10 Mart 2014 Pazartesi

Bir Tülbent Hikayesi

Kızımın günlüğünde bu konuyu atlasam olmaz, hayatında çok önemli bir yeri var çünkü.

Sanırım 3-4 aylıktı (bloga yazmıştım ama şimdi aramak zor geliyor) uykuya dalma aşamasında üzerindeki giysiyi veya battayeyi tutmaya çalıştığını farkedip eline bir tülbent tutuşturmam. Battaniyeye alışmasını istemedim taşıması güç, alternatifi zor ve sıcaklarda bunaltmasın diye. Giysisini de istemedim gün içinde tişörtü havada göbeği açık dolaşabilirdi. Bir oyuncak da olabilirdi belki ama o zaman minik elleriyle kavrayabileceği ve yumuşak olan bir seçenek olarak tülbent daha baskın gelmişti.

1,5 yaşına kadar 3-4 tane farklı tülbenti dönüşümlü kullanıyorduk. Hangisi olduğu farketmiyordu, uyurken onu tutuyor, mıncıklıyor, yüzüne sürüyordu. Sonra tülbentlerden biri yıprandığı için parçalanmaya başladı. Ben de diğerlerini yok ettim, sadece onu verdim eline. Zamanla parçalanarak küçüleceği için vazgeçeceğini umdum.

Önce ortadan ikiye yırtıldı, sonra dörde beşe, bir sürü, mendilin yarısı kadar tülbent parçaları oldu. Birkaç tanesi bağlı bazıları ayrı dönüşümlü olarak elinde oluyordu.

Günden güne parçalar kayboldu, bebek arabasında giderken düştü genelde. Her yerde bir parça kaybediyorduk. Son kalan en iri parçayı pariste bırakmıştık mesela.

Bir gün çamaşır yıkarken onu makineye attı, biliyordum dayanamayacaktı aldım yine attı. Hadi bi deneyelim dedim belki zAmanı gelmiştir. O iki saat boyunca öyle krize girdi ki ağlaya ağlaya makinenin başında oturup bitmesini bekledik.


Birkaç hafta önce son parçayı evde kaybettik. Üç gün ve gece boyunca onsuz uyudu. Aradı, ağladı, istedi ama  bulamadık, çaresiz kabullendi, zorlandı ama işleri yoluna koymaya başlamıştık. Bu süreçte saklanmış eski tülbentleri asla istemedi.

Sonra bir sabah uyandığında hırkasını giydirmiştim. Elini cebine soktu ve sevinçten bağırdı. Tülbenti ordaymış. Görseniz öyle sevindi ki, sevinçten dans etti, gözlerinin içi gülüyordu. Çok duygulandım onu öyle görünce ağlayabilirdim o derece.

Ve hayır cebinde olduğunu asla bilmiyordum, kendi koymuş olmalı. Bilseydim alırdım tam alışmışken.

Şimdi yeniden başa döndük ama fotoğraftaki tülbent öyle küçüldü ki, ip gibi oldu neredeyse, tamamen eriyince yokluğunu kabulleneceğine inanıyorum.

Sonra neden bu kadar kafaya taktığımı düşündüm. Ben ki kızımın her geçişinde onun tercihlerine riayet ettim ve bir anda oldu geçişler zamanı geldiğinde. Neredeyse bütün çocuklar uyku sırasında bir yardımcıya ihtiyaç duyuyor. Anne saçı, eli, battaniye, yastık ya da oyuncak. İlla ki her çocuğun bir takıntısı oluyor. Belki bana yapışmadığı için şanslı sayılırdım. En nihayetinde tüm çocuklar alışkanlıklarını bir gün bırakıyor.

Belki de tamamen bırakmıyor, dönüştürüyorlar. Yetişkinler bile uyku aşamasında bir rutin uyguluyor olabilir, yorganı yüze çekmek, bacak arasına sıkıştırmak veya yastığa sarılmak.. gibi büyüsek de bırakmadığımız alışkanlıklar var.

Bu alışkanlıkların olmasının kimseye zararı yok, üstelik kimse de böyle yapan yetişkinleri yargılamıyor.

Öyleyse biz neden koskocaman ve karmaşık bir dünyayı anlamlandırmaya çalışırken, böyle sığınma noktaları edinip rahatlamaya çalışan bebekleri anlamıyoruz. İlla ki istediğimiz düzene uysun, illa ki bıraksın, illa belli durumlarda şöyle davransın... Liste uzar gider.

Evet ben de kafaya takmayı bıraktım. Ne zaman hazırsa, ne zaman hazır olursa bekleyeceğim. Kızımın deyişiyle ıhıhı; artık sana hiç kızmayacağım :)

11 yorum:

  1. benim yeğenim de saç tutmadan uyumazdı, 2 yaşından itibaren kendi saçını tutarak uyumaya başladı, sonra 4 yaşındayken saçları kesildi o süre zarfında yavaş yavaş unuttu dedik, sonra bi gece yanına yatıyım dedim baktım ki benim saçımı tutuyor :) çok masum çok sığınmacı bir davranış. şimdi 6 yaşına girmek üzere yavaş yavaş unutmaya başladı...

    YanıtlaSil
  2. kıyamam ben ona, nasıl da sevinmiş tekrar bulduğunda... Bu tarz alışkanlıkları olması bence de çok da önemli değil. Nasıl olsa bir gün bırakıyorlar yada senin dediğin gibi başka bir rutine döndürüyorlar.
    Rahat bırakmakla ne iyi etmişsin kendini :)
    İyi haftalar...

    YanıtlaSil
  3. Yazının ilk paragrafını okurken neden bırakması için zorluyor ki demiştim. Bazı alışkanlıklar zararlı ve değiştirilmesi gerekiyor ki bunlardan biri çocuğun parmak emmesi . Damak yapısını bozduğu için ileride çok sıkıntı yaratabiliyor. Ama küçük bir tülbent parçası onu oyuncağı olarak görüyor sanırım. O yaşlarda oyuncakları da önemlidir onunla özdeşleştiriyor tahminim varsın tutsun bence üzülüp içine atacağına onunla yaşasın zaten sizde öyle yapmışsınız...Benim kızımın küçük bir oyuncağı var kocaman bir kız oldu hala uyurken onunla yatıyor ne sakıncası var ki sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Hem gülümseyerek hem duygulanarak okudum yazınızı. Oğlum 8 yaşında ve onun da böye parça parça olmuş bir yorganı var. İsmi de "Kirli EE" :)
    Uyurken mutlaka o olsun istiyor gerçi artık büyük ama henüz bırakmadı bende sizin gibi ne zaman istersen o zaman bırak diyorum ona. Gerçi onun dediği zaman hiç gelmiyor ama yapacak birşey yok. Zamanı gelince umarım bırakırlar. Sevgiler

    YanıtlaSil
  5. ah canım benim. o cebindeki tülbenti bulmuş hali gözümün önüne geldi, canımmm ya ♥

    YanıtlaSil
  6. Tulbentini bulunca verdigi tepkiye cok duygulandim :) Hormonlar zaten tavan yapmis :))

    YanıtlaSil
  7. YAVRUM BENİM :) MAŞALLAH ONA . SİZDE NE GÜZEL ANLATMIŞSINIZ,
    BENDE DİĞER ARKADAŞLAR GİBİ YAZIYI OKURKEN NEDEN BIRAKTIRIYOR DEDİM, ONA ZARARI OLMAYAN BİR ALIŞKANLIK, BIRAKIN ZUZU TÜLBENTİYLE MUTLU OLSUN.ZATENDE SİZİNDE ÖYLE YAPMAYA KARAR VERMİŞSİNİZ. BENİM OĞLUMUNDA EMZİK TUTKUSU VARDI HİÇ ZORLAMADIM , ZAMANI GELİNCE BIRAKTI ELHAMDULİLLAH :)
    SEVGİLERİMLE,ZUZU NUN YANAKLARINDAN MUCK MUCK

    YanıtlaSil
  8. Aynı tülbent meselesi bizde de var canım. 3-4 aylıktı Arman da, sürekli yüzünü çiziyordu. Bu durumu engellemek için uyurken ince bir tülbentle kapatmıştım ellerini, o gün bugündür bizde de devam ediyor bu gelenek. İlk başlarda yıkamak için bile elinden alamaz olmuştum, başka tülbentleri gece karanlıkta bile versek dokunarak ayırt ediyordu. Neyse ki bir benzerini bulup sürekli yıkadım, yıkadım onunki gibi pamuklanmış bir hale gelince onu da yadırgamadı. Şimdi bir evde bir de gezmelerde kullandığımız iki tülbentimiz var. Ben de hiç sorun etmiyorum, zamanı geldiğinde onu da bir şekilde bırakacaktır. Öpüyorum tülbentli minnoşu ;)

    YanıtlaSil
  9. Vallahi ben ilkokuldayken ne emzik kullanan ne de uyku arkadaşıyla dolaşan arkadaşım vardı. Zamanı gelince bırakıyor yavrucaklar, bizi bile:((

    YanıtlaSil
  10. onun minik ellerini öptüm,ne güzel anlatmışsın hikayeni:)

    YanıtlaSil
  11. Borularını öttürüyorlar, bize düşen de sadece dinlemek belki :)

    YanıtlaSil