Haklı olabilir tabi. O andan itibaren düşünüyorum. Gerçekten işini iyi yapıyorsan nasıl göründüğünü boşvermeli misin yoksa özenmeli mi? Neden özenli giyiniyoruz? Ne zaman özenli giyinme ihtiyacı hissediyoruz ve bunu kimin için yapıyoruz gibi sorular beynimde dönüyor.
Benim o an onun için düşündüğüm şuydu. Bir adam düşünün, harika bir okul kurmuş, çocuklar okulunu seviyor ve bu adamı hergün görüyor. Bilinçli veya bilinçsiz örnek alıyor. Nasıl göründüğüne dikkat etmeli mi? Bu çocuklar onun görüntüsünden nasıl etkilenir? Sıradan giyinmesi çocukların onun karşısında rahat olmalarını mı sağlar, yoksa azıcık otorite hissettirmek iyi mi? Ya da her ikisi birden olabilir mi? Dahası bu kadar eğitimli bir adamın buna dikkat etmemesi normal mi, boşvermişlik mi, bilinçli tercih mi? Bir ilave daha, bir canlı yayın yapılacağı önceden belli ve okuluna birsürü sanal misafir gelecek. O misafirler için (aynı zamanda muhtemel müşteri) biraz özenli olmak onlara değer verdiğini gösterir mi? Yoksa bana değil siz işe bakın demenin bir yolu mu? Veya ben de sizden biriyim bakın aynen sizin gibiyim demek mi istedi? İşini iyi yapıyor bu eksik kalsın diye düşünenler olabilir. İşini de iyi yapsın onu da ikisi birden olmuyor mu?
Doğrusu bilmiyorum, hangisi doğrudur, hangisi uygundur ve herkes farklı algılayacağı için kim ne düşünür bilmiyorum.
Ben ne düşünürüm ne isterim onu yazacağım buraya. Ben özenli kişileri severim. Ama bu abartı bir zenginlik yada gösteriş şeklinde değil, temiz, senin için hazırlanıldığını gösteren, mümkünse evde yalnız geçirdiğin zamanda giyeceğin türden olmayan. Evime misafir gelince ev kıyafetlerimi çıkarırım ben. Senin için hazırlandım sana değer verdim demenin bir yolu gibi gelir, aynı zamanda kendimi daha iyi hissettirir. Çalışırken bir dönem iyi giyinmiyordum kabul (şimdi o dönemin kişisel olarak sıkıntılı günlerimde olduğunu farkediyorum) ama insanlarla çalışırken onların gözünü tırmalamayacak şeyler giymeye çalışırdım. Özellikle de ders anlatırken (hatta beyaz önlük giyerdik) odak noktası kaymasın diye. Yani ne kadar "kişinin kendi giydiğinin seçimi kişiye ait olsa" da aslında yüzde yüz bağımsız değil. Giyim/görünüş bir mesaj taşır ve bu mesajı nasıl vereceğimiz bize bağlı.
Atatürk'ü düşünüyorum mesela. Tabi o lider olduğu için daha farklı bir imajı var ama hiç lakayt görüntüsü yok fotoğraflarda. Yine bu özeni birçok ünlü kişide görmek mümkün.
Hayat kolay değil. Ekonomi, eğitim sistemindeki sorunlar, iş hayatının getirdiği sıkıntılar bir sürü derdimiz var, işim başımdan aşkın, bunca dert içinde bir de onla mı uğraşacağım deriz. Evet aslında uğraşabileceğimiz nadir birkaç şeyden biri bu. Birçok meselede kontrol yüzde yüz bizde değil. Fakat nasıl göründüğümüz, yüzümüze takınacağımız ifadenin şekli ise yüzde yüz elimizde. Kendimize özen gösterdiğimizde bu önce bize iyi gelecek. Yüzümüze bir gülüş kondurduğumuzda o önce bizi gülümsetecek. Çocukların karşısına böyle çıktığımızda inanın onlara da yansıyacak.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz çok merak ediyorum.
GeCe
YanıtlaSilKesinlikle ben de özenmeyenlerdenim ama şöyle..
Temiz olmamakla salaş görüntü arasında dev farklar var.
Salaş tarzı olan bir adam, mis gibi duşunu almış, öz bakımını yapmışsa- işte o tarz benim <3
Seviyorum özensiz tarzı ama temizliksiz asla düşünemiyorum tabi ki.
Bu arada trafik konusunda yazdığın yorumlar için burdan teşekkür etmek istedim. Kendi bloğumdan da cevap vereceğim. Aceleyle yazdım çünkü gayet aydınlatıcı oldu.
Sevgiler
Aslında ben de o tarzı seviyorum sevmiyorum değil ama onu gördükten sonra bunun yerinin farklı biryer olması gerektiğini düşündüm, okulda olmuyordu sanki. Bir de o tarz herkese yakışmıyor. Hele göbekli, kısa boylu yaşı geçkin adamlara :)
SilA bu arada sözkonusu kişi kısa boylu ve göbekli miydi çok dikkat etmedim ama bir biscolata erkeği değildi hani :)
SilKesinlikle katılıyorum, pejmürde görüntüyü ben de sevmiyorum, "kendine bile azıcık özen gösteremeyen insan neye gösterecek ki" diye düşünüyorum. Daha önemli şeylere özen gösterdiğinden kendine vakti kalmıyorsa hata yapıyor o insanlar, kendinden önemli kim var ki, sen kötüysen bütün dünya iyi olmuş insanı bir yere kadar tatmin ediyor, kimseye bir faydanın olmaması, aksine senin faydaya muhtaç olman da cabası. Kirli saç, karışık sakallar, perişan üst baş, özgürlük değil, en başta kendine saygısızlık bence. Obama, Gates gibi liderlerin dolaplarında hep benzer renklerden benzer stilde takımlar-giysiler olurmuş ki, kombinlemekle vakit kaybetmesinler. Ama yine de temiz pak, asgari stile sahip gözüksünler. Çok üşenenler belki bu yolu deneyerek temiz pak, sade ve düzenli bir görüntüye az çabayla ulaşabilirler. Kısaca, ben de sana katılıyorum.
YanıtlaSilAynen ben de böyle düşünüyorum minimal kombinelerle de şık olmak mümkün.
Silsize gösterilen tepkinin yersiz olduğunu düşünüyorum. bencede özen gösterilmeli önce kendi, sonrasında da karşısındaki için. atatürk ne güzel bir örnek, şimdiki liderler geldi de aklıma ekoseli gömlek, kravat yok vs. gerçek lider atatürk.
YanıtlaSileski yıllardakı kadar zarafet yok artık giyim kuşamda. joker bir kot pantolon var ki her derde deva adeta. ama değil işte...
haklısınız sonuna kadar.
sevgiler
Yorumdan ilk başta rahatsız oldum ama sonra etkilenmedim. Çünkü gerçekten vizyonlarımız farklıydı. Ben nispeten anlattıkları okul sistemini bilen ve burada sıradan devlet okullarında bulan biriyim. Fakat ekstramız da var çünkü onlar her açıdan dikkat ediyorlar. İmaj da dahil. Şimdi bunu görünce neden ikisi birden olmasın ki demek istedim aslında yorumumu yazarken. Diğerleri ise tabi ki şaşkınlıkla okulun yeniliklerine odaklanmışlardı
SilBen de sizin gibi düşünüyorum. Canlı yayını yapan blogcu şahıs nasıl giyinmişti diye merak ettim (seyretmedim). Bunun kadın/erkek olmakla alakası olduğunu da sanmıyorum. Kendini yazmaya, resme veren bazı sanatçılarda veya bilim insanlarında bu tip kendine özen göstermeme halinin olduğunu biliyorum, ama ne bu örnekler ne de ''zarfa değil mazrufa bak'' bence bahane değil. Eğer okul sahibi bilhassa bu şekilde giyinerek dünya görüşünü yansıtmak istiyorsa, bana verdiği mesaj ''kimseyi takmıyorum, istediğimi yaparım,'' olur; çocuğumu ne kadar iyi olursa olsun bu görüşe sahip birinin yönettiği bir okula göndermek istemem.
YanıtlaSilBlogcu kamera arkadındaydı görünmüyordu. Yok ben aslında aşırı rahatsız olmadım, ilk anda öyle bir izlenim edindim. Bunda belki yurtdışında oluşumun da etkisi vardır. Burda gerçekten evde bile özenli giyiniyor insanlar öyle ki kapısını çaldığında aaa dışarı mı çıkıyordunuz diyebilirsin. Fakat sanırım okul ve o görünüm birarada uymuyordu benim için. Başka yerde olsaydı umursamazdım. Belki de yıllardır bize böyle empoze edildiği için bu şekilde düşündüm.
SilTam da bugün bunu düşünürken yazı karşıma çıktı. Kendimden memnun olmadığım bir görüntüdeyim şu an. Madem memnun değilsin, neden bişey yapmıyorsun diye kendimle yüzleşip üşengeçlikle karşılaşmak mı kötü yoksa umursamazlıkla mı? Başkalarını umursamamak, kendini umursamamak ne kadar sağlıklı emin değilim. Sonuçta özbakımın azalması psikiyatride değerlendirilen belirtilerden biri. Dış görünüş insanları değerlendirirken kesinlikle önemli o yüzden özel zamanlarda kendime dikkat ediyorum. Ama en sevdiğim, önem verdiğim insanlar ailem değil mi? Neden onların beni bakımsız görmelerine izin veriyorum? Çok doluymuşum sanki biraz daha düşüneyim bunu. Sevgiler...
YanıtlaSilBir dönem ben de kendim için aynı sorgulamaları yaptım. İllaki her zaman mükemmel olmuyor tabi. İnsanın morali bozuk oluyor yada hasta. Fakat asıl kriter aynaya bakınca kendinden memnun musun bu olmalı. Yıllarca biraz kilom var diye kendimden kaçtım ama kilo sorun değilmiş aslında. Ne kilolu olup da gayet şık olanlar var. Biraz dikkatli düşünmek gerekiyor sadece
SilBahsettiğin canlı yayın için pek bir fikrim olmadığını fark ettim ama genel olarak bir şeyler yazmak istedim. Hayatım boyunca salaş, özensiz vb. giyinen biri oldum ve bu durum çok yakın zamana kadar beni hiç rahatsız da etmedi. Hoş, şimdi de etmiyor ama ne kadar uykusuz kalmış olursam olayım az bir makyaj ve uyumlu bir şeyler giyip aynaya bakıp gülümsediğimde daha iyi hissettiğimi fark ettim.
YanıtlaSilTamamen bırakmış olmak da içinde farklı alt mesajlar barındırıyor diye düşünmeden edemedim.
Objektif tarzda yazdığın bu yazıları ve sorgulamalarını seviyorum.
Keyif dolu günler, öperim.
Aslında kişinin psikolojisine tamamen bağlı giyiniş tarzımız. Fakat eğer topluma yönelik bir iş yapıyorsan, seni yüzlerce kişi görecekse sanırım psikolojin ne olursa olsun özenli olmaya çalışırdın sen de.
SilSanatçılar ve bilimadamları dışında (bu iki grup başka tür insan bence, onlar ne yapsa başımıın üstünde) bence de özen gösterilmeli. Sonuçta orda biraz da reklam var, kendini satıyorsun, biraz bakım cila daha fazla işine yarar. Ama "anlattıklarına bak, kıyafetine değil" kısmına da katılıyorum çünkü bazen insan kafası ne kadar dolu olursa, beden o kadar boşverilebiliyor.
YanıtlaSilAslında o kadar da farklı birşey anlatmıyordu, okulu gezip okulda yapılanları anlatıyordu. Ben aslında genel olarak kendimi daha esnek zannederdim fakat o ortamda o görüntü uygun gelmedi, kendime de şaşırdım aslında. Demek ki bazı kalıplara ister istemez dahil olmuşum
SilBen de senin gibi düşünüyorum ama bunu açıkça söyleyecek cesareti bulamayanlardanım :) bahsi geçen videoyu izlemedim ama sen anlatınca gözümde canlandı :))) beni soracak olursan; yağlı saçlarla, kedi tüyü kaplı taytlarla, sütyensiz bol kesim tişörtlerle kepaze gibi markete gitmişliğim çok var :D ama o kadar utanırım ki öylece çıktığım günlerde inşallah tanıdık kimseyi görmem diye dualar ederim :)))
YanıtlaSilAma misafirim geleceği zamanki ev kıyafetim, gezmelere giderkenki özenim her zaman temiz paktır. Hele ki öyle bir video çekimine katılacak olsam, gelin başı yaptırır zülüflerime sim attırırdım sanırım asdhsjsksk
Dün canlı yayının kısacık bir bölümünü izleyebildim öncesinde Elif hanımın canlı yayınlarından ve blog yazılarından okul hakkında biraz bilgi sahibiydim hatta epeyi bir iç geçirmişliğim de var keşke yakınlarımda olsa da çocuklar için tercih edebilsem diye.
YanıtlaSilBen beyefendinin giyiminden rahatsız olmadım bilakis kendini jilet kıvamında tutan hatta ayna karşısında saatler geçiripte çocuklara aynı özeni göstermeyen insanlardan yıldığımdan kaynaklanıyor sanırım bu hissim. Varsın hür olsunlar bari kılık kıyafette hür olsunlar , kimseye benzemek gibi bir dertleri olmasın en azından benim çocuklarım sadece rahatlar diye öyle daha kendileriler diye bir kot bir tshırtle ekran karşısına geçebilecek kadar kendilerine güven duysunlar çok isterim.
Keşke yakınımızda olsaydı Fide okulları tereddütsüz emanet ederdim yavrularımı , zorunlu eğitim süreci resmen karnımda bir sancı :/
Başkasının giyimi üzerinden değil de kendi görüntüm üzerinden değerlendirmek istiyourm yazılanları. Sade yaşam tarzı felsefesiyle ihtiyacım olan dışında herhengi birşey (giyim de) almamaya özen gösterdim bir süre. Önemli olan kıyafet değil de içindeki "ben"im diye düşündüm. İnsanların bana değer vereceklerini düşündüm. Kıyafetlerim ve ben pis değil ama bir parça demode olduk. Bir süre sonra dışarıdaki insanlardan beklediğim saygıyı görmediğimi farkettim ve birkaç kez had bildirmek durumunda kaldım. Ye kürküm ye anlayışının hakim olduğu bir ülkede siz değil kıyafetleriniz/kullandığınız telefon/araba vs konuşur.Şu anki fikrim aşırıya kaçmadan imajımı güncel tutmak yönünde.
YanıtlaSilBen yazınızı yeni okudum ancak video yayınında konu ile ilgili tartışmalara şahit olmuştum. Arkadaşlar, ben bu sene başında okulu ziyarete gittim kızım için ve siz videoda bir kısmını gördünüz. Okulun sadece kurucusu değil, müdürü, müdür yardımcısı ve sınıf öğretmenleri de benzer şekilde. Erkek öğretmenleri bırakın, kadın öğretmenlerin büyük kısmı kot pantolon giyiyor. Ben kendi açımdan bu durumun belki Finlandiya'da normal karşılanabileceğini ama ülkemiz şartlarını düşününce bir eğitim kurumu için uygun olmadığını düşünüyorum. Sevgiler.
YanıtlaSil