2 Ağustos 2014 Cumartesi

Bebekleri Korkuyla Büyütmek

Anne olunca öğrendiğim en önemli şeylerden biri, her bebeğin ve ailenin dinamiklerinin kişiye özel olduğu ve eleştriye açık olmadığıdır. Bu yüzden blogumda eleştiren yazılar yazmamaya çalışıyorum ve sadece kendim tecrübe ettiğim, başkalarının da işe yarayabileceğini düşündüğüm yöntemleri paylaşıyorum. Bu yazıda yazacaklarım da hiç bir eleştri amacını taşımıyor.

Toplum içinde yaşayınca diğer anne-bebek/ aile-bebek ilişkilerini ister istemez gözlemliyor, bazen eşimle gözlemlediklerimizden itibaren bizim hangi noktada olduğumuzu tartışıyoruz. Genelde eşim çözümleyici bakış açısıyla beni etkiler. Aynı zamanda genelde akademik makalelerden ebeveynlik ve çocuk yetiştirme konusunda sıklıkla okur. Çoğu konuda ne yapmamız gerektiğine dair basit fikirleri vardır.

Geçenlerde yaptığımız bir konuşma, bebeğin sürekli organik beslenmesi için didinen anneler hakkındaydı. Doğrusu bu tip kişilerin yanında iken beni huzursuz hissettiren birşey var. İlk başta, çok fazla takıntılı olmadığım için sanki tamamen yanlış davranıyormuşum gibi algılanacak olmam beni geriyor sanıyordum. Sonradan farkettim ki o annenin takıntılarının yarattığı bir negatif enerji beni rahatsız eden. Bu konuyu öyle kanıksamıştır ki biraz farklı bir yaklaşım onun için intihar gibidir. Nitekşm bunu da laflarına, bakışlarına ve imalarına yansıtır. Burada biraz Helo'nun beslenme şeklinden bahsetmem lazım.

1 yaşına kadar slovakya'da yaşadığımız için orada markette bulabileceğimiz ürünleri organik seçiyordum ancak şimdi farkediyorum ki hollanda marketleri kadar geniş bir yelpazesi yoktu bu ürünlerin.  Yine de AB standartları sebebiyle organik olmasa da her ürünün kaliteli olduğunu umuyordum. Diğer yandan açık süt/ peynir gibi ürünlere pek güvenmiyordum. Dillerini tam anlayamadığımız için açık gıdalar konusunda çok da rahat olamadım. Hollanda'da yaşadığımızdan itibaren organik ürünler aldım ama aşırı takıntılı olmadım hiç. Organik olmayan yiyecekler, zaman zaman şeker, kraker, cips gibi şeyler de yedi ve yiyiyor. Dışarıda yemek yerken organik mi değil mi diye ayrıca bir araştırmaya girmiyoruz (zaten burada dışarda yemek alternatifleri türkiyedeki kadar çok ve kışkırtıcı değil, ayrıca orada yaşayan normal bir ailenin dışarıda yemek yeme sıklığına göre çok seyrek bizimkisi). Ancak eşim de ben de bu konuda çok takıntılı değiliz ve tabi aksi yönde de abartılı değiliz. Evimizde hepimiz için sağlıklı yiyecekler pişirmeye gayret ediyorum, abur cuburları fazla satın almıyoruz ve zararlı yiyecekleri yediğimiz zaman asla aşırıya kaçmıyoruz. 

Organik olmadığı gerekçesiyle bazı yiyeceklerden kaçınmadık ama vur deyip öldürmedik tabi ki. Eşim yaptığı araştırmalar sonucunda organik olan ve olmayan aynı yiyecekler arasındaki besin değerlerinin (vitamin mineral protein vs) aynı olduğunu, tek farkın içindeki muhtemel kimyasal katkı maddeleri olduğunu ve bu kimyasalların uzun vadedeki etkilerinin ne olacağına dair kesin bir araştırmanın bulunmadığını söylüyor. Elbette ki ufacık bebeğe kimyasal katkı malzemeleri vermek doğru değil ama eğer bir besindeki vitamin ve minerallerin başka yiyeceklerden alınma imkanı yoksa (ki doğadaki her besinin faydası var) o yiyecekten kaçınmıyoruz. Böylece mümkün olduğunca doğal ve sağlıklı ama aşırı takıntılı olmayan bir beslenme düzeni oturttuk. Bir düzen kurmak bizim için biraz zor oldu diyebilirim çünkü kızım iki yaşına kadar hiç yemeyen bir çocuk sayılırdı. Yemek yemeyen çocukların anneleri beni daha iyi anlayacaklardır. 

Neyse asıl demek istediğim şu ki, sadece beslenme değil, bebeklerin dahil olduğu bir çok konuda; anneler koruma içgüdüsü ile aşırı hassas olabiliyorlar. Yadiği-içtiği, uykusu, tv ve bilgisayarlarla olan ilişkileri... gibi çeşitli konularda ortaya çıkan ve dikkatli olunmazsa gittikçe büyüyen bu takıntıların bazı olumsuz sonuçları olabilir. İşte bu yazıda vurgulamak istediğim bu.

Bebeğinin yemeğine aşırı titizlenen bir anne, zamanla içinde, muhtemelen farkında olmadan bir korku yeşertiyor. Öyle ki onun kontrolü altında olmayan yiyecekler yediğinde hasta olacakmış, çocuğunun başına kötü şeyler gelecekmiş gibi. Bu korkunun annenin kendisine vereceği zararı geçtim, çocuklar da algılayacaktır. Üstelik yasaklı şeylere karşı bir istek de doğurabilir.

Eşim diyor ki, mesela bir bahçen vardır, ekip biçersin, çocuğunla toplarsın yersin bu yapıcı bir durumdur. Hem doğal beslenilir hem de çocuk bu süreçte bir sürü şey öğrenir. Oysa çocuğu böyle korkular içinde büyütmek yıkıcı bir durumdur ve belki de tüm sağlıklı beslenme avantajlarını sıfırlıyordur.

Biliyoruz ki sağlıklı bir insan sadece sağlıklı beden ile olmuyor. Sağlıklı bir psikoloji de gerekli. Bu ikisi bizim keskin çizgilerle birbirinden ayıramayacağımuz kadar içiçe geçmiş durumda. Sağlıklı çocuk için doğal beslenme alışkanlıklarının, huzurlu ve mutlu bir anne, huzurlu bir aile ortamı ile desteklenmesi şarttır ve bu yüzden anneler olarak takıntı - korku - evham - tutuculuk gibi davranışlar sergilerken, bu davranışın hangi noktasında olduğumuza dikkat etmeliyiz.

9 yorum:

  1. Organik bulacağım ve yedireceğim diye stres topuna dönüşen, çocuğu azarlayarak "çimen suyu" içirmeye zorlayan "sağlık takıntılı" son derece hasta insanlar var etrafta. Bunların çocukları da sadece acurcuburla beslenen çocuklardan daha sağlıklı olmuyor çünkü "stres", yaşam kalitemizi ve fiziksel/psikolojik sağlığımız üzerinde çok daha yıkıcı etkiler yaratan bir değişken ne yazık ki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de buna inanırım mesela sen de biliyorsun sudan gelen mesajı. Suyun pozitif ve negatif durumlar altında etkileri nasıl da farklı. Bu her yşyecek için söz konusu olabilir

      Sil
  2. Her şeyin fazlası zarar orta yolu bulmalı diyorsunuz ya neye göre abartılı kime göre takıntılı..Örneğin içinde bulunduğunuz toplumda televizyon seyretmek çok normal bir şeyse veya glikoz şuruplu algida benzeri gıdaları yemek; eh,çocuğum da arada yese birşey olmaz diyebilirsiniz, veya dindar bir ailede büyüdüyseniz çocuğunuz dini eğitim alır vb. Etrafınızda evinde televizyon olmayan ve hazır gıda hiç yemeyen bir kitle varsa o zaman televizyon izletmek ve hazır gıda vermek çok abartılı gelebilir. Eğitim seviyesine bağlı daha çok.Ya da şöyle sorayım yanlış olduğunu kesin bildiğiniz bir şeyi kötü bir çevrede yaşıyorsunuz ve herkes yapıyor diye yapar mıydınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı konularda doğrular ve yanlışlar göreceli değildir. Zararlı şeylerin zararı nettir. Takıntının derecesi ise göreceli olabilir ama bunun derecesini ölçmek kolay, çünkü illa ki kendini belli eder ve bunu başkaları değil kişinin kendisi dahi hisseder. Çünkü hayatına bir stres getirir. Ben de zaten kimseyi eleştirmedim. Ancak bu dünyada açlıktan ölen çocuklar varken, aşırı titizlenen anneleri anlayamayacağım

      Sil
  3. Tam da bu konuyu yazacaktım canım bence sorunu kendiyle bu insanların çocuğunun sğalığı falan değil; eline sağlık

    YanıtlaSil
  4. Ben de Tüten'e katııyorum ,kesinlikle bu insanların kendileri ile derdi.Çoğu sadece takıntı sebebi ile bunu yapıyor elinde sigara ama çocuğunu organik besliyor..

    YanıtlaSil
  5. "Organik de organik, organik de organik" şeklinde takıntısı olan bir annenin, çocuğu üzerinde tam anlamıyla kontrol sağlayabileceği süre taş çatlasın kreşe başlayıncaya kadar. Yani çocuğun farklı bir sosyal ortama adıma atmasıyla başlayan döneme kadar. Yeni bir ortam, çocuk için keşfedilmemiş bir cennet gibi. Aşırı titizlenip çocuğu sıkmak yerine, orta yolu bulmak lazım.

    YanıtlaSil
  6. çok doğru bir konuya değinmişsiniz takıntılı annelerden bende uzak dururum yorumlarda söylendiği gibi sigara içip organik besleyen anne komik değilmi organik besleyip çocuğu ile ilgilenmeyen bakıcıyla büyüyen çocuğa ne demeli keşke bize tek zarar veren şey organik olmayan gıdalar olsa sizinde belirttiğiniz gibi insan bir bütündür bütününü iyi olmayan tek tarafı güya düzelterek kişiye sağlıklı diyemeyiz Esra-Clean

    YanıtlaSil
  7. Merhaba iki aylik oglum var hamileligimin ilk donemlerinde blogunuzu kesfettim ve en eski yazilara varincaya kadar okumaya calistim acemi bir anne olarak fazlaca yazdiklarinizdan faydalandim.
    Eliimden geldigince rahat bir anne olmaya calisiyorum ama henuz isin basindayim. Bahsettiginiz annelere cevremde bende denk geldim. Organik avcisi anneler diyorum bunlara elbette dikkat etmeliyiz yediklerimize ama bunu bi saplanti haline getirmek hayati cekilmez bir hale getirebiliyor.
    Neslihan

    YanıtlaSil