Daha İstanbul'dayken yaptığım, baygın bakışlı ahtapotumuz ve kelebeğimiz :) |
Bu hafta içi genelde yine sıkıcı geçti benim için. Eşim pazar akşamı geç saatte Türkiye'den dönmüştü ve hafta içi de akşamcı olunca, neredeyse bir hafta daha doğru dürüst görüşemedik ve beraber zaman geçiremedik. Günler öyle uzun geldi ki, haftasonu gelip de beraber vakit geçirince, (üstelik cumartesi günü 13. yılı bitirip 14. yıla başladığımız tanışma yıldönümümüzdü) normal halime dönebildim.
Ancak cumartesi günü öyle keyifli gezmeler ve kutlamalarla geçtiğini sanmayın. Bol yorulmalı ancak bence çok daha güzel geçti. Sabah ev sahiplerimiz evdeki kullanmadığımız yatağa bakmaya gelmişlerdi, nesi var diye. Kalkar kalmaz pür telaş evi toplayıp düzenledik. Yatağı incelediler çünkü biz ahşap böcekleri yüzünden kullanmadığımızı salondaki açılan kanepede yattığımızı söylemiştik. Neyse sonrasında yatak almaya ikna oldular ve adam bize mağazaya gitmeyi teklif etti ve hep beraber gittik. Karyolayı satın almayı onlar üstlendi biz de yaylı yatakları aldık, sonra arabayla getirdik. Günün geri kalanında eşim ve ev sahibi yatağı kurmakla geçirdiler. Akşam olduğunda nihayet bitmişti ve kullanmaya başladık.
Allahım ne büyük bir nimetmiş. Eşyalara hiç bir zaman kul köle olan biri olmadım, en zor şartlarda dahi yaşarım ama güzel bir yatakta yatmanın rahatlığını unutmuşum. Lütfen şöyle bir bakın sahip olduklarınıza, ne kadar şanslı olduğunuzu düşünün. On gün sonra gelecek olan buzdolabı ve fırınım için ise şimdiden havalara uçuyorum. Minicik buzdolabına sığmaya çalışmak ve karnımın büyüklüğünden dolayı eğilip kullanmak zorlamaya başladı beni. Yılbaşı gecesi için yapabileceğim yemek fikirleri kafamda uçuşuyor. Farkettim ki 1,5 yıldır fırın kullanmıyorum. Eskiden yaptığım birçok tarifimi zar zor hatırlıyorum. Allahtan Tarifsiz Bİr Gece'ye yazmışım bazılarını.
Bugün doktorda Helo'yu pek görmedim. Zaten Janka'nın muaynelerinde hiç göremiyorum, monitor ters yönde. Cem bakıyor ama o da görüntüler net olmadığı için pek anlamamış. Nihayet bebeğim head-down pozisyona gelmiş. Bir eli de kafasında imiş, çok düşünüyor anası gibi dedim güldük. Yüzüne bakarken de elini yüzüne getirip babasına el sallamış. Zaten çok babacı şimdiden. Bana tekmeleri savuruyor, elimi koysam da bana mısın demiyor, babasının eli gelince susuveriyor. Boyunu ölçmek pek mümkün değil ama ayaklarının 4cm olduğunu, kilosunun 700 gr olduğunu ve kilosunun çok iyi olduğunu söyledi doktorumuz. Ha bir de muayneden önce tartıldım, bu güne kadar 6,5 kilo (kıyafet +ayakkabılar dahil) aldığımı öğrenip pek bir sevindim, ama göbeğim kocaman, hiç fotosunu koymadım, haftaya da onu koyayım bari.
Ancak son birkaç gündür daha sakin, çoğunlukla uyuyor, uyanınca fazla acıtmadan tekmeliyor, geceleri genelde uyuyoruz, arada uyanıyor ama hemen sakinleşiyor (tabi ben de artık isteklerini öğrenmiş olabilirim ondandır, yatış pozisyonlarımı onun keyfine göre ayarlıyorum).
Bu haftanın başlarında mide yanmalarım felaketti. Birkaç gündür azaldı ama bugün doktora söylediğimde bir ilaç verdi bunun için. Bir daha olunca kullanmayı umuyorum. 24-28 haftaları arasında yapılan Glukoz Tolerans testinin de haftaya yapılmasına karar verdik, eczaneden kocaman kutuda şeker gibi bişey aldık, sanırım onu sulandırıp içeceğim testten önce. Bir sonraki randevumuz da 12 Ocak'ta olacak, tam bir ay sonra. Ondan sonra aynı doktorla mı doğuma devam edilecek başka doktora mı geçeceğiz hiç bilmiyorum. Bugün akıllılık edip e-mail adresini de aldım doktorum, sorularımı yazıcam, bu zamana kadar aklın nerdeydi diye soracak olursanız, valla kendisi başlangıçtan beri kayıp :)
Bu hafta, hamileliğin başından beri hissettiğim şaşkoloz halim beni biraz rahatsız etmeye başladı. Zira doğumdan önce çok çalışıp bitirmek istediğim işler var ancak gel gör ki aklım beş karış havada. Kendimi hayallere dalmış yakalıyorum, konsantre olamıyorum, böyle bir şapşallık, şuursuzluk var üzerimde. Ancak fizikle ilgili çalışmalarım için de ciddi ciddi düşünmem araştırmam lazım, çok kafa lazım yani. Cem'e söyleyince bu sıkıntımı, olsun boşver kafan zaten normalden fazla çalışıyordu, şimdi ancak normal insanlar kadar oldu, o kadar da olsun dedi, sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Ancak bu yeni benden hiç memnun değilim bu açıdan, çok işim var çok, bitirip rahatlamalıyım.
herşeyin yolunda gitmesine sevindim.
YanıtlaSilMail göndermiştim bakarsan seviniririm.
Canım ne hoş bir kızımız daha oluyor demek :)
YanıtlaSilGecenin en parlak yıldızı olacak;)
hayırlısıyla sağ salim :))
Merhaba
YanıtlaSilBlogunuzu ara sira aklima geldikce takip ediyordum, Allah bebeginizi saglikla kucaginiza almayi nasip etsin
Ben de hamilelikte ciddi mide problemi yasadim, bir ay kadar sonra kullandigim demir takviyesinin mideme zarar verdigini anlafik ve bagirsaktan emilen bir demir ilacina gecis yaptik, mide sikayetlerim de sonlandi. Blki bir ilgisi olabilir diye yazmak istedim
hehehe:))saçları çıkıyor demekki benimki uzun saçlı doğmuştu oysa ben kabak kafalı bebekleri pek severim.Neyse sonra bir kısmı döküldü:)
YanıtlaSildemek blog dünyasına bir prenses daha katılıyor.. sağlıkla gelsin inşallah.. benim de 20.haftadan sonra reflüm dayanılmaz boyuttaydı.. ilaç kullanmak istemediğim için hiç geçmedi doğuma kadar.. herkes klasik saçlı bu bebek dedi :)) gerçekten de öyleydi.. kapkara tüylü bir böcekti.. acaba aslı varmıdır bu söylemin diye düşünmedim değil hani :)) günleri azaltmışsın.. sağlıkla gelsin inşallah..
YanıtlaSilMerhabalar. Sağlıkla bir avazda inşallah. Blog yapımı için mailleşiyorduk ama 4-5 gündür işlerinizin yoğunluğundan olsa gerek sizden mail alamadım. Size site ile ilgili detayları gönderdim bana onunla alakalı dönüş yaparsanız sevinirim.
YanıtlaSilSaygılarımla.
Canım çok sevindim... İnşalla sağlıklı şekilde kucağına almakta nasip olurr...
YanıtlaSilSağlıkla kucaklaman dileklerimle. Kız çocuğu babacı oluyor.
YanıtlaSilVe ayrıca şimdiden hayırlı olsun eşyalarınız.
Blogumun mimarı Gececim,Allah sağlıkla kucağına aldırsın kızçeni..rahatsızlıklarında bir an önce geçer inşallah..sevgiler..
YanıtlaSilÇok güzel olmuş oyuncakların :) Güle güle kullansın helodünya :) Bilirim o eski eşyaları kullanmanın zorluklarını , bizim de Moskova'daki evimiz eşyalı kiralanmıştı , bizi üzerinden atan bir koltuğumuz vardı değiştirmiştik ,iğrenç duvar kağıtlarımız vardı , kötü bir yatak..Ama idare ediliyor mesela oradaki evim bir oda bir salondu ve 2 kişiye gayette yetiyordu diye düşünüyorum..Ev büyüdükçe eşyalarda çoğalıyor bir sığamama durumu oluyor ne yazık ki..
YanıtlaSilevet kızımızın fotosunu isteriz. :)valla cem iyi söylemiş biraz hamileliğin keyfini çıkar ve diğer işlerini hafiflet.yorma nazlı bebişimizi.
YanıtlaSil