Oğlum bir süredir eve kedi istiyor, ama öyle geçici bir heves değil cidden istiyor ve başka hayvan da değil, sadecd kedi. Üstelik öyle sokaklarda kedi bulsun sevsin, kediyle içli dışlı olsun gibi bir durum da yok. Kedisi olan arkadaşımıza gittiğimizde ise dokunmaya çekinen, gayet nazik ama dikkatle izleyen, uzaktan seven bir tavır sergiliyor. Sanırım bir nevi hayranlık duyuyor.
Ben de kedileri çok seviyorum ama malesef eşim zorluklarından ötürü istemiyor. Hollanda’da ayrıca çok fazla prosedürü var ve tatile gittiğinde bakım ücretleri hiç de az değil. Buna rağmen geçtiğimiz haftasonu bir arkadaşım kendilerine çok mu çok tatlı bir kedi aldı. Allahım resmen kudurdum ve dün gece kedi arayıp durdum, saat biri geçiyordu uyuduğumda. Bir tane de buldum aslında, işi ileri götürüp sahibiyle de yazıştım fakat sabah yine meclisten onay çıkmadı.
Fakat çocuklarımın bir hayvanla ilişki kurmasını çok istiyorum. Acaba muhabbet kuşu mu alsak diye düşünürken benim ortaokul/lise çağlarımda sahip olduğumuz Boncuk’umuzu hatırladım. Sabahtan beri onunla ilgili hatıralarımızı düşünüyorum ve resmen özlüyorum. Bana çok güzel anılar verdi boncuk, keşke çocuklarıma da böyle bir hayvan ilişkisi sağlayabilsem. Öyle tatlıydı ki.
Böyle derken onu blogumda hiç yazmadığımı fatkettim. Yazayım ki gün gelirse unutmayayım.
Boncuk bizim ilk kuşumuzdu yanlış hatırlamıyorsam. Kendisi kafesinin kapağı açık özgür bir kuştu. Bazı yerleri pisletiyordu ama sorun etmiyorduk. Babam ona bazı kelimeleri öğretmişti, babacık, boncuk, öpücük ve benim adımı söyleyebiliyordu. Tabi ki onunla en çok ilgildnen biri olarak babamı seviyordu. Annemin ise başındaki çemberi çekiştirip çıkartmaya çalışırdı çünkü en sevdiği saç diplerini gagalama işini yapamıyordu tülbent varken, e bir de ayakları kayıyordu tabi.
Masada biz yemek yerken pıtır pıtır dolaşır, dilediğini yer, babamın ağzından lokma alır, bardağından su içer bazen de yıkanırdı. Ben kanepeye uzanıp kitap okurken kitabımın üst kenarına konar, yaprağını ısırıp bir o taraf bir bu tarafa yürürdü üstünde. Yapma deyip kovduğumda kahkahalarla uçar (bence kahkaha idi ciklemeleri) tekrar gelir konardı. Defalarca bu oyun yapılırdı.
Babam ise iskambil kağıtları ile fal açmayı çok sever. ( Fal açmak diyoruz ama bildiğiniz solitaire oyunu işte), boncuk her fal açtığında onunla ilgilensin diye gider kağıtları birer birer yerlerinden çekerdi. Tabi babam yine kovar yine cağıl cağıl kaçışıp gelmeler. Bazen de onu karşısına alıp çek bakalım bir kağıt derdi ve ona birer birer iskambil kağıtları çektirirdi.
Fakat en sevdiği oyun yine babam, günün çoğunda kafasında omzunda vs olurdu zaten anca evde olmadığı zamanlar bizde. Babam kanepeye uzanıp uyuyor numarası yapardı. Boncuk hooop hemen gelip başına oradan albına iner kaşlarını çekiştirirdi, yetmezsr burnuna inip burun kenarlarını, bazen kulaklarını. Uyanıp da onunla oynasın konuşsun diye. Babam parmağına alıp onunla konuşup dururdu.
Bir yılbaşı gecesi bira bardağını gözüne kestirip içmişti, bir de içine düşmüştü tüyleri diken diken oldu kuruyunca. Uçarken de yalpalıyordu. Ne çok gülmüştük. Sarhoş olmuştu yavrum.
Fakat hiç birimizin hala akıl sır erdiremediği bir şey var ki o da babamın geldiğini görmeden anlaması ve babacık babacık diye bağırmaya başlaması. O zamanlar yaşadığımız ev bahçeli bir ev, bahçenin ve garajın büyük bir demir kapısı var. O kapıdan itibaren 5-6 basamaklık biraz yüksekte bir varendaya geçiliyor ve varendadan sonra evin giriş kapısı başlıyor. Demir kapının sesi evden duyulur ama boncuğun kafesinden asla gelen görülmez, biz de zor görürdük zaten camdan. Bununla birlikte annem terzi olduğu için günde birçok gelen gidenimiz olur, o kapı çokça açılır kapanır. Fakat babam geldiğinde daha demir kapıda iken babam boncuk anlar (diğer insanlara yapmaz bunu) ve biz camdan bakarız gerçekten de babam gelmiş. Kapıdan girer girmez uçup kafasına konar. Ve bunu nasıl bilirdi hiç anlamayız.
Boncuk gerçekten uzun denebilecek bir süre bizimle yaşadı, sonra hastalandı ve öldü. Sonra birkaç kuşumuz daha oldu ama boncuk gibi olmadılar, kafesten çıkmadılar alışmadılar.
İnternette bu fotoğrafı buldum, böyle yeşilli sarılı bir kuştu fakat bilir misiniz her kuşun bakışları ve yüz ifadesi farklıdır, kesinlikle bu, boncuk kadar tatlı bakışlı bir kuş değil.
İyi ki vardın Boncuk.
12 Mart 2019 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Evde bir hayvan konusu bizde de devamli gündemde.Ben yillarca kedilerle büyüdüm.Hatta ilk kedi aldik sokaktan;disi.Annem dedi ki;mürvet görmeden kisirlastiramayiz,gunah olur.E biz mürvet gördük ;oldu evdeki kedi sayisi 5:) Sonra hepsi hastalandi öldü.Bir tanesi 15 yil yasadi.Cok korkakti sokaga cikmazdi ,kendini insan saniyordu:) Böyle düsününce cocuklardan ziyade ben de istioyrum ama zorlugu gözümü korkutuyor….
YanıtlaSilAynen ben de kedilerle büyüdüm, öyle çok istiyorum ki. Zorluklarını da üstlenirim ama hakikaten türkiyede çok kaldığımız için bize epey pahalıya mal olacak 😢
SilÇocukluğuna götüreceğiz seni ve tek şeyi değiştirme şansın var deseler, bir kediyle büyümek isterdim. Çocuklarımı da öyle büyütebilmeyi çoook isterdim. Maalesef kırk yaşından sonra aştım ben kedi köpek korkumu ve bir çocuğun kedi ile öğrenebileceği, deneyimleyeceği şeyleri, ne okulda ne ailede öğrenebileceğine ihtimal vermiyorum. Bu kadar önemli... Kuş anılarını insan gülümseyerek kalbi ısınarak okuyor ve bunu bilen bir ebeveyn olarak, çocuğuna bu sıcaklığı yaşatmalısın bence... Bakım, sorun değil. Komşular arkadaşlar olmasa bile günlüğü 8-10 euroya eve gelip bakanlar da var Gece. Tabii karar sizin fakat kendi deneyimimden dolayı, içim cız ediyor kedisiz köpeksiz çocuklara...
YanıtlaSilÇok iyi anlıyorum ve nasıl bir fark yarattığını biliyorum. Çalışmalarım devam edecek, bir başlayalım bakalım kuşla. Şimdi çocuklar da biraz tedirgin, yavaş yavaş alışınca isteyeceklerini tahmin ediyorum.
SilYazıda belşrtmemişim ama ben kedilerle büyüdüm ve onca zamandan sonra kedilere dair en önemli öğrendiğim şey, kedi asil bir hayvandır, ona saygı duymalısın oldu ki bunu hep çocuklara da söylerim. Hatta daha bugün oldu bir kediyi sevmek istediler, ancak izin verirse seversin dedim ve kedi de izin vermedi :)
SilAh Boncuk... :) Nasıl da güldürdün beni okurken. Çok şanslıymışsınız. Bazı hayvanlar çok özel, akıllı, insana yakın oluyor. İnşallah yeni aldığınız kuş da sizin çocuklara böyle yoldaş olur :)
YanıtlaSil