28 Eylül 2016 Çarşamba

# Nova'ya mektuplar

Nova'ya Mektuplar : 20. Ay



Canım oğlum;

Günlerdir senin ve ablanın ay dönümü yazılarınızı yazacağım ne yazık ki mümkün olamıyor yoğunluktan. 13 Eylül'de 20. ayı tamamladın, bu gün ayın 27'si. Ne kadar geciktim ne çok şey oldu bu zaman zarfında. Ve tabi ben yine neler olmuştu unuttum.

20. ayın yarısı Türkiye'de yarısı Hollanda'da geçmiş oldu. Türkiye ayağını tatil günlüklerinde bahsetmiştim yeniden yazmaya gerek yok. Bu kadar uzun bir aradan sonra eve döndüğümüzde nasıl tepki vereceğini hepimiz çok merak ediyorduk. Sıkılacak mısın, eski yaptığın alışkanlıkarına dönecek misin?... Neredeyse hiç yadırgamadın diyebilirim, herşeyi çok özlemişsin. Evi, oyuncakları hepsini yeniden keşfettin, sevindin. Önceden ablanı okula bırakırken yaptığımız bir rutin vardı onu tekrarladın.

Şansımıza havalar çok iyiydi. Hatta Amsterdam için rekor derecede iyi. Yaklaşık 1,5 aydır hava hep açık ve yağışsız. Bu yüzden o kadar çok dışardayız -bu senin tercihin- ve o kadar çok yoruluyorum ki akşamları blog yazamamamın sebebi budur. Sizinle uyuyakalıyorum genelde :)

Geldiğimizde oyun ablanız da tatile gittiği için onunla birebir oyunlarının başlaması ve hollandaca dilindeki gelişmen bir sonraki ayın konusu oluyor yazmayacağım. Ama 20. ay doktor kontrolünde boyunun 85cm, kilonun da 11.250 gr olduğunu not edelim. Bazı bilişsel gelişimlerine de baktı, sağ sol el kullanımı, bloklardan kule yapımı, top fırlatma gibi. Hepsini becerdin, söyleyebildiğin kelime sayısı yeterince fazla bulundu ve o sırada ağzında bulunan yutmadan çiğnediğin sakıza şaşkınlıkla bakakalındı :))

Söylediğin kelimeleri takip etmekte zorlanıyorum artık, belki 50 civarı vardır. Ablan 20. ayında cümle kurmaya başladığı için sen ona göre geç kalmış oluyorsun ancak ablan o aya kadar diğer dillere çok daha az maruz kalmıştı, sen doğduğundan beri üç dil duyuyorsun. Fakat yine de çok gecikmeyeceğini düşünüyorum çünkü son günlerde konuşma konusu da ivme kazanmış durumda.

Meme emmeye devam ediyorsun, sayısı azaldı ama bırakmaya hazır olduğunu hissetmiyorum henüz. Bu arada yeni takıntın saçımın şekli konusunda. Önceden saçımı tutardın ama şekli farketmezdi, şimdi saçımı illa gol şeklinde (top gibi yani topuz) istiyorsun ve o topu tutuyorsun. Saçımı salık veya kuyruk istemiyorsun, gol gol diye ağlıyorsun :) Bu duruma sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum..

Hala anneye nenne, dilaya aaaaa diye sesleniyorsun, arabaları / trenleri çok seviyorsun, hokey pokey şarkısını aaaooov diyerek talep ediyorsun, bir yaşına kadar oturtamadığımız oto koltuğuna binip de arabayla gezmek için can atıyorsun, genelde neşeli, uyumlu, sevecen bir çocuksun. Elbette aranızda oyuncak paylaşamamazlıkları oluyor ama genelde ablanla aranız çok iyi, birbirinizi görünce mutlu olan, sabahları özleyen, beraber güzel oynayan çocuklarsınız. Çok şükür.

İyi ki hayatımızdasın, iyi ki varsın bebeğim

Annen
Amsterdam

2 yorum:

  1. Merhaba Gece, blogunu severek okuyorum yararli bilgiler veriyorsun. 15 aylik ikizlerim var. Onlara youtubedan video izlettirmeye baslamak istiyorum. Nova neler izliyor? Hangi videolari onerirsin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında neyi sevdiklerine çocuklar kendi karar veriyor bence çeşitli şeyler deneyip tepkilerini gözleyebilirsin. Oğlum müziği sevdiği için daha çok türkçe ve ingilizce çocuk şarkıları izliyor. Arabaları sevdiği için arabaları sayan renklerini ingilizce söyleyen bazı klipler. Bir de ablasından etkilendikleri var.

      Benim novadan bağımsız önerim ise, yine çocuk şarkıları, kısa çizgifilmler (ingilizce isterseniz peppa pig iyi ve basit) olabilir

      Sil