24 Eylül 2013 Salı

# Aylık Mektuplar # Helodunya

18. Ay Mektubu : Hoşgeldin Ben Kavramı ve Korkular

Gözlerimin ışığı yavrum;

Bu ay mektubunu bir gün gecikmeyle yazdım ki sanırım bu ilk oluyor. Dün yine direndiğin günlerden biriydi ama bu gün biraz daha normalsin çok şükür. İki yaş sendromunun ilk belirtileri bunlar, çoktan başladı fakat bu şekilde dile getirmekten kaçınmak istiyorum. Sendrom mendrom dedikçe olayı beynimizde daha büyük bir mesele haline getiriyoruz ister istemez. Bu süreç de, öncekiler gibi büyümenin, gelişmenin bir parçası.

17. ayını doldurduktan bir iki gün sonra adını söylemeye ve ben kavramını ifade etmeye başladın. İlk günlerde Dika diye söylediğin ismin, önce Diga'ya dönüştü, bu günlerde de g biraz daha yumuşayarak Diya halini aldı. Bir şeyi kendin yapmak istediğinde, kendi yansımanı gördüğünde ismini söyleyip, parmağınla kendini işaret ediyorsun. İlk haftalarda günde elli kez kişileri sayma işini yapıyorduk. Ortamda kim varsa tek tek söyleyip (anne, baba, dede ..., Diga) saydık. Benim en hoşuma giden ise, beraber yaptığımız işleri ifade ediş biçmin. Mesela yemek yiyorsak, "anne,baba,diga mama" diyorsun. Benzer şekilde "anne,diga e-e" , "anne, baba, diga atta" vs. Son haftalarda bu söylemlerin azaldı çünkü artık iyice öğrendin ben kavramını ve hatta Diga yerine ben demeye başladın. Benzer şekilde eşyalar kime aitse onun ismini söylüyorsun ama nın ekini getiremediğin için son heceyi biraz uzatıyorsun. Örneğin babanın terliği demek için babaaa teğlik diyorsun. Söylediğin sözcüklerin sayısı müthiş arttı, pek doğru olmasa da zamanları kullanmayı başladın. Önceden geal diye beni çağırırken şimdi gealdi diyorsun ya ben de "e tabi çocuk benim geleceğimden emin, bir dakika sonrasını öngörüyor" diye düşünüyorum :)

İkincisi ise ben kavramının gelişmesine bağladığım korkuların. Ben (biz) ve onlar ayrımını idrak edince, diğer insanlardan çekinmek, bazılarından aşırı derecede korkmak gibi bir davranış ortaya çıktı. Bu da kucağıma daha fazla yapışmana sebep oluyor. Bu ay boyunca korkular ve geçirdiğin hastalık dolayısıyla kucağımda yaşadın neredeyse. İlk ayları saymazsak, diğer ayların toplamında bu kadar çok kucağımda kalmamıştın diyebilirim. Kucağımda olmandan çoğunlukla memnun olsam da, kucağıma geliş sebeplerini görmek her defasında beni endişelendiriyor. Acaba korkuların kalıcı olur mu, bu çekingenliğin geçer mi, bu duyguları hissettiğinde acaba doğru davranıyor muyum diye kafamda bin bir endişe. Bu aya kadar, özgüveninin çok yüksek olduğunu, gayet rahat bir karakterin olduğunu düşünüyordum (belki hala öyledir bu süreç geçicidir). Bir de aynı burç olduğumuzdan mıdır nedir, bazı olaylara takındığın tavırlar benimkiler ile aynı. Bunları görmek beni çok etkiliyor.

Dün mesela, uyumamak için ağlıyor ve telefonu istiyordun. Ben de vermedim ve ağlamana göz yumdum. Bir süre ağladıktan sonra sustun, gözlerini boşluğa dikip elindeki tülbeni sıkarak ve bana hiç bakmadan, kıpırdamadan durdun. Bu tavır benimkiyle tıpatıp aynı. Böyle anlarda ben de güçlü olmaya çalışır, gurur yapar ve gözlerimi boşluğa dikerim. Aslında dokunsalar ağlayacak durumdayımdır ama bir süre sonra geçer. Adım gibi emindim ki bıraksaydım durmaya devam ederdin ama o dokunuşa ihtiyaç duyduğunu kendimden biliyorum. Kucağıma aldım, öptüm, sevdim,  sen ağladın ben ağladım ve beraber uyuduk. O zaman bu inatlaşmayı yapıp seni gereksiz yere üzdüğüm için kahroldum, zaten 15 dakika sonra uyuyacaktın.

Bu gün ise, dünkü olaydan ders çıkarıp inatlaşmayı kestim. Gerçekten de uykun geldiğinde yanıma geldin, yüzünü yüzüme dayadın, kolunu boynuma attın ve uyudun. Bu hissi asla tarif edemem. Güya biz seni yetiştiriyoruz be çocuk, sen her şeyi zaten biliyormuşsun.

Sevginin esiri olmuş Annen,

Amsterdam

3 yorum:

  1. Canım, ağlattın benii..

    Ada'da aynı şekilde son zamanlarda çekingen oldu.Hemen bacaklarımıza sarılıp
    kucak istiyor..İnşallah geçici bir durumdur..

    2 yaş sendromu bizde de var..Erken mi değil mi bilmiyorum ama çok zorluyor beni,
    gündüz uyumuyor, inatlaşıyor, sinirleniyor ve ağlıyor..
    Sağlıklı olsunlar da..

    Sevgiler buralardan

    YanıtlaSil
  2. Canım hayırlı olsun yeni ayınız aynı ayda Arende yabancılara karşı korku had safadaydı o geçti baska kroku geldi ve hepsi gecti korkuyorum kelimesi haric ben hep evet sen onu sevmedin evet sen bunu istemiyorsun dddim. Yabancılara karsı da evet o yabancı biri bakmamayı tercih edebilirsin ben buradayım dedim. Kalıcı olmayacaktır eminim Dila'nınki de.

    İnat Aren'e karşı hiç yapmadığım ve çok faydasını gördüğüm bir şey. İnattan kime hayır gelmişti. Elinde top var mesela hayır top yok diyor tamam yok diyorum ve konu kapanıyor. İnat yaptığım tek konu çıplak gezmesi yazarken aklıma geldi ama ona göz yumamıyorum işte :/

    YanıtlaSil
  3. Bence başta söylediğin süper bir tespit Gece, sendrom sendrom deyip kendimizi şartlayıp kafamızda canavarlar yaratıyoruz, ee o zaman zaten zor geçecek bir dönem oluyor mu sana ömür törpüsü..
    Belki de sırf bu yüzden yazdığın benzeri durumlarla karşılaştığımda "kedidir o kedi" deyip üzerinde pek durmuyorum, ne 2 yaş sendromu, kedidir kedi:) Belki de bu alışkanlık haline falan gelirse 2 yaş dönemi ben anlamadan geçer ve gider, benim hayalim de bu:))

    YanıtlaSil