11 Haziran 2018 Pazartesi

Birikim

Öyle uzun zamandır yorgunum ki, artık kendimi bir robot hissetmeme ramak kalmıştı. Her gün aynı işleri yapmaktan, durmadan birşeylere yetişmekten, günde milyon kez hadi demekten, geceleri az uyumaktan (çocuklar daha iyi uyuyor ama ben uyumuyorum), sadece fiziksel işler yapıp beynimi otomatiğe bağlamaktan artık düşünme yetimi kaybettiğimi zannediyor, bir fikir üretme, yeni bir şey geliştirme, mantıksal konulara kafa yorma gibi yönlerimin bu süreçte tamamen köreldiğini hissediyordum. Tüm bu yoğunluktan kaçmak için bulduğum her fırsatta kitap okuyordum ama bir önceki gün okuduğum bölümü bile hatırlamıyordum. Kendime ayırdığım birkaç zaman parçası da yine hep telaşla geçiyordu, çünkü bir sonraki program beni bekliyordu.

 Geçmiş zamanda yazdım ama bu durum hala değişmedi tabi, sadece bugün bazı şeylerin farkına vardım da sanki bu yüzden geçmişte kaldı.

 Son birkaç haftadır Ablam bana fizikte yaptığım çalışmalarla ilgili bazı şeyler soruyor, açıklama bekliyordu. Bunları kafasındaki bazı soru işaretleriyle (dinle ilgili) birleştirmek istiyordu. Ve ben her talebini geri çevirdim çünkü kendim hazırladığım bilgilerin dahi üstesinden geçecek,şöyle toparlayıp açıklayacak kafam yoktu. Sanki onları ben yapmamıştım, beynim samana mı dönmüştü, bana n’olmuştu?

 Bu sabah yine aynı cevabı verdim, çok uykusuzum, sabah yine okula geç kaldık, başım çatlıyor ve beynim dumanlı. Sonra biraz dinlenip birkaç şey okudum ve ona yazdım yazdım... Yazdıkça sanki kontrolümün dışında fikirler ardı ardına patlak veriyordu. Bir çoğu ufak tefek bilgiler ve deneyimler şeklinde yıllar içinde bünyeme doluşan ama sonra her nasılsa ahenkle birbirini kuşatan fikirler olarak su yüzüne çıkıyordu. Pek bir hoşuma gitti o ayrı ama en çok da şaşırdım. Çok ama çok şaşırdım. Yazılarım bittikten sonra ben yine günlük koşuşturmacamın içindeyken bile beynim işlemeye devam ediyordu.

 Şu an huzur dolu bir tatmin ile uzanıyorum (hala çok yorgunum). Bu tatminimin başlıca iki sebebi var.

 1- Artık samana döndüğünü sandığım beynim aslında hala iyi iş çıkarıyormuş. Ve üstelik kısa sürede, yani uzun uzun hazırlanmam gerekmeden yapıyormuş. Sadece bir kıvılcım yetiyormuş.

 2- Bunca zamandır pul değeri biçtiğim işler bile (yemek yap, getir götür, bekle, koştur, yetiş, oyna, topla, süpür, telaş et....) hepsi bana birşey katıyormuş. Hiç alakasız romanlardan edindiğim bilgi kırıntıları alakasız bir işi kolaylaştırıyormuş. Gün boyunca gözümden, kulağımdan, ruhumdan giren her bilgi beni dönüştürüyormuş ve bu dönüşümden daha boş birşey değil, daha dolu birşey meydana geliyormuş. Aslında bunu her yerden duyar okuruz ama, bu gün nasıl desem, şu anda sahip olduğum bütün donanımın büyüklüğünü iliklerime kadar hissettim. Apaçık gördüm, biraz da ürktüm. Çünkü bu, muhakkak ayrıca başka bir sorumluluğu da beraberinde getirecek. Fakat belki de zaten o sorumluluğu üstlenmek üzere ben donatılmaya başladım ve devam ediyorum. Rabbim utandırmasın.

11 yorum:

  1. nadasa almışsın kendini demek ki :D
    meyve vermeden önce bi sessizliğe çekilmiş beyin.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Galiba öyleymiş. Ama bazen gerçekten kendimi çok şapşal hissediyorum akıl bırakmıyor yaramazlar 😅

      Sil
  2. Kendine haksızlık etme!! Şuracığa yazdığın 2 cümlede bile öyle bir ahenk oluyor ki ben keyifle okuyorum eminim benim gibi kaç kişi böyle düşünüyordur. 2 cümlede bile öyle bir ışık çakabiliyorsun ki kendin farkında değilsin.

    feyza nur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bunları duymak. Çok mutlu oldum ❤️❤️

      Sil
  3. Yazılarını zevkle okuyorum. Bu yazıları yazan kişi boş olamaz. Bencede kendine haksızlık etmişsin. Neyse ki hatandan çabuk dönmüşsün.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. İnsan çok yorgun olduğunda düşünce yeteneği bile kalmıyormuş. Tabi kastettiğim sadece fiziksel yorgunluk değil. Meselaki çocukla bir yere gittiğimde ikisi de farklı yöne kaçıyor, onlara dikkat etmek, etrafa dikkat etmek, bu arada yapman gereken işi yapmak (alışveriş vs) yani aynı anda on farklı şeye odaklanmak çok yorucu oluyor. Bazen kal geliyor gerçekten

      Sil
  4. Ya çok merak ettim, benim de çok sorum var sanırım benzer konularda.. Eğer uygun görürsen bana da yollar mısın yazdıklarını! Okumayı çok isterim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bloğa yazsam mı diye çok düşündüm ama vazgeçtim. Sana veya isteyene özelden gönderirim.

      Sil
    2. O kadar çıka kafamda gönderdim ki maili gerçeğini yapamadım Ceren ama atacağım

      Sil
  5. Bana da tam tersi sık sık “çalışmıyorsun, üretmiyorsun, evde oturuyorsun, sıkılmıyor musun, beynin körelir, tembelleşirsin, aptallaşırsın, şişkolaşırsın, çocuklarına iyi rol model olamazsın...” gibi şeyler ima edilmesine rağmen hiç bir zaman kendimi değersiz hissetmedim :)))

    Beyin durmaz ki! Düşünürsün, yaratırsın, üretirsin sürekli aklında! Merak edersin, araştırırsın, proseslersin, analiz edersin.

    Sadece bunu kitlelerle paylaşmamayı ve ya emeğini satıp paraya çevirmemeyi seçebilirsin... bu senin üretmediğin anlamına gelmez. Seni aptal ve ya tembel yapmaz. Köreltmez.

    İnsan merak etmekten ve ya soru sormaktan nasıl ve ne zaman vaz geçer bilmiyorum. Ama “çalışmadığı” çocuk büyüttüğü ve ya ev işi yaptığı için değil!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de başkalarının bu yöndeki eleştirilerine hiç kulak asmadım ama kendimi gerçekten böyle hissettiğim oluyor. Belki de kendi limitimi hep yüksek tutup kendime eziyet ediyorum :( oysa akışa bıraksam kendiliğinden olacakmış zaten

      Sil