31 Ocak 2018 Çarşamba

Önce Ben’cilik

Bir süredir kafamda bazı düşünceler dolaşıyor ara ara gördüklerimden, duyduklarımdan. Bu sabah da bir tane olunca içimden yazmak geldi.

Sosyal medyada özlü sözler paylaşmaya pek yatkın biri değilim. Aklımda tutamıyorum, tutsam da herkesin dersi kendine diyorum ve kendime saklıyorum. Fakat bazen öyle özlü sözler (!) görüyorum ki beni rahatsız ediyor. İlk okuyuşta hoş geliyor, hııım mantıklı diyorsun. Ama bir dakka bunda bir tutarsızlık var, bir uyumsuzluk, büyük beden halleri. İşte o zaman üzülüyorum. Ve ne yazık ki böyle şeyleri insanlar okuya okuya bunları doğru kabul etmeye başlıyorlar. Gün gelecek toplumumuz bu yeni değerleri kabul etmiş bambaşka bir kimliğe bürünecek.

Beni rahatsız eden bu özlü sözlerin başında ‘önce ben diyen’ler geliyor. Şimdi arayıp bulamayacağım, siz de görmüşsünüzdür. Sana yamuk yapanı hayatından çıkart, kimse için uğraşmaya değmez, kimse iyilikten anlamıyor bir daha yapma, minvalde sözlerden bahsediyorum. 

Bunları söylemek kolay da yapmak kolay mı? Kimi insanlar var hayatımızdan çıkarmamız mümkün değil, eşimizin akrabaları, kardeşler, iş arkadaşları... Nasıl çıkaracaksın? Ne oldu bizim tatlı sözle yılanı deliğinden çıkaran insanlara, sana bin kötülük yapana zeytin dalı uzatanlara? Hep duyardık kayınvalidesinin kötülüklerine hiç karşılık vermeyip sonunda ah kızım ben çok ettim sana denilen sabırlı gelinler nerde? Kötü sözleri Allah’a havale edip kendi kendine yaşayanlar, sonunda haklı çıkanlar? Kendisine kötü davransa dahi darda kaldığında yardıma koşanlar? Şimdi diyeceksiniz ki insanlar artık daha kötü, zayıf biri buldukça tepene çıkıyorlar. Bu yazdıklarım zayıflık değil aksine güçlülük. Bu hayatta en güçlü insan kimdir biliyor musunuz? (Bence tabi) Kendisine kötü davranan bir insana bağırıp çağırmadan, sakince “benimle bir sorunun varsa konuşup çözmek isterim” diyebilen insandır. Çünkü bu sorunun karşısında hiç bir kötü insan cevap veremez. Bu soruyu göğüsleyecek cesareti yoktur, çünkü aslında yarası kendi içindedir ve onunla yüzleşemeyecek kadar zayıftır. Zaten bu yüzden kötüdür. Kendi içinde barışı bulmuş insandan kötülük gelmez.

Evet bu özlü sözleri yazarken asıl yapılması gereken çözüm es geçiliyor. Hayattan çıkarmadan önce konuşmak, sorunu çözmeye çalışmak. Neden çözüm varken çözülmesin. Diğer yol daha mı kolay? Sonuçları daha mı güzel? 

Kimse için uğraşmaya değmez meselesine gelelim. Bazen sevmediğimiz kişiler için çaba göstermek zor geliyor, gerçekten zor. Ama hayat hep istediğimiz şekilde geçmiyor. Günün yüzde kaçında istediğimiz şeyi yapıyoruz. Bazı şeyleri yapıp bırakacağız. Kimse görmese de Allah görür, karma bilir diyeceğiz. Ben yaptım denize attım, bundan sonrası Evren’in işi deyip bırakacağız. Sen kimseyle uğraşmazsan, gün gelecek başkası da senle uğraşmayacak. Sen de bazı kişilerin önemsizleri listesindesin çünkü.

İyilikten anlamıyor insanlar, anlamasın. İyilik onlar anlasın diye yapılmıyor zaten. İnsanın içinden gelen birşeydir iyilik, huzurlu, kendiyle barışık, iyi niyetli insan iyilik yapmadan duramaz. Kim olursa olsun. Sen iyilik yapmak istemiyorsan acaba kendinle çözemediğin bir mesele mi var? Ona bakmalı. İyilik yaptıktan sonra duyulan haz, bu dünyadaki en büyük hazlardan biridir. Sanıyorum ki bu haz, karşılığında bana da iyilik yapsınlar fikrinin güzelliğinden daha fazla. İşte bu yüzden iyiliği karşılık için yapmanın bir gereği yok. İster karşılık olsun ister olmasın, ne farkeder? Ben alacağımı aldım.

Yazarken sen diye yazdım kolayıma geldi ama buradaki sen; sen, ben, o, hepimiz. Lütfen özlü sözleri okurken ve ben de öyle yapıcam demeden önce iki kere düşünün.

Hürmetler.

4 yorum:

  1. sosyol medyoşa hangi niyetle baktığımız önemli. genelde hepimiz içine doğru hırsları olan kimseleriz. ve sadece kendimizle paylaştığımız hırslarımız var. genelde başkalarıyla(takip ettiklerimiz) ilgili olumsuz fikirler üretip, utanıyoruz. sosyoş medyoş bizi başkalarını izlerken hırçınlaştırıyor.

    'ben' odaklı sözler de bu şekilde like alıp duruyor (diye düşünüyorum)

    YanıtlaSil
  2. Yani o kadar güzel anlatmışsınız ki o kadar güzel bir yazı olmuş ki çerçeve yap duvara as o kadar yani gerçekten tebrik ederim çok hakikatli bir yazı olmuş bende böyle düşünenlerdenim biçok arkadaşımla böyle muhabbetlerimiz oldu bir lafımdan sebep yanlış anlamış benimle konuşmamayı kafaya koymuş insanları arayıp hayırdır sen neden böylesin diye zorlayıp mesele izah edince çok hellalleştiğim oldu hala görüştüğüm yada gerçekten birini istemeden incitip sonra koskoca kadınım ne özür dileyeceğim demeden özür dilediğim ve böylelikle görüşmeye devam ettiğim hadis i şerif bile var bu konud iki küskünü barıştıran yada kavgalı olan iki kişiden ilk kim muhabbet başlatır hellalleşir ise cennetin kapısından ilk o girer diye hatta günümüzde insanların sürekli musibete uğraması dahi bundan olduğu söyleniyor sürekli insanlar birbirlerine haklarını helal etmiyor bu negatif duygu aslında en çok sahibini etkiliyor ayyy ne çok yazdım velhasıl konuya bayıldım :)) Sağlıcakla kalın

    YanıtlaSil
  3. Ben merkezcilik ile bencillik birbirine çok karıştırılır oldu. Hatta ben merkezcilik aslında "önce kendimi sevmeliyim ki diğerlerini de sevebileyim" özünden çok uzaklaştı, empatiden tamamen kopup narsistik kişilik bozukluğuna çevrildi. Fakat bunun altında yatan hep kendine ve insanlara güvenememek sorunu..
    Karşılık bekleme konusuna gelince, değerlerimiz artık hep ekonomik düşüncelerle belirleniyor, kar zarar hesapları yaptıktan sonra yardım etmek ya da karşılık beklemek.. Oysa bir elin verdiğini diğer el bilmemeli, iyilik yap denize at gibi atasözlerimiz var.. Şimdi atasözü ne demek diyen bir nesil yetişiyor.

    YanıtlaSil
  4. yazı gerçekten isabetli bir tespit olmuş. cidden sosyal medya aforizma filozoflarından geçilmiyor.herkes o kadar dolu herkes o kadar hırçın ki tartışacak, küsecek kimsesi yoksa bile herkese ayar çekmek, göz dağı vermek peşinde.büyük laflar etmek, havalı cümleler paylaşmak, kimseye eyvallahım yok demek son moda. esas sıkıntı sadece sosyal medya için yaşamaktan geçiyor bence. instagrama vs bakıyorsun herkes moda dergilerinden fırlamış gibi. kızlar çok güzel,oğlanlar aşırı cool,çiftler inanılmaz mutlu, çocuklar dehşet yetenekli,sofralar ve evler mimari şaheser.

    YanıtlaSil