1 Temmuz 2014 Salı

Beden Yorgunluğu mu Daha Zor Kafa Yorgunluğu mu?

Anne olup da ara verinceye kadar kafa patlatmam gereken bir işim olduğu için kafa yorgunluğunun âlâsını bilirim. Eve geldiğimde kendimi yatağa atar, boş gözlerle şapşal şapşal bakardım tavana. O anlarda, balıkların bakışı bile benim yanımda daha bilgelik içeriyordur eminim. Bir yandan beynim zonklar bir yandan gün boyunca içine doldurduklarım, kovasından taşmış çöpler gibi fışkırır. Bekar olduğum zamanlarda, işten eve bu halde gelince annem yat kızım dinlen kafa yorgunluğu en zoru derdi bana. Canım annem... 

Onun hep böyle söylemesinden olsa gerek, bedensel işlerde çalışanların çok yorulmadıklarını düşünürdüm. Aman ne var canım onların kafaları rahat, kafa yorgunluğu daha zor, şusu böyle, busu şöyle diyerekten...

Bir gün yine asistanlığın ilk zamanlarında, hatta belki buraya da yazmışımdır nerde kim bilir, çömez asistanları olur olmadık her işe koştuklarından başıma enteresan bir iş kalmıştı. Veli efendi hipodromunda yapılacak mezuniyet töreninde (üniversitenin tüm bölüm ve fakülteleri bir arada yapılıyırdu o zaman) görevliydik ve içinde bulunduğum takım girişte gözetmen gibi bir görevdeydi. Sonra birden bire ne oldu anlamadım, güvenlik görevlileri mi azdı, yoksa hiç mi yoklardı hatırlayamıyorum, kendimi güvenlik görevlisi olarak buldum ve tek bayanım. Töreni izlemeye gelen binlerce veliyi ve çantalarını (tahmin edersiniz ki çoğu kadın) tek başıma aradım. Aman allahım hiç durmadan geliyorlardı ve tören bitimine kadar devam etti arama (girip çıkıyorlar malum) hem sinirden hem yorgunluktan titremeye başlamıştım. Saatler boyunca sıcak havada ve hiç mola vermeden... En son tören bitmeden ceza almayı da göze alarak kaçtım çünkü herkes kaçıyor bana yığılıyordu, saat 3,5 gibi kaçmıştım sanırım. 

Sonra birkaç kere daha böyle aşırı yoğun işler oldu. 12 saat boyunca gözetmenlik yapmak gibi veya tüm gün ara vermeden ders anlatmak gibi. Benim derslerim tahtaya yazmaya dayalı olduğundan hiç oturmadan sürekli yazıp silmekten ve bu arada yüksek sesle anlatmaktan ibaret oluyordu. 

Neyse böyle bedensel olarak aşırı yorulduğum günlerde anladım ki, kafa yorgunluğu hiç birşeymiş. Kendini yatağa bile götürecek halin olmuyor, sanki imkanın olsa oracıkta yere yığılıp uyuyacaksın, eve gitmek işkence. Kimi zaman ağrı ve sızıdan uyuyamazsın bile, bacakların öyle sızlar ki nereye koyacağını bilemezsin. Oysa kafa yorgunluğunda, müzik dinlersin, sevdiğin şeyleri yaparsın falan biraz rahatlatsın, oh ne kolay.

Anneliğin ilk aylarında işte bu beden yorgunluğunu bolca yaşıyor insan. Uykun vardır, sırtın ağrır, kolların kopmuştur falan. Yine de o kadar yorulmuyormuşum demek ki bebek arabasında uyusun da keyifle alışveriş yapayım diye can atardım. Şimdi ise, uykusunun bir kısmında dahi olsa evde olayım diye dört dönüyorum, dışarda uyuyup uyanmasını hiç istemiyorum. Yoksa dinlenmek için tek fırsatımı yürüyerek yani yorgunluğuma yorgunluk katarak heba etmiş olacağım. Fakat ne yazık ki dışardayken uyuyor evde neredeyse hiç uyumuyor artık bizimki pııffıık. Onun eve girer girmez açılan gözlerini görünce benim gözlerim pörtlüyor.

Bebeğin yaşı ilerledikçe bedensel yorgunluk katlanarak artıyor ama üzerine bir de kafa yorgunluğu geliyor ki evlere şenlik. Helonun bin türlü psikolojik hallerinden doğan bu kafa yorgunluğum, yıllar önce işte yaşadığım kafa yorgunluğu ile yarışır derecede yoğun. Bi de üstüne beden yorgunluğu ekle, al işte sana en zoru buymuş.

Bacaklarının sızısından ne yatabilen ne oturabilen anne kişisi bildirdi. 

Dip not: bu gün evde ve uyusun diye 1,5 saat yürüdüğüm bebek arabasında uyumadı. Akşam üstü markete giderken oto koltuğunda sızdı, markette uyudu, dönüşte uyandı.

Dip not 2: e bu sefer geç saatte öğle uykusu yapınca 11 de zorla uyudu. 








6 yorum:

  1. :))
    şahanesin,belli çok yorulmuşsun,ama şahane bi yorgunluğun var:))
    sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Benim kızım da üç aylık; gündüzleri yatağında uyumayı pek sevmiyor.
    Az önce dışardan geldk;arabasıyla yürüdük o uyudu ben de bir müddet sonra oturup kitap okudum.
    temiz hava elbette güzel ama bunun bir alışkanlığa dönmesini istemiyorum.
    şahane bir koliğimiz olduğundan uyku eğitimine cesaretim yok.1 ay sonrasını bekliyorum açıkçası.
    "yeter ki ağlamasın" diye arabasında, slingde vs uyutuyorum.
    beden yorgunluğunu ben de şu ara çok yaşıyorum.
    beni bebekli hayat değil de kolik bitirdi :)
    hislerime tercüman olmuşsunuz;teşekkür edeyim dedim.
    İnsan bazen "bir ben mi yoruluyorum acaba" diyor çünkü :)

    YanıtlaSil
  3. tüm bunlara bir de çalışan anne olmayı ekle veya ekleme en iyisi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o da aklıma geliyor. Her iş yeri farklı tabi ama kendi işimi yapıyor olsaydım işte iken şimdikinden daha çok oturuyor olacaktım

      Sil
  4. tam beni ve oğluşumu anlatmışsınız:) bebekken bende uyurken saatlerce dolaşıyordum şimdi dışarıda uyuyacak diye aklım çıkıyor acilen taksiye binmişliğim bile vardır:) uyku gün içinde 1 sefere indiğinden kendime ve iş-ev vs ayırdığım zaman onu da bazen nasıl kullanacağımı şaşırıyorum bir bakmışım uyanmış:) sevgiler....

    YanıtlaSil
  5. Tam beni de anlatmissin canım. Disaridayiz hemde hergün. . Tamam ilk zamanlar guzeldi ama şimdi. Gece Ada yi uyuturken bende uyuyakaliyorum:) bacak agrisini hiç sorma.. Güneş ten öyle bir yanmisim ki amele yaniklarimla çok komikim. Ahh seni dusunemiyorum şimdi, yorgunluk perişan etti.. Ama yine de dolu dolu bir hayat.. Dilayi ve seni öpüyorum

    YanıtlaSil