17 Ekim 2015 Cumartesi

İki Çocuk Arasındaki Yaş Farkı Ne Olmalı?

Biliyorum çocuklarına kardeş isteyen, ne zaman olmalı diye düşünen çok anne var. Tecrübelerime ve düşüncelerime dayanarak bu konuda ben de ahkâm keseyim :))

Genelde yaş farkının ne olması gerektiğini söyleyen çoğu yazı, konuyu anne açısından ele alır. Anne iki çocuğa birden bakabilir mi, enerjisi ikisine ne zaman yeter gibi. Bu yüzden çoklukla, büyüğü en azından tuvalet eğitimini tamamlasın, kendi kendine beslenmeyi giyinmeyi öğrensin gibi tavsiyelerde bulunur.

Ben diyorum ki bütün bunları unutun. Çünkü yaş araları ne olursa olsun kardeş gelince abiler/ablalar bebekleşecek :)) Tamam çok abartmayayım ama hangi becerileri kazanmış olursa olsun, ilk dönemler özellikle eskisine göre size daha çok muhtaç olduğunu söyleyecek (veya davranacak), daha çok ilgi bekleyecek. Dolayısıyla çocuğun yaşı ne olursa olsun, o güne kadar alışılagelmiş ihtiyacından bir tık fazla ihtiyaç talep edeceğini akıldan çıkarmayın.

Bu sebeple yaş aralığına karar verirken anne tarafından değil de çocuk tarafından olaya yaklaşılmalı. Çocuğun kardeş isteyip istememesi değil kastettiğim. Çocuk isteğini belirtirken aslında gerçekte neler yaşayacağını tam olarak tahmin edemez. Buna karar vermek çocuğa değil aileye bırakılmalı ama aslolan çocuğun adaptasyon sürecini nasıl sağlayacağımızdır. Ne yazık ki bebek geldiğinde bir dönem ilk çocuğa harcanan zaman azalıyor. Sonra bir denge kurulabilir elbet ancak asla eskisi kadar çok olmayacaktır artık. Dolayısıyla bu geçiş sürecini çocuğu fazla etkilemeden atlatmak önemli. 

Bunu kolaylaştıran etmenlerden biri okul. Çocuk okula/kreşe vs gidiyorsa oyun oynama/sosyalleşme ihtiyacını giderecek ve bu alışma sürecini kolaylaştıracaktır. Eğer bu imkan yoksa, sadece çocukla oynamak için destek olacak kişilerin olması iyi olur. Onu parka götürebilecek, bire bir oynayacak akrabalar/oyun ablaları ayarlanmalı. Biz günde 2,5 saat süren oyun okulu ve haftada 3 gün 3 saatlik oyun ablası ile bu imkanı sağlamaya çalıştık.

Dolayısıyla yaş farkını belirlerken, ailenin imkanları, çocuğun oyun ihtiyacı göz önünde bulundurulmalı. Pek tabi ki anneyle ve babayla da vakit geçirecek, oyun oynayacak ama bu artık eskisi gibi tam gün olamayacak.

Konu gelmişken, eğer çocuk okula/kreşe tam gün gidiyorsa, bebek geldikten sonra bence daha kısa süre gitmeli veya bazı günler boş kalmalı. İki kardeşin birbiriyle zaman geçirmesi lazım. Büyük çocuğun, evin içinde bebeğin bakımını, büyümesini gözlemlemesi, onunla ilgilenmesi alışma sürecini kısaltacaktır. Yani artık evde tek çocuk saltanatının olmadığını anlamalı, annesini çağırdığında "şimdi müsait değilim biraz bekler misin" lafını duymalı, yani hayatı gerçekten olduğu gibi tecrübe etmeli. Evdeki bu tahammül deneyimleri aynı zamanda onları hayata hazırlayacak, beklemeyi, kendi kendini oyalamayı, sorumluluk almayı, güçlü olmayı öğretecek. Tabi bu konuda da yine denge önemli, ne çok ihmal edilmeli ne de hemen her istediği yerine getirilmeli. Bence anne ikinci çocuğu düşünürken en çok bu "denge" konusunu düşünmeli ve bu konuda hazırlık yapmalıdır.




3 yorum:

  1. Benim iki çocuğumun arasinda üç yaş farkı var. Evet ilk sene biraz zorlandı k ama diğer seneler canım oğlum kardeşinin bakımından bana çok yardımcı oldu. Öyle oyun ablası dahi tutmadik. Onun yerine kardeşi ile birlikte oynamasini öğretim. Yeri geldi kardeşini guldurme oyunu oynadık yeri geldi kardeşini ayağım da sağlarken o ya resim yaptı. Birlikte parklara gittik. Büyük oğlum sanki 3yasinda değilde 6 yaşında bir çocuk gibi davrandı. Allah bir şekilde yardımcı oluyor. Bence gözde fazla buyutmemek gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masallah, kızım da kolay adapte oldu denebilir. Oyun ablası hala geliyor ama onu daha önceden asıl dil öğrensin diye başlatmıştık o dönemde de faydası oldu

      Sil
  2. benim 4 yıl içinde 3 çocuğum oldu, şimdi en büyüğü henüz 7 yaşında, tam bir sefillerin son sahnesiydi.:))) Zor bir yük gerçekten, bir de biz projeci anneler işi daha da zorlaştırıyoruz, zorlaştırmayalım kolaylaştıralım, misal; bir gün veya bir hafta çocuk tv'ye çok maruz kalmış olabilir, no problem deyip kendimizi iyi hissettiğimizde bunu telafi edebiliriz. biraz abur cubur yemekten ölen çocuk olmadı bugüne kadar. Annelerde insan, çocuklar bunu biliyor zaten yeterki evde sevgi olsun, kimin sevgiye ihtiyacı var demek iyi geliyor bazen evde, gel bakayım senin depolar boşalmış deyip biraz sevmek en azından hımm anneye kendimi ifade edersem ulaşırım hissini doğuruyor, aman işte bol bol öpelim çocuklarımız..

    YanıtlaSil