Bu süreçte, sanki gelişimini evdeki gibi takip edemedim gibime geliyor. Genelde hep kalabalık ortamlardaydık ve bol bol gezdik. İlk gittiğimiz günlerde yabancılık çekti bazı kişilere karşı ama sonra hem fazlasıyla alıştı hem de çok sevdi ki şimdi evde sıkılmaya başladı.
Bu zamana kadar en büyük problemimiz olan kusmalar bitti sayılır. Bazen oluyor ama eskisine kıyasla hiç birşey bunlar. İstanbul'da ablamın da tavsiye ettiği bir çocuk doktoruna götürdük kızımı. O sıra tam 3,5 aylıktı. Kusmaları ile ilgili olarak 6 aya kadar gelişmeyen kapakçıkları sebep gösterdi. Eğer gece kusmaları yoksa reflü değilmiş. Midesinin yaklaşık 2/3 ü dolu olduğunda kusmazken bu miktarı biraz aşarsa hemen çıkarırmış. Bu yüzden bebeğin taleplerini dinlememi, istemediğinde süt vermemi söyledi. Ek gıdaya geçişte elinde kase ile dolaşmayacaksın, ne zaman acıkırsa o zaman yiyecek dedi. Eğer ısrar edersem kronik reflüye dönüşmesine sebep olabilirmişim. Bebeklerin 10 saate kadar aç durabileceğini, acıktığında mızıklanmasını ve hatta ağlamasını beklememi söyledi.
Onun tavsiyelerine uyduktan sonra ciddi ölçüde kusmalar azaldı. Ancak Helo'nun iki emme arasındaki süre de uzadı. Demek ki ben önceden daha sık veriyormuşum. Fakat şimdi acıkmamışsa kesinlikle almıyor, o zaman alıyormuş herhalde.
Yine o doktor kontrolünde kilosunun 6170gr, boyunun da 60cm olduğunu öğrendik. Şu ana kadar hiç bir ölçümümüz tam ayında olmadı malesef, bunlar da 3,5 ay değerleri olarak kayda geçsin.
Oranın havasından mıdır, yoksa kızım büyüdüğünden mi, çok düzensiz ve az olan gündüz uykuları da düzene girmeye başladı. Her gün aynı saatler olmuyor elbette ama maksimum 2 hadi bilemedin 3 saat uyanık kaldıktan sonra uyumak istiyor. Uykusu geldiğinde gözlerini ovuşturuyor, ben de emziğini verip eline tülbentini tutuşturuyorum. Kafasını yana çevirip gözlerini kaydırıyorsa uykusu gelmiş demek oluyor ve o anı kaçırmazsam kolayca uyuyor.
Daha slovakyada iken gündüz zor uyuduğu için ayakta sallamaya başlamıştım, orda da devam ettim. Eğer yukarda bahsettiğim uyku işaretini yakalamışsam, sallamama bile gerek kalmıyor. Elimle yastığını sallıyorum, hatta bazen öyle bırakıyorum sadece başını okşuyorum hemen dalıyor. Twitterda da yazmıştım, planlı olmasa da ayakta sallamak bu geçişi sağlaması açısından bizde çok iyi bir rol oynadı.
Diğer yandan birşeylere alışacak diye hiç düşünmedim. Hala gece yanımızda yatıyor, bol bol kucakta taşıdım&taşıyorum, onun istediği herşeyi yapıyoruz. Farkediyorum ki doygunluğa ulaşınca kendiliğinden bırakıyor. Yeri geliyor sevmemi öpmemi bile istemiyor, eliyle itiyor. Yatarken de koyun koyuna yatmıyoruz zaten, aramızda epey mesafe oluyor. Yayılarak yattığı için, eğer sıkışmışsa tekmeleyerek kendine yer açıyor hanım :) Şimdilerde gündüz yatışlarında beşiğine alıştıracağım, sonra tamamen geçirmeyi planlıyorum.
Yatarken sağa sola çok rahat dönüyor. Sırt üstü pozisyondan yüzüstü hale de geliyor ama pek sevmiyor öyle durmayı. Kafasını hep kaldırdığından, yorulunca kızıyor ve malesef kafasını koyup dinlenmeyi akıl etmiyor henüz.
Elleri ile nesneleri yakalama, uzanma, atma becerisi gelişti. Herşeyi eline alıp ağzıyla test edip öğrenmek istiyor. Emziğini pipo tutar gibi tutarak takıp çıkarıyor, bir de elinde öyle tutarken bacak bacak üstüne atmışsa tam bir entel havalarında oluyor, bitiyorum.
Türkiye'de hava çok sıcak olduğu için sürekli ince giyindik zaten. Fakat o sıcağa rağmen yine terletmemeye çalıştım, nadiren terledi. Sürekli yelpaze ile yelledim (geceleri bile), vantilatörlü klimalı ortamlarda tuttum, cereyanda bıraktım. Ve elbette annemlerden çok azar işittim ama bir süre sonra onlar da görünce hak verdiler. Maşallah kızım sıkıntısız geçirdi bu süreci. Ve tabi sık sık da banyo yaptık. Günde iki kez yıkadım, lavaboda ellerini ayaklarını yüzünü serinlettim sık sık. Banyo yapmayı hep sevdi, hala seviyor, o kadar çok çırpınıyor ki beni ıslatıyor. Destekle oturmaya başladığı için de oturur vaziyette durmak istiyor küvetinde.
Biz yıllardır tv kullanmayan bir çiftiz. Kızım orda tv ile tanıştı ve sevdi. Çocuk kanallarından ziyade haberlere ve spor kanallarına ilgi gösterdi. Babası ile spor kanallarını seyrettiler. Kendisi de çok hareketli olduğu için spor yayınları onun enerjisine uyuyor sanırım. Bu ayda çocuklar kesintisiz ne kadar dikkat gösterir bilmiyorum ama sanırım bizimki normalden uzun süre seyredebiliyor. Tabi kontrolsüz şekilde çocuklara tv izletilmesine karşıyım, orda fazla abartmadık ve burda da izlemiyor zaten.
Agular daha da artarak çığlıklara dönüştü, hatta volümü o kadar yüksek ki, ağlaması duyulmayan kızımın konuşma çığlıkları duyuluyor dışarılardan. Sıkıldığında yalancı ehe ehe ağlamaları da cabası. Bir de kahkahalarla gülmeye başladı işte o zaman ölüyoruz.
Ablamın oğlu Egehan, annesinden alıştığı için Dila'yı şap şap vurarak sevmeye çalışıyordu. Başlarda bizim kız hoşlanmadı bozuldu. Ama son zamanlarda hoşuna gitmesi bir yana o da kuduruk oldu onun gibi. Bir gün yerde kucağımda iken, yatmakta olan Egehan'a ayakları ile tekmeleyerek sataştı. Egehan da kendini çekiyor ama bizimki ısrarla uzanıyor. Bir süre birbirleriyle konuşarak sataştılar. Öyle güzel bir andı ki, iki bebek kendi kendilerine iletişim kurup oynadılar.
Dışarı çıkmayı hala çok seviyor ve korkarım daha beter alıştı. Sürekli gezmekte, bahçe ve balkonlarda olduğumuz için şimdi eve kapanmaktan hoşlanmıyor. Geldiğimden beri günde iki kez çıkarıyorum ama yetmiyor ne yapacağım bilmiyorum.
Ayrıca denizle de tanıştı kızım. Genelde ayaklarını soktık, bir kere de beline kadar soktuk ama deniz havasını çok sevdi ve deniz kenarında bol bol uyudu.
Dişleri felaket kaşınıyor, bol bol tükürük üretiyor, ince ağız mendilleri ile kaşımak iyi geliyor.
Yemek tattırma olayımız devam ediyor. Ben içsesimi dinleyerek biraz erken başlamıştım tatırmaya, bu konuda da çok eleştiri aldım ama dinlemedim açıkçası. Verdiğim miktar hem çok az hem de midesine ağır gelmeyeceğini düşündüğüm şeyler veriyorum. Genelde biz yemek yerken uyanıksa o da kucağımda oluyor ve sofrada bulunan ona uygun olabilecek herşeyi tatırıyorum. Verdiğim miktar bir oturuşta bir çay kaşığı falan oluyor toplamda, çok değil yani. Ayrıca özellikle ona hazırlayıp bir öğün gibi hiç birşey vermedim henüz. 4. ayda kimi bebekler ek gıdaya başlıyor, biz de bir anlamda başlamış sayılırız ama verdiğim hiç bir şey karnını doyuracak miktarlarda değil ve bu yüzden anne sütüne muhtaç hala.
Meyveleri, yemek sularını, çorbaları, bazı tatlıları tattırdım. Çok minik lokmalar halinde verdiğimde öyle sevimli çiğniyor ki babam çok gülüyor haline. 1,5 aylıktan itibaren su da veriyorum ama başlarda yarım çay kaşığı bile içmiyordu. Sıcak havalarda biraz daha fazla içti ama hala çok içmiyor ve malesef yukarıda yazdığım doktorun dediği gibi midesini su ile doldurursa kusuyor. Fakat memeyi oldukça seyrek emdiği için (4 saatte bir) özellikle gündüz su içip ağzını ıslatmasının gerektiğini düşündüm hep.
Bu zamana kadar kesinlikle emin olduğum bir şey var ki, herhalde diğer bebekler de öyledir, kızım neyi ne kadar ne zaman istediğini çok iyi biliyor. Artık onun isteklerine güvenmeyi öğrendim. Mesela uyutmaya çalışırken bazen birden bire kalkmak için direniyor. Bir kaç kere dinlemediğimde pişman oldum çünkü ya gazı varmış ya da kusacağı gelmiş oluyor. Bir sorunu yoksa zaten hiç direnmiyor. Bu yüzden şu an ona seçenekler sunuyoruz, isteklerini yapıyoruz ve onun tercihlerine güveniyorum. Anladım ki çocuklar bir dere gibi kendi ereği, huyu suyu ne ise o yöne akıyor. Anne baba olarak bize sadece taşkınlıklarını önlemek, kontrol altında tutmak için dere yatağına set çekmek kalıyor.
Ablamın oğlu Egehan, annesinden alıştığı için Dila'yı şap şap vurarak sevmeye çalışıyordu. Başlarda bizim kız hoşlanmadı bozuldu. Ama son zamanlarda hoşuna gitmesi bir yana o da kuduruk oldu onun gibi. Bir gün yerde kucağımda iken, yatmakta olan Egehan'a ayakları ile tekmeleyerek sataştı. Egehan da kendini çekiyor ama bizimki ısrarla uzanıyor. Bir süre birbirleriyle konuşarak sataştılar. Öyle güzel bir andı ki, iki bebek kendi kendilerine iletişim kurup oynadılar.
Dışarı çıkmayı hala çok seviyor ve korkarım daha beter alıştı. Sürekli gezmekte, bahçe ve balkonlarda olduğumuz için şimdi eve kapanmaktan hoşlanmıyor. Geldiğimden beri günde iki kez çıkarıyorum ama yetmiyor ne yapacağım bilmiyorum.
Ayrıca denizle de tanıştı kızım. Genelde ayaklarını soktık, bir kere de beline kadar soktuk ama deniz havasını çok sevdi ve deniz kenarında bol bol uyudu.
Dişleri felaket kaşınıyor, bol bol tükürük üretiyor, ince ağız mendilleri ile kaşımak iyi geliyor.
Yemek tattırma olayımız devam ediyor. Ben içsesimi dinleyerek biraz erken başlamıştım tatırmaya, bu konuda da çok eleştiri aldım ama dinlemedim açıkçası. Verdiğim miktar hem çok az hem de midesine ağır gelmeyeceğini düşündüğüm şeyler veriyorum. Genelde biz yemek yerken uyanıksa o da kucağımda oluyor ve sofrada bulunan ona uygun olabilecek herşeyi tatırıyorum. Verdiğim miktar bir oturuşta bir çay kaşığı falan oluyor toplamda, çok değil yani. Ayrıca özellikle ona hazırlayıp bir öğün gibi hiç birşey vermedim henüz. 4. ayda kimi bebekler ek gıdaya başlıyor, biz de bir anlamda başlamış sayılırız ama verdiğim hiç bir şey karnını doyuracak miktarlarda değil ve bu yüzden anne sütüne muhtaç hala.
Meyveleri, yemek sularını, çorbaları, bazı tatlıları tattırdım. Çok minik lokmalar halinde verdiğimde öyle sevimli çiğniyor ki babam çok gülüyor haline. 1,5 aylıktan itibaren su da veriyorum ama başlarda yarım çay kaşığı bile içmiyordu. Sıcak havalarda biraz daha fazla içti ama hala çok içmiyor ve malesef yukarıda yazdığım doktorun dediği gibi midesini su ile doldurursa kusuyor. Fakat memeyi oldukça seyrek emdiği için (4 saatte bir) özellikle gündüz su içip ağzını ıslatmasının gerektiğini düşündüm hep.
Bu zamana kadar kesinlikle emin olduğum bir şey var ki, herhalde diğer bebekler de öyledir, kızım neyi ne kadar ne zaman istediğini çok iyi biliyor. Artık onun isteklerine güvenmeyi öğrendim. Mesela uyutmaya çalışırken bazen birden bire kalkmak için direniyor. Bir kaç kere dinlemediğimde pişman oldum çünkü ya gazı varmış ya da kusacağı gelmiş oluyor. Bir sorunu yoksa zaten hiç direnmiyor. Bu yüzden şu an ona seçenekler sunuyoruz, isteklerini yapıyoruz ve onun tercihlerine güveniyorum. Anladım ki çocuklar bir dere gibi kendi ereği, huyu suyu ne ise o yöne akıyor. Anne baba olarak bize sadece taşkınlıklarını önlemek, kontrol altında tutmak için dere yatağına set çekmek kalıyor.
Merhaba gece,benim kizim 9 aylik oldu,anlattiklarini biz de yasadik.ayakta sallamaya cok alistirmadan yqtaginda kensi kendine uyutmaya basla bence.ben iki haftadir kendi basina uyumasini sagladim,sallamak sonradan zor oluyor ve daha uzun surede daliyorlar.sqgliklq buyusun insallah dila bebek..
YanıtlaSilgüzel dileklerin için teşekkürler, ayakta sallamaya alıştırmıyorum ben de. bazen kendi başına bile uyuyor çok zorlandığında yardımcı oluyorum
SilMerhaba gece,
YanıtlaSilBence dilaya yemeklerden tattırmakla çok iyi yapmışsın. Bizim bebis sizinkinden 5 gün küçük. Suan ağzına anne sütünden başka ne versem kusarak çıkarıyor. Bilmiyorum ek gıdaya nasıl baslicaz :s ben zararlidir diye hiç bisey vermemiştim. Suan çok pişmanım. Ama bence sallamaya alıştırma, arkadaslarım beni bu konuda hep uyarıyor. Bu arada geçenlerde seni okurken eşim dilanin fotosunu gördü çok beğendi, size ılerde oglumuz icin gorücüye gelebiliriz :))
dila biz yerken hep ağzımızı inceliyordu, ben de ona da verdim öyle alıştı. sofraya onu da dahil edin sizin yediklerinizden tattırın alışcaktır. desene kızıma talip çıktı şimdiden :)
SilMaşallah Dila'ya. Bende her bebeğin ve annenin kendine has olduğunu düşünenlerdenim. O yüzden böyle herkesin birşey demesini yaptığının yanlış olduğunu söylemisine ifrit oluyorum. Ne yazıkki bu Türkiye'de gayet yaygın. Kızım bebekken pusetinde gezdirirken bile hiç tanımadığım yaşlı teyzeler beni durdurup; Yok yüzünü ört, Yok ciğerlerine soğuk hava dolar diyiyorlardı. Düşün direkt temiz hava alması bile sakıncalı? Bu baskılardan uzak çocuk büyütebilmen şans. Kolaylıklar dilerim...
YanıtlaSilbir de hava yutar gaz olur diyorlar ya onu hiç anlamıyorum ben zaten yutmuyor mu
Silmaşallah minik dilaya..büyümüşte gurmeler gibi yemek tatma olaylarına mı girmiş.. sağlıkla büyü inşallah..
YanıtlaSiltam bir gurme olacak gibi görünüyor :))
SilSu akar, yolunu bulur hesabı gece..Çok haklısın.Ada yı da bazen uyutmaya çalışırken kafasını dikiyor:) çok tatlı oluyor, uyumak istemiyor anlaşılan..Zorlamıyorum bende..Cereyanda bırakma işini bende yapıyorum,terlemiyor.Ama çok terlediği de oldu malesef:( boncuk boncuk terler birikti kafasında:(( Maşallah diyorum Dila ya..Mektuba son veriyor gibi oldum ama:)) Sevgiler
YanıtlaSilBu arada, yazmayı unuttum.Ada da sürekli kucak ister oldu 2 haftadır özellikle..Bende hep alıyorum kucağıma, yanımda yatırıyorum..Dediğin gibi pişman da değilim..Zaten yürümeye başlayacak ve hiç istemeyecek kucağıma gelmek..Güzel günlerin tadını çıkaralım diye düşünüyorum..
YanıtlaSilöyle tabi şimdiden istemiyor sıkılmak, bugün kucağımda seveyim istedim ittirip ağlıyor sıkıntıya gelemiyor
Silcanım canım canım kızım benim hayalın her an gözümde; camdaki hareketlerin pür dikkat çatlak teyzeni dinleyişin yavrum benim ya...
YanıtlaSil:))
Siloh, soyle okuyunca kocaman kiz olmus hissettim Dila, masallah :)
YanıtlaSilGuzel gelisiyor ve mutlu huzurlu bir bebek anladigim kadariyla. aferin ona. Guzel guzel buyusun. Hosgeldiniz bu arada evinize :)
sağol canım zamn hızla geciyor valla
SilMaşaAllah...Allah bağışlasın...
YanıtlaSilMaşaallah.RABBİM evlatlarımızın en güzel günlerini göstersin.sevgiler
YanıtlaSilGeCe aynen çocuklar doğduklları andan itibaren kendi başlarına biretler. Biz onları şekillendirmeye çalışıyoruzsadece :) Yanında yatırma ve kucaklama konusunda bende sınırlara inanmıyorum, zamanı gelince zaten kendi yatağında yatmayı tercih ediyor ve gidiyorlar
YanıtlaSil