Dila Gürses :)
GeCe
Nisan 26, 2012
15 Comments
Burada daha önce dile getirdim mi anımsamıyorum. Kulaklarımda bir miktar işitme kaybı var. Günlük hayatıma pek etki etmiyor ancak zayıf sesleri duymakta zorlanıyorum. Galiba çocukken geçirdiğim enfeksiyondan olmuş ve farkedilmemiş. Neyse konumuz o değil. Kızım doğunca acaba gece onun sesini duyanabilecek miyim diye endişe ediyordum önceden. Ablam merak etme mık dese duyacaksın diyordu ama şüpheliydim. Gerçi bu işitme sorunum biraz da psikolojik galiba. Çünkü eşim çok sessiz konuşsa da onu duyuyorum, aslında duyuyordum desem daha iyi olur çünkü bu aralar zihnim kızıma kanalize olmuş sanırım, onun en ufak seslerini duyuyorum ama eşimin zayıf seslerini duyamamaya başladım.
Ne diyordum. Helo'nun seslerini ilk günden itibaren duyma konusunda hiç sıkıntı yaşamadım. Başlarda gayet zayıf sesler çıkarıyordu, beşiğinde iken bile mık dese gece uyanıyordum. Üstelik uyku konusunda böyle hassas olabileceğimi de düşünmezdim.Çünkü önceden akşam yatıp sabah kalkar aa ne zaman sabah oldu derdim, derin bir uykum vardı yani. Şimdilerde kolay uyanmakla kalmıyor, kolayca uykuya da dalıyorum. Eskiden günün herhangi bir saati uyumak benim için imkansızdı.
Başlarda gayet sessiz olan kızım son zamanlarda coştu. Durmadan konuşuyor mıkır mıkır. Gece uyurken bile mırıldanmalar, vik vik diye sesler çıkarmalar, gayet yüksek volumde ağlamalar. Annesi kolay duysun diye Allah vergisi bir sesi var :)
Eminim her bebek öyledir, Helo'nun da kendine has bir karakteri var. Biz sanki onun isteklerini yerine getiren hizmetkarlarıyız. Kölesi bile olmaya razıyız ya :) Bedenen ve sesli ifadelerini anladıktan sonra bakımı daha kolay. Fakat anlamadığımız zaman ya da anlayıp da yerine getiremediğimiz zaman vay halimize. Eminim diğer dairelerden bile çok rahat duyuluyordur sesimiz.
Misal dün doktor kontrolünde idik. Öncesinde karnını doyurmama rağmen yol+bekleme sonucunda tam da doktorda iken acıktı. Ne desek ne yapsak susmuyor. Babamızı doktorla bırakıp çıktık karnımızı doyurmaya. Kızdığı zaman da kocakarılar gibi mokurdanıyor emerken, hem söyleniyor hem emiyor.
Kızınca olan mokurdanmaları kadar keyifli anlarındaki mırıldanmaları da öyle güzel ki. Altını açmak için tulumunun çıtçıtlarını açarken anlıyor ve keyifli sesler çıkarmaya başlıyor hemen.
En güzeli de gece uyurken çıkardığı sesler. Hani hıçkırırken bir ses çıkar ya ona benzer bir sesi kendiliğinden çıkarıyor arada. İç çekmesi gibi. Genelde uyku geçişlerinde yapıyor onu. Bebekler 30-45 dakkalık derin uykulardan sonra uyanırlarmış. Bu dönemden sonra her bebek kolayca yeniden uykuya dalamayabiliyormuş. Helocum bu periyotlarda uyanıyor, şöyle bir geriniyor esniyor, yatağında kendine rahat bir yer ayarlıyor sağa sola dönüp, işte bu sırada da o sesleri çıkarıyor. Çok tatlı bir yüzü oluyor bu esnada. Böyle tam ayık değil şaşkın ifadeli bir hal.
Eğer bu uyanmalarda müdahale etmezsek, yada bizi algılamazsa kendiliğinden yeniden uyuyor. Ama bizi görürse uykusu kaçıyor ve almamızı istiyor. Biz de uzaktan bakıyoruz, acaba gerçekten bir rahatsızlığı mı var yoksa uyku arası mı diye.
Bir şikayeti olduğunda bunu beden dili ile anlatıyor ama eğer biz orda değilsek ve göremediysek ağlıyor. Bu ağlama sesini duyurma ağlaması. İki kere ınga yaptıktan sonra bekliyor, gelen giden var mı diye. Ardından eğer tepki almazsa ıngalar artıyor arada ehe ehe diye iç çekişli ağlamalarla birlikte. Bir çoğunu numaradan yapıyor bıdık :)
Beden dili de sesleri kadar çeşitli. Karnı acıktığı zaman kolları ve ayaklarını deli gibi çırpmaya başlıyor. Eğer çok açsa bu hareketler karete yapar gibi oluyor. Hele memeyi hazırlamak uzun sürerse, bir kızıyor ki, savurduğu tokatlar tekmeler hayli sert. Babamız bol bol dayak yedi şimdiden :)
En sevdiğim ifadelerden biri ise kaka yaparkenki hali. Eğer gazı yada kakası varsa ağzını O şeklinde büzüp gözleri kocaman açıyor. Öyle konsantre bir halde duruyor ki sanırsınız ki çok mühim şeyler düşünüyor. E tabi bundan daha mühim iş olur mu canım.
Bunun dışında gazı olduğunda, kusma isteği geldiğinde hep söylüyor bir şekilde, biz sadece uyguluyoruz. Mesela eğer gazı yoksa ve ben omzuma koyup gazını çıkarıyorsam kendini geri atıyor. Bazen de aşağı doğru kayıp göğsüme yerleşiyor. Öyle uyumak istiyormuş.
Hele uykuya dalmadan önceki hallerine bayılıyoruz. Gözler geriye kayıyor, ağız binbir şekle giriyor, arada gülümsüyor arada ağlamaklı ifade takınıyor. Bu bir kaç dakikalık sürede bütün mimiklerini kullanıyor neredeyse. Biz de onu hayranlıkla seyredip "oooouuuv şuna bak yerim seni" diye eşimle fısıldaşıyoruz.
Bakalım daha neler neler keşfedeceğiz...
Ne diyordum. Helo'nun seslerini ilk günden itibaren duyma konusunda hiç sıkıntı yaşamadım. Başlarda gayet zayıf sesler çıkarıyordu, beşiğinde iken bile mık dese gece uyanıyordum. Üstelik uyku konusunda böyle hassas olabileceğimi de düşünmezdim.Çünkü önceden akşam yatıp sabah kalkar aa ne zaman sabah oldu derdim, derin bir uykum vardı yani. Şimdilerde kolay uyanmakla kalmıyor, kolayca uykuya da dalıyorum. Eskiden günün herhangi bir saati uyumak benim için imkansızdı.
Başlarda gayet sessiz olan kızım son zamanlarda coştu. Durmadan konuşuyor mıkır mıkır. Gece uyurken bile mırıldanmalar, vik vik diye sesler çıkarmalar, gayet yüksek volumde ağlamalar. Annesi kolay duysun diye Allah vergisi bir sesi var :)
Eminim her bebek öyledir, Helo'nun da kendine has bir karakteri var. Biz sanki onun isteklerini yerine getiren hizmetkarlarıyız. Kölesi bile olmaya razıyız ya :) Bedenen ve sesli ifadelerini anladıktan sonra bakımı daha kolay. Fakat anlamadığımız zaman ya da anlayıp da yerine getiremediğimiz zaman vay halimize. Eminim diğer dairelerden bile çok rahat duyuluyordur sesimiz.
Misal dün doktor kontrolünde idik. Öncesinde karnını doyurmama rağmen yol+bekleme sonucunda tam da doktorda iken acıktı. Ne desek ne yapsak susmuyor. Babamızı doktorla bırakıp çıktık karnımızı doyurmaya. Kızdığı zaman da kocakarılar gibi mokurdanıyor emerken, hem söyleniyor hem emiyor.
Kızınca olan mokurdanmaları kadar keyifli anlarındaki mırıldanmaları da öyle güzel ki. Altını açmak için tulumunun çıtçıtlarını açarken anlıyor ve keyifli sesler çıkarmaya başlıyor hemen.
En güzeli de gece uyurken çıkardığı sesler. Hani hıçkırırken bir ses çıkar ya ona benzer bir sesi kendiliğinden çıkarıyor arada. İç çekmesi gibi. Genelde uyku geçişlerinde yapıyor onu. Bebekler 30-45 dakkalık derin uykulardan sonra uyanırlarmış. Bu dönemden sonra her bebek kolayca yeniden uykuya dalamayabiliyormuş. Helocum bu periyotlarda uyanıyor, şöyle bir geriniyor esniyor, yatağında kendine rahat bir yer ayarlıyor sağa sola dönüp, işte bu sırada da o sesleri çıkarıyor. Çok tatlı bir yüzü oluyor bu esnada. Böyle tam ayık değil şaşkın ifadeli bir hal.
Eğer bu uyanmalarda müdahale etmezsek, yada bizi algılamazsa kendiliğinden yeniden uyuyor. Ama bizi görürse uykusu kaçıyor ve almamızı istiyor. Biz de uzaktan bakıyoruz, acaba gerçekten bir rahatsızlığı mı var yoksa uyku arası mı diye.
Bir şikayeti olduğunda bunu beden dili ile anlatıyor ama eğer biz orda değilsek ve göremediysek ağlıyor. Bu ağlama sesini duyurma ağlaması. İki kere ınga yaptıktan sonra bekliyor, gelen giden var mı diye. Ardından eğer tepki almazsa ıngalar artıyor arada ehe ehe diye iç çekişli ağlamalarla birlikte. Bir çoğunu numaradan yapıyor bıdık :)
Beden dili de sesleri kadar çeşitli. Karnı acıktığı zaman kolları ve ayaklarını deli gibi çırpmaya başlıyor. Eğer çok açsa bu hareketler karete yapar gibi oluyor. Hele memeyi hazırlamak uzun sürerse, bir kızıyor ki, savurduğu tokatlar tekmeler hayli sert. Babamız bol bol dayak yedi şimdiden :)
En sevdiğim ifadelerden biri ise kaka yaparkenki hali. Eğer gazı yada kakası varsa ağzını O şeklinde büzüp gözleri kocaman açıyor. Öyle konsantre bir halde duruyor ki sanırsınız ki çok mühim şeyler düşünüyor. E tabi bundan daha mühim iş olur mu canım.
Bunun dışında gazı olduğunda, kusma isteği geldiğinde hep söylüyor bir şekilde, biz sadece uyguluyoruz. Mesela eğer gazı yoksa ve ben omzuma koyup gazını çıkarıyorsam kendini geri atıyor. Bazen de aşağı doğru kayıp göğsüme yerleşiyor. Öyle uyumak istiyormuş.
Hele uykuya dalmadan önceki hallerine bayılıyoruz. Gözler geriye kayıyor, ağız binbir şekle giriyor, arada gülümsüyor arada ağlamaklı ifade takınıyor. Bu bir kaç dakikalık sürede bütün mimiklerini kullanıyor neredeyse. Biz de onu hayranlıkla seyredip "oooouuuv şuna bak yerim seni" diye eşimle fısıldaşıyoruz.
Bakalım daha neler neler keşfedeceğiz...