Arkadaşımın kayınvalidesi Hollanda'lı ama Türkiye'de yaşıyor. Kocası Türk ve evlendikten sonra bir süre Hollanda'da yaşamışlar, sonra Türkiye'ye taşınmışlar, son 40 yıldır Türkiye'deymiş. Kocası ölmüş olmasına rağmen dönmeyi düşünmemiş. Şimdi Mersin'de yaşıyor ve sıcağına herşeyine fazlasıyla alışmış. Arada burada yaşayan oğlu, gelini, torununu ve kardeşlerini görmeye geliyor.
Bir kaç kere ortak buluşmalarda rastlaşmıştık. Çok güzel Türkçe konuşuyor çok sevimli bir kadındı. Ben de gitmeden bizim burda kurduğumuz arkadaş ortamımızı görsün, hep beraber keyifli vakit geçirelim istedim. Ne yazık ki kardeşine gidecekmiş o gün. Hollandalıların akraba ilişkileri çok mesafeli diyor arkadaşım. Türkiye'den gelmiş kardeşine bile programları ne zaman boşsa (gelir gelmez değil, bir ay sonraya falan) randevu veriyorlarmış. Oysa biz tüm programları iptal eder koşa koşa gideriz değil mi? Neyse işte onun da böyle bir randevusu olunca bize gelemedi, ama çiböreklerden ona da gönderdim tabi ki.
Böyle etkinliklerde hep beraber olduğumuz 10 kadar aileyiz. Ben de hepsini çağırdım tabi ki. Çoğunun iki çocuğu olduğunu düşününce epey bir nüfus ediyor tabi :) Kayınvalidesinden bahsettiğim arkadaşım daha önce bize gelmemişti ve çağırdığım kişileri duyunca biraz panik oldu. Nasıl yapacaksın iki çocukla, sığar mıyız, kendini yorma, zahmet etme falan filan. Yok dedim herşey kafamda planlandı, siz gelin çok güzel olacak. Sadece size biraz iş yaptırabilirim. Seve seve dediler.
Akşamdan böreğin hamurunu hazırladım. Normalde bize yaptığımda bekletmeden pişiriyorum. Herhalde olur dedim ve bol una bulayarak tepsiye dizdim ve buzdolabına koydum 100 adet hamuru.
Hamuru un, tuz, su, biraz sıvıyağ, kabartma tozu (veya tozmaya) ile hazırlıyorum. Annem büyük yufkalar açıp keserek içinden bir sürü börek çıkarır ama benim oklavam yok. Merdaneyle açacağım ve aslında başka işler peşinde olduğumdan böyle minik olması daha kolay olacak. Yumurta büyüklüğünde hazırladım bu yüzden. 100 den biraz fazla hamur için 2,5 kg un kullandım.
Bir de iç malzemeyi hazırladım tabi, 6-7 soğan, 1,5 kg kıyma (ben kuzu dana karıştırdım), bol maydanoz, tuz, karabiber ile çiğ bir harç hazırlıyorum.
Ertesi gün misafirlerden ilk iki aile önce geldi (biri mevzubahis olan arkadaşım). Masada hamurlar, un ve malzemeler hazır bekliyordu. Nasıl yardım edelim dediler, ben dedim çocuklar yapacak. Nasıl yani, onlar batırır, dağıtmasın falan derken yok dedim merak etmeyin, Helo bile yapıyor, sizinkiler daha büyük çok güzel olacak. Evet onlara söylememiştim ama planım çocukları dahil etmekti :) Üç kız çocuğuna birer merdane ve minik mutfak önlüğü verdim, güle oynaya işe koyuldular. Annelerine dedim siz sadece malzemeyi koyup kapatın. Ben de iki büyük tava hazırladım pişirmek için. Aynı anda 8 çibörek kızartabiliyordum ve yarım saatte 50 çibörek bitmişti bile.
Çocuklar öyle keyif aldılar ki, güle oynaya, sohbet ede ede gayet güzel hamurlar açtılar. Sonra bir yandan pişenleri yemeye başladık. Çocuklar hem yediler hem çalıştılar, kocaman sürahilerde ayran yapmıştım, bol bol yiyip içtiler.
Baktık biz hızlı gidiyoruz, kalan hamurları pişirmeden beklettik ki diğer gelenler sıcak sıcak yesin. Daha sonra gelen bir arkadaşımızın kızı da yaptı biraz ama çoğunu bitirmiştik zaten, diğer gelenlere pek iş düşmedi.
Davet ettiğim 10 ailenin 7 si katılabildi: 14 yetişkin 10 çocuk vardı ama eve sığdık yine de. Gerçi o haftasonu hava öyle güzeldi ki tüm yaz ilk defa bahçede oturduk (montsuz durabiliyorduk), orada bulunanlar içinde o hafta doğum gümü olan üç arkadaşımıza sürpriz pasta üflettik ve çok eğlendik.
Harika fotoğraflarımız var ama onlardan izin almam gerektiği için koyamıyorum malesef. O gün çocuklar (hamur açma dışında) tüm oyunlarda çok güzel oynadılar, hiç bağrışma, paylaşamama veya kavga yaşanmadı. Giderken özellikle hamur açanlar çok eğlendiklerini harika bir gün geçirdiklerini söylediler.
Herkes aralıksız yemişti ama yine de bir sürü börek arttı, evlerine gönderdim, çocukların bazıları yolda yemişler ve akşam yemeği zahmeti olmadan uykuya gitmişler :)
Tabi ki arkadaşımın kayınvalidesine de göndermiştim. Çok beğenmiş o ayrı ama arkadaşım günü fotoğraflar eşliğinde anlattığında çok şaşırmış. Neden bunca zahmete katlanıyor, sebebi neydi diye sormuş. O da hiç bir sebep yok, sadecd beraber olalım, sohbet edip keyifli vakit geçirelim diye dedikçe hayret etmiş. Gerçekten de toplanmamızın sebebi buydu, evimde misafir ağırlamayı, hep beraber yiyip içmeyi seviyorum.
Tabi evimde yeteri kadar tabak bardağım olmadığı için, kağıt tabak bardaklar kullandım, sofram instagramda gördüğüm o özenli sofraların yanına yaklaşamazdı ama gerçekten çok doğal, herkesin keyif aldığı bir gündü. Şimdi bile düşünürken o günün neşesini içinde hissedebiliyorum.
Bunca yazıyı niye yazdım, unutmak istemiyorum o ayrı ama formalitelerden sıyrılınca, davetler toplantılar doğal olunca, ne kaç kişi olduğu farkediyor ne de ne kadar yorucu olabileceği. Kesinlikle hiç yorgunluk hissetmiyordum sonrasında ve o günün evime ve içime doldurduğu güzel enerji günlerce sürdü..
Sevgiyle...
Geçen aramıza soğukluk girmiş bir arkadasıma aynen böyle anlattım bende kendimi. Sen ayrı ayrı görüşmeyi seviyor olabilirsin ama ben kalabalık olunca mutlu oluyorum. Herkes gelsin yenilsin içilsin,oturulsun ,muhabbet edilsin ..... Herkesin tercih ettiği bir şey değil ama.
YanıtlaSilÖzellikle dertleşecek konuları olanlar birebir sohbetleri daha çok seviyor sanırım. Fakat biz bu srkadaş grubumuzda dertleri de sevinçleri de hep birlikteyken paylaşabilmeyi başardık.
SilHarika bir gün olmuş, çocuklar da hiç unutmazlar bence :) Her zaman derim ne hazırladığının, sofra süsünün falan önemi yok misafirlerim geldiğinde gülümseyerek karşılıyorsam, keyifle vakit geçiyorsa gerisi teferruat :)
YanıtlaSilAynen aslında sırf bu formalitelerin ağırlığından ne kadar çok keyfi kaçırıyoruz
SilNe iyi düşünmüşsün, çocuklar hayat boyu unutmayacaklar inan :)
YanıtlaSilBakalım görecdğiz, "inşallah öyle olur
SilÇok güzel bir gün olmuş. Afiyet olsun. Ben de kalabalık masaları seviyorum. Katılabilenler çok şanslılarmış :)
YanıtlaSilÇok tesekkürler herkes memnundu çok şükür
Sil100 adet hamur topu muuuu OMG! Fenafillah level olmuş resmen, idolsün :))
YanıtlaSilYa bu yabancıların bizim misafir ağırlama ve mutfak sanatımızı anlaması mümkün değil. Sanat demeyeyim zanaat aslında :)) Bir keresinde bir arkadaşımın kayınvalidesi de bana gelmişti. Çok tatlı kadındır ama öyle fazla samimiyetimiz de yoktu. 3-5 çeşit kısır börek çörek bişeyler yapmıştım. Kadın şaşırmaktan kendinden geçti ve bana Dedi ki "sen bunları yapmak için kaç saat harcadın?"Dedi. Bilemiyorum tam olarak ama 3 saat falan olabilir toplamda dedim. Tamam o zaman sana saat başı 5 dakkadan 15 dk ayak masajı yapıcam Dedi Hahahaha
Valla bak olmaz öyle estafurullah dediysem de dinletemedim. Ve yaptı kadın asdfghjk bu da Böyle bi anım :)))
yeni evlendiğimizde beyim de çok şaşırıyodu benim misafir ağırlama hamaratlıklarıma. Annemi ve ananemi gördükten sonra artık sümüğünü atmıyo :)))
O değil de sen orda 30 kişilik eküri grubunu Nası edindin gece yaa? Ben 8 yıldır buradayım 3 tanecik arkadaşım var asdfkljhj
İlahi başakçım gülümsettin yine :) Grubumuz aslında biraz daha da artabiliyor 20 aileye kadar ama bunlar en sık görüştüklerimiz diyeyim. Valla nasıl oldu ben de anlamadım ama çok iyi oldu kafalarımız denk. Bir arkadaşımın hikayesi var yabancılarda ağırlama ile ilgili. Bir hollandalı yemeğe çağırmış şu fransızların soğan çorbasını çok güzel yapıyorum diye, gitmişler ve sadece çorbaya ekmek batırıp yemişler ahaha
SilÇiğ börek benim ananemin yemeklerinden biridir Gece, beni duygulandırdın bu sabah. Bizde içine adı üstünde çiğden kıyma, yeşil biber ve domates konur, azcık da sarmısak eklenir, çok güzel olur, hele yanında yayık ayranı da varsa..
YanıtlaSilNe güzel yapmışsın, ellerine sağlık!
Yeşil biber ve domatesli harcı kıymalı pideye yapıyorum ceren, aynısı fırında pişiyor sadece. Buna da olur hem de güzel olur ama bizim çocuklar böylesini daha iyi yiyor, diğerinde biber var ya 😒 Sana da yapayım bir gün nasıl yapsak acaba
SilTarifiniz de partiniz de çok güzel olmuş, ne mutlu size :)
YanıtlaSilBir yorum gelmişti biraz önce yanlışlıkla silindi. 40 yıl Türkiye'nin sıcaklığına alışmış ama insanlarının sıcaklığına alışmamış şeklinde. Evet ne yazık ki ben de öyle düşündüm
YanıtlaSil