Biz fizikçiler "böyledir" dediğimiz şeyler hakkında konuşurken o olayın (neredeyse) kesin olduğundan eminizdir. Çünkü doğa belli başlı kurallar dahilinde devinir. Eğer bir olay hakkında belirsiz konuşuyorsak, daha onu anlayacak bilgiye erişmemişiz ve dolayısıyla formüle edememiş, bir kanun geliştirememişizdir.
Tıp da bir fen bilimi olmasına rağmen işin içinde insan olunca işler değişiyor. İnsan sadece bedenden ibaret olsaydı daha kesin konuşulabilirdi belki ama henüz ne olduğu anlaşılamamış bir "can (ruh)" da taşıdığı ve karmaşık bir beden-ruh ilişkisine sahip olduğu için çoğunlukla yargıları olasılıklar dahilindedir. Yani aslında tıpta "şu durumda bu yapılır" dendiğinde bunun anlamı; o hastalığa karşı yapılmış deneylerde çoğu kişide işe yaramış yöntem neyse onun tercih edildiğidir. Dolayısıyla çözüm kesin değil olasılıktır ve bu olasılık (vakaya göre) %50 de olabilir %99 da.
Aklı başında doktorlar ve internet siteleri yorumlarına olasılık olduğu vurgusunu eklerler (şu olabilir, bu olabilir gibi). Ancak bazen doktorlar o kadar çok aynı vakayla karşılaşmıştır ki artık onun için o durum sanki kesindir: şu hastalıkta bu uygulanır nokta. Geçenlerde konuştuğum bir fizikçi arkadaşım da benimle hemfikirdi. Ülkemizin en ünlü üniversite hastanesindeki doktor arkadaşlarının bile (bile diyorum çünkü üniversite hastaneleri en yoğun araştırma yapılan yerlerdir) çok kısıtlı düşündüklerini, %60 için geçerli olan bir tedaviyi kesin kabul ettiklerini, diğer olasılıkları göz ardı ettiklerini ve dahası bunları düşünmeyi akıl edemediklerini söyledi. O bazı fikirler sunduğunda "aa çok mantıklı deyip şalırıyorlar ve bir de ona bakalım " diyorlarmış :)
Neyse, amacım doktorları eleştirmek değil, tek belirtmek istediğim genelde çaresizlikten körü körüne inandığımız doktorların nasıl çalıştığını vurgulamak. Önce en olası yöntem, olmadı şunu da deneyelim, olmadı bunu da şeklinde ilerleyen denemelerden ibaret. Elbette ki bilgi ve tecrübeyi doğru harmanlamak önemli ve özel bir beceri. Ve tabi doğru teşhis edebilmek için hastayı yakından gözlemlemek şart.
Ateş konusuna daha gelemedim değil mi? Anneler arasında çok yaygın olan "aa X dereceden azsa bişey olmaz" , "aman Y derece ise fitil ver" gibi yerleşmiş kanılar var ateşle ilgili. Üstelik bu yaklaşımda olan doktorlar da var, kafalarında bazı kriterler oluşmuş bunların yüzde yüz herkeste aynı olacağına inanıyorlar.
Bu beni çok rahatsız ediyor. Çünkü 38,5 ateşle doktor ateş düşük birşey yok dedikten hemen sonra havale geçireni de duydum (ki annesi çocuğunu tanıdığı için durumun vehametinin farkında ama doktoru ikna edememişti), 41 derece ateşi ayakta oyun oynayarak geçireni de. Bu durumda kritik ateş kaç derece?
Cevabını en iyi anneler bilir. Çocuğu en iyi gözlemleyen, bir terslik olduğu anda bunu hisseden, derece kaç olursa olsun çocuğun iyi mi kötü mü olduğunu en iyi bilen annedir. Sayılar çocuktan çocuğa değişir, hatta aynı çocukta farklı zamanlarda bile değişebilir. Beslenmesi farklıdır misal, ya da vücudu kırıktır, o dönem ateşe farklı tepki veriyordur. Tüm bunlar değişkendir ve kurallı düşünüp kendinizi yanıltmayınız.
Ateş olduğunda nasıl düşüreceğiniz, ne yapacağınız konusunda tavsiye veremem. Kimi anne ateşi düşürmeye çalışır kimi havaleden korkmaz. Tek söyleyebileceğim çocuğunuzu iyi gözlemleyin, iyi olmadığını hissettiğinizde hemen harekete geçin, sayılar ne diyorsa desin en kesin bilgiyi veren annenin terazisidir.
Ates kimine göre yüksek kimine göre çok dahi olsa serin bir duş aldırmak her zaman etkilidir..duş almayı yasaklayan durumlar olmadigi surece tabii, o gün aşı olmadiysa örneğin.
YanıtlaSilEvet aşı günleri banyo yaptırmayın diyorlar da nedenini anlamış değilim her halde ateş olursa gözden kaçırmamak için
SilSağlıkla ilgili durumlar gerçekten de kişiden kişiye çok değişiyor.
YanıtlaSilCan her üç haftada bir hastalanırdı bademcikleri alınmadan önce. Hastalığın başında iğne olması gerektiğini söylediğinde doktorlar onu hiç dinlemediğinden üç gün sonra iyice ağırlaşır, peşinden iğne vurulurdu. Her defasında.. Neden inat ederlerdi bilmem, insan keyfine iğne olmayı isteyecek değil ya..
Metehan dört yaşına gelmek üzereydi havale geçirdiğinde, o günden beri çok korkarım ben ateşten..
Bir arkadaşım da kızına hep iğne ister en başta öğrenmiş artık diğer şekilde sürünüyor yoksa çocuk
SilMerhaba, çocuklarda 'yüksek' ateş kavramı çok farklılık gösteriyor, bilgi edinmek yanında tecrübe çok önemli bence.
YanıtlaSilÇocuğum oluncaya kadar havaleyle ilgili bildiğim tek şey 40'lı derecelerde gerçekleştiğiydi ama büyük kızım 38,5 dereceyle havale geçirdi. En önemli etkenlerden birisinin de genetik hikaye olduğunu öğrendik (baba da bebekken havale geçirmiş), düşük de olsa uzun süre ateşli kalmanın etkisini de.
Yeğenlerim 40 derece ateşle rahatlıkla mücadele ederken ben çocuklarımda ateşin 38'in üzerine çıkmaması için elimden geleni yapıyorum.
Ve doktorumuzun söylediğine göre havalelerin büyük çoğunluğu ateşli çocuk hastaneye yetiştirilmeye çalışılırken gerçekleşiyormuş, evde ateşe müdahele edip sonrasında yola koyulmak daha doğruymuş.
Annelere kolaylık, tüm çocuklarımıza sağlık dilerim :)
Evet her çocuk farklı benim de tecrübe ettiğim bu tüm çocuklar hep iyi olsa keşke ama ateşlenmeden büyümyorlar :(
SilDoğru yazmışsın, benim blogdaki yazıdaki yorumlara cevaben mi yazmış demeden de edemedim.. Ben o 39'a kadar bekleyen annelerdenim, nedenlerini biliyorsun, hem ateşten korkmuyorum, Allah korusun havale durumunda zaten dediğin gibi 38 derecede bile havale geçiren oluyor, önemli olan havale sırasında nasıl davranılması gerektiğini bilmek.. Hem de benim kızım çok ciddi ateşleniyor, zaten normalde sıcak bir hatun (ananesiyle babasına çekmiş, ben donan gillerdenim yahu) ateşlenince hemen 39.5tan başlıyor zaten, 41'i bile gördük ne yazık ki :( O nedenle ben bekliyorum, onu rahatlatmaya, serinletmeye çalışıyorum, vücudun doğal mekanizması ateş, biraz vücudunun uğraşmasını istiyorum hastalığı yenmek için, hemen ilaca sarılmadan yani.. Ama tabii uğraşsın derken çocuğu gözlemlemek, yazık minnacık bedene de gereksiz acı çektirmemek lazım mutlaka..
YanıtlaSilEvet hep aklımdaydı bu konu da yazını okuyunca hatırladım unuttuğumu yazıverdim :)
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMerhabalar. Yeni açılan Moda Blogları Platformuna, blogunuzu eklemek istermisiniz?
YanıtlaSilEğer eklerseniz site trafiğiniz hızla yükselecek ve takipçi sayınız artacaktır.
Blogunuzu aşağıdaki adresten ekleyebilir veya ekli blogları inceleyebilirsiniz.
Başarılarınızın devamını dilerim. Sevgiler...
Modaland - Moda Blogları Dizini