Sevgili Çalı Süpürgesi
GeCe
Ağustos 14, 2012
10 Comments
Son zamanlarda seni çok düşünür oldum. Keşke olsaydın da kızım uyurken, evi şöyle sessizce çabucak süpürseydim. Sonra hemen silerdim. O uyurken elektrikli süpürgeyi açmak istemiyorum uyanmasın diye, hem de zor geliyor doğrusu. Kızım büyüdü artık daha hareketli daha kaşif bu günlerde. Oyuncakları da sık sık yere düşüyor ve her zaman da yıkanması söz konusu değil tabi. E bazen ben görmeden ağzına da atıyor. Mikroplarla tanışsın diye çok da katı değilim ama şu saçlar yok mu saçlar. Eskiden beri çok tiksinirim. Ağzıma saç gelmesi fikri bile beni deli eder.
İşte bu yüzden düştün aklıma. Olsaydın da her sabah şööyle bir süpürseydim saçları, sonra da hızlıca bir silerdim misss. İtiraf edeyim seni unutmuştum ben. Bu yaz Türkiye'ye gidince hatırladım. Annem hala balkonda kullanıyor seni. Yazlıkta da fayans kaplı zeminleri, bahçeleri süpürünce eski günler hatırıma geldi. Ne de severdim seni önceden.
Küçükken tellerini oyuncak bebek saçları gibi severdim, güya arasında kalmış başaklar da bitlerdi, ayıklamaya çalışırdım. Bahçeyi süpürme görevini sık sık üstlendim. Ama merdivenlerin köşelerini tam temizleyemiyordum senle. Elime çok büyük geliyordun, tam kıvıramıyordum bileğimi. Hatırlarsın sokakları da süpürürdüm. Küçük sokağımızı arkadaşımla baştan sona süpürmüşlüğümüz vardı. Yoo öyle külfetli bir iş değildi, oyun gibi gelirdi bize. Kendimizi küçük hanım zannederdik, bir de başımıza tülbent bağlardık saçlarımız tozlanmasın diye. Anneler de öyle yapardı ya hani.
Eskiden herkes kapısının önünü süpürürdü sabah kalkar kalkmaz. Hele yaz günlerinde, önü süpürülmüş, hafif ıslatılmış, çiçekleri sulanmış yollardan geçip bakkala ekmek almaya gitmek ne keyifti.
Sokaktan geçen satıcıdan yeni süpürge alacağımız zaman ben de koşa koşa giderdim yanına annemin. Onca süpürgeyi görmek hoşuma gidiyordu herhalde. Annem eliyle tek tek tartar, hafif olanı seçerdi. Bir de telleri fazla kalın olmamalıymış ki çabuk kırılmasın. İlk alınan süpürge biraz katır kutur olurdu süpürüken. Bir süre sonra ise yolunu bulmuş, hafif meyilleşmiş olur kıvama gelirdi. O zaman çok çabuk ve etkili süpürülürdü onla.
Annemlerin balkondan baktık kızımla bu gidişimde. Her sabah aynı çöpçü aynı noktaları süpürüyordu. Malesef mahallenin ergen delikanlıları her akşam oturup çekirdek çitleyip kabuklarını da yere atmayı adet edinmiş. O adamcağıza çok üzüldüm ama belki herkes titiz olsa ona da iş olmazdı kimbilir.
Burda senin aynından bulamadım, belki vardır da ben bilmiyorum. Markete gittim, bildiğin fırça gibi olan plastik süpürgelerden aldım. Senin yerini tutmuyor elbet ama şimdi her sabah şööyle bir süpürüyorum, saçları topluyorum ve ardından siliyorum. Evde fazla halı olmadığı için çok kolay oluyor. Belki elektrikli süpürge kadar etkin temizlik değil ama her gün olunca fazla batmıyor zaten. Üstelik tüm bunlar elektrikli süpürgeyi açma süpürme ve toplama zamanı kadar bile tutmuyor.
İşte bu yüzden düştün aklıma. Olsaydın da her sabah şööyle bir süpürseydim saçları, sonra da hızlıca bir silerdim misss. İtiraf edeyim seni unutmuştum ben. Bu yaz Türkiye'ye gidince hatırladım. Annem hala balkonda kullanıyor seni. Yazlıkta da fayans kaplı zeminleri, bahçeleri süpürünce eski günler hatırıma geldi. Ne de severdim seni önceden.
Küçükken tellerini oyuncak bebek saçları gibi severdim, güya arasında kalmış başaklar da bitlerdi, ayıklamaya çalışırdım. Bahçeyi süpürme görevini sık sık üstlendim. Ama merdivenlerin köşelerini tam temizleyemiyordum senle. Elime çok büyük geliyordun, tam kıvıramıyordum bileğimi. Hatırlarsın sokakları da süpürürdüm. Küçük sokağımızı arkadaşımla baştan sona süpürmüşlüğümüz vardı. Yoo öyle külfetli bir iş değildi, oyun gibi gelirdi bize. Kendimizi küçük hanım zannederdik, bir de başımıza tülbent bağlardık saçlarımız tozlanmasın diye. Anneler de öyle yapardı ya hani.
Eskiden herkes kapısının önünü süpürürdü sabah kalkar kalkmaz. Hele yaz günlerinde, önü süpürülmüş, hafif ıslatılmış, çiçekleri sulanmış yollardan geçip bakkala ekmek almaya gitmek ne keyifti.
Sokaktan geçen satıcıdan yeni süpürge alacağımız zaman ben de koşa koşa giderdim yanına annemin. Onca süpürgeyi görmek hoşuma gidiyordu herhalde. Annem eliyle tek tek tartar, hafif olanı seçerdi. Bir de telleri fazla kalın olmamalıymış ki çabuk kırılmasın. İlk alınan süpürge biraz katır kutur olurdu süpürüken. Bir süre sonra ise yolunu bulmuş, hafif meyilleşmiş olur kıvama gelirdi. O zaman çok çabuk ve etkili süpürülürdü onla.
Annemlerin balkondan baktık kızımla bu gidişimde. Her sabah aynı çöpçü aynı noktaları süpürüyordu. Malesef mahallenin ergen delikanlıları her akşam oturup çekirdek çitleyip kabuklarını da yere atmayı adet edinmiş. O adamcağıza çok üzüldüm ama belki herkes titiz olsa ona da iş olmazdı kimbilir.
Burda senin aynından bulamadım, belki vardır da ben bilmiyorum. Markete gittim, bildiğin fırça gibi olan plastik süpürgelerden aldım. Senin yerini tutmuyor elbet ama şimdi her sabah şööyle bir süpürüyorum, saçları topluyorum ve ardından siliyorum. Evde fazla halı olmadığı için çok kolay oluyor. Belki elektrikli süpürge kadar etkin temizlik değil ama her gün olunca fazla batmıyor zaten. Üstelik tüm bunlar elektrikli süpürgeyi açma süpürme ve toplama zamanı kadar bile tutmuyor.