İnanamıyorum hala, ne kadar büyüdün zaman nasıl da çabuk geçti. Bir yanım bu günler hiç geçmesin istiyor, bir yanımsa daha neler yaşayacağız diye merakla bekliyor. Nasıl konuşacaksın, saçların uzayınca nasıl görüneceksin diye düş kuruyorum. Hatta bir gece rüyamda gördüm, sen papağan gibi her söylediğimizi tekrarlama yaşına gelmişsin, ben sana aferin diyorum sen de vurgulayarak appeliiiin diyorsun tatlı tatlı. Sesinin tonu söyleyiş şeklin hala hafızamda.
Bu ay kavrama-öğrenme becerilerin de oldukça gelişti ama fiziksel yönden atak yaptın sanki. Ellerin ayakların kocaman oldu ki seninkiler birçok bebeğe göre ufaktı. Boyun ise tam 74cm (1 hafta önce), öyle uzunsun ki otururken kucağıma sığmıyorsun artık. Kafan büyüdü, hiç bir şapkan olmuyor, kilonu tam bilmiyorum iki gün sonra dr randevumuz var o zaman öğreneceğiz ama evdeki tartıya bakılırsa 8 kg a yaklaşmışsın. Zaten uzun zamandır 6-9 ay kıyafetlerini giymiyoruz, 9-12 ay alıyoruz. Biraz büyük geliyor ama öbürü de çok dar kalıyor.
Bu ay yine bir yenilik yaşadık hep beraber. Yeni eve taşındık. Hatırlıyorum da ilk evi görmeye geldiğimizde pek hoşlanmamıştın, özellikle de asansörden. Taşınma süresince gidip geldikçe alıştın. Şimdi seviyorsun. Asansörü de seviyorsun çünkü dışarıya gideceğini anlıyorsun o zaman. Yeni evde yatma düzenimiz de değişti. Beşiğinin yan tarafını çıkarttık, bizim yatakla birleştirdik. Yine yanyana yatıyoruz ama sen kendi yatağındasın. Bu duruma da oldukça alıştın. Gerçi bazen gece bir bakmışım yanımda bir bebe, döne döne yanıma gelip sürpriz yapıyorsun bana.
Bir diğer yenilik ise yürüteç oldu. Alıp almama konusunda kararsızdım ama 6 ay 1 haftalıkken ellerinden tuttuğumda yürümeye başlayınca almaya karar verdim. Önceden de hep yokluyordum seni fakat o zamanlar adım atmayı beceremiyor sadece dikiliyordun. Adım atıp pıtı pıtı tüm evi dolaşınca, yürüteç için zaman geldi dedim ve bir akşam aldık. Yürütecin mavi renkte. Özellikle kız modeli aramadım çünkü pembe dışında diğer renkleri de öğrenmeni istiyorum. Zaten bazen erkek reyonundan da kıyafet alıyoruz sana. Günde 10-15 dak kadar kalıyorsun yürüteçte, sonra sıkılıyorsun. İlk koyduğumuzda, sanki ne yapacağını biliyormuşsun gibi odayı dolaştın. Şimdi ise tüm evi geziyorsun, yakalamaca oynuyoruz seninle, kıkır kıkır gülerek kaçıyorsun.
Seninle her günümüz çok keyifli geçiyor. Hava güzelse dolaşmaya çıkıyoruz. Arabanda çığlıklar atıyorsun keyiften. İnsanlar da bakıyor, seninle konuşup seviyorlar yolda. Mam- mem- mama- meme, bab gibi sesler çıkarıyorsun. Baştan beri kullandığın aaa ve ııı lar ile süsleyerek. Arabanda gezinirken öyle bir oturuşun var ki hiç bir Slovak bebe öyle değil. Bacaklar havada, yana doğru yatmış, böyle yayılmış bir şekilde duruyorsun. Tam bir keyif insanısın :)
Artık uyurken ninniyi de kendin söylüyorsun. Hep aynı tonda ve melodide çıkardığın bir ses var. Genelde kendi başına uyuyorsun ama bazen ayağımda sallıyorum hala. Özellikle dişlerinden dolayı canın acıdığı ve uyuyamadığın zamanlarda. Alt dişlerin kocaman oldu, üsttekiler birkaç güne çıkacak sanırım. 3-4 gündür üst dişlerin balon gibi şiş ve elimle kontrol etmeme izin vermiyorsun. Normalde parmağımı alıp ağzına sen kendin sokardın kaşımam için.
Ek gıdaya iyice alıştın sayılır. Neredeyse her şeyden yiyorsun. Sana özel yiyecekler hazırladığım gibi, bizim yemeklerimizden de veriyorum. Tabi diyet yaptığımız için yemeklerimiz de çok sağlıklı son zamanlarda. Emmeye hala aynı derecede düşkünsün. Yalnız son bir aydır uykudan önce emmeye başladın. Seni daha sakinleştiriyor süt, sonra kolayca dalıyorsun. Hala büyük bir gürültüyle gaz çıkarıyorsun fakat artık emdikten sonra gazını çıkarmak için fazla uğraşmıyorum. Eğer hemen gelmişse çıkıyor, gelmemişse yatağında karın üstü dönüp sen kendin çıkartıyorsun. Bez değiştirme faslımız ise tam bir komedi. Artık altın kirliyken bile kaçıyorsun, bağlamama izin vermiyorsun çıplak poponun yatağa teması çok hoşuna gidiyor belli. Bir de kaka kokusu öyle değişti ki eski kakalarını özlüyoruz babanla :)
Buralarda hava ilk soğuduğu zamanlar geceleri üstünü açmandan tedirgindim. Hatta twitterda tulum alayım mı diye tavsiye istemiştim. Meğer havalar senin için yeteri kadar soğuk değilmiş. Daha uyku tulumu alamadan kendi kendini örtmeyi, sıcak olursa açmayı öğrendin. Şimdi kararı hep sana bırakıyorum, sen ayarlıyorsun. Bazen üstün örtülü iken ayaklarını kenardan çıkarıyorsun sıcaklığını ayarlamak için aynı benim gibi. Uyurken mutlaka çoraplarını çıkarıyorum.
Emekleme konusunda hala pek hevesli değilsin, istediğine ulaşıyorsun ya olsun ne gerek var :) Sürekli sırt üstü karın üstü döne döne ilerliyorsun. Kısa yol varken bu çaba neden annecim diyorum sana :) Dönmeler konusunda öyle beceriklisin ki bir anda kendini yastığından atmış, yastığa paralel yatmış hale getiriyorsun. Sonra da duruma kendin de şaşıyorsun. Bu yüzden geceleri sırtıma yüzüme bolca tekme yiyorum sen kıpırdanırken, hemen alıp düzeltiyorum seni.
Babanın sana bazı seslenmelerinde utanıp başını hemen yana çeviriyorsun, öyle tatlı oluyorsun ki o zaman ısırasım geliyor. Anne babanın kim olduğunu biliyor kendi ismini tanıyorsun. Bu ay 2-3 kere baban yanında olduğu halde ben odadan çıkınca ağladın. Beni istemene öyle sevindim ki, burda yalnız ve 24 saat beraber olduğumuzdan bana düşkün olup olmadığını anlama şansımız olmuyor. Uykudan uyandığında ise yanına gittiğimde beni görünce de gülüyorsun ya kalbimi eritiyor gülüşün.
Kumaşlara, kurdele ve ipliklere çok meraklısın. Kumaşın cinsine bakmak için parmaklarınla kontrol edersin ya, her tür kumaşı öyle inceliyorsun. Bluzumden falan ip sarkmışsa keskin gözlerin hemen görüp yakalamaya çalışıyor. Böyle minik şeylere dokunurken parmaklarını öyle zarif tutuyorsun ki hayran oluyorum zerafetine.
Daha o kadar çok şey var ki anlatacak senle ilgili, bir ay boyunca yaşadıklarımızı yazsam bir defter dolar belki. Buraya hepsini yazamadığım için, gün gün kaydetmek adına bir günlük tutmaya başladım. Umarım uzun zaman koruyabiliriz ve sana güzel bir hatıra olarak kalır defter(ler).
Artık uyurken ninniyi de kendin söylüyorsun. Hep aynı tonda ve melodide çıkardığın bir ses var. Genelde kendi başına uyuyorsun ama bazen ayağımda sallıyorum hala. Özellikle dişlerinden dolayı canın acıdığı ve uyuyamadığın zamanlarda. Alt dişlerin kocaman oldu, üsttekiler birkaç güne çıkacak sanırım. 3-4 gündür üst dişlerin balon gibi şiş ve elimle kontrol etmeme izin vermiyorsun. Normalde parmağımı alıp ağzına sen kendin sokardın kaşımam için.
Ek gıdaya iyice alıştın sayılır. Neredeyse her şeyden yiyorsun. Sana özel yiyecekler hazırladığım gibi, bizim yemeklerimizden de veriyorum. Tabi diyet yaptığımız için yemeklerimiz de çok sağlıklı son zamanlarda. Emmeye hala aynı derecede düşkünsün. Yalnız son bir aydır uykudan önce emmeye başladın. Seni daha sakinleştiriyor süt, sonra kolayca dalıyorsun. Hala büyük bir gürültüyle gaz çıkarıyorsun fakat artık emdikten sonra gazını çıkarmak için fazla uğraşmıyorum. Eğer hemen gelmişse çıkıyor, gelmemişse yatağında karın üstü dönüp sen kendin çıkartıyorsun. Bez değiştirme faslımız ise tam bir komedi. Artık altın kirliyken bile kaçıyorsun, bağlamama izin vermiyorsun çıplak poponun yatağa teması çok hoşuna gidiyor belli. Bir de kaka kokusu öyle değişti ki eski kakalarını özlüyoruz babanla :)
Buralarda hava ilk soğuduğu zamanlar geceleri üstünü açmandan tedirgindim. Hatta twitterda tulum alayım mı diye tavsiye istemiştim. Meğer havalar senin için yeteri kadar soğuk değilmiş. Daha uyku tulumu alamadan kendi kendini örtmeyi, sıcak olursa açmayı öğrendin. Şimdi kararı hep sana bırakıyorum, sen ayarlıyorsun. Bazen üstün örtülü iken ayaklarını kenardan çıkarıyorsun sıcaklığını ayarlamak için aynı benim gibi. Uyurken mutlaka çoraplarını çıkarıyorum.
Emekleme konusunda hala pek hevesli değilsin, istediğine ulaşıyorsun ya olsun ne gerek var :) Sürekli sırt üstü karın üstü döne döne ilerliyorsun. Kısa yol varken bu çaba neden annecim diyorum sana :) Dönmeler konusunda öyle beceriklisin ki bir anda kendini yastığından atmış, yastığa paralel yatmış hale getiriyorsun. Sonra da duruma kendin de şaşıyorsun. Bu yüzden geceleri sırtıma yüzüme bolca tekme yiyorum sen kıpırdanırken, hemen alıp düzeltiyorum seni.
Babanın sana bazı seslenmelerinde utanıp başını hemen yana çeviriyorsun, öyle tatlı oluyorsun ki o zaman ısırasım geliyor. Anne babanın kim olduğunu biliyor kendi ismini tanıyorsun. Bu ay 2-3 kere baban yanında olduğu halde ben odadan çıkınca ağladın. Beni istemene öyle sevindim ki, burda yalnız ve 24 saat beraber olduğumuzdan bana düşkün olup olmadığını anlama şansımız olmuyor. Uykudan uyandığında ise yanına gittiğimde beni görünce de gülüyorsun ya kalbimi eritiyor gülüşün.
Kumaşlara, kurdele ve ipliklere çok meraklısın. Kumaşın cinsine bakmak için parmaklarınla kontrol edersin ya, her tür kumaşı öyle inceliyorsun. Bluzumden falan ip sarkmışsa keskin gözlerin hemen görüp yakalamaya çalışıyor. Böyle minik şeylere dokunurken parmaklarını öyle zarif tutuyorsun ki hayran oluyorum zerafetine.
Daha o kadar çok şey var ki anlatacak senle ilgili, bir ay boyunca yaşadıklarımızı yazsam bir defter dolar belki. Buraya hepsini yazamadığım için, gün gün kaydetmek adına bir günlük tutmaya başladım. Umarım uzun zaman koruyabiliriz ve sana güzel bir hatıra olarak kalır defter(ler).
Aşağıdaki videoyu dün çektik. Mekan evin önündeki park. Videoda sesim duyuluyor ama o ses kesinlikle gerçekçi değil. Neden bilmiyorum cep telefonum sesleri acayip değiştiriyor böyle acayip komik bir ses ortaya çıkıyor. Neyse burda önemli olan benim sesim değil, Helo zaten. İşte her şeyi tatmak isteyen Helocan
Maşallah Hello'ya :) Okurken çok duygulandım.Benim de kızım yolda, zaman geçsin kavuşalım çok istiyorum.Ne mutlu bol bol vakit geçiriyorsunuz hello ile:)
YanıtlaSildila çok tatlı onu ilk günlerinden bu yana takipteyim..benim kızımla 1.5 ay araları..bu arada o ses benimde öyle çıkıyor nedense bazen 10 yaşında çocuk gibi:))
YanıtlaSilkırlarda dolaşan küçük bir tavşan ,
YanıtlaSilmaşşallah Dila'ya
Maşallah Dila'ya tadarak tanıyacak tüm dünyayı :))
YanıtlaSilNe zaman bırakırlar acaba bu ağıza alma durumunu bizimki delicesine sokuyor ağzına herşeyi ne olduğu önemli değil masa, pc, terlik , o bu şu :))
41 kere maaşallah...
YanıtlaSilNice Nice Nice 7 Aylara sağlıkla inşallah
Öpüyorum sizleri. Sevgiler
Merhabalar
YanıtlaSilÇok uzun zamandır beri blogunu büyük bir zevkle takip ediyorum. Hatta yazıların gecikince bile üzülüyorum. Benim de kızım 4. Ayını yeni bitirdi ve doğum öncesi ve sonrasında yazdıkların hep ilham oldu bana.
Şimdi sana danışmak istediğim birkaç şey var. Dediğim gibi kızım 4. Ayını yeni bitirdi. Daha önce Dila'nın oyuncaklarını görünce merak ettim. Siz o aylarda ne gibi aktiviteler yapıyordunuz? Kızım biraz sıkılgan ilgisini çabuk kaybediyor. Oyun halımız, vik vik öten ve çıngıraklarımız var. Bu arada tabii ara sıra yatağına tek başına da bırakıyorum kendisi de oynayabilsin diye. Senin önerin var mı?
merhaba canım, maşallah kızına 4 ay olmuş, sen de yazsana okumak isterim sizi.
Siloyunlara gelince tam net hatırlamakta zorlanıyorum. Ancak bizim başlangıçtan beri hep şöyle oldu aktivitelerimiz. sabah kalkınca bir süre beraber sevişmece, sonra ben kalkıp yatağımızı düzeltirken ve kahvaltı ederken onu beşiğinde yalnız bırakmaca (bu arada genelde çıngıraklarıyla oynar), kahvaltım bitince beraber oyuncaklarıyla oynama (kitaplara bakıp anlatıyorum, oyuncaklarını knuşturuyorum falan, bu arada bolca çocuk şarkısı). bunlardan başka camdan bakıyoruz, mutlaka dışarda geziyoruz, her gün akşamüstü dans saatimiz var hopluyor zıplıyoruz, fiziksel oyunlar var, pilates topu, takla atma, yuvarlanma falan.
henüz blogumda paylaşmadım ama şu site işine yarayacak demekki iki gün önce açtım ve doldurmaya başladım içini, bizim oynadığımız tüm oyunlar burada http://bebeklericinoyunlar.blogspot.com
gececim mutlu bayramlar,kızım ve eşinle huzurlu olman dileğiyle sevgiler
YanıtlaSilCanımsın ne guzel olmus bu vıdeo :) maşallah pek tatlı olmuş prenses...
YanıtlaSilDaha cok foto daha cok vıdeo ısterız...
:)