20 Ocak 2017 Cuma

Türkiye'de Olsan Yapamazdın

Kimi zaman aleni kimi zaman da içses olarak (yani insanların bakışlarından itibaren) bana bu sözün söylendiğine tanık oluyorum. Ne üzerine derseniz, çocuklarla olan hayatım, gezmelerimiz, onları aktivitelere götürmem ya da onlar için yaptığım herşey için. Hollanda'da gerçekten çocuklar için çok sayıda alternatif var ve bunlar hem konum olarak hem de ücret olarak erişimi kolay fırsatlar. Ancak bunu tercih etmek de etmemek de kişiye kalıyor. Çünkü burada yaşayıp da çocuğunu hiç bir aktiviteye götürmeyen, götürse de sürekliliğini sağlayamayan, boşveren birçok  aile var. Biliyorum, görüyorum.

Dolayısıyla insanın içinden gelen birşey bu. Nitekim İstanbul'a gidip de birkaç ay kaldığımızda sıcak soğuk demeden durmadan gezdirdim çocukları. Üstelik yanıma yoldaş bulamadığımda iki çocuğu da bebek arabasına attım öyle gittim. Anneler bilirler çocukla biryere gitmenin aslında ne menem bir yorgunluk olduğunu. Gitmeden önce kafanda canlandırmak bile vazgeçme sebebidir ve sanırım çoğu anneyi alıkoyan da budur.

Ben yorulmuyor muyum derseniz yorgunluktan dökülüyorum. Fakat nedendir ben de anlamıyorum, içimde böyle bir heves var. Bir hareket hali, bir merak, onları yeni deneyimlerini yaşarken görme arzusu. Bu yüzden Türkiye'de olsam dahi aynı tempomuz devam ederdi sanıyorum.

Bir de işin maddi boyutu var tabi. Cimri asla değilim ama gereksiz harcayan biri de değilim. Lüks yerlerde yiyip içelim takıntım yoktur. Yanımıza sandviç meyve vs alıp en alakasız yerde yiyip, yedirebilirim. Ya da çocukları evde besler tok götürürüm. Gideceğimiz yerleri önceden araştırırım, ücretli etkinlik ise fiyat/performans analizini iyi yaparım. Ulaşım imkanı çok zorlayacaksa gitmem ama genelde toplu taşımaları kullanırım (gerçi bu ara ülkemizde toplu taşıma olayı çok korkutuyor ama önceden öyle yapardım diyeyim).

Bir de çoğu arkadaşıma da söyledim, ben olsam orada çocuklarımın yaşıtlarından bir oyun grubu kurardım. Her hafta birinin evinde, ya da varsa uygun bir mekanda çocuk toplanmaları. Gerekirse oyun kuruculuğunu da üstlenirdim. Ve ya toplanıp her hafta bir müzeye/ sergiye falan götürürdüm çocukları. Ya da o işi gerçekten yapmıyordur belki ama mesela resim yapan birini bulurdum, haydi bizim çocuklara ders ver masraflar bizden derdim. Haftada bir saat ders veren kişi için zor olmaz ama çocuklar için büyük adımdır. Benzer şekilde başka bir spor veya sanat dalı. Grup olunca fırsat yaratmak daha kolay. Seviyorum böyle şeylerle uğraşmayı.

Şu anda kızım sabah 8.30-14.15 arası okulda. Haftanın üç günü aktivitesi var, ritmik jimnastik, müzik ve yüzme. Bunlar için ödediğimiz rakamlar Türkiye'deki muadillerine göre çok komik. Daha çok aktivite bulunur ama diğer günlerin boş kalması iyi oluyor. Bazen arkadaşlarına gidip geliyor bazen de biz birlikte birşeyler yapıyoruz.

Oğlum için henüz düzenli bir süreklilik sağlayamadık aktivitelerde. Bir dönem müzik okuluna gittik ama bitince başka olmadı. Yakında onun için de düzenli bir sistem başlatıyorum. Bir sabah müzik okulu bir sabah yüzme olacak. İki sabah da oyun ablası ile oyun oynayıp dil öğreniyor zaten. Yakında oyun okuluna da başlıyor haftada bir sabah ile (bir süre sonra iki sabah olacak, 2.5 yaşından sonra dört sabah). Öğleden sonraları ise beraber olacağız. 

Bu yoğun gündemimizden ötürü bazen tüm gün dışarıda geçiyor. Günde kaç kere eve girip çıkıyorum. Bazen sadece çocukları oradan oraya götür işi yapıyormuşum gibi geliyor, dışarda olmaktan yemek bile pişiremediğim günler oluyor. Fakat onlarınyüzündeki  mutluluk ve tatmin olmuş ifadeyi görünce, herşeye değiyor.

13 yorum:

  1. Aslında öyle güzel söylemişsin ki ben de evde olduğum sürece "EVDE" bile olsa bir sürü aktivite yapmayı seviyorum. Kafamdan bir sürü şey uydurup oğlumun onları şaşırarak ve severek yapıyor olması benim için de büyük mutluluk. Maalesef ki dışarıdaki aktivitelerin sürekliliği olmuyor, bu yıl futbola başlayacak sanıyorum ilk düzenli aktivitesi bu olacak. Çocuk için çaba sarf ediyor olmak ve buna değdiğini görmek muazzam. Evet Türkiye de olsan yapamazdın kısmına katılıyorum bende ama körü körüne değil burada ulaşım, aktivitelerin azlığı ve korkunç fiyatlarda olması, uzun çalışma saatleri sınırlandırıyor. Ama evde de binanın arka bahçesinde de parkta da çocuklar için çok güzel şeyler yapılabiliyor, hiç imkanı olmayanlar için bile. Severek takip ediyorum seni :* Yaşasın çocuklar için her şeyi yapan anneler!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba dediğinizde çok haklısınız, çalışma şartları bir yandan yorgunluk bir yandan zamansızlık olarak çocuklarımıza olumsuz geri dönüyor. Ben çalışmadığım için çalışmayan anneleri kastetmiş oldum tabi çünkü çalışmayıp da yine çaba göstermeyenler var biliyorum :) Diğer yandan Türkiye'de çalışıyor olsaydım ben yine aktif olurdum çünkü şahsen kendim yapamasam da bir şekilde organize ederdim. Biraz iş annede bitiyor çevreyi yönlendirip idare etme konusunda. Mesela Türkiye'ye gittiğimizde babaannesi de kızımı nereye götürsem ne yapsak diye sorduğunda benim tavsiyelerimden etkileniyordu ve sonraki gidişlerimizde biz daha önermeden yine kendisi böyle aktiviteler arayıp buluyordu.

      Sil
  2. İnsanın içinde olsun, nerede olsa yapar aktivitelerini. Çocuklar küçükken bir sürü yapacak şey buluyorduk biz.

    YanıtlaSil
  3. Bir şey merak ettim. Siz çalışmadığınızdan 2 çocuğun oradan oraya getirilip götürülmesini kendiniz halledebiliyorsunuz. Hollanda'da çalışan kadınların çocuklarını hem okula hem de bu tür aktivitelere kim götürüyor? Nasıl çözmüşler bu sorunu acaba?
    Çenebaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hollanda'yı site sahibi sevgili gece cevaplar ama ben Avusturya adına Nasıl çözdüklerini şöyle özetleyip aydınlatayım sizi: çocuğu ilkokulu bitirene kadar haftada 20 saatten fazla çalışan anne yok :) çevremdeki tüm anneler haftada 12-16 saat civarı çalışıyor. Elbette çalışma saatleri azaldıkça maaşta kesinti oluyor ancak parasız eğitim-çok cüzi miktarlara aktivite imkanlarıyla ve devletten alınan çocuk yardımlarıyla refah bir seviyede geçinmek mümkün oluyor... Yani çocukların aktiviteleri için Zaman ayırabilmek çalışmayan annelere özel bir ayrıcalık ve lüks sanmayın sakın... insani çalışma şartlarının ve sosyal devlet gerekliliklerinin bir gün ülkemizde de yerine getirilmesi umuduyla ve sevgiyle...

      Sil
    2. Burda da durum Avusturya'ya benzer ama anne veya babaların az çalışmasının bir diğer sebebi de afterschool denilen saat 2-3 arası okuldan çıkan çocuğun akşam 5-6 ya kadar kaldığı merkezlerin müthiş pahalı olması. Mesela hafta içi hergün sabahtan akşama kadar bebek bakan kreşler 1500 Euro aylık iken haftada 5 gün okuldan akşama kadar (3er saat gibş) yine 1500. Bunu azaltmak için anne ve baba 4 gün çalışıyor, birer gün evde; veya erken çıkıyorlar geriye 3 gün kalıyor. Eğer büyükanneler varsa birer gün onlar alıyor okul sonrası, geriye bir gün kalıyor bir gün gidiyor afterschoola. Fakat yazıda bahsettiğim aktivitelere büyükanneler de götürüyor, anne baba mesela çocuğu beklerken çalışıyor yani topluca bir iş bölümü var çocuk için.

      Sil
  4. Türkiye'de de yapan aileler var. Evli ve çocuklu değilim ama evli ve çocuklu arkadaşlarım var. mutlaka bir etkinlik, birşey buluyorlar çocuklarına. yapılabiliyor yani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsteyince bulunuyor bınu anlatmak istedim ben de yeter ki heves olsun

      Sil
  5. Gececiğim, hakkın var elbette tüm bu dediklerin yapılabilir şeyler. Ben de Türkiye'de olsaydım yapardım, tüm şartları zorlardım gibi geliyor. Ancak çalışma saatleri çok vicdansız be! Arkadaşlarımdan biliyorum, sabah 7de evden çıkıyorlar trafik falan filan derken akşam 7 de evde oluyorlar... Hafta sonları desen gidilebilecek her yer (sergi, müze, etkinlik, doğal alanlardan bahsediyorum avm değil) hınca hınç dolu! Adım atacak yer yok... Biraz önce bir arkadaşın yorumuna cevap olarak da aynı şeyden bahsettim insanlar bu şartlarda çalıştıkça (çalışmak zorunda kaldıkça) annelerde gerekli ilgi, heves, motivasyon olsa da Zaman yok :(((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorgunluktan heves de kalmıyor biliyorum başakçım ve çok haklılar. Aslında çalışmayıp ülkenin genel karamsar havasından ötürü birşey yapmak içinden gelmeyenler de çok. Fakat bu ruh halini asıl kıran şey harekettir. Akan su kir tutmaz gibi bir deyim var hani, aynen öyle. Silkinedikçe hayatımıza hareket katmadıkça daha dibe batılıyor. Ben ekstra yoğun olduğum günlerde daha enerjik oluyorum

      Sil
  6. selam GeCe.

    Mail adresi aradım ama bulamadım / göremedim.
    Çiğ ıspanak konusunda araştırdım ancak bulduklarım hep fazla tüketim sonucu olanlar. Bir smoothie'ye konan 5-6 dal ıspanaktan gelebilecek (haftada 2-3 kez) zarar konusunda bir bilgiye rastlayamadım. Bir beslenme uzmanına mail attım. Bakalım o ne diyecek. Sorun şu ki bizim bebe hastası bu içeceklerin. Ve haftada 2-3 kez ıspanaklısından yapıyorum. Endişelendim. Varsa gönderebileceğin link, sevinirim.

    ilkeguneskuruoz@gmail.com

    çok sevgier

    YanıtlaSil