum. Hayallerimde içinde kızımın yer almadığı tek bir kare yok. Eskiden yaptığım, şimdi yapamadıklarıma dair bir özlem de duymuyorum. Biraz başımı dinlemek istediğim zamanlarda bile bir süre onu kendi haline bırakıp içime kaçıyorum, yetiyor. Hayallerimde onunla yapmak istediğim şeyler var. Mesela yıllar önce maldivlerde Nemo balıklarıyla birlikte yüzdüğümü hatırladığımda, bunu Helo ile yapmak istiyorum. Nasıl da heyecanlanırdı. Böyle şeyler, ona öğretmek, onu sevindirmek, güldürmek, mutlu bir çocukluk vermek istiyorum.

İşin garibi, çoğu zaman 5 saat uykuyla durup, gün boyunca oturduğum beş dakikaların toplamı bir saat bile etmediği, akşam yattığımda bacaklarımın ağrıdan sızladığı bu günlerde, ömrümde hiç olmadığım kadar enerjik hissediyorum. Allaha çok şükür ki gerçekten mutluyum ve huzurluyum. Her istediğim olduğundan değil az ile yetindiğimden ve en önemlisi minik bir aile olarak, sağlıklı ve birarada olduğumuz için. Hiç olmadığım kadar yaşam doluyum, kızım ve doğa bana hayat veriyor, ve hiç olmadığım kadar pozitif ve aşk doluyum, kızımı, kocamı ve kötü olmayan herşeyi seviyorum.

Canparem, şimdi uyanıp yanıma geldin ve sabah triplerine başladın bile :) Ama ben seni şimdi hemeeeen ham yapacağım.






18 yorum:

  1. :)
    Allah ayırmasın,çok güzel olduğunuz buradan belli:)
    sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Sevdiklerinle nice güzel, mutlu, huzurlu günler yaşayasın:-)

    YanıtlaSil
  3. bu yazınızı okudum ve ağladım.. ben cogu zaman kızımın yogun ilgi ve sevgisinden bunalabiliyorum.. keske keske daha Olgun bir insanden gelseydin Kizim.. ama yine aynısı gibi isterdim,tipleri olan hareketli, sarı kivircik saçlı, tatlı dilli.. tecrübesiz yası kucuk ve beklenmedik bir donemde anne oldum.. bunun icin kızımı suçlamıyorum asla.. ama daha sabırlı, anlayışli daha iyi bir anne olabilirdim diye kendime kızıyorum :( kızıma layık bir anne gibi hissedemiyorum suan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzmek istemezdim ve bu ihtimal aklıma bile gelmedi üzgünüm

      Sil
  4. Ne güzel yazmışsınız maşallah diyeyim önce bende kızımın hastalığı nedeniyle şehir değiştirmiş bir anneyim .Çocuğu komşuya bırakma lafınız çok tanıdık asssallaa bırakmam bende çok anormal değil belki ama bende asla kimseye bırakamam aslaa sırtıma kucağıma yapışık e çok zor ama ne yapayım ben öyle istiyorummm :) :) :) bende herkesten ve her şeyden uzakta çok daha güçlü ve sorumluluk sahibi oldum kendi başıma her şeyi hallettiğimi üzüntüm olunca kendimi de avutmak yine bana kalınca özgüvenim pekişti. Şu hayatta her şey insan için var her işin üstesinden gelmeyi bilmek gerekir bence bağımlılıklar az sorumluluklar çok olunca her şey daha gerçekçi ve güzel kendi çocuğumu da böyle yetiştire biliirm umarım tebrik ederim size rabbim size daha çok güç verisn hep sağlıkla ve mutlulukla kalın Esra-Clean

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimki biraz aşırı bağlılık sanırım. Onlar büyüyüp bizden ayrı kalmayı öğrenirken biz de onlardan ayrı kalmayı öğrenicex galiba

      Sil
  5. hic üzülmeyin , oyle hissetmeniz icin yazmadım ki.. her sey gibi annelikte de öğrenilecek seyler vardır. ben de sizden öğrendim bir seyler.. size bir önceki yorumumu neden yazdım biliyor musunuz? beni yargilamayacaginiz icin.. seviyorum sizi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Annelikte ilk öğrendiğim kimseyi yargılamamak :) evet hepimiz öğreniyoruz

      Sil
  6. Geceee, ben de nedense bu sabah "ya buradakiler beni deli gibi mi görüyor acaba, herkes minicik bebekleri kreşe bırakıp kendine bakıyor, bense kızımla olmaktan zevk alıyorum yahu" diye düşünüyordum :))) Malum Avrupa'lıların "bağlanma" fikirleri bizimkilerden farklı.. Ama sonra içimden gelen sesi dinlediğim için bakıyorum da, kimsenin bebeği annesine sarılıp şapır şupur öpmezken benimki gelip gelip öpüyor, bu bile doğru yolda olduğumu göstermiyor mu? Bu bağı başka ne zaman kurabileceğiz ki? Yaşasın öpüşme koklaşmalar, yaşasın Helo ve Maya'lı günler, yaşasın içimizden geçeni yapabilme özgürlüğü - bu özgürlüğü de diğer özgürlüklere ket vurarak biz tırnaklarımızla elde ettik bak ona göre :D Sevgiler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) öyle valla tadını doya doya çıkaralım

      Sil
  7. Sen ve yorum yazan arkadaşlar ne güzel ve içten yazmışsınız:)Lohusa sendromu ve diğer bütün bunalımlar yalnız annelere göre değil. Aynılarını yaşadım.; ve senin bırakabileceğin bir komşun olduğuna şükretmeni çok iyi anlıyorum. Zehirlenmiştim ve Ege'yi komşuma bırakmıştım. Gücüne hayran kaldım, Allah hep birlikte size hep mutluluk versin:)Ben de hep çocuğumu diğer normal saatlerde çalışan annelerden daha çok gördüğüm için şükrediyorum:) Öptüm

    YanıtlaSil
  8. yazınızı okurken kendimi gördüm. ne kadar içten yazmışsınız. kızım 3 yaşında ben de yaşadığım şehirde tek başımayım diyebilirim. ücretsiz izne ayrılıp kızımı kımseye bırakmadan baktım 11 ay. çalışmaya başlamam gerekıyordu ağlayarak bıraktım. kızım benden daha az ağladı hemen alıştı ve o zaman anladım kızım bana bağımlı değil ben ona bağımlıyım. çok şükür ki eşimin bir yakını bakıyor cok da ılgılıler kızım da onlarla cok mutlu hatta kıskanıyorum bazen ıtıraf edıyorum :( çevremizde eşimin akrabaları olmasına ragmen doğdugundan beri 1 saat bile bırakmam kızımı işe gittiğim saatler haricinde. ben nereye gidersem benimle gelir. götüremiyorsam da gitmem. pazartesi günleri, tatil dönüşleri hala kabus benim için :( çevremdeki insanlara baktıkça ben de sorun var herhalde diyordum hep yazınızı okuyunca dedim ki yanlız değilmişim. şimdi tekrar hamileyim bir bebeğim daha olacak. bu bağımlılığım daha da artacak sanırım şu an yazarken bile gözlerim doluyor :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ağlayarak yazmıştım yazarken, sağlıkla gelsin yeni bebeğiniz. Belki iki çocuk olunca bağlılık duygusu biraz hafifler ama ne olursa olsun bu günler çok hızlı geçiyor

      Sil
  9. Okurken ben mi yazıyorum acaba dedim ne güzel di mi, annelerin sayısı artsın inşallah hem de böyle dolu dolu sevenlerin vıcık vıcık yaşayanların :)

    YanıtlaSil