Önce Ben’cilik
GeCe
Ocak 31, 2018
4 Comments
Bir süredir kafamda bazı düşünceler dolaşıyor ara ara gördüklerimden, duyduklarımdan. Bu sabah da bir tane olunca içimden yazmak geldi.
Sosyal medyada özlü sözler paylaşmaya pek yatkın biri değilim. Aklımda tutamıyorum, tutsam da herkesin dersi kendine diyorum ve kendime saklıyorum. Fakat bazen öyle özlü sözler (!) görüyorum ki beni rahatsız ediyor. İlk okuyuşta hoş geliyor, hııım mantıklı diyorsun. Ama bir dakka bunda bir tutarsızlık var, bir uyumsuzluk, büyük beden halleri. İşte o zaman üzülüyorum. Ve ne yazık ki böyle şeyleri insanlar okuya okuya bunları doğru kabul etmeye başlıyorlar. Gün gelecek toplumumuz bu yeni değerleri kabul etmiş bambaşka bir kimliğe bürünecek.
Beni rahatsız eden bu özlü sözlerin başında ‘önce ben diyen’ler geliyor. Şimdi arayıp bulamayacağım, siz de görmüşsünüzdür. Sana yamuk yapanı hayatından çıkart, kimse için uğraşmaya değmez, kimse iyilikten anlamıyor bir daha yapma, minvalde sözlerden bahsediyorum.
Bunları söylemek kolay da yapmak kolay mı? Kimi insanlar var hayatımızdan çıkarmamız mümkün değil, eşimizin akrabaları, kardeşler, iş arkadaşları... Nasıl çıkaracaksın? Ne oldu bizim tatlı sözle yılanı deliğinden çıkaran insanlara, sana bin kötülük yapana zeytin dalı uzatanlara? Hep duyardık kayınvalidesinin kötülüklerine hiç karşılık vermeyip sonunda ah kızım ben çok ettim sana denilen sabırlı gelinler nerde? Kötü sözleri Allah’a havale edip kendi kendine yaşayanlar, sonunda haklı çıkanlar? Kendisine kötü davransa dahi darda kaldığında yardıma koşanlar? Şimdi diyeceksiniz ki insanlar artık daha kötü, zayıf biri buldukça tepene çıkıyorlar. Bu yazdıklarım zayıflık değil aksine güçlülük. Bu hayatta en güçlü insan kimdir biliyor musunuz? (Bence tabi) Kendisine kötü davranan bir insana bağırıp çağırmadan, sakince “benimle bir sorunun varsa konuşup çözmek isterim” diyebilen insandır. Çünkü bu sorunun karşısında hiç bir kötü insan cevap veremez. Bu soruyu göğüsleyecek cesareti yoktur, çünkü aslında yarası kendi içindedir ve onunla yüzleşemeyecek kadar zayıftır. Zaten bu yüzden kötüdür. Kendi içinde barışı bulmuş insandan kötülük gelmez.
Evet bu özlü sözleri yazarken asıl yapılması gereken çözüm es geçiliyor. Hayattan çıkarmadan önce konuşmak, sorunu çözmeye çalışmak. Neden çözüm varken çözülmesin. Diğer yol daha mı kolay? Sonuçları daha mı güzel?
Kimse için uğraşmaya değmez meselesine gelelim. Bazen sevmediğimiz kişiler için çaba göstermek zor geliyor, gerçekten zor. Ama hayat hep istediğimiz şekilde geçmiyor. Günün yüzde kaçında istediğimiz şeyi yapıyoruz. Bazı şeyleri yapıp bırakacağız. Kimse görmese de Allah görür, karma bilir diyeceğiz. Ben yaptım denize attım, bundan sonrası Evren’in işi deyip bırakacağız. Sen kimseyle uğraşmazsan, gün gelecek başkası da senle uğraşmayacak. Sen de bazı kişilerin önemsizleri listesindesin çünkü.
İyilikten anlamıyor insanlar, anlamasın. İyilik onlar anlasın diye yapılmıyor zaten. İnsanın içinden gelen birşeydir iyilik, huzurlu, kendiyle barışık, iyi niyetli insan iyilik yapmadan duramaz. Kim olursa olsun. Sen iyilik yapmak istemiyorsan acaba kendinle çözemediğin bir mesele mi var? Ona bakmalı. İyilik yaptıktan sonra duyulan haz, bu dünyadaki en büyük hazlardan biridir. Sanıyorum ki bu haz, karşılığında bana da iyilik yapsınlar fikrinin güzelliğinden daha fazla. İşte bu yüzden iyiliği karşılık için yapmanın bir gereği yok. İster karşılık olsun ister olmasın, ne farkeder? Ben alacağımı aldım.
Yazarken sen diye yazdım kolayıma geldi ama buradaki sen; sen, ben, o, hepimiz. Lütfen özlü sözleri okurken ve ben de öyle yapıcam demeden önce iki kere düşünün.
Hürmetler.