ek gıda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ek gıda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2013 Cuma

Bebeğe Kendi Eliyle Yiyebileceği Yemek Önerileri

Haziran 28, 2013 7 Comments
Erken mi geç mi bilemiyorum kızım 10. aydan itibaren tüm yemeklerini kendi yemek istiyor. Tabi eline ısıracak yiyecekler vermem 6. ayda başladı ama kendi yemesinden kastım tamamen kendi yemesi, ben beslediğimde ağzını açmıyor, beslememi istemiyor.

Bu durumda benim için, bu güne kadar en çok kafa yormak zorunda kaldığım süreç başladı. Her gün kendi başına elleriyle yiyebileceği ne pişirsem derdi. Kaşığı daha tutamadığı için, çorbalar, sulu mamalar tarih oldu. 

Aslında buraya yazacaklarım öyle nadir bulunan tarif ve fikirler değil. Fakat önceden pişirdiğim halde kendim bile ne pişireceğim sıkıntısı yaşıyorum ve aklıma gelmiyor. Bu yüzden kendim için bir not almak, benim gibi hissedenlere fikir vermek, yorumlarla ilaveler yapılırsa yeni ilhamlar almak için yazıyorum. Tüm fikirleri  aynı yazıya listeleyeceğim, bir sırası yok aklıma gelenleri yazıyorum. Zaten telefondan yazdığım için düzenlemek zorluyor.

Yumurta

>> Haşlanmış katı yumurta
>> çeşit çeşit omletler ( genelde peynir, ekmek kırıntısı ile karıştırıp yaptığım omlet, ekmek de içerdiği için kolayca yeniyor. Ufak parçalara bölüyorum tabakla önüne veriyorum)
>> rafadan pişmiş yumurta sarısına bulanmış mimik ekmek lokmaları
>> yumurtalı ekmek ( çırpılmış yumurtaya biraz süt veya yoğurt ekleyip, ekmeği bulayarak az yağda kızartıyorum, ufak parçalara bölüp veriyorum)

Sarma yiyecekler

>> zeytinyağlı veya kıymalı yaprak, lahana vs sarması. Sarma uzun ve ince olursa daha kolay yenebilir
>> yufka sarmaları. Sigara böreği şeklinde bir çok yiyeceği verebilirsiniz. Haşlanmış sebzeleri ezip peynirle ve uygun baharatlarla karıştırıp harç yapabilirsiniz. Yine tavuk ve sebze karşımını püre yaparak, kıymalı sebzeli harç hazırlayarak yapılabilir. Genelde harçları mümkün olduğunca zengin yapmaya çalışıyorum. Mesela sadece patates değil içine havuç, pırasa vs katmak daha vitaminli oluyor.

Sulu yemekler

Sulu yemekleri de tüketiyoruz elbet ancak elleriyle ısırabileceği veya tek tek alabileceği halde olmak kaydıyla. Bezelye, kuru fasülye, nohut gibi yiyecekleri susuz halde tabağına koyuyorum. Taze fasülyeleri uzun uzun ısıracak şekilde, yemeğin içindeki patates, havuç gibi şeyleri de tekli lokmalar büyüklüğünde hazırlıyorum. Genelde suyunu yemiyor ama nadiren yemek suyuna bandırılmış ekmek lokmaları da yiyiyor.

Et tavuk balık

>> tabi ki köfte en kolay yenebilecek hali etin.
>> minik doğranmış etler kavurma şeklinde pişirilebilir
>>biftek tarzı etleri genelde uzun uzun keserek veriyorum çubuk şeklinde yemesi daha kolay.
>> shinitzel tarzı tavuk ve balığı ufak lokmalar halinde 
>> diğer şekillerde pişmiş tavuk ve balığı yine yiyebileceği boyutlarda keserek veriyorum
>> ayrıca hem balık hem tavuktan köfte yapılabilir
>> tavuklar minik minik doğranıp az yağda kavurma yapılabilir
>> un+yumurta+su+kabartma tozu ile hazırladığım harca kuşbaşı tavukları bulayıp kızartıyorum, puf puf tavuklar oluyor, özellikle sarımsaklı baharatlı yoğurt sosu ile çok lezzetli oluyor.
>> bir önceki kızartma mantığı, mantar, karnıbahar, haşlanmış havuç gibi sebzelere de uygulanabiliyor.

Sebze köfteleri& mücver

Kızım, sebzeleri tabağında birkaç çeşit varsa önce onlardan başlayacak kadar çok seviyor ama haşlanmış halde sade sebzeleri pek sevmiyor. Neredeyse tüm sebzeleri uygun lezzette olanlarla karıştırıp mücver ve köfte yapıyorum ben de. Mücver yağda kızartıldığı için ağır oluyor derseniz top top şekiller verip fırında da sebzeli toplar yapılabilir. Sebze topları ile mücver arasındaki fark, elle şekil vermek için daha  fazla kıvam verici içermesi. Kıvam verici olarak un, ekmek kırıntısı, galete unu, haşlanmış pirinç kullandığım seçenekler. Bu yüzden mücver vitamin açısından daha zengin iken, fırın topları karbonhidrat açısından zengin oluyor. Onun dışında ikisinin de mantığı aynı, sebzeler rendelenir (ya haşlanıp ezilir) yumurta ve kıvam verici eklenir, uygun baharatlarla zenginleştirilir -ben çoğunlukla peynir de katıyorum-, pişirilir. Peki hangi sebze kombinasyonları mümkün yazayım.
>> patates havuç
>> patates havuç pırasa
>> kabak dereotu
>> kabak havuç
>> karnıbahar
>> karnıbahar havuç patates soğan (yada pırasa) 
>> ıspanak
>> ıspanak patates havuç
>> bezelye patates havuç
>> brokoli havuç patates
>> brüksel lahanası pırasa patates havuç
>> sadece pırasa ve peynir

Bütün kombinasyonlara biraz kıyma ilavesi de yapılabilir.

Meyve-kuru meyve

Eğer meyveler çok sulu değilse (elma, armut, muz..) ısırarak yiyeceği şekilde eline, sulu ise (portakal, mandalina, çilek, kiraz, ufak lokmalar halinde veriyorum. Sulu meyveleri bütün verirsem genelde gezerek yediği için aşırı batıyor heryer. 

Kuru meyvelerden kuru üzüm, yaban mersini ve ceviz favorilerimiz. Bazen badem (cevize göre daha sert zorlanıyor) , şam fıstığı da oluyor.

İçecekler

Eğer dökülmeyen bir bardak (suluk vs) varsa -ben bir çok suluk denedim en son tchibodan sert plastik kapaklı pipetli bardaklardan almıştım- kendi kendine içebileceği içecek seçenekleri

>> elbette süt, meyve suları ve ayran
>> malzemeleri iyice rondodan geçmiş cacık
>> meyve+süt veya meyve+ayran karışımlı shake ler. Ben bazen içine hindistan cevizi de katıyorum. 
>> limonata, ılık ve soğuk bitki çayları, yeşil çay, ice tea
>>meyvesi blenderdan geçirilmiş kıvamlı hoşaflar
>> yine birkaç meyveyi blenderdan geçiçerek elde edilmiş koyu kıvamlı taze meyve suları

Krep, börek, kek vs hamur işleri
>> sütlü yumurtalı krepleri minik daireler şeklinde ( uğraşmak isterseniz hayvan şekilli) yapabilirsiniz
>> her türlü kek poğaça kurabiye ( içeriği size kalmış), mümkün olduğunca zengin içerikli olursa daha iyi
>> minik gözlemeler, minik poğaçalar

Bu yazıyı günlerdir ilavelerle yazdım, şimdilik aklıma gelenler bunlar. Sizin de unuttuğum fikirleriniz varsa bekliyorum.

Sevgiler, miniklere bol iştahlı günler :)



6 Mart 2013 Çarşamba

Bir Bardak Portakal Suyu mu Bir Adet Portakal mı?

Mart 06, 2013 18 Comments
Bazen kızıma portakalı (ve diğer suyunu sıkabileceğim meyveleri) nasıl versem diye düşünüyorum. Bir portakalın tamamını bitiremez ama suyunu içse rahat içer. Bu durumda yiyebileceği portakal miktarına göre daha fazla içtiği için daha çok vitamin alır diye düşünüyorum.

Portakal suyu içse,
  - Daha çok vitamin alacak ama bu vitamin miktarı ihtiyaç duyduğu kadar mı, yoksa fazla mı? (Vitaminlerin fazlası vücutta depolanmıyor)
  - Daha kısa sürede bitirecek (beni uğraştırmayacak)
 
Portakalı yese
   - Daha az yiyecek ama yeteri kadar vitamini alacak mı acaba?
   - Karnı suyunu içmeye göre daha doymuş olacak
   - Posaları bağırsaklarını temizleyecek.
   - Kendisi yerken her yer batacak :(

Her ikisinin de artı ve eksileri var. Ben de kendimce şöyle bir çözüm buldum. Bir süredir ek gıda olayımız karman çorman halde. Kimi günler güzel yiyor, kimi günler yemiyor. Az yediği günlerde günlük vitaminini alsın diye konsantre doping olarak meyve suyunu tercih ediyorum. Eğer o gün iyi yemişse, meyve saatini keyifle oyun oynarken atıştırsın diye ufak ufak kesip veriyorum.

Siz nasıl yapıyorsunuz, hangisini daha çok tercih ediyorsunuz.

26 Kasım 2012 Pazartesi

19 Eylül 2012 Çarşamba

Ek Gıda Serüvenimiz

Eylül 19, 2012 3 Comments
Ek gıdaya geçişimiz yaklaşık bir ay olacak. Çok şükür hiç sorunsuz geçtik ek gıdaya ve çok da seviyor kızım. Neyi nasıl yaptığımı paylaşmak istiyorum bu yazıda.

Bir çok kişiden tepki aldım ama ben tattırma işlemine biraz erken başladım. 1,5 aylıktı ilk tattırmaya başladığımda. Tabi bu tattırma çok ama çok az. Mesela parmağımı meyveye bulayıp ağzına sürüyordum sadece. Yani midesine hiç birşey gitmiyordu. Biliyoruz ki bebeklerin sindirim sitemi zamanla gelişiyor, ancak sadece ağzında aroma bırakacak kadar verdiğim için tereddüt etmedim. Zaten ilk verdiğim zamanlarda haftada bir yeni tat gibiydi. İkinci ve üçüncü aylarda da aynı şekilde vermeye devam ettim ancak biraz daha zenginleşti. Tabi hala verdiğim tatlar bebek için uygun yiyeceklerdi. Meyveler, yoğurt, bazı hafif çorbalar vs. Bir de kızım bebek reflüsü sebebiyle çok fazla kusuyor, genzi yanıyor, gözleri kızarıyordu. Bu zamanlarda biraz rahatlasın diye parmağımı yine tatlı birşeylere daldırıp ağzına sürüyordum. Kimi zaman su da veriyordum ama su tekrar kusmasına sebep oluyor. Çünkü zaten midesi fazla dolduğu için kusuyor, yeniden su içince mide yine dolmuş oluyor, onu da çıkarma ihtiyacı hissediyor sonra. Bebeğe su verme konusunda daha 1. ay kontrolümüzde sormuştum. Doktor bebek aldığı kadar verebilirsin demişti. Genelde pek içmiyordu, günde belki bir iki damla falandı ama, 6 aya kadar su vermeyin kuralına uymadım ben.

3. ayın sonlarında ve 4. ayda bizimle birlikte sofrada oturduğunda ona uygun şeylerden azar azar vermeye başladım. Toplamda verdiğim miktar bir çay kaşığını geçmiyordu. Çok ufak parçalar halinde elimle veriyordum. Ezilmiş ekmek, peynir, domates suyuna banılmış ekmek, çaya banılmış ekmek, çorba, sebze yemeklerini ezerek parmağımla veriyordum. Misal bezelyenin içi, havuç, patates vs.

Bizimle birlikte sofrada bulunup yemek yemeği çok seviyordu. Elimi kendi ağzıma götürürken ona vereceğim zannedip ağzını açıyor, sonra kızıyordu. Bu dönemde verdiklerimi çok güzel çiğnemeye başladı. Ağzını öyle kıvırıyor ki çok tatlı oluyor çiğnerken :)

5. ayda yine bizimle beraber yemeğe devam etti. Yine miktarlar çok azdı ama bu sefer biraz daha sıktı. Her gün mutlaka bir şeyler yemiş oluyordu. Bu süreçte yeni tatlara alışıp anne sütünden vazgeçer diye hiç korkmadım. Çünkü verdiğim yiyecekler çok az olduğu için, mutlaka karnını doyurmak amacıyla emecekti. Böylece yeni tatları öğrenirken, anne sütünün varlığını, gerekliliğini unutmayacağını düşündüm. Öyle de oldu.

5. ayı doldurduğu gün gittiğimiz doktor kontrolünde doktorumuz ek gıdaya başlayabileceğimizi söyledi. Meyve püresi ve sebze çorbaları olabilir dedi.  O gün kızım kontrolde pek bir ağladığından (aşı olmuştu) çok uzun konuşamadık ama ben de oldukça hevesli olduğumdan gelince bir sebze çorbası ile başladım. Ablama danışıp, pirinç, havuç ve patates ile bir lapa yaptım, çatalla ezip verdim . Çok sevdi ve çabucak yedi.

Bundan sonra ise bolca araştırma yaptım. Henüz daha altı ayını doldurmadığı için ek gıdaya tam anlamıyla geçmek istemiyordum. Günde iki öğün az miktarda vermeye karar verdim. Kızım toplamda günde 7 kez meme emiyor (bazen artı eksi bir olabiliyor). İki kere gece emiyor. Sabah kalkar kalmaz anne sütü almasının uygun olacağını düşündüm, yatmadan önceki öğünün ise yine anne sütü olmasına karar verdim çünkü henüz diğer gıdalardan nasıl etkileneceğini bilmiyordum. Belki hazımsızlık vs olur da uykusu bölünsün istemedim. Geriye kalan üç öğünün ikisinde (öğleden önce ve öğleden sonra) ek gıda vermeye, ikisinin arasında yine anne sütü vermeye (dolan memeleri de boşaltmak için) karar verdim.

Fakat bu plana pek uyamadık. Bunda 5 ay 5 günlükken çıkardığı dişin getirdiği huysuzluk da rol oynuyor. Şimdi dişlerin etkisi geçince (ilk dişten 10 gün sonra ikincisi de çıktı) düzenimiz daha bir oturdu. Yine günde iki kez veriyorum ama emme sayısı değişmedi. Sanki hiç ek gıda almamış gibi emme düzeni devam ediyor. Daha aylar önce Before we get too old'un yazlarında ek gıda vermeden önce ve sonra emzirdiğini okumuş ve ben de öyle yaparım demiştim. Normalde Helo 3 saatte bir emiyorken, ek gıdayı bu üç saatin sonuna değil emdikten 1 saat falan sonra vermeye başladım. Böylece emmeyi de unutmayacaktı. Fakat şaşırarak gördüm ki, ek gıdayı alsa da yine süt saati geldiğinde emmek istiyor. Hatta bazen hemen önce yemiş olsa bile emdi. Acaba doyurmuyor mu diye işkillenmedim değil ama yediği miktarlar da fena değildi. (3 ila 5 çorba kaşığı, neredeyse yarım kase ediyor ve doyduğu zaman emerken olduğu gibi yine kendisi bırakıyor). Sonra bunun normal olduğuna karar verdim çünkü kızım artık çok daha aktif, algıları sürekli açık ve dolayısıyla daha çok beslenme ihtiyacı duyuyor. Böylece ek gıdanın gerçekten anne sütüne ek olduğunu anladım. Bazı günler ek gıda veremediğim yada aksattığımda emme sıklığı artmıştı. Yani eğer ek gıdaya hiç geçmeseydim, bu ay boyunca daha sık emmek isteyecekti muhtemelen. Yakında miktar ve ek gıda sayısını arttırmalıyım belki de.

Son olarak bu zamana kadar neler verdiğimden bahsedeyim. Bizimle birlikte sofraya oturmaya devam ediyor. Daha zengin çeşitler sunuyorum artık ona. Bizim yediğimiz yemekleri de eskiden beri tuzsuz ya da az tuzlu ve baharatsız yaptığım, sadece zeytinyağı kullandığım için ona uygun yiyecekler oluyor çoğunlukla. Heloya özel hazırladıklarım ise, sebze püresi (genelde pirinç, havuç, patates ile bazen bezelye), pirinç unlu muhallebi (bazen devam sütü veya kendi sütümle desteklenmiş, pekmezle tatlandırılmış, bazen de ezilmiş badem katılmış halde), yoğurt (birkez mayaladım harika oldu, sonra tutturamadım, minik kavanozda hazır doğal br yoğurt buldum onu veriyorum şimdilik, yine denemelerim devam ediyor), yoğurt çorbası (pirinçli naneli), tavuk çorbası (tavuk daha ileriki aylarda veriliyor ama deneyip bir etki yapmadığını görünce başladım), patates püresi, tarhana çorbası, bir kere tavuklu pilav ve cacık. Meyve olarak da elma, armut, şeftali ve kayısıyı denedik, bazen tek başına bazen karıştırıp verdim.

Sabah sütünü emdikten sonra genelde ben kahvaltı ederken o da istekli oluyor ve beraber ediyoruz. Ona da parmağımla ezip yumurta sarısı, peynir, ekmek, zeytin, biraz tereyağ ve reçel veriyorum. Aynı bizim yediğimiz gibi karıştırmadan ayrı ayrı. Bir de benim süt olsun diye içtiğim bitki çayından kaşıkla veriyorum bayılıyor. Toplamda verdiğim miktar yine çok az ama kahvaltılık lezzetlere de alıştı.

Tabi bütün bu verdiklerimin alerji olup olmayacağına dikkat ettim. Şu ana kadar neredeyse hiç bir yiyeceğe alerjisi yok. Sadece domatesi eğer yalayıp dudaklarına ve yanaklarına sürerse, değdiği kısımlar bir kaç saatliğine kızarıyor. Onun dışında, ona doğrudan vermedim ama benim sütümden geçerek alerji yaptığına emin olduğum tek şey var ki fıstık ve fıstık ezmesi. Amerikan filmlerinde duyardım fıstık ezmesi alerjisi diye, işte bizde ondan çıktı galiba :)