2008 yilinin basindan beri blogger ve wordpress kullanan biri olarak bana en cok sorulan sorulardan biri: seo konusunda wordpress daha iyiymis dogru mu? Wordpress'de seo ayarlarini kolayca yapilandirmaya imkan veren eklentiler var ve bu eklentiler kullanildiginda avantajli imis gibi gorunuyor ancak gercekci degil. Daha doğrusu blogger da doğru kullanıldığında ona göre dezavantajlı değil, gayet yeterli. Ustelik yazinin ilerleyen kisimlarinda bahsedecegim gibi, bu eklentilerin yaptigi isi yapacak sekilde bir yenilik yapti blogger. Bu yenilik kumanda panelini kurcalayanlarin farkettigi birsey ancak saniyorum ki daha kimse haberdar degil, cunku kabaca baktigim kadariyla blog dersleri veren bloglarda bu konuda yazilar yazilmadi. Belki de ilk benden duyacaksiniz ;)
Önce bir blogun (veya sitenin) arama motorlarında üst sıralarda yer almasının şartlarına değineyim. Bazı yeni açılmış bloglar, hemen üst sıralara çıkmak istiyor ve bunu birilerine yaptırabileceğini düşünüyor. Hayır böyle bir şey söz konusu değil. Gerekli ayarları uzman kişi yapabilir ama öyle bir kaç ayda üst sıraya çıkamazsınız. Geçenlerde böyle iddialar gördüm, X blogunu Google'da şu aramalarda birinci sıraya çıkarttık diyor. Hımmm gerçekten çok etkileyici ancak dikkatsiz birinin hemen kanabileceği bu iddiada şu ayrıntı gözden kaçıyor. Bahsettikleri arama kelimesi bir yada iki tane değil, 8-10 kelimeli bir cümle. Elbette ki o kelimelerin bir arada bulunduğu başka bir sitenin bulunma olasılığı çok düşük. Üstelik gayet spesifik kelimeler, yani o bloga ait tanımlar. Asıl başarı, blog içeriğinde yer alan konularda maksimum 2-3 kelimelik aramalarda üst sırada yer almak.
- Bir blogun üst sırada çıkmasının en büyük etkeni, o güne kadar yapılmış toplam ziyaret sayısıdır. Mesela yemek bloglarını örnek verecek olursam, on yıllık bloglarda o tarif varsa, muhtemelen bu güne kadar daha çok ziyaret edildiği için sizin blogunuzda o tarif olsa bile, önce o çıkar. Kısa sürede (ki bence ciddi bir çalışma ile bile 7-8 ay sürebilir) sayfanıza bol bol ziyaretçi akışı sağlamanız gerekiyor. Bunun için çeşitli yöntemler deneyebilirsiniz, facebook, twitter ve instagram gibi sosyal medyadan blogunuzdaki yazılara yönlendirme yapmak bunlardan birisi. Ancak dikkat etmek gerekir ki siz çalışırken diğer bloglar da boş durmuyor.
- Geri bağlantılar oluşturma. Bir blogun internet üzerinde ne kadar çok sayıda linki varsa o kadar iyi. Peki buunu nasıl sağlarsınız? Başka blog/sitelerde sizin blogunuza yazılar içinde link verilmesi, sizin başka bloglarda yazdığınız yorumlar (yorumcu adınız aynı zamanda blogunuzun linki demektir), hatta başka blogların sidebarında yer alan blog listesinde ekli olmak. Hepsi size verilmiş link anlamına gelir. Bir örnek vermek açısından kendi blogumdan rakamlar vereyim. Ilk açtığım yıllarda, tabi ki bu işlevini bilmeden yorum yazar dururduk. Günde 50-100 bloga yorum yazardım. An itibariyle blogumda 12121 bana yazılmış yorum bulunuyor. Benim de karşılık verdiğim düşünülürse en az bu kadar hatta daha fazla yorum bıraktığım doğrudur.
- Konu çeşitliliği. Bir blogdaki konu çeşitliliği ne kadar fazla ise arama yelpazesi daha geniş olacaktır. Mesela yemek bloglarında 100 farklı tarif var diyelim. Pasta bloglarında ise X pastası Y pastası gibi düşünürsek çeşitlilik sayısı 20-30 u geçmez ve hep benzer döngüde kalır. Diğer yandan konu çeşitliliği bir dezavantaji da beraberinde getirir çünkü ziyaretçi profili dağınıktır ve ulaştığı tek yazıyla ilgili başka yazılar yoksa kaçar. Bir örnek verecek olursam 2009 yılında arap sabunu ile ilgili bir yazı yazmıştım. Hala tek başına o kadar çok ziyaret aliyor ki, şu an sadece o sayfanın görüntülenme sayısı 64616 olmuş. Oysa o yazıyı okumaya gelen ziyaretçi muhtemelen kaçip gidiyor çünkü bu konuda başka yazı yok. Dolayısıyla aynı temada kalmak şartı ile konu çeşitliliği faydalıdır, aksi kuru gürültüdür. Yemek blogları bu açıdan avantajlı, çok sayıda tarif yazma imkanı var, bloga x tarifine bakmaya gelen, diğer tariflere de göz atabilir, çünkü ilgisi yemeklerdir ancak onların dezavantaji da gerçekten çok sayıda rakiplerinin olması.
- Içerik. Siz de denk gelmişsinizdir, bir arama yapıp bir siteye gidiyorum. Yazıda bir sürü anahtar kelime var ancak yazı yok, daha doğrusu içi boş. Bunlar arama motorlarını yanıltıcı etiketlemeler ancak etkili değil. Çünkü bunu farkettiği an ziyaretçi kaçıyor. Tamam belki ziyaretçi geliyor ama bir üst maddede de bahsettiğim gibi ziyaret süresi de önemli. Çeşitli analitik inceleme uygulamalarına bakarsanız, sadece ziyaretçi sayısının değil, sitede kalınan ortalama sürenin de önemli olduğunu görürsünüz. Dolayısıyla, içeriğin zengin olması, ilgili yazılarla ziyaretçinin site içinde dolaşmasının sağlanması önemlidir.
Buraya kadar yazdıklarım sadece blogger için değil tüm siteler için geçerli. Bir sonraki yazıda, blogger için yapılabilecek ayarlardan bahsedeceğim.
Yazı dizisinin 2. si burada
Yazı dizisinin 3. sü burada
Yazı dizisinin 2. si burada
Yazı dizisinin 3. sü burada
Çok güzel bir yazı olmuş. Diğer yazıları merakla bekliyorum :)
YanıtlaSilfaydalı yazı için teşekkürler
YanıtlaSilEvet, bloguyla problem yasayan biri olarak ben de merakla bekliyor olacagim yazinin devamini :) simdiden tesekkürler
YanıtlaSilçok aktif bir blogger değilim. keyfe keder blog yazıyorum ama mümkün olduğunca okumaya geleni doyuran bir yazı olmasını önemsiyorum. bu nedenle bazen yazmakta zorlanıyorum. epey de ara verdim. umarım kısa zamanda yeniden başlarım yazmaya. sizin bu yazınız blogunuzu takipte olduğum için gözüme çarptı ve okumak için açtım. devamını da okumak için sabırsızlanıyorum.
YanıtlaSilözellikle yorum'la ilgili yazdıklarınız ilgimi çekti, keyif için yazıyorum ama gene de bilmek güzel.
YanıtlaSilBen de duyuyordum ama ne olduğunu bilmiyordum :) Çok iyi oldu, teşekkürler
YanıtlaSil