26 Ağustos 2013 Pazartesi

Yaban Elde Kala Kala El Olmuşum

İlk ve orta okulu beraber okuduğumuz bir arkadaşımı görmüştüm yıllar sonra. Muhabbet ederken bana "bilirsin ben öyle şeylere gelemem" demişti. O an duraksamıştım, biliyor muydum gerçekten. Hayır, aradan on yıl geçmiş, en son gördüğümde ikimiz de daha çocuktuk, neye nasıl tepki vereceğini kesinlikle bilmiyordum. 

Bu anı çok sıradan gözükse de sık sık aklıma gelir. Yakınımda olan kişileri aslında ne kadar tanıyorum, kalbinden geçenleri ne kadar biliyorum yoklarım.

İstanbul'da bulunduğum son on günde, aynı arkadaşım için hissettiğim duygu o kadar çok yüzüme çarptı ki. Hayır insanlar beni dışlamıyor, normal hayatlarına devam ediyorlar ama ben kendimi el gibi hissediyorum. 

Muhabbetlere yabancı kalıyorum çünkü geçmiş olayları bilmiyorum, çevredeki yeniliklerden bihaberim, uzak olduğum dönemde kim neler yaşamış, kalplerinden neler geçirmiş, yaşadıklarından sonra karakterine ne katmış, sonucunda neye dönüşmüş, hala eski bildiğim kişi mi, yoksa ne kadar değişmiş hiç bilemiyorum ve bildiğim gibi olmadıklarının işaretlerini görüyorum.

Üstelik işin diğer tarafı anne olduktan sonra asıl ben ne kadar değişmişim. Yapayalnız hayatım beni içime kapamış, yaşam enerjimi sadece kızımın keyfine bağlamış, başkalarının sevindiklerine sevinemez olmuşum, bu farkları gördükçe kendimi tuhaf biri olarak bulur olmuşum. Farkediyorum ki muhabbetlerimde birşey diyeceksem sadece sanal arkadaşlarım kalmış bahsedecek ve birçoğunun çocuğunun gelişimini öz yeğenimden daha iyi biliyormuşum. Bunu farkedince halime acıyorum, üstelik tek arkadaşım kalmış olan eşimle aramızda bir mevzu geçse hayata küsüyorum.

Herşey eskiye döner mi, bu gidişin sonu neye varır, yalnız yaşamamın sonu neye varır hiç kestiremiyorum


10 yorum:

  1. Soylediklerini o kadar iyi anliyorum ki. Isin garibi ben de sanal bir tanidigim. Ve senin bu anlatiklarini benim de hic bir gercek arkadasim anlayabilir mi bilmiyorum. Aramaya sormaya, bagi koparmamaya calisiyorum ama tikaniyor bir yerde. Gun sonunda bazen esime sanal arkadaslardan baska anlatacak bir sey bulamiyorum. Ve ne yazik ki ayni dedigin gibi, ufak anlasmazliklarimiz bile bana dunyanin ve evliligimizin sonu gibi geliyor bazen. Burada tanidiklar ediniyorum ama bu yastan sonra edinilen insanlar tanidik oluyor cogu zaman, dost olmak genclikte kalmis gibi. Cok doluyum ben de, yalnizlik yoruyor beni de.

    YanıtlaSil
  2. GeCecim bu bir dönem küçük ve bize muhtaç oldukları için ilgimizi çocuklarımıza veriyoruz ister istemez.Merak etme bizde de durum aynı.

    YanıtlaSil
  3. Ahhh gece bu konu hakkında öyle uzun şeyler yazmak isterim ki..Sen şimdi gurbettesin değil mi buradaki insanlara uzaklaşmış olman yabancılaşman içine kapanman her şeyin Helo'nun üzerinde dönmesi ve eşinle olan en ufak şeyin seni hayata küstürmedi her şeyinin sanal dostluklar olması çok normal.

    Ya biz ne yapalım,biz burada onca arkadaşımız yanımızda iken net başında sosyal olalım derken asosyal olduk.Tabi bunu hayatta yaptı biraz benim en yakın dostum evlenince çok değişti ortamı değişince aramaz sormaz hayatıma girmez oldu.Sonra bende elimi eteğimi çektim şimdi oyunu onun kuralları ile oynuyorum.İçim acımıyor mu acıyor ama zamanla azalıyor..Bazen senin dediğin gibi işte biliyorsun böyle ya dediğinde BİLMİYORUM diye haykırmak istiyorum bilmiyorum çünkü eskisi gibi değil hayat.

    Aslında sanal dünyaya sınır koyup gerçek etkileşimlere bakmak lazım çünkü klişe ama sanal dünya ekseriyetle yalan oluyor.İstisnalar kaideyi bozmuyor.Kaldı ki birlikte çok şeyimizi paylaştıklarımız bile yalan olabiliyorken suçlamamak lazım.

    Ama insan olarak görüşerek konuşarak dostluk kurarak komşuluk kurarak yaşamak lazım..Bu da önemli sevdiklerimizi arayıp sormak lazım..Aman işte böyle..

    Azıcık al Helo'yo oyun grubu vs bir yere götür orada birleriyle danış vs kafa dağıt içine değil dışarıya bak biraz rahatlayacaksın

    YanıtlaSil
  4. Biliyor musun bunun icin el olmaya hic gerek yok; bazen tam icinde bile elsin; seni cok iyi anlıyorum canım

    YanıtlaSil
  5. Çok içten paylaşmışsın duygularını..ben de duygulandım okuyunca.. Belki de içinde bulunduğumuz dünyada yalnızlaşmış ve aradığımız dostlukları etrafımızda bulamamış olmamız bizi sanal ortama bu paylaşımı aramaya yöneltti ve bu yüzden burdayız.. Bu nedenle aynı şeyleri yaşıyoruz. Senin yazdıklarını okudukça ben kendimden çok şey buluyorum. Her ne kadar ben senin kadar optimist olamasamda.. Okudukça moralim düzeliyor yalnız değilim diyorum... Eminim takip eden birçok kişi de öyledir. Bu yüzden hiçbirimiz el değiliz yabancı değiliz.. Sadece kendi anlayışıyla ötüşen dostlar arayan, herkesi kendi gibi görürken öyle olmadığını farkeden insanlarız işte...
    Tabi zaman ve yaşanılanlar da geçmişte kalanlarla yolları ayırıyor ister istemez.. Eşim her zaman hayatta bazı basamaklar olduğunu söyler. Örneğin evlenmek, çocuk sahibi olmak gibi. Bu basamaklara çıkıp onların getirdikleriyle yaşamaya başlayınca henüz oraya gelmemiş olanlardan farklı bir yerde olduğunu anlıyorsun.. ve işte yabancılaşma burda başlıyor.. Yoksa emin ol pek çok insan bu evrelerden geçerken benzer şeyleri yaşıyor..

    Yani lafın özü görmesek de duymasak da sen bizim hergün takip ettiğimiz GeCe'mizsin, el değilsin.. seviyoruz seni...

    YanıtlaSil
  6. Blogdaşlar daha bir yakın olduk sanki diymi..

    Bu arada geçen akşam rüyamda seni ve Dilayı gördüm..:))

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  7. Bende son zamanlarda aynı şeyleri hisseder oldum, öyle ki en yakın arkadaşlarımdan biri sadece 2 sene gibi bir süre uzak kalsak da beni düğününe bile çağırmayı unuttu, gözden uzak olan hesabı diyorum ben buna. İnsanlar mı değişiyor yoksa gurbet mi bağları bu hale getiren bilemiyorum..

    YanıtlaSil
  8. Çok samimi yazmışsın GeCe! Bak ben seni sadece blogdan tanıyorum, adını bile bilmiyorum üstelik ama kendime yakın görüyorum.. Sanal ya da gerçek, farketmiyor bazen.. Yarın sabah 11'de al kahveni eline, cam kenarına otur, ben de muzlu sütümü alıp aynı saatte cam kenarına oturayım, karşlıklı kahve içmişiz gibi olsun, iki gurbet elde anne..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pişt, içtin mi kahveni?! Ben sütümü içtim bak ona göre.. hatta yanında vişneli kek bile yedim söylemesi ayıp ikinci dilime doğru da ataktayım :)

      Sil
  9. Ayni akibeti paylasan biri olarak hislerime tercuman olmussunuz. Gurbette olmaktan ziyade, gurbetin insanin icinde olmasi cok aci verici oluyor. Yalnizlik cekipte kalabaklarin ortasinda da oraya ait olmadigini dusunmek ve herseye yabanci kalmak zor gercekten. Allah kolaylik versin bize...

    YanıtlaSil