2. Gebelik Günlüğüm 14. Hafta
GeCe
Temmuz 31, 2014
7 Comments
Yakında blogumda sadece bu günlüğün yazıları yer alacak diye korkmaktayım. Kafamda yazacak çok konu olmasına rağmen yazsam ne farkeder, yazmasam ne farkeder gelgitlerim yüzünden bocalıyorum. Yaşadıklarım, düşüncelerim, süregelen savaş nedeniyle çok önemsiz ve boş geliyor.
Bir de tabi Helo'nun artık gündüz uyumamasından doğan düzen değişikliğinin etkisi var. Değil yazmak için dinlenmek için bile hiç vakit bulamıyorum ve ne yazık ki bu hafta çok yorgundum. Gün ortasında şiddetli şekilde biraz uyuma ihtiyacı duydum ama uyumayan kızımı evde yalnız başına bırakamadığımdan hiç uyuyamadım. Bir kaç kere birkaç saniyeliğine içim geçtiğinde, büyük bir endişeyle irkildim. Keşke ben on beş dakika uyurken ona göz kulak olacak biri olsa evde. Uyuyabilmek için onu defalarca uyutmaya çalıştım, uyumadıkça sinirlendim ve baş ağrılarına tutuldum. Ne yazık ki çok şefkatli davranamadığım zamanlar oldu.
Bu gibi şeyler yaşadıkça içime bir korku düşmeye başladı, bir şekilde üstesinden gelebilirim cesaretini yavaş yavaş yitiriyorum. Helo büyüdükçe yola geleceğine sanki daha da huysuz oluyor. Bu güne kadar ne temizlikçi ne de bakıcı almamıştım ama şimdilerde bunu ciddi düşünür oldum.
Bu huysuzluklarda ikimizin de canının sıkılıyor olmasının etkisi de var. Hala tatil yapamadık, istanbuldakileri çok özledik ve günler öyle uzun ki gün içinde binbeşyüz oyun oynasak da geçmek bilmiyor. Tabi dışarı çıkıyoruz, çıkınca üç saate yakın dışarıda kalıyoruz ama artık bu gezintilerden sonra daha yorgun hissediyorum. Kimi zaman kendini pusetinden atmaya çalışan, kimi zaman koşup araba yoluna kaçan, gördüğü şeyleri aldırmak için zır zır ağlayan, almayınca kendimi kucağımdan yerlere fırlatan bir çocukla hamileyken baş etmek biraz daha zormuş :(
Bu haftanın en güzel gelişmesi sanırım daha çok sık olmasa da zaman zaman tekmelerini hissetmeye başlamam oldu Nova'nın. Çok erken ve hiç beklemediğim bir zamandı 13+4 günün akşamı. Üstelik Helo'daki gibi kelebek kanadı gibi vs değildi baya baya tekmeydi. Ondan sonra yatar vaziyette durduğum ve onun uyumadığı zamanlar kesiştiğinde defalarca hissettim ;)
Ha bu arada sanal adına da karar verdim. Yenidünya anlamına gelmesini ve Helodünya'da olduğu gibi yarı türkçe yarı başka dilde bir lakap olsun istiyordum. Bir gün gerçek isim aramak için bebek isimleri sözlüğüne bakarken Nova'yı gördüm. Yıldız anlamından dolayı hoşuma gitmişti ama okunuşu Noah'ya benzediği için karıştırılabileceğinden vazgeçtim. Noah'yı beğenmediğimden değil Türkçe bir isim olmasını istediğimden elbette. Diğer tarafta sanal isim olarak Yenidünya'dan emindim ama Helocum dediğim gibi yenicim demek hiç de kulağıma hoş gelmiyordu.
Bu sırada yıllar önce Barcelona'ya gittiğimizde dükkanlarda nova saldes yazdığını anımsadım. Yeni indirimler gibi birşey. O zaman nova'nın yeni anlamına sahip olduğunu farkettim. Ancak sözlüğe baktığımda ispanyolca yeni biraz daha değişikti ama katalanca yeni tam da Nova'ya karşılık geliyordu. Bir taşla iki kuş :) Bu sanal isim içime sindi, sizce nasıl Novadünya?