2 Eylül 2014 Salı

Çocuklara Söz Dinletmek İçin Korkutma Yöntemi

Hollanda'da yalnız yaşadığımız için çocuğumuzun yetişirken maruz kaldığı dış etmenleri daha bir kontrol altında tutabiliyoruz şimdilik. Zamanla sosyal çevresi genişledikçe kontrolümüz zayıflayabilir elbet, ancak o zamana kadar da belki bazı alışkanlıkları kazanmış olur, neye nasıl tepki vereceği konusunda bir davranış/karakter geliştirebilir diye umuyorum.

İstanbul'da bulunduğumuz yaklaşık bir aydır, yalnız yaşam ve kalabalık içinde yaşam arasındaki farklar hergün kendini gösteriyor. Elbette çocuğun kalabalık içinde büyümesinin, eksileri olduğu gibi (kontrol etmek gereken şeyler çok daha fazla) artıları da var. Bu yazıda özellikle yaşlılarda gözlemlediğim çocuğu korkutma konusundan bahsetmek istiyorum.

Muhtemelen içinde bulunduğu yaş aralığından olsa gerek, Helo korkular geliştirmeye yatkın bir dönemde şu anda. Kaynağını anlayamadığı seslerden korkuyor, bazen başkalarının korkularından etkileniyor. Buna rağmen yemezsen polis gelir/ doktor iğne yapar/ bilmemneci gelir gibi korkutmaya yönelik teşebbüslere maruz kaldı. Bunu duyduğum her an müdahale ettim, söyleyeni uyardım, kızıma açıkladım ve korkutma girişimini berteraf ettim. 

Kimi zaman anneler bile, böyle tehditler savurmanın yanlış olduğunu bildikleri halde çaresizlik anlarında bu yola başvurabiliyor.  Annemle konuştuğumuzda ise, eskiden neredeyse tüm çocukların korkutma yöntemiyle büyütüldüğünü söyledi. Hatta örnek verdi mesela bir toprak testiye korkunç bir yüz resmedilir kapının arkasına konurmuş, ve çocuk her yaramazlıkta o şey (artık ne ad verilirse) ile korkutulurmuş.

Geçenlerde çocuğunu korkutarak tehdit eden iki annenin konuşmasına şahit olduğumda, biraz daha derin düşüncelere daldım. Biri, diğerini korkuttuğu için yanlış davrandığı konusunda uyarıyordu ama bence o uyaran anne, başka bir yöntemle kendi çocuğuna çok daha derin korkular empoze ediyordu. Bunları o an açıklayıp uyaramadım fakat yazmaya karar verdim.

Yukarıda bahsettiğim şekilde, çevremizde sıkça duyduğumuz somut şeylerle çocuğu korkutmak elbette hoş değil ve zararlı. Fakat bu nispeten tamir edilmesi mümkün bir durum çünkü farkedilmesi kolay ve geri dönüşü mümkün. Daha ciddi olduğunu düşündüğüm çocuğa bilmeden gizli korkular empoze etmek ise, genelde anne baba farkında olmadığı için geri dönüşü zor. Mesela nedir bunlar;

- en önce annenin kendi korkularından ötürü verdiği tepkileri sayabiliriz. Çocuk görerek, model alarak öğrendiğine göre annesinin vereceği tepkilere göre korkulacak/korkulmayacak nesneleri&davranışları öğrenecektir. İlk akla gelen böcekler, hayvanlar gibi somut şeyler olsa da bunların içine annenin insanlara karşı çekingenliği (insanlardan korkması), aşırı titizliği (kirlenmekten korkması)... gibi soyut durumları da sayabiliriz. 

- ikinci grup olarak da, annenin kendisinin şahsen korkmadığı ancak çocuğunu koruma dürtüsüyle engellediği bazı şeyleri sayabiliriz. Mesela 
  *düşecek diye tırmanması ve zıplamasını engelleme, düşersin, yara olur, kan akar diye korkutma; 
   *diğer çocuklar içinde hırpalanmasın diye kalabalığa girmesine izin vermeme (kalabalığın korkulacak bir şey olduğunu düşünebilir)
   *kötü davranışlar edinmesin diye sokağa çıkmasına izin vermeme  ... gibi. 

Çocuklar bu engellerin nedenleri açıkça belirtilmediği için kafalarında doğru değerlendirme yapamayacaktır ve anne babanın sebebini kolayca anlayamadığı korkular geliştirmesine sebep olabilir.

Elbette yüzde yüz mükemmel ebeveyn olmak mümkün değil, hepimiz bilerek veya bilmeyerek hatalar yapıyoruz. Hatta bazı hataların çocuğun karakterini olumlu etkilemesi bile mümkün olabilir fakat pek tabi ki hatalar farkedildiği ve ders çıkarıldığı sürece.

6 yorum:

  1. Sevgili gece merhaba, Bloğunuzu uzun zamandır takip ediyorum. çok güzel paylaşımlar var teşekkürler. Bu arada hamilelik sürecinizin de çok güzel ve sağlıklı geçmesini dilerim...

    YanıtlaSil
  2. Canım çok güzel bir konuya değinmişsin ve güzel de yazmışsın. Bu gerçekten dikkat edilmesi gereken bir mevzu. Beni de çok korkuturlardı çocukken hatta anneannem kuzenimin çocuğunu büyütürken yemek yemediğinde karşı apartmanın görevlisi kadına seni veririm diye korkuturdu-kadın biraz çirkince ve yaşlıydı-biz yapma etme desek de gene bildiğine devam ederdi. İnsanları bazı alıştığı davranış kalıplarından uzaklaştırmak çok zor oluyor ve sonra da biz sizi böyle büyüttük bir şey olmadı bak diyip sığınmacı tavırlar sergiliyorlar. Bir de başkalarını eleştirmeye gelince ooh çok kolay ama kimse kendini eleştirtmiyor. En kötüsü anne babanın korkularını alması çocuğun. Öbür örnekler dediğin gibi bir şekilde açıklama getirilebilecek şeyler kesinlikle. Benim bile o kadar içime işlemiş ki bazı şeyler arkadaşların çocukları geldiğinde böyle pimpirikli teyzeler gibi bazen aman ayy ayy düştü yok acıdı yok kanadı diyip duruyorum ama sonra kendimi çimdiriyorum. Bize hep öyle yaparlardı, ailede heeeep öyle gelmiş öyle gitmiş ne yazık ki. Değişimler için büyük çabalar şart yoksa sen arkanı döndüğünde aynıları yapılmaya devam ediliyor gözlemlediğim kadarıyla..
    Sevgiler canım.

    YanıtlaSil
  3. Size katılıyorum.Çok güzel bir yazı yazmışsınız. Yakın bir zamanda bir olaya şahit oldum.Bir anne kız yanımızda oynuyordu o anda orada tanışmıştık.Kızı 19 aylık (benim kızım 29 aylık) yerdeki simide bastı ,kızına; yapma kızım Allah bize pat yapar, Allah bizi yakar diyerek korkuttu işin kötüsü buna benim kızım da tanık oldu.O anda bir şey diyemedim.Evet çok yanlış ve söylenecek çok şey var ama söylenemiyor bazen.Ama hala içim acır o yavrucak ne fena kokularla büyüyecek ve her şeyden herkesten en merhametli Yüce Yaradanı nasıl tanıyacak.Yazık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o konuya hiç girmedim allah çarpar günah ateş vs gibi kafasında hiç kurgulayamayacağı şeyleri söylemek bir yana Allah sevgisinden uzaklaştırıyor

      Sil
  4. işte bu sebeplerden dolayı farklı bir ülkede büyütmek istiyorum çocuğumu ama ne mümkün

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel değinmişsin gerçekten canim, Ada bazı seslerden, gölgelerden ve böceklerden korkuyor. Çok dikkat ediyoruz yanında ama belki geçicidir.

    YanıtlaSil