8 Kasım 2013 Cuma

# amsterdam günleri # Amsterdam'daki Günler

Kendi işini kendi yapanlar ülkesi

İlk taşındığımız zamanlarda, temizlik konusunda epey bir tedirginlik yaşadım. Sokağımızdaki her ev oldukça bakımlı ve hepsinin önünde iki araba olunca, acaba temizliklerini kendileri mi yapıyorlar, ben bu şekilde görülürsem yadırganır mıyım, çok kro bir Türk imajı çizermiyim diye korktum vallahi. Her gün böyle gizli gizli insanları gözlüyorum, pek bir bilgi edinemesem de yan eve bir kadın geldiğini, çamaşırları alıp gittiğini, aynı kadının ütülü çamaşırlar getirdiğini gördüm. Tabi şok oldum. Ütü için bile özel yardımcı varsa diğer işleri herhalde hiç yapmıyorlar deyip daraldım.

Ancak zaman geçtikçe, başta temiz olan camların silinme vakti geldi. Ay nasıl gözüme batıyor anlatamam, ben şimdi nasıl sileceğim diye her gün kafamda kuruyorum. Gece bile silmeyi düşündüm ama bu ülkede hava kararmıyordu ki. O zamanlar 11 de bile hala aydınlıktı. Bir sabah kafama koydum, artık ne derlerse desinler camları sileceğim, zaten Helo dan dolayı camlar anormal derecede batık, sokaktan bakınca üst kattaki parmak izleri bile gözüküyordu o derece. Kızı pusetine attım kapıdan çıktım, kilitlerken bir adam yanıma geldi. Karşı evin camlarını dışardan merdivenle siliyormuş o sırada. Kendini tanıttı kartını verdi, bu sokakta şu şu şu evlere geliyorum diye bir çok evi işaret etti. Tam da cam silmeye karar verdiğim gün bununla karşılaşmak hiç hoş olmadı ama öyle azmetmişim ki, kararımdan caymadım, kartı aldım yoluma koyuldum. O adamı çağırmayı pek düşünmedim doğrusu. Çünkü yeni taşındığımızdan epey masraf yapmıştık ve biraz tasarruflu yaşamaya çalışıyordum.

Biraz park biraz alışverişin ardından gelmemiz öğleni buldu. Camlar çok büyük olduğu için silecek sopa vs almıştım. O günü nedense çok iyi hatırlıyorum. Dönerken güneş parlıyordu, hava açmış ışıl ışıldı her yer. Son birkaç gündür yağışlıydı da o yüzden böyle tam temizlik havası gibi bir hava vardı. Benim gibi düşünen başkaları da varmış demek ki, bizim sokağa yaklaşırken bir kadının dışardan ön camı sildiğini gördüm. Nasıl sevindiğimi tahmin edersiniz. Eve yaklaşınca bir de ne göreyim yan komşum (ütü için gelenin olduğu ev değil, diğer ev ama o da çok süslü ve havalı bir kadındı) aynı camı sandalye üzerinde temizliyor. Oh oh içimden göbek atıyorum, demek ki anormal bişey değil, hemen içeri girdim ve camları silmeye koyuldum.

Daha sonraları çok daha fazla gözlem yapma imkanım oldu tabi ki. Herkesin bahçesi olduğundan, insanlar bahçelerini ve kapı önlerini süpürüyor, otları ayıklıyor, evindeki tamirat işlerini yapıyor, eşya  vs taşıyor, yani normal insanlar gibi davranıyorlardı. Fakat daha sonra bunu biraz abarttıklarını da gördüm ve neredeyse bizim Türkiye'de yapmayacağımız işleri bile kendilerinin yaptıklarına şahit oldum. Camları sildiğini gördüğüm komşumun eşi, arabasının yıkama ve iç temizliğini hep kapı önünde yapıyor. Fakat görseniz her biri için özel aletleri, malzemeleri var. Geçenlerde mutfaklarını değiştirdiler, mobilyalar ve beyaz eşyalar dahil her şey evin önüne yığıldı, taşıma ve montajı kendileri yaptılar sanırım gördüğüm kadarıyla. Cem bu ülkede insan gücünün değerli olduğunu ve hizmet sektörünün çok pahalı olduğunu söyledi. Bu yüzden insanlar genelde işlerini kendileri yapıyorlarmış.

Zaten kendimi bildim bileli her işimi kendim yapmaya alışkın biri olarak buna memnun oldum ama galiba ben hiç bir zaman şöyle hanımağası gibi baş köşeye kurulamayacağım bu gidişle ona yanarım :)

7 yorum:

  1. :)Eskilere götürdü beni bu yazınız..Yurtdışında büyüdüm ve dediğiniz gibi insanlar her işi kendileri yaparlar.Hatta çoğunun alet edevatlarını sakladığı kulübeleri veya garajları vardır.Aslında orası tam size göreymiş.Esas Türkiye'de camını kendin silsen'Ne gerek var,birini tutsana'nidaları yükselir.Güle güle kirletin,sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla cam silme uzmanı oldum çıktım çok hızlandım, bir de yağmurdan öyle batıyor ki geçen hafta silmiştim berbat oldu yine. İstanbulda bu kadar dikkat etmezdim ama burda tüm evler pırıl pırıl camlar bahceler her yer

      Sil
  2. Norvec'te de aynen boyle. Tum tamirat, yenileme, temizlik her isi insnalar kendileri yapiyor, tabii ki bizde. Cunku oncelikle usta birini bulmak cok ama cok zor, sonra o buldugunuz kisiye odediginiz saat ucretiyle bir hesap yapinca aldiginiz esyaya bedel bir ucret cikiyor :) Ben bazen sikayet ediyorum acikcasi bu durumdan, ah Turkiye'de olsak bir elektrikci bu isi 10 dk da su kadara halleder diye, ama esimde Avrupali oldugu icin neyse ki o cok normal karsiliyor bu durumlari ve hemen takimlarini cikarip girisiyor ise :)

    YanıtlaSil
  3. Vakit olduktan sonra her insan kendi işini kendi yapmalı zaten.
    Bakmayın biz Türkiye'de çok tembelleştik. Ev hanımları bile temizliğe kadın çağırıyorlar, sonra da geçinemiyoruz diyorlar. Nasıl bir mentaliteyse artık..

    YanıtlaSil
  4. Hihi hollandayi cok iyi cözmüssün, tamda anlattigin gibi :) cok hosuma gitti okumak :)

    YanıtlaSil
  5. ben de aynı klube uyeydim :) ancak calisma hayatı ve bebek insanı yardımcıya zorluyor, simdi hic bir ise dokunmuyorum, boylesi de iyiymis :) sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Canım benim eski genel müdürüm hollandalıydı ve kendi evlerini boya badana tadilat ve herşeyi ile kendileri yaptığını söyledi buradayken de hiç tamiratçı falan çağırmazlardı ben de içimden hep oha derdim. Hiç bana göre değil kocama görede değil .) Ben bunlasrın hiçbirini beceremem. Ütü cam silme falan da dahil işte o yüzden avrupada yaşamak bizim için imkansız neredeyse :) Ben eve yardımcı almasam sanırım pislikten ölürüz

    YanıtlaSil