1 Eylül 2020 Salı

Okulda Korona Vakasi


Tam iki hafta önce bu gün Hollanda’da okullar açılmış, tüm çocuklar okula başlamıştı. Elbette dört gözle bekliyorduk çünkü tatildeki rutin bozukluğundan yılmıştık. Geç yatmalar, söz dinlememekler, sürekli tablet telefon, şeker-çikolata pazarlığı (sizin çocukların da tatilde huyu suyu değişiyor mu?) gibi...

Çocukların okula gitmesi konusundaki endişelerimiz, yaz tatilinden önce bir ay yarı zamanlı, bir ay da tam zamanlı olmak üzere iki ay boyunca yaşadığımız tecrübe süresinde geçmişti. Nasıl olacak, nasıl önlem alınacak kısmını yaşayıp görmüştük ve tatmin olmuştuk. Bu yüzden yeniden aynı önlemler devam edince, sağlık bakanlığının da “çocukların hastalık geçirme ve bulaştırma oranı çok düşük” açıklamalarına inanınca, bu sefer gönlümüz olabildiğince (artık ne kadar olabiliyorsa) rahattı.

Okulun açıldığı ilk hafta daha ikinci günün akşamında bir mail geldi. Kızımın sınıfından bir çocuğun annesinin testi pozitif. Hemen hepimiz tedirgin olduk tabi çünkü o çocuk pazartesi ve salı okuldaydı. Çarşamba çocuk okula gelmedi, test olmuş ve onunki de pozitif çıkmış. Çarşamba sabahı okula haber gelir gelmez, öğretmen sınıftan ayrılıp test olmaya gitmiş. Testi hemen değil, cuma günü yaptılar (her halde biraz zaman geçip doğru sonuç almak için) ve pazar günü testin negatif olduğu haberi geldi. Öğretmene bulaşmamış ama yine de takipte kalacakmış.

Sınıftaki bütün çocuklar perş günü evde kaldılar çünkü ani gelişen bu durum karşısında yedek öğretmen bulunamamıştı. Cuma isteyen gitti yedek öğretmenle ders yaptı (kızım da gitti-sınıfın yaklaşık yarısı gelmiş). Pazar negatif haberinin ardından öğretmen iş başı yaptı pazt günü ve geçen hafta boyunca çocukların çoğu okula gitti (tedirgin olanlar gitmedi), pozitif çıkan çocuğun en yakın arkadaşı -ki muhtemelen okul açılmadan da görüşmüşlerdi- negatif çıktı. Ve bugün olayın ardından neredeyse iki hafta geçtiği halde bir belirtimiz olmadığı için (umarım ilerleyen günlerde de olmaz tabi) bi rahat nefes aldık. Çok şükür.

Okulumuz bu olayla ilk yüzyüze kaldığından nasıl bir yol çizeceğinden emin olamadı ama GGD’ye (buranın çocuk ve genç sağlığına bakan birim) danışıldığında semptom göstermediğiniz sürece normal hayatınıza devam edin uyarısına istinaden, herkes normal yaşamına devam etti, çocuklar aktivitelerine gitti, biz gereksiz sosyalleşmeden kaçındık ama kaçınmayanlar da oldu tabi ki.

—-

Yazıyı buraya kadar yazıp, bitiremeden taslak olarak kaydetmiştim ama bu yeni aplikasyonun azizliği taslağa değil yayına almış. Bu yüzden yeniden yazmak icin sildim ama meger yorumlar da gelmis (sonradan gordum) onlar da gitmis oldu, ozur dilerim. Simdi bilgisayardan devam edecegim.

Bu donemi yasarken elbette gergin ve endiseli sekilde bekledik. Ancak diger yandan da yapacak bir sey yoktu. Corona oldugu halde cocugunu okula gonderen anneye karsi icim(iz)de yukselen ofke, her ne kadar hakliymis gibi gorunse de, kadin kendisinin de korona oldugundan suphelenmemis (kim kendisine kondurabilir ki), ustelik herkes semptom olmadigi surece okula cocuklar gidebilir dedigi icin belki de, o da cocugunun gitmesinde sakinca gormemis, bizi kurban olarak kullandi diye dusunsek de kendisi ve ailesi de aslinda bu hastaliga yakalanan diger herkes gibi kurban olmustu. Icimzden her hangi birinin basina gelebilirdi bu durum. Neyse ki cok yayilmadan onlem alindi. 

Biz bu sureci yasarken ayni zamanda "cocuklardan corona gercekten bulasiyor mu bulasmiyor mu?" sorusunun cevabini da deneysel olarak yasamis olacaktik. Evet bir bulasma olmadi ama bu bulasma olmamasinin sebebi gercekten cocuklar bulastirmadigi icin mi oldugu, yoksa tamamen sans mi oldugunu YINE bilemiyoruz. Bu durumda tip her ne kadar pozitif  bir bilim dali olsa da (yani deneye, somut gozlemlere dayali) insan faktoru isin icine girince binlerce parametreli degiskenlerin soz konusu olmasindan oturu, yuzde yuz sonuclara ulasilamayan, surecin tek bir sekilde degil farkli farkli gelistigi, olasiliklarin cok sayida oldugu bu yuzden de ongorulerin zayif ve tahminlerin cok olusu sebebiyle; sanki gercek bir bilim degil de dogaustu bir olaymis gibi algilanmasina sebep oluyor. Bu yuzden pandemide "bence sebebi su", "hayir boyle olduguna inanmiyorum" gibi cok sayida spekulasyon dolasiyor ortalikta. Herkes farkli teoriler sunmakta serbest elbette ama bir cogunun dogrulugunu da yanlisligini da ispatlamak kolay degil. Bu surecte pandemi basladigindan beri, dunyanin her yerinde gece gunduz, dur durak bilmeden calisan bilim adamlari ve doktorlara guvenmek zorundayiz. Sonucta dunya genelinde binlerce kisi, bazi insanlarin iddia ettigi gibi  "gercekte olmayan bir sey" uzerine calisiyor olamaz. 

Yine bir cok kisi de basta boyle diyorlardi, simdi boyle diyorlar gibi iddialar one surup, iste bunlarin tutarsizligindan oturu, virusun varligini yalanlama politikasina girisiyorlar. Bence bilimsel bir surecte edilinilen bilgilerin zamanla degismesi kadar olagan birsey yok. Veriler arttikca, gozlemler yapildikca bilgilerimizin degismesi oldukca normal. 

Benim de en son ogrendigim (bana oldukca mantikli gelen) son bilgiler soyle. Bunu dun twitterda paylasmistim, aynen kopyaliyorum:

Göçmenkadınlar fb grubunda paylaşılmıştı bu bilgi. İsveç’te yaşayan bir türk enfeksiyon hastalıkları uzman doktor arkadaşımız şöyle diyor.

1-Korona virüsünün bulaştırıcılığı ateş Ve/veya diğer semptomların görülmeye başladığı andan itibaren başlıyormuş.

2- semptomların görülmesinin üzerinden 1 hafta geçmiş ve en az 48 saattir ateş görülmüyorsa artık bulaştırıcı değilmiş.

3- boğaz ve buruna çubuk sokularak yapılan pcr testinin en doğru sonuç verdiği zaman 72 saatmiş, yani testin duyarlılığı 3 günden sonra azalıyor, yanlış çıkabilirmiş.

4- kan alınarak yapılan antikor testi ise 3 hafta geçtikten sonra doğru sonuç veriyormuş. Yani PCR testi ve antikor testini doğru zamanlarda yaptırmadığınızda negatif çıkabilir.

5-Testlerden ziyade aynı ev içinde semptom gösteren en az bir kişinin bulunması, belirti göstermese bile diğer kişilerin (mesela çocuklar) genelde bulaşmış olduğunu gösteriyor.


Simdi cocuklar yine okula devam ediyor, biz de onlemlerimize devam ediyoruz. Artik elimizden geldigi kadar kendimizi ve cocuklari korumaya calisip, bagisikligimizi guclu kilmaya ugrasacagiz. Gerisi Allah kerim...

Saglikli gunler olsun...



4 yorum:

  1. 21 Eylül'de de burada açılıyor. Açıkçası korkuyorum. Sınıflar 45'er kişi, toplam öğrenci sayısı 1500. Hiçbir hesap tutmuyor. Neyse ki online dersleri bu sene 30 dakika yapmışlar da insanın dili damağı yapışmıyor.Yine de tüm sınıfa ve öğretmene bulaşmamış olması büyük şans. Geçmiş olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tesekkürler. Orada nasıl yürütülecek süreç ben de merakla takipteyim. Herhalde o kadar kalabalığı aynı anda almadan yarı zamanlı yaparlar ilk başta

      Sil
  2. Geçmiş olsun.İnsan çocuklar adına üzülüyor. Bizim küçük torun beş yaşında ana sınıfına göndermeme kararı aldı kızım kendini koruyamaz sık sık hastalanıyor diye.Büyük torun üçüncü sınıfta 21 Eylülde okullar açılıyor. Özel okul o başlayacak. Yinede tereddüt içindeyiz. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Amerika'da okullar Subata kadar acilacak gibi gounmuyor (En azindan bizim yasadigimiz sehirde). Kis mevsimini atlatmadan gonderme fikrine cok sicak bakmiyordum ben zaten, o yuzden bu karardan memnunum. Okulunuzda onlem alinmasina sevindim. Insallah bir daha boyle birsey yasamazsiniz diyecegim ama buyuk ihtimal hepimizin basina birkac kez gelecek bu durum simdi yada sonra..

    YanıtlaSil