16 Mayıs 2021 Pazar

Sedef Cicegi Tohumlari

Mayıs 16, 2021 1 Comments



Tam bir yil once, bahcemde cikan Sedef ciceklerinin beni nasil heyecanlandirdigini bu yazimda (https://ge-ce.blogspot.com/2020/05/kg-53-59-yeni-donem.html) yazmistim. O yazida yesil halinin fotografini paylastigim cicekler sonbaharda kurudu, tam istedigim gibi bir suru kuru cicegim oldu. Cevremde bazi arkadaslarima da o kuru ciceklerden buket olarak verdim ve hatta instagramda  elimde biriken tohumlardan almak isteyen olursa paylasabilecegimi bildirmistim.  O zaman bir cok kisi bana tohum icin adresini gondermisti ve ben de tohumlarin bir kismini sahiplerine iletmistim. 

Fakat gecen sonbaharda gonderdigim tohumlar sadece avrupa icinde yasayan kisilere idi. Malesef turkiye’ye gonderemedim ve bekleyenleri uzun sure bekletmis oldum. Ta ki gecen hafta dondugumuz Turkiye tatiline kadar. Daha gitmeden mektuplari yazmis, zarflari hazirlamistim. 


Bu kadar bekletmeyi dusunmuyordum aslinda, sonucta bir mektup kagidinin arasina koyacagim birkac tohum oldukca hafif oldugundan hollanda’dan gondermis olsam bile buyuk bir maliyet tutmazdi. Ancak biraz arastirinca, ulkeler arasi tohum gondermenin yasak oldugunu ve buyuk cezalari bulundugunu ogrendim. Bu aslinda ekosistemi korumak icin benim de mantikli buldugum ve destekledigim bir kanun fakat cok iyi biliyorum ki, tohumunu gondermek istedigim bu cicek bizim ulkemizde de var veya onceden vardi. Nesli neredeyse tukendi ve iste bu yuzden yanimda goturmek konusunda icim rahatti ve cogalmasina bir nebze olsun vesile olabilirsem “ bana ne mutlu”ydu.


Gidince ilk firsatta postaladim. Postaya verdigimi instagramdan paylasinca, bu duyurumu daha once gormemis olanlardan yeni talepler geldi. Yanimda fazla getirdigim tohumlari yeniden postaladim, yine avrupada yasiyan yeni talepler olustu, onlara da gelince postaladim ve su anda toplamda 40’tan fazla, farkli kisiye tohumlar gonderilmis oldu. Ve hic karsiliksiz yaptigim bu is beni inanilmaz mutlu ediyor. 



Dogaya kendimi bildim bileli ilgi duydum ama son yillarda bu ilgimin farkliligini farkediyorum. Yani ben her insanin benim bildiklerimi bildigini veya dogayi benim gordugum sekilde gordugunu saniyordum. Fakat herkesin algiladigi ve gosterdigi ilgi farkliymis. Mesela ablamla aramizda soyle bir konusma gecmisti:

(Ablam bana instagramdan bir gonderi atiyor, gonderide ebegumeci cayinin sunlara sunlara iyi geldigi yaziyor)
- e ben bunlari biliyorum abla sen hatirlamiyor musun babannemin bahcesinde cesmenin yaninda kocaman bir ebegumeci vardi, babannem onun ciceklerini toplardi bize hic elletmezdi, onlari cay yapardi iste midesi icin.
- hic hatirlamiyorum. Orda ebegumeci mi vardi? Nasildi cicekleri
- hani mor yonca gibi dort yaprakli.

Bu gibi konusmalar sadece ablamla degil, esimle, annemle, arkadaslarimla falan da oluyor. Her nasilsa cocukken bazi seyleri cok gozlemlemisim (bulabildigim her yesillik arasinda dolasip, incelemeyi cok severdim) , bunlarla ilgili farkli bilgileri kafamda birlestirmisim ve son on yildir falan aslinda hic de azimsanmayacak bir bilginin biriktigini farkediyorum. 

Turkiye’de tohumlari gondermeden once sedef cicegini anneme de anlattim ve fotograflarini gosterdim. Aaa bu sedef miymis cok eskiden vardi hatta babannenin odasinda bi vazoda vardi dedi. Evet dedim bir de komsumuz Mecbure ablalarin cam onundeki fiskos sehpasinin uzerinde vardi hatirliyor musun (ben 8-9 yasinda falandim)? Hayir annem hatirlamiyormus :) Tabi ona da ektim :)


Bu yil malesef hollanda’da son 35 yilin en soguk bahari yasandi ve gecen yil 12 mayista belime ulasmis sedeften henuz eser yok. Her yil Hidirellez’de gulleri acmis olan gul agacinin bile hic tomurcugu yok daha. Umuyorum bir iki hafta sonra hava isinmaya baslayinca hizli bir sekilde cosacaklar hepsi ve ben yine tohumlari cogaltacagim ve isteyenlere ulastiracagim.


Geri odemek icin benden gonderme ucretini isteyen bir kisiye soyle demistim. En guzel karsilik tohumlarin tuttugunu gormek olur. O tohumlar benim icin gercekten cok onemli ve yillardir tecrube ettigim bir husus var; bazi paylasilan seyler, degerini anlamayan kisilere gittiginde ne yazik ki heba oluyor. Yani sizin ozenle islediginiz bir ortu mesela, hediye ettiginiz kisi tarafindan ayni ozenle kullanilmiyorsa bu cok uzucu olabiliyor. Nitekim tohumun cogalmasi doga icin, turu azalan bir bitkinin cogalmasi icin, arilar icin (arilarin sevdigi bir cicek) onemli. Bu yuzden tohumlarin bu degerini bilip yasatmaya calisacak (ha olmaz bazen olabilir elbette) herkesle paylasmaya hazirim. 









13 Mayıs 2021 Perşembe

Iyi Bayramlar

Mayıs 13, 2021 9 Comments

 

Bahcemden kamelya.

Bir Ramazan ayini daha geride birakirken, icim sukranla dolu. Kizima hamileligimle baslayan, ardindan emzirme, ardindan ikinci hamilelik, ikinci emzirme donemi derken; sonrasinda da iki ufak cocukla uzun Hollanda yazlarina denk gelen Ramazanlarda hic oruc tutamamis, bu yil 10 yil aradan sonra ilk defa tutmaya niyet etmistim. Yarisi hollanda yarisi turkiyede (hollanda’da hala cok uzundu ama) ve sevdiklerimle iftarlar yaparak, her gun aksatmadan okuyabildigim Kur’an’i tamamlayarak bu ayi bitirdim cok sukur. Turkiye’de oldugum sirada her gun azar azar annemin evini duzenleyip temizledim, her gun yemek pisirdim, 15 gunde 4 kitap okudum. Zamanin nasil da uzadigina hayretler icinde sahit oldum. Dolu dolu, her istedigime vakit ayirabildigim bir ay oldu.

Bu bayram corona sebebiyle belki buruk gececek, biz zaten cogu bayramlarda yalniziz ama; yine de bayramin adi bile cocukluk hatiralarimdan kalan sevincleri getiriyor kalbime. Herkese mutlu bayramlar.



11 Mayıs 2021 Salı

Kisisel Bakim Notlarim

Mayıs 11, 2021 4 Comments

Hayati boyunca hic bir cilt bakim/makyaj urununu bitirememis biri olarak, facebookta uyesi oldugum cok sahane bir grubun etkisiyle (Gocmen Kuslar Guzellesiyor) kendime ozen gostermeye basladim bir kac ay once. Grupta cok bilgili ve yardimsever uzmanlar var ve daha once hic duymadigim konularda paylasimlar okudum/ ogrendim. Yillar yili kupkuru dedigim ve hep ekstra kuru ciltler icin cesit cesit farkli nemlendirici denedigim yuzum, simdilerde her daim nemli ve yumusacik. Isin sirri ne pahali urunlerde, ne de bir suru farkli urun kullanmakta imis. Cildini kesfedip, ona uyan icerikli urunleri bulmak ve bunu bir rutine koymakmis mesele. 


Sabah uyanir uyanmaz yuzumu sadece suyla yikayip hic kurulamadan hyarulonik asit (HA) suruyorum. HA ciltteki nemi hapseden bir urunmus, gercekten cok farketti, aksam yikayana kadar yuzum hic kurumuyor. Degisik markalarin HA mevcut, su anda The Ordinary’nin HA’ni kullaniyorum ama bundan once kullandigim marka, ne ise yaradigini bilmeden indirimden aldigim, sonra ogrenince duzenli kullandigim Maramara Hyaluron cok daha hosuma gitmisti.

HA’dan sonra goz kremi ve gunes kremi surunce sabah bakimim bitiyor. Bu gune kadar denedigim butun goz kremleri gozlerimi yasarttigi icin hic duzenli kullanmiyordum. Grupta bana bazi iceriklerden uzak durmam tavsiye edildi ve o bilesenlerin yer almadigi bulabildigim en temiz icerikli siradan bir goz kremi ile sikayetlerim bitiverdi. Unlu markalarin antiaging ozellikli pahali kremlerinin cogunda sakinmam gereken icerikler var ve su an kullandigim organik bir markanin sadece goz cevresini nemlendiren bir krem, fazladan bir iddiasi yok. Fakat hic kullanmamaya gore daha iyidir diyerek devam ediyorum ve cok memnunum. 


Gunes kremi meselesine yillardir uzak durdum cunku deniz ve havuz kenarinda bile hic krem surmeyen bir insan yaziyor bu satirlari. Bugday tenli oldugum icin kizarmadan cok guzel bronzlasirim ve kreme pek de ihtiyacim olmaz (tabi ki surmek iyidir ben kendime ozen gostermiyordum). Yuzumuze surdugumuz nemlendiricinin de yaz kis gunes koruma faktorlu olmadi gerekiyormus cunku uva isinlari yaslandiriyormus :p Madem yaslanmaya savas actik hadi sureyim bari dedim :)) Gerci koruma faktorlu olmayan nemlendiricilerimi de bitirme gayretindeyim. Diger yandan bazi doktorlar gunesin zararli olmadigini gunes kremi surmemek gerektigini falan soyluyor ve icimden bi ses onlara hak veriyor. Daha bu konuda ikna olamadim anlayacaginiz, arastirmalarim suruyor.


Sabah rutininden sonra bir de aksam uyku oncesi rutinim var o da soyle. Kopuklu bir temizleyici ile yuzu yikamak (haftada 1-2 gun bu yikama scrub ile yikama oluyor) ve soguk sikim yag ardindan yuz yogasi.


Gecen yil karantina basladiginda, bir jade roller seti almistim. Yaninda Gua Sha tasi ile birlikte gelmisti ve tasin ne ise yaradigini bilmedigim icin hic kullanmamistim. Roller ise birkac kullanimdan sonra buzdolabinda unutuldu (soguk olsun diye dolaba koyuyordum). Bu bir yil icinde yaptigim masaj sayisi 15’i gecmez. Ara ara yuz yogasi masajlari vs goruyordum ama dogru duzgun yapmamistim, ta ki bir gun kutuda duran tasi deneyene kadar. Meger el ve roller masajina gore cok daha kolay ve efektifmis. Subat basindan beri neredeyse her aksam yapiyorum (sadece 3-5 dk) ve cildimde cok olumlu gelismeler oldu. Daha canlandi, goz alti morluklsri azaldi, cizgiler bi nebze hafifledi, elmacik kemiklerimmbelirginlesti...  Bu yuzden roller neyse de mutlaka bir gua sha tasi alin derim. Ben genelde bir video takip etmiyorum, insan yaptikca yuzunun ihtiyacini ve nereye yapacagini anliyor ama instagramda Faceyoga Nihan’dan ilham aliyorum. Bir cok hesap icinde onu en iyi buldum.



Bunun disinda aldigim ancak bir rutine sokamadigim c vitamini serumlari var, biraz daha arastirma yapmam lazim. Bir de her dustan sonra dustan cikmadan islak islak carcabuk tum vucuduma surdugum bebe yagi. Meger benim pammuk gibi cildim varmis da haberim yokmus ahafahdas. Grupta basakcigimin onerisiydi, iki uc kullanimdan sonra muthis farketti. Tabi bebe yagi yerine shower oil’ler de kullanilabilir. Yine islak surulup uzerinize bir su tutuyormussunuz. Dustan ciktiktabbsobra uzun uzun kremlenmeye vakit bulamayanlar icin bu islak yaglanma isi cok pratik.


Yine cok kuru ve yipranmis saclarim icin de bir bakima giristim ancak henuz oturmadi. Onu da ilerde yazarim insallah.


Insan kendine bakim yaptiginda bu surecin, sadece fiziki gorunumune degil ruha da katki yaptigini bu son uc ayda tecrube ettim ben de. Bu yuzden gunde sabah aksam sadece 5 dakika, kendimizi seviyoruz ve iyi hissediyoruz 😉


Sonradan not: biraz once ayni grupta, eskiden cok moda olan tanecikli yuz temizleme urunlerinin (scrub) , mikro ciziklere yol actigi icin kullanilmamasi gerektigini; buna alternatif olarak cikan enzim peeling ve kimyasal peeling urunlerinin tercih edilmesi gerektigini ogrendim. Bu bilgiyi de sizinle paylasayim ama hangisinin daha zararsiz oldugu konusunda henuz emin degilim 😕






5 Mayıs 2021 Çarşamba

14 Ay Sonra Turkiye

Mayıs 05, 2021 7 Comments

 23 Nisan gunu cocuklarin 2 haftalik okul tatilini degerlendirmek uzere Istanbul’a geldik ve onumuzdeki Pazar gunune kadar buradayiz. Pandemide gelis kararini vermek oldukca zordu ama simdi iyi ki gelmisiz diyorum. Evet Turkiye su anda tam kapanmada, evet evden cikmiyoruz ama en azindan sevdiklerimizle gorusuyoruz ki bu en cok ihtiyacimiz olan seydi.


Istanbul’a geldigimizde genelde cogunlukla annemlerde ve bir sure de kayinvalidemlerde kaliyoruz. 75 yasinda yalniz yasayan anneme bulastirma olasiligi bizi oldukca tedirgin ediyordu. Fakat biz gelmeden iki doz asiyi da olmus olmasi icimizi bir nebze rahatlatti.


Gelmemize son bir hafta kala zorunlu olmayan tum gorusmeleri kestik, alisverisi minumuma indirdik. Persembe sabahi cocuklar da dahil hepimiz pcr testi olduk ve cuma sabahi sonuclarimiz geldi. Bu test meselesi insani oyle geriyor ki son ana kadar gidip gidemeyeceginden emin olamiyor insan. Simdi ayni stres donus icin de mevcut. 


 Ucusu Almanya Dusseldorf uzerinden almistik. Evden 2,5 saatlik bir araba yolculugu ile (ozel aracimiz) havaalanina geldik. Pandemide ilk ucusumuz oldugu icin havaalanlarinin issizligi cok huzun vericiydi. Sansimiza bizim ucustan baska hic bir ucusun olmadigi, o da cuma aksam ustu oldugu icin tam dolu olmayan bir ucakla uctuk. Iner inmez, camlari acik bir taksiyle, n95 maskelerimizle anneme geldik. Dogrusu kavusma ani pek de mesafeli olmadi sarmas dolas olduk.


Bu gune kadar ablamlara gitmek disinda kapanmadan once iki kere parka, iki kere pazara (erken saatlerde) bir kac kere firina gittim. Markete genelde esim sabah saatlerinde gitti. Elimizden geldigince hatta etrafta gordugumuz insanlara gore bence biraz daha dikkatli davrandik. Tabi bu isler sans, insan ne kadar dikkat ederse etsin yakalanabiliyor ve bu surecte ne yazik ki her bir insan kurban aslinda :(


Annemin son bir kac aydir suregelen saglik sorunlarindan oturu onu gormek, ilgilenmek cok istiyordum. Evde cogunlukla yalniz oldugu icin (ablamlar genelde bulastirmamak icin sakiniyorlardi ve fazla durmuyorlardi ziyaretlerde) evde yeniden bir canlilik olmasi ona cok iyi geldi. Bize de tabi...


Soylenecek cok detay var ama kissadan hisse -ozellikle tedirgin olanlar icin soyluyorum- test olduktan sonra ucuslar bi nebze daha rahatlatici, havaalanlarinda ve ucaklarda alinan onlemler basarili, sonrasinda Turkiye’ye gelince buradaki ortama gore gerekli onlemleri alarak yolculuk yapmak o kadar da korkutucu degilmis. Sonucta burada yasayan, hayatini devam ettiren bir cok insan var ve bizim de onlardan farkimiz yok. Herkes nasil yapiyorsa oyle. Tabi pandemi oncesindeki gibi gonlumuzce gezmek zor (yapanlar var tabi), sokakta herkesin maske takiyor olusu (hollandada acik havada serbestti) biraz sasirtici geliyor. Fakat benim cocuklar bile maskeye alisti. Zaten oglum cok korkmasina ragmen burnundan test olmayi bile goze almisti gelebilmek icin. 


Umarim donusumuz de gelisimiz gibi sorunsuz olur ve gider gitmez bir sonraki gelisimiz icin gun saymaya baslariz☺️