Artık adı bile bilinmeyen uzak bir ülkede, bir kız yaşarmış... Adı Şa... Şa, mutlu ve neşeli bir çocukmuş... O herkesi, herkes de onu severmiş... Ama herkese garip gelen bir huyu varmış... Çok küçük yaşlardan itibaren, annesi babası karşı çıksa da, yaz demeden kış demeden, her akşam toprağa yatar ve mutlaka en az bir saat gökyüzünü, yıldızları seyredermiş...
Gel zaman git zaman, okula başlamış... En zor problemleri o çözer, en akıl almaz oyunları o icat edermiş... Gittiği her yerde ama her yerde güneş gibi parlarmış... Onun bulunduğu yerde kavga olmaz, insanlar huzur bulurmuş...
Aradan yıllar geçmiş... Şa evlenmiş, önce çocukları, sonra torunları olmuş... Ne ışığından ne de mutluluğundan hiçbir şey kaybetmemiş... Ama her akşam toprağa yatıp gökyüzünü, yıldızları seyretmeyi hiç ama hiç ihmal etmemiş...
Onun başarılarını, huzurunu ve mutluluğunu görenler bazen sorarmış:
Şa, bize sırrını söyle.
Şa bu soruyla karşılaştığında gülümser ve gökyüzünü gösterirmiş... Yıllar boyunca onunla birlikte olan eşi, dostu, arkadaşı ya da onunla henüz tanışan bir çok insan, onun yaptığını yapıp yıldızları seyretse de... Ne onun ışığına sahip olabilmişler, ne de onun gibi mutlu olabilmişler...
Elbette birkaç arkadaşı ısrar etmiş:
Şa bize sırrını söyle, biz de senin gibi mutlu yaşamak istiyoruz. Biz de senin gibi yıldızları seyrediyoruz, biz de senin gibi, hava bulutlu olsa da gökyüzünü seyrediyoruz ama sana olan bize olmuyor, lütfen sırrını söyle!
Hep şu cevabı vermiş:
Söyleyemem... Bu, herkesin kendi içinde... Kendisinin bulması gereken bir sır... Bazı arkadaşları onu suçlasa bile, bu konuda hiç konuşmamış, sadece gökyüzünü göstermeye devam etmiş...
Bu şekilde yıllar, yıllar geçmiş... Doksan yaşında hastalanıp yatağa düşmüş... Bu yıllar boyunca, her insan gibi çok zor zamanlar geçirmiş... Ama onun çektiği zorluklar başkalarına zorlukmuş, Şa’nın yüzünden ışık, hayatından mutluluk bir gün bile eksik olmamış...
Hasta yatağı, onu sadece iki gün ağırlamış... Dünyayla vedalaşma vakti geldiğinde, kızı kulağına eğilmiş:
Annecim, sırrını bize de söyle, ölmek üzeresin demiş... Şa gözlerini pencereden görünen gökyüzüne çevirmiş, gülümsemiş ve son nefesini vermiş...
Ailesi, üzüntü içinde onun cansız bedenini yataktan alınca, yastığının altından bir zarf çıkmış. Oğlu hemen zarfı açmış. Bir kâğıdaşunu yazmış:
Ben yıldızları seyretmiyordum, seviyordum."
Canım ben kitabi çok didaktik buldum bu arada o yazın nereye kayboldu diye merak ediyordum ben de. Ben yarında bıraktım kitabın senin için çok şey ifade etmesi harika ama kişisel gelişim kiaplarına 10 basara katılamıyorum :)
YanıtlaSilBilmiyorum ne kadar okudun ama kitap sonradan daha farklı bir hal alıyor, tümünün etkisi farklı olabilir ben şu an kopuk düşünemiyorum bütünün sonunda aldığım bir tat var. Pek tabi ki her insanın birikimleri yaşadıkları dünyayı algılayışları farklı. Diğer yandan ablam da demişti bazı fikirleri sanki başka doğru yokmuşçasına kabul ettiriyor insana. Ben dedim ki yazar istediğini yazar, onu okumak süzmek kabul edip etmemek kişiye kalmış. Nasıl blogumuza canımızın istediğini yazıyorsak, o da kitabına istediğini yazar dedim.
SilO en yakın arkadaşı öldü ve gitti ya Foça'ya, biraz daha okudum ve devam edemedim ay o kızın ölmesine çok üzüldüm ama bir de vermek istediği mesajlar yazının içinde çok didaktik geldi söylediğim gibi ama her kitap sonuna kadar okunmalı buna katılıyorum lakin bitiremedim belki de benim için vakti gelmemişti gelecek elbette.
SilDaha çok başıymış , o da aslında bazı cevaplar arıyor belli etmese de sonrasında bulacak gitmesi çok iyi olacak
Silmerhaba kitabınızın adını öğrenmek alıp okumak isterim ,[ gülşen anane nin masalları]diye araştırdım ama internetten bulamadım .Teşekkürler.
YanıtlaSilGüneş Çavması, basılı hali var ama dokundum.com adresinden de okunabiliyor
SilHikaye çok güzeldi ..
YanıtlaSilÖyle onlarca kez okudum her okuduğumda yine aynı his
SilBen çok blog takip ediyorum. Belki sizikini de başka konularda okumuşumdur. Ancak Güneş Çavması kitabını başka bir blogta görüp almıştım. İnanır mısınız bir aydan fazla oldu okuyalı fakat br daha bir daha okuyorum. Kitap bana sihirli gibi geliyor. Hatta takip ettiğim bloglara mail atarak kitabı anlattım. Sanki herkes okursa hepimiz mutlu olacağız.........:) Tavsiyemle okuyan bir arkadaşım aynı bunun gibi başka bir kitap daha tavsiye et diye tutturdu. :) Ben dokundum.com adresinde yayınlandığını sonradan gördüm. İkinci kitabı okumamak için kendimi zor tutuyorum çünkü o daha bitmemiş. :( Sözü çok uzattım ama Gülşen'in masallarına hastayım ve görünce yazdım. :) Ya Mecnun? Handan, Rafet. Atlas Atlas da var. :) Foça'ya gidip onları görmek istiyorum ben. :) Sevgilerle.
YanıtlaSilBelki de aynı zamanda okuduk ben de yılbaşı zamanı okudum yeniden okuyorum hatta her fırsatta bakıyorum. Bu kitabı herkes okusun istiyorum ben de. Benim aldıklarımı onlar da alsınlar istiyorum. Kitabı okumuş ve benim gibi haz almış biriyle karşılaşmış olmak çok güzel
SilBen de şu an da okuyorum.sizin sayenizde keşfettim. Evet birçok boş kişisel gelişim kitabı var onlara kıyasla çok etkili o yüzden bu düşüncenize de katılıyorum. Gerçekten kitap okumaktan hoşlanan biri için de gayet sürükleyici.ben başlayalı çok olmadı şu an Foça da handan ve bence kendini buldu burda.ustelik çevresindeki insanlar da çok farklı ve özel insanlar. (Mecnun,Rafet ve yannis)keyifle okumaya devam ediyorum,oyle ki bazi yerleri beni cok etkiledi.onlari aninda karalama defterine atip tekrar tekrar donup okuyorum.iyiki de gece'nin bloguna bulmuşum, cok tesekkurler bu tavsiye için.
YanıtlaSilSevdiğim değer verdiğim ve faydalandığım şeylerden herkes yararlansın istiyorum ve öyle olunca da gercekten mutlu oluyorum
SilGece, ben de senden methini duyup bu kitabı aldım ama henüz elimi bile süremedim:(yds ye giricem gelecek ay...uzun zamandır kitap okuyamıyorum ve haftada iki kitap bitiren,ben test çözerken keyifle kitap okuyan eşime acayip gıcık oluyorum:)))
YanıtlaSilinşallah şu sınavı hayırlısıyla veririm de ben de okuyup seninle fikirlerimi paylaşabilirim..sevgiler canım:)
Aslında test aralarında günde on sayfa okursan sana çok iyi gelecek bu süreçte
SilBende çok etkilendim ve bence de kişisel gelişim kitaplarına on basar. Hatta şöyle birşey oldu blogumu takip eden biri bana bu kitaptan bahseden bir mail attı kendinin çok etkilendiğini ve benimde beğenebileceğimi... Çok mutlu oldum düşünsenize böyle bir kitap var biri sizi takip ediyor ve sizi sadece yazdıklarınızdan tanıyor ve size çok beğendiğiniz okuduğunuz bir kitabı öneriyor... Bu da benim çavmam :)
YanıtlaSilAynen ben de böyle hissediyorum belki o maili başkalarına gönderen simdi de sen olacaksın
SilMasal çok hoşmuş. Siz bence önemli kısımlarını fotoğraflarınızla "cümle şeklinde" yazı oluşturabilirsiniz. Mesela Yıldızlarla - Yıldızları seyretmiyordum; onları seviyordum.- gibi. Sevgilerimle. Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun.
YanıtlaSil