12 Mart 2018 Pazartesi

# ehliyet # expatlife

Amsterdam’da Ehliyet Almak 3

Diğer yazıları okurken içinize fenalıklar basmadıysa yılan hikayesine devam edeyim. Umuyorum ki bu yazıda konuyu toparlayacağım. Ben daha hikayenin sonuna varamadım ama az çok durumu anladım, bundan sonrakiler için enteresan gelen birşey olacağını sanmıyorum.

En son yola çıktığım hocadan hariç iki hoca ile deneme dersi yapıp memnun kalmadığımdan bahsetmiştim. O kadar yılgındım ki başka birini deneyecek halim yoktu. Ve hatta bu işi tümden bırakmayı bile düşündüm. Eşim uzun bir ara ver sonra denersin dedi ama teori sınavının geçerlilik süresi 1,5 yıl olduğundan, uzun aranın ardından bu işi tamamen rafa kaldırmam daha olası görünüyordu benim için. Tekrar kim uğraşacak o kadar şeyi boşver.

Aradan birkaç gün zaman geçince insanın düşünceleri değişiyor. Benim de ilk dellenme hallerim geçince oturup düşündüm. İlk hocam o kadar da kötü değilmiş aslında, sonuçta adam beni sıfırdan bu hale getirdi. Sonra artıları eksileriyle oturup yazdım. Ne yapmadım, ne yapmalı? Tekrar aynı adam ile devam etmeye ama haftada bir ders almak yerine sınavın olduğu son hafta, ard arda her sabah ders almaya karar verdim. Sınav tarihini şubat ayında yine bir cumartesi sabahı bulduk. Son hafta pazt-Perş her sabah sürdüm (cuma oğlum okula gitmiyor diye evdeydin) sınavdan önce de biraz sürdüm ve öyle girdim. Gerçekten bu sık ders almaların farkı çok oldu benim için. Araba hakimiyeti konusunda epey ilerledim. Sürekli trafikte olunca her gün denediğim ve unutmamam şeyleri sonrasında not ettim, hergün onları çalıştım, gayet verimli bir haftaydı.

Sınav günü gelince bu sefer hocamın da gelmesi konusunda ısrarcıydım. Examinator (bu arada Türkçesi tabi ki müfettiş, Başak yazana kadar unutmuşum) bir erkekti, şakacı, neşeli biriydi. Sınav iyi başladı. Yolda hocamla sohbet edip gülüyorlardı. Arada da bana ingilizce komut veriyordu. Tek tereddütüm yola dikkat ederken, onlar da aralıksız konuştuğu için söylediklerini bana mı söylüyor yoksa arkadaki hocama mı diye anlamakta tereddüt edişim oldu. Çünkü bazen unutup Hollandaca da konuşuyorlardı benimle 😒

Bu sınavdan da kaldım malesef. Bu güne kadar çok iyi yaptığım paralel park etmeyi yaparken, akan trafikteki araçlara yol verdim, geri viteste ayağım zaten frende, tam geri gidip yerime gireceğim, gerizekalı bir araç tam dibime gelmiş ve durmuş. Ayağım zaten frende görüp basmam an meselesi bile değildi fakat müfettiş bey benden önce bastı. O basınca “ahanda kaldın gece” 😡 Ya bi sn izin ver di mi, yok. Benzer bir fren vakası başka bir yerde daha oldu ve yine ben zaten duruyor halden harekete geçecektim, azıcık burnumu ilerletmiştim daha iyi göreyim diye. Ama yok olduğum yerden görmeliymişim. Yani bu iki hata da aslında o kadar eften püften hata ki bu sınav sonucunda hep duyduğum şu fikre şiddetle inandım. Bu müfettişlerin belli bir kotası oluyormuş (sanırım haftalık) ve o kotadan fazla insanı geçirdiklerinde, amirleri soruyormuş neden, rüşvet mi alıyorsun yoksa diye? Hatta böyle olup görevden uzaklaştırılmalar varmış. Şimdi ben genelde cts girdiğimde muhtemelen kotası dolmuş adamların ne etsek de bunu bıraksak şeklindeki aşırı incelemelerine maruz kalıyorum ve geçemiyorum. Hatta yine önceki yazıda bahsettiğim arkadaşım da bu süreçte 4. sınavına girdi ve kaldı. Söylediğine göre sınav 30 dakika olmasına rağmen tam 50 dakika boyunca müfettiş onu tekrar tekrar zorlamış ve sudan bir sebepten bırakmış. Resmen hatamı bulana kadar uğraştı diyor. İtiraz edip karşı çıkmış ama yapılacak bir şey yok. Üstelik o da son sınav öncesi hocamızı değiştirmiş ve Hollandalı bir hoca bulmuştu. Ben itiraz ederken bu Hollandalı hoca hiç ses çıkarmadı dedi 😖

Bunca acı tecrübeden sonra ne yapmaya karar verdim onu yazayım. 

-Artık battı balık yan gider diyerek, ne kadar daha ders sınav vs gerekirse alacağız mecbur. Bu iş elbet olacak.

-Evime eşit uzaklıkta başka yerler olmasına rağmen, sırf en başta bulduğum hoca oraya bağlı diye, sınavlara hep Amsterdam CBR (sınav merkezi)’nde girmiştim. Oysa bu merkezden her şehirde var. Mesela Rotterdam’da yaşayıp orada ehliyet alan komşum, orası daha kolay ben şimdi Amsterdam’da araba sürmeye çok korkuyorum diyor. Bu yüzden evime aynı uzaklıktaki Haarlem şehrine bakmaya karar verdik. Ve web sitesindeki istatistiklere bakınca, başvuran aday sayısının yarı yarıya daha az, başarı oranlarının çok daha yüksek olduğunu, yorumlarda sınavın yapıldığı alanın trafiğinin daha kolay olduğunu falan okuduk.

- Sonra Haarlem’de hizmet veren okulları araştırdık. Çok sayıda öğrenciyi sınava sokup ilk sınavda başarı oranının yüzde 80 lerde olduğu bir okul bulduk. (Amsterdam’da bu kadar yüksek olan yoktu ve benim hocamın yüzde otuzlarda idi). Üstelik bu okul da Türk çıkmasın mı? Ben şok 😱 Eşim sonradan hatırladı, ilk başlarda bazı Hollandalı arkadaşları bile bu okulu tavsiye etmiş.

-Bu okuldan hoca ile iki kez sürdüm deneme amaçlı. Hocanın yaklaşımı ve daha önce hiç duymadığım (hatta eşime de anlattım o da usta sürücü olmasına rağmen bilmiyormuş) püf noktaları anlattı bana. O kadar kafasında çözmüş ki adam bu işi hayran kaldım.

-şimdi bu adamla o bana tamam sınava gir diyene kadar biraz daha ders yapacağım. Görülüyor ki bazı şeyleri yanlış öğrenmiş ve gereksiz kasmışım. Umarım sonuçları iyi olur.

Üç yazının sonunda tavsiyelerime gelecek olursak.

1-) Öncelikle sınava nerede gireceğiniz kısmına eğilin derim, yakın olması her zaman iyi sonuçlar doğurmayabilir.
2-) O bölgeden birkaç farklı sürüş okuluyla deneme dersi yapın, seviyeniz hakkındaki değerlendirmeleri karşılaştırın.
3-) Farklı hocaların öğretme yöntemlerini, onlardan aldığımız elektriği vs karşılaştırıp size en uygun olanını bulun. Başta belki bunun için bir bütçe gidecek ama toplamda çok ama çok farkedecek.
4-)Derslerin sıklığı hakkında şöyle bir öneride bulunabilirim. Eğer benim gibi sıfırdan başlıyorsanız, ilk dersleri haftada bir yapmakta fayda var. Çünkü yeni öğrenilen şeylerin beyinde oturması zaman alıyor. Fakat çoğu yeni şey öğrenilip bittikten sonra, sınava hazırlık kısmına geldiğinizde biraz daha sıklaştırabilirsiniz. Bu pratiklik sağlayacak.
5-) Teori sınavına kendiniz çalışın ama kendi çalıştığınıza güvenip sınava girmeyin. Tek günlük hızlı teori kursları oluyor. Çok da pahalı değil. O kursu alıp sınava öyle gitmek çok farkediyor. Yoksa birkaç defa tekrarlama derken aynı para zaten harcanıyor olan morale oluyor.
6-) Pratik sınavlarında hocanızın yanında olup olmaması konusunu düşünün, hangisi sizin için daha iyi olacak?
7-) Ve en önemlisi, bunun uzun vadeli bir süreç olduğunu baştan kabul edin. Defalarca sınava girmek gayet olağan ve kendimizi strese sokup hasta etmeye hiç gerek yok(muş).

Sevgiler
The end 😃


1 yorum:

  1. güzel paylaşımlarınız için teşekkürler
    https://sevgidoji.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil