Özgür kelebeğim,
Günlerdir taslakta olan bu yazıyı tamamlasam iyi olacak. Yoksa o bitsin bu gelsin derken yeni ay da bitecek.
Bu ayının son iki haftasında İstanbul'da olduğumuz için hatırladıklarım daha çok o zamanlara ait. Giderken çok istekliydin, orda da çok iyi vakit geçirdin ama sonlara doğru burayı da özlemiş, dönmek istemiştin. Döndüğümüzden bir hafta sonra yeniden eski haline döndün çok şükür. Çünkü orada iken bazen dilinle, bazen de davranışlarınla belirttin ki, İstanbul havası senin huyunu değiştiriyor. Daha çok kişinin ilgisine maruz kaldığın ve onlar da seni seyrek gördükleri için her istediğini yapmaya çırpındıklarından, her gördüğünü istemeye başladın. Diğer yandan sokaklarda parklarda alışverişte gördüklerin/ maruz kaldıkların seni oldukça etkilemiş olmalı. İnsanlar daha agresif, sokaklar daha gürültülü, doğa daha az olunca huyun değişti. Daha kolay kızıyorsun, daha çok inatlaşıyorsun mesela. Birisi seninle oyuncağını paylaşmadığında daha çok içerliyorsun.
Kesinlikle söyleyebilirim ki İstanbul'un haşin şartları yanında çok naif kaldın. Oysa seni tanıyanlar oldukça özgüvenli olduğunu düşünüyorlar. Burada herkes bunu söylüyordu, orada ise kelimenin tam anlamıyla şaşkındın. Neden parktaki çocuklar böyle garip davranıyordu? İlk kimlik çatışması diyebiliriz buna sanırım. Bunun hakkında sık sık konuştuk.
Döndükten sonra burayı çok sevdiğini tekrarlıyorsun. Ege'yi çok özlüyorsun ama sen gitmeyecekmişsin, Ege buraya gelsinmiş ve çooook kalsınmış. Burdaki parklara, eğlence merkezlerine, okula gidermişsiniz beraber. Hem senin yatağın da kocamanmış, beraber uyurmuşsunuz ve ona dinazorlu pijamanı bile verirmişsin.
Ah güzel yavrum, saflığın, neşen bu duru temiz kalbin hiç solmasın annecim.
amsterdam
Senin iki ülke arasında gözlemlediğini ben maalesef iki şehir arasında gördüm. Bir ay süren Mersin seyahati sırasında Ahmet resmen krize girdi burada iken ne kadar dinleyen bir çocuk diye taçlar giydirilen yavrumun Mersin'deyken neden hiçkimse benimle oynamıyor , neden beni sevmiyor arkadaşlarım serzenişlerini dinledim. Büyük umutlarla gittiğimiz tatilden tek hatıramız ananeyle geçen saatler oldu buna da şükür .Şimdi evimize döndüğümüzde ise aynen Dila gibi ben bir daha gitmem dondurmacı abi bile bana kızdı sözlerini işittim bugün ( dondurmacı uslu durmazsan elinden külahını alır başka çocuklara veririm demiş biz de orayı terk etmiş külahı da çöpe atmıştık :( ) Çocuktur ne anlar zihniyetini söküp , çocuk deyip geçmeyin diye haykırasım var .
YanıtlaSil