Dün bir arkadaşım Benim Annem Benim Babam serisinden Altan Erkekli’nin röportajını attı izlemem için. Yaran hala taze biliyorum ama izle dedi. İzledim. Çok güzeldi ve hatta ağladım ama farkettim ki eski insanların bir çok özelliği ortakmış. Benim babam da orda anlatılan baba gibiydi ve belki daha nicelerimizin babası da öyle; şimdi mumla aradığımız erdemlerle dolu insanlardı.
Diyor ki Altan Erkekli, “babam sadece bana babalık etmezdi. Okul arkadaşlarımı, mahalledeki çocukları hepsini kendi çocukları gibi gözetir, sakınırdı. O zamanlar bir komşunun herhangi bir şeye ihtiyacı olsa koşar gider, üşenmeden yapardı. Bahçesinden taşan çiçeklerden koparır gelene geçene, eliniz acımasın diye sapını da sararak verirdi. Gazeteyi okurken hiç kırıştırmaz, ilk alınmış gibi muntazam haliyle bırakır, ondan sonra okuyacak olana tertemiz bırakmak gibi ince düşüncelere sahipti.” Bu özelliklerin bir çoğu babamda da vardı, canım babam.
Akşam annemle konuştuk. Ona da anlattım, evet öyleydi dedi baban da. Sonra onunla ilgili başka hatıralar da anlattı. Kalbim aşkla doldu ama ağlamadım. Çok çok şükür ettim.
Tabi annemin de ondan aşağı kalır yanı yok. O da durmadan ‘iş oluş hareket’ halindedir. Kuzenimin kızından aldığı 4 kitabı bitirmiş, oyalanmak için ördüğü patikleri çoğaltmış, ona buna hediye etmiş, bir bir saydı. Bazen annemin eli açıklığını eleştirenler oluyor, sana yaptılar mı, yapıyorlar mı neden kendini yoruyorsun diye. Elbet kötü niyetli değil ama yorulmasın, dinlensin istiyorlar. Fakat annesinin kızı olarak onu çok iyi anlıyorum, yaptıkları yorucu değil keyif verici onun için. Dedim annecim kimseye kulak asma, canının istediğini yap. Mesela örgünü örme aşamasında, o sana terapi oluyor, bittiğinde bir şey üretmiş olduğun için kendini değerli hissettiriyor ve birine hediye ettiğinde -orasını Allah daha iyi bilir ama- belki sadaka oluyor. Ve toplamda sana geri dönen manevi kazanç parayla ölçülmeyecek kadar fazla oluyor. Varsın maddi karşılığı olmayıversin.
Üstelik 40 yıl terzilik yapmış, gece gündüz binlerce şey üretmiş bir kadını alıp da şimdi sen burada hiç bir şey yapmadan otur diyemezsiniz. Onun ölümü olur bu. Yapacak ki çoğalsın, yapacak ki canlansın. Kendi de diyor zaten çok hızlı yapmıyorum ki, bir haftada bir patik örüyorum çok mu?
Canım annem.
Özledim😢
21 Kasım 2019 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ah o güzel insanlar.....
YanıtlaSilBazen ben de senin gibi hiç durduk yere düşünüp şükrediyorum Gece, umarım bizim çocuklarımız da bizi düşünüp "ne şanslıymışım" diye hissederler, umarım....
İnşallah ceren elimizden geleni yapıyoruz ama onları memnun ediyor mu göreceğiz
SilAllah başımızdan eksik etmesin büyüklerimizi diyoruz ama bir gün acı son tecelli ediyor malesef :( Allah rahmet eylesin babanızı :( Eskiler çok başkalar, elleri açık, yardımsever, gönülleri güzeller.
YanıtlaSilAmin tesekkür ederim. Bazen diyorum bu değerlere çok uzak değiliz biraz çaba göstersek olacak ama sonra öyle acayip haberler duyuyoruz ki umut falan kalmıyor. :(
SilSağlıklı ömürler versin rabbim yanımızda kalanlara. Hatıralarımda aynen anlattığınız gibi benimkiler de..
YanıtlaSilŞanslı nesiliz bence de.
Amin hepimize. Gerçekten sadece kendi annem babam değil komşularımızı akrabalarımızı öğretmenlerimizi falan düşünüyorum da çoğu öyleydi
Silne güzel söylemişsin. zaten yaşlanmanın 'duraklama' dönemi olduğunu kim söylüyor ki? bol bol okuma, konuşma, üretme dönemi. tamam unutkanlık oluyor ve bazı ağrılar. ama bunun dışında yaşam coşkusuyla daha fazla dolu olduklarından eminim ben 65 yaş üstünün.
YanıtlaSilHele hollandadaki yaşlıları görsen, hepsi emekli olunca yeniden doğmuş gibi:))
SilYazınızda bahsettiğiniz babalar gibisi kaldı mı şimdi? Ne güzel insanlardı onlar. Yaşamdaki tek gayeleri insanlara faydalı olmaktı. Babanıza Allah'tan rahmet, annenize da uzun ömürler dilerim. Çok keyifli bir yazı okudum. Bu gece. Teşekkürler ge-ce.
YanıtlaSiltesekkur ederim
Sil