Geçen haftanın başında eşimin olmayışı nedeniyle endişelerimi yazmıştım. Hepsi bitti geçti çok şükür. Kurduğum kadar zor olmadı ama yorucuydu, bu gün hala kendime gelebilmiş değilim. Hem yapacaklarımı kafamda kurup durmaktan, hem de ya alarmı duyamazsam diye bölük pörçük uyumaktan, dört gece neredeyse hiç uyumadım. Eşim geldikten sonra ise, her gün çocukların saatinde onlarla uyuyakalıp arayı kapatmaya uğraşıyor vücudum. Gerçi hava da öyle soğuk ki, insanın canı battaniye - yatak -çay’dan başkasını istemiyor.
Salı günü ilk defa (hatta hayatımda ilk defa) telefonda ingilizce iş görüşmesi yaptım. İngilizceyi normal hayatta kullanıyorum ama ‘ business english’ durumu yok gibi birşey. Haliyle hem iş görüşmesi olması hem de ingilizce olması beni aşırı gerdi. Telefon görüşmesi yarım saat kadar sürdü, sanırım çok kötü değildi. Cuma günü tekrar aradılar ve bir eğitim meteryali gönderdiler. Onu çalıştıktan sonra tekrar durum değerlendirmesi yapacağız. Verdiğim uzun aradan sonra bir iş bulabilme kapasitemin hala mevcut olduğunu görmek beni heyecanlandırsa da, bu işi gerçekten isteyip istemediğimden emin değilim. Bu yüzden böyle bir zaman tanınması beni çok rahatlattı. Allah tam da gönlüme göre verdi.
Yine salı günü kızımın 5-8 arası olan jimnastiği vardı. Çok programlı hazırlandım. Arabayla dört kere gel git yapmamak için, orada oğlanı oyalayacak oyuncaklar ve orada yiyebileceğimiz akşam yemeği (lahmacun ayran) hazırladım ve 5’te vardık. Bir çok kişi bizden önce varmış, geç kaldığımızı sanıyordum ki meğer kış saati nedeniyle dersler 4,5-7 şeklinde değişmiş ve haberimiz yokmuş. Saat 7’de ders bitince, artık tüm oyunlara doymuş ve bıkmış olan oğlumla sevinçten havaya uçtuk. Hemen eve geldik.
Geçen hafta çocukların okulu cuma günü öğretmenler çalışması nedeniyle kapalıydı. Onlar evdeyken online hollandaca dersimi yapamadığım için cuma sabahki dersimi, çarşamba sabahına almıştım. Meğer o hün de grev varmış okullar yine kapalıymış. Bir bakıma kocasız haftanın iki günü okulun olmaması işime geldi ama diğer yandan evdeki çocukları meşgul tutmak kolay değil. Neyse ki çarşamba sabahı ben dersimi yaparken, oyun ablası çocuklarla oynadı. Ama tabi bu sürede normal zamanda hiç akıllarına gelmeyen oyuncakları istemek ve müzik setinin cd sürücüsünün içine cd’yi sıkıştırmak gibi gayet ‘sıradan’ konularla dersi 3-5 kez böldüler. Öğleden sonra arkadaşımı ziyarete gittik orda biraz oynadılar. Sonra eve gelince gece 1’ e kadar süren perşembe sabahı kahvaltı davetimin hazırlıklarında bana bir miktar yardım ettiler (uyuyana kadar).
Perşembe günü onlar okuldayken kahvaltıyı yaptık, çok güzel geçti. Her planım yetişti ve tatmadığım halde hepsinin lezzeti yerindeydi. Yemeklerim genelde beğenilir ama kendi kendime şunu farkettim. Eğer telaşla ve sıkıntıyla yaparsam o yemek sonunda çöpe gidiyor. Bu sefer kendime bunu hatırlattım, saat kaç olursa olsun acele etmeden, olduğu kadar, yetişmezse yapmam diyerek, yavaş yavaş keyif alarak yaptım. Hem yetişti hem de nefis oldu. Bunu kendime hep hatırlatmalıyım. O gün öğleden sonra oğlanın yüzme dersini yaptırıp günü kapattık.
Cuma günü yine çocuklar evdeydi, haftanın çoğu işinin bitmiş olması huzuruyla keyifli kalktık. Elmalı turta istemişlerdi, onu pişirdik. Kahvaltıdan sonra ikinci el mağazasına uğrayıp bırakacaklarımızı bıraktık, ve tabi yine başka şeyler aldık. Oradan cumartesi günkü doğumgününe hediye almaya gittik. Normalde oyuncak mağazalarında bakınmayı çok seviyorlar fakat hep acelemiz oluyordu. Bu gün dedim istediğiniz kadar bakın, başka işimiz yok😂 Onlar doya doya baktılar, sonra hediyemizi aldık, birşeyler yiyip alışveriş merkezinden ayrıldık. Haftanın diğer jimnastik dersi cuma akşamıydı ve onun saati değişmemişti ne yazık ki (5-8). Sadece komşumuzun kızı da haftada bir gün cuma günü iki saatliğine gidiyor (başka grupta) ve ben kızımın öğretmenine sormuştum Emma’nın babası getirip götürecek bu seferlik bir saat erken alabilir miyiz diye. O da tamam dedi sağolsun ve cuma akşamı komşumuz iki kızı götürüp getirdi🙏🏼 Teşekkür etmek için turtanın yarısını da onlara verdik, çok iyi denk geldi☺️
Tüm haftaya bakınca gerçekten işimi kolaylaştıran fırsatların verildiğini farkediyorum ve buna minnettarım ama düşününce belki bunlar her zaman hep oluyor fakat biz farketmiyor olabiliriz. Sanırım niyet olunca yollar kendiliğinde açılıyor.
Yine bir diğer endişem jimnastikçi annesi olmakla ilgiliydi. O konuda da çok güzel gelişmeler oldu. Bulduğum fb grubuna özel bir post yazdım hollandadaki birkaç anneyi buldum, sonra sağolsun Ceren bir arkadaşını tanıştırdı fb aracılığıyla. Ve bu sabah ise hiç ummadığım birşey oldu.
Kızım geçen haftasonu minik not defterlerinden almak istemişti fakat çok beğenince arkadaşlarıma da alacağım dedi. Dün okulda sevdiği arkadaşlarına dağıtmış, bir defterin üzerinde kedi resmi vardı, onu da yanında oturan erkek arkadaşına vermiş. Çünkü onun tam o desende bir kedisi varmış ve kedileri çok seviyormuş. Bu arada çocukların tek kişilik masalarda oturduğunu ama bunların 4-lü ve 6-lu gruplar halinde olduğunu belirteyim. Bu masalar düzenli olarak değişiyor ve şu an kızımın oturduğu grup da yanındaki arkadaşı da yeni değişmişti. Bir birbirilerini tanıyorlar elbette ama ne kadar yakın olduklarını bilmiyorum. Neyse bu sabah annesi not defterini göstererek teşekkür etti, çok tatlı bir hareket olduğunu, sevindiğini vs söyledi. Sonra Dila’ya jimnastikten bir kızı tanıyıp tanımadığını sordu. Kızım tanıyormuş ama yaşı büyük tabi, meğer 12 yaşındaki kızı da aynı derslere gidiyormuş. Bunu duyunca ne kadar şaşırıp sevindiğimi tahmin edersiniz aradığım şey yanıbaşımdaymış meğer. Kadına bahsettim size danışabilir miyim diye, her zaman dedi. Telefon numarasını alacağım (sabah acelemiz vardı) ve iletişimde kalacağız. Nasıl mutluyum anlatamam. Annesini jimnastikte eşim de ben de hiç görmediğimiz için bilmiyorduk.
Cuma akşamı eşim çocuklar uyuduktan sonra geldi, beraber sarılıp dizi izlerken omzunda uyuyakaldım. “Yorgunum evet ama sen olmasan yine uyumazdım, yalnızlığın getirdiği sorumluluk, diken üstünde olma hali uyutmuyor çünkü. Şimdi göz kapaklarımın kapanması, sorumlulukları devredebileceğimin getirdiği rahatlama hissinden ötürü” dedim ona da. İşte o yaslanacağın omzun değeri paha biçilemez. Biliyorum çocuklarına tek başına ebeveynlik yapanlar da var. Onları çok iyi anlıyor ve Allah’tan güç kuvvet diliyorum.
13 Kasım 2019 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
çok seviyorum senin bu yazılarını.
YanıtlaSilbir de şu var gece, en kötü ne olurdu ki? sağlıksal bir şey olmadığı sürece, varsın derse geç kalınsın- ikramlar tam tadında pişmesin, çocuklar beklerken sıkılsın.. bunlar olsaydı da bütünde her şey güzel olurdu çünkü senin de söylediğin gibi niyet iyi, yollar açık!
elmalı turta hediyesi de çok şirin olmuş.
Evet onu ben de düşündüm, bir aksilik olsa mesela hepsini ertelemeyecek miyim, ne olur yani olmasa hiç birsey olmazdı. Bazen kendimi fazla kaptırıyorum biliyorum😓 Fakat nasıl desem bunlar benim dopinglerim, yaptıkça canlanıyorum. Neyse ki çevremdeki insanlar da halden anlayacak cinsten
SilNe güzel halletmişsiniz herşeyi, su akıp yolunu bulmuş aynı zamanda ama tabi destek gibisi, o omuz gibisi yok :)
YanıtlaSilHatta merkür retrosu vardı galiba o dönem dedim yandık ama bize uğramadı çok şükür
SilBak işte hep konuştuğumuz gibi, sen içini ferah tut, iyi düşün, senden büyük güçler sana hep yardım eder :) Çok sevindim jimnastik konusundaki gelişmelere de! FB'daki arkadaş çok uzun yıllardır bu işin içinde, ülke farklı olsa da eminim derya bilgiler sunacaktır..
YanıtlaSilÖyle yapmaya çalışıyorum da kimi zaman unutuyor hayatı zorlaştırıyorum gereksiz yere
Sil