Öylesine
GeCe
Mayıs 26, 2014
18 Comments
Bu yazının bir amacı yok, içimden taştı. Kızımı çok seviyorum, sabah uyandığımda o iri parlak gözlerini, bıcır bıcır konuşan minik ağzını özlüyorum. Belki kulu kölesi gibi davranıyorum. Eminim dışardan görünen öyledir, çocuğunun parmağında oynattığı bir anne. Hiç bilmiyorum, bildiğim tek şey çoğunlukla iç sesime göre davrandığım.
35 yaşında bir bilim insanı olarak, hala ve en çok iç sesimi dinlediğim için pişman değilim. Onunla bağlarımı koparmadığım için mutluyum. Çocuk yetiştirirken kızımın deyimiyle "öyle de böyle" (öyle değil böylenin kısaltılmışı) olması gereken çok şey var. Öyle yapma, böyle davran! Çoğu zaman evet, o an iç sesim ne derse onu yapıyorum.
Her anne ve bebeğin kendi hikayesi vardır ya, bizimki de bazı açılardan sadece bize özel. Doğum sırasında yapayalnız, dilini bilmediğim bir ülkede hastanede kaldığım beş gün boyunca zayıf olma lüksüm yoktu, keza lohusalığımda da öyle, hiç sendrom yaşamadım, yaşama lüksüm de yoktu. Bebeğime, kendime kocama evime bakmak zorundaydım. Sonra takip eden tüm süreçlerde, emzirme zorlukları, dişler, hastalıklar, uykusuzluklar gibi tüm zorluklarda ne yardım alacağım ne dert yanacağım kimse yoktu. 5 dakika markete gidebilmek için bile bırakabileceğim kimse yoktu. Kızımdan (şu an 2 yaş 2 aylık) hiç ayrılmadım, bırakma imkanımın olduğu nadir zamanlarda ise ayrılamadım.
Bu süreci yad ettiğimde keşkelerim oluyor ama asla ne pişman ve üzgünüm. Acıtmıyor, ki acı bile değil, ne acılar var hayatta. Sadece neden bilmem anlatmak istiyorum, dün bir komşumuz, bir şey olursa mesela kızı bırakırsınız bize dediğinde, içimde duyduğum o büyük tedirginliği. Asla bırakmam diye geçti içimden ama gerçekçi olursak, allah göstermesin , bırakmam gerekebilir ve doğrusu güvenecek birinin olmasına şükretmeliyim.
O, istekle gitmediği sürece kızımı bir yere bırakabileceğimi hiç sanmıyorum. Hayallerimde içinde kızımın yer almadığı tek bir kare yok. Eskiden yaptığım, şimdi yapamadıklarıma dair bir özlem de duymuyorum. Biraz başımı dinlemek istediğim zamanlarda bile bir süre onu kendi haline bırakıp içime kaçıyorum, yetiyor. Hayallerimde onunla yapmak istediğim şeyler var. Mesela yıllar önce maldivlerde Nemo balıklarıyla birlikte yüzdüğümü hatırladığımda, bunu Helo ile yapmak istiyorum. Nasıl da heyecanlanırdı. Böyle şeyler, ona öğretmek, onu sevindirmek, güldürmek, mutlu bir çocukluk vermek istiyorum.
İşin garibi, çoğu zaman 5 saat uykuyla durup, gün boyunca oturduğum beş dakikaların toplamı bir saat bile etmediği, akşam yattığımda bacaklarımın ağrıdan sızladığı bu günlerde, ömrümde hiç olmadığım kadar enerjik hissediyorum. Allaha çok şükür ki gerçekten mutluyum ve huzurluyum. Her istediğim olduğundan değil az ile yetindiğimden ve en önemlisi minik bir aile olarak, sağlıklı ve birarada olduğumuz için. Hiç olmadığım kadar yaşam doluyum, kızım ve doğa bana hayat veriyor, ve hiç olmadığım kadar pozitif ve aşk doluyum, kızımı, kocamı ve kötü olmayan herşeyi seviyorum.
Canparem, şimdi uyanıp yanıma geldin ve sabah triplerine başladın bile :) Ama ben seni şimdi hemeeeen ham yapacağım.