30 Haziran 2018 Cumartesi

# günlük yazılar # hollanda

Erik



Hergün kısa kısa da olsa yazmaya karar verdim. Artık o günün kısmetine ne çıkarsa. Bugün beni son derece heyecanlandıran bir olaydan bahsedeceğim: erik ağacı. Burada ağacı çok nadir görülür ve meyvesi Türk marketlerinde de zor bulunur. 

Çarşamba günü kızımı piyano dersine götürmek için yola çıkmış ama otobüslerin grevi dolayısıyla gidememiştik. Dönüşte her zaman yanından geçtiğimiz ama bir türlü içine girmediğimiz parka uğradık. 

Girer girmez yerlerde ayaklarımın altında ezilen erikleri farkettim. İpuçlarını takip ede ede ağaca ulaştım. Ne görkemli bir ağaçtı. Ağaçların çadır gibi olup da altına girenleri sıcaktan, yağmurdan koruyan şekilde olanlarını çok seviyorum. Nedense aklıma altına bir kilim serip evcilik oynanabileceği geliyor. Demek ki hafızamda çocukluğumdaki oyunlarım hoş bir anı olarak kalmış.



Bu ağacın dipleri erik dolu olmasına rağmen dallarında hiç yoktu. Nasıl üzüldüm. Yine de yerden birkaç tanesini çantama attım. 

Çocuklar parkta biraz oynadılar. Tüm oyuncakları deneyip sıkılmaya başladıklarında çalıların arkasında kalmış biraz ilerdeki ağacın altına girip keşif yapmayı teklif ettim. Dalları yerlere kadar eğilip tüneller oluşmuş ağaçların altında gezinmek çok eğlencelidir hepimiz için. O bölgeye doğru yürüdüğümde yerlerdeki erik oranı daha da artmıştı. Bir de baktım ki ağaçlar meyve dolu, dallar yerlere eğilmiş. Çocukların boyları bile yetiyor. Tadı ise tam ekşi can eriği. Heyecanla toplamaya başladık.

Onlara oyun gibi gelen toplamanın sonunda ilk fotoğrafta görülen erikleri topladık. Daha da var çok var. 

Hollandalılar böyle yeşil erik meyvesini bilmiyor. Bu ağaç(lar) mahalle parkında kendiliğinden büyüyen, hiç bakım (ilaçlama vs) yapılmayan ağaçlar. Buna rağmen meyveleri oldukça büyük. Bütün meyveler yerlerde, muhtemelen yıllardır kimse toplamıyor.

Bu keşfi yaptığım için çok sevindim. Hala mutluluğunun etkisi altındayım. Bedava erik bulduğum için falan değil (zaten marketten alıp yemiştim, hevesimi almıştım, üstelik çok düşkün değilim), ülkeme ait bir şey bulduğum için. Canı erik isteyip de bulamayan arkadaşlarıma verebileceğim için, o ağacın yıllarca verdiği meyvelerin bu yıl sadece toprağa değil insanlara da gidebileceği için. Çocukluğuma ait birşey bulabildiğim için.

Şimdi artık yerini asla unutmayacağım ve bir sonraki baharda çiçeklerini de kaçırmayacağım. Mevcut eriklerini de toplayabildiğim kadar toplayıp herkese dağıtacağım.

Teşekkür ederim güzel ağaç.

1 yorum:

  1. Yazının başında “artık çok geç”i okuyunca içimden “olsun yerini öğrendin, seneye gidersin” demiştim zaten ehehehehe

    Burda da bilmiyorlar yeşil eriği. Deneyenler de hiç beğenmedi (eşim ve birkaç arkadaşım) ben her sene erik aşeriyorum, ayıla bayıla yiyorum, en sevdiğim meyve diyorum “beeeeh bu ne be, bunu nasıl yiyorsun” diye şaşırıyorlar, inanamıyorlar ahahahha

    Türk marketlerinde satılanlar da güzel olmuyor. Bu sene annem valizle 3 kilo türkiyeden getirmişti bana :))) ama eriğin asıl olayı dalından yemek zaten, altın madeni bulmuş gibi sevinirdim ben olsam :) afiyet olsun ;)

    YanıtlaSil