Geçtiğimiz haftasonu yeğenim okul gezisiyle Çanakkale Şehitliğine gitti. Rehber eşliğinde gezerken bizi de whatsapp’dan bilgilendiriyordu. Buralar öyle sessiz ki diyordu, sanki hala o zamanların hüznü asılı kalmış havada. Biraz zaman geçiyor, ağlamadan duramıyorum yazıyordu. Düşünsenize bir hemşire günde 2000 askeri ölüme uğurluyormuş. Gencecik erler ölürken "anne" diye diye can veriyormuş. Bulamadıkları yiyecekler, içemedikleri pis sular bir yana, her yerde kol bacak kan. Aklını kaybeden askerler için su kenarında su sesiyle tedavi yapılmaya çalışılıyormuş. Bugün o topraklarda tam 60 BİN şehit yatıyormuş.
Her iki ablamın da eşleri Hakkari’de dağlarda askerliğini yaptı. Döndükleri zamanı çok iyi hatırlıyorum çünkü her ikisi de öncesinde sözlenmişlerdi. Bu konuşmalar üzerine ablamlara dedim ki, hatırlasanıza eniştemler geldiğinde nasıldı, normal hayata dönmeleri hiç kolay olmamıştı. Küçük ablam dedi hala eşinin kafası arada gidip geliyormuş ki 30 yıl oldu neredeyse. Rüyasında görüyormuş çünkü. Kolay mı diyor onlar da çok kol bacak toplamış 😔
Çanakkale ve diğer tüm savaşların cehennem ortamını hayal dahi etmek mümkün değil. Fakat sonra düşündüm, bir adam vardı, sadece çanakkale değil bir çok savaş geçirmişti. Bütün bunlardan akıl sağlığını koruyarak çıkmak bir yana, o kadar ileri akılla çıktı ki; sonrasında tüm vatanı kurtardı, iyileştirdi, geliştirdi ve cumhuriyeti kurdu. Şimdi tüm bu şartları yaşayıp da bunları yapabilecek bir kişi gösterin deseler, bulunmaz. Bütün bunlara hangi yürek dayanır?
Vatan uğruna tüm canını feda edenlere dualarımız sonsuz....
18 Mart 2019 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder