4 Ocak 2020 Cumartesi

Ne Anlatayım?

Son zamanlarda bir miktar podcast dinledim. Çok hoşuma giden sohbetler oldu ve ardından acaba ben de bir podcast yayını yapsam dinleyen olur mu, ne anlatsam diye kafamda düşünceler geçmeye başladı. Fakat bazı sorunlarım var.

Bir kere en büyük problemim neden bahsetsem konusu. Bu tip konuşmalarda sıklıka yer alan konu insanlar. Başka insanların tavırları, yaşamları üzerinden düşünceler en sık rastlanan sohbet konusu. Tabi bu konular ayrıca bolca genelleme içerir. Benim başka insanlar hakkında konuşma üzerine beceriksizliğimin kökeninde yıllardır her zaman bundan kaçmış olmam yatıyor. Herkesin hayatı kendine, öyle mecbur kalmış öyle yapmış, belki onun yerinde ben olsam ben de öyle yapacaktım, bana ne kim ne yaptıysa yapmış şeklindeki yaklaşımlarımdan ötürü dedikoducuların yüz karasıyım. Ne yazık ki benimle böyle ağız tadıyla başkaları hakkında konuşmak söz konusu değil.

Başkalarından konuşmayıp en iyi bildiğim kendim çocuklarım ve kocam hakkında konuşayım desem, o zaman da kim bizi ne yapsın düşünceleri beni durduruyor. Doğru ya, ben başkalarını merak etmiyorsam bizi kim neden merak etsin? Benim düşüncelerim neden değerli olsun?

Sonracıma, işte popüler konular var mesela her daim her koşulda satan. Nedir bunlar yemek, güzellik, zayıflama, annelik üzerine sohbetler. Biraz daha ileri gidersem politika, futbol, filmler, diziler, kitaplar, seyahat... Bu konulardan birinde kulvara çıkmak şimdiki zamanda oldukça kolay olmasına karşın insanlar bunlardan ya zaten bıktı, bıkmadıysa da hali hazırda sevdiği takip ettiği kişileri buldu. Gerçekten yıllardır çok profesyonel şekilde bu alanlarda sosyal medya üzerinde ilerlemiş insanlar var.  

Sonra aklıma bir konu geldi, aslında zaman zaman farklı zamanlarda aklıma geliyor bu. Daha doğrusu birilerini dinlediğimde, okuduğumda vs farkediyorum. Dün dinlediğim podcastte birisi, bir konuda düşüncelerini ifade ederken, anlatmaya çalıştığı şeyin özünü aslında kendisinin de anlamadığını farkettim. Bazı şeyler okumuş araştırmış, biraz da üstüne düşünmüş ancak (bence tabi) tam oturmamış. Oturmadığı için düşüncesini ifade ederken ard arda sıraladığı iki cümle birbirleriyle tutarlı değil. Bir de böyle durumlarda bolca yapılan laf kalabalığı yaparak konunun özünü unutturma yöntemini kullanıyor. Aslında bunu yapan kişi de yaptığının farkında değil çünkü asıl mesele, zaten kendi de konuyu çok iyi anlamadığı için bir sürü şey söyleyerek, daldan dala atlayarak anlatmaya çalışıyor ve bu hareket yardımcı olmayı bırak aslında olayı daha da karmaşıklaştırıyor, özden uzaklaştırıyor.

Kendimle ilgili farkında olduğum ve en gurur duyduğum beceri budur. Konuları, olayları çözümleme ve sonra da konuyu basitleştirip anlamayı kolaylaştırma becerisi. Bu tabi ki fiziğin bana getirisi. En karmaşık fizik problemlerini, tüm formülleri göz ardı ederek kafanda canlandırıp olay döngüsünü çözebiliyorsan, o problemi anlamışsın demektir. Bunu her konuya uygular ve kullanırım. Çok da faydasını görürüm.

Kimi zaman çok ünlü ağızlardan çıkan öyle tutarsız söylevler duyuyorum ki resmen bıyık altından gülüyorum. Üstelik o ağızları ağzı açık dinleyen bir sürü başka insan oluyor. Fakat iyi bildiğim başka bir şey varsa o da; bu insanlara düşüncelerindeki tutarsızlığı söylemenin kolay olmadığıdır. Çünkü bunu kabul edecek veya anlamaya hazır insan bulmak çok zor, zaten böyle bir farkındalığı olsa kendisi baştan farkederdi. Vakti zamanı gelince (ve ya gelirse) hayat ona kendi doğrularını zaten öğretecektir. Sonuçta, en iyi bildiğim konuda da yapacak hiç bir şeyim yok ve bu becerimi kendimden başka kimsede kullanmam zor. Dolayısıyla bir podcast yapayım ama ben ne anlatayım? 🤷🏻‍♀️









16 yorum:

  1. MERHABA ;BLOGGERİNİZİ PODCAST YAPABİLİRSİNİZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tesekkurler sanirim deneyecegim bir seyler

      Sil
  2. Podcast konusu beni de çok düşündürüyor ve heyecanlandırıyor. İncelediğim podcastlerden anladığım devamlı düşündüğün, sevdiğin, bıkmadığın, -ve bildiğin, daha çok öğrenmek istediğin- bir konuda yayın yapmak lazım geldiği.
    Kim dinler diye düşünmeden, severek yapınca dinleyicisi olur. Benim geçmiş yazılardan, özellikle de bu yazıdan gördüğüm, öne çıkan konu fizik. Fizik ve aile bir şekilde birleşir, fizik ve göçmenlik bile olur, kimbilir? İlerledikçe şimdi aklınıza gelmeyen ne bağlantılar bulunur. Ayrıca sonradan kabuk değiştiren pek çok girişim var. Yıllar içinde bu blogun içeriği de değişmemiş miydi? Öyle bir yazınız vardı.
    10 dakika, 15 dakika... Bir başlayın, gerisi gelir.
    ltg

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de hevesle ve istekle, samimiyetle yapilan seylerin her zaman degerini bulduguna inaniyorum. denemekten bir sey kaybetmeyiz hazirliklarimi tamamladigim ilk firsatta denemek istiyorum

      Sil
    2. Merakla bekliyorum!
      ltg

      Sil
  3. Bence de kim dinler diye düşünmeden içinizden ne anlatmak geliyorsa, başlayın gitsin.
    O konuya daha önce bir sürü insan değinmiş olsa da, ben sizin ne söyleyeceğinizi, sizin nasıl ele alacağınızı merak ederim.
    Hangi konuları dinlemek isteyeceğim kısmını düşüneceğim. Ama bunun da siz anlattıkça şekillenebileceğini düşünüyorum.
    İnanç, fizik ve şükür,
    Evlilikte tekrardan kurtulmak, evine eşine sarılmak,
    Hiç bilmediğin bir yerde sıfırdan başlamak,
    Çocuklara saygı ile yaklaşmak, sabrı artırma yolları,
    Büyük resme bakabilmek, detaylarda kaybolmamak... Aklıma ilk etapta gelenler. Evet bu konularda yazan konuşan çok insan var ama ben sizin söylediklerinizi dinlemek isterim. Çünkü herkesin kalbine dokunan el/söz farklıdır. Çocukluğumdan beri şükür konusu üzerinde çook durulmasına rağmen, ben şükretmeyi sizden öğrendim diyebilirim. Beni bu konuda ilk düşünceye sevk eden sizsiniz.
    Normalde gezmeyi pek seven bir insan değilimdir. Çocukla üşenmeden sokağa çıkma konusunda onlarca şey okumuş olmama rağmen beni harekete geçiren sizin sözleriniz, cümleleriniz oldu.
    Belki Allah benim, Aylin'in, Elif'in düşüncelerine dokunmanız için size blog yazdırtıyor; Sevgi, Duygu, Ayşe ye düşündürtmek için, içinize podcast isteği düşürüyor. Yardımın kim eli ile ve nerden geleceğini bilemeyiz ki.
    Bu vesile ile; seviyorum sizi. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne guzel oneriler boyle cok tesekkur ederim. galiba eger yapabilirsem herkesten once bana cok iyi gelecek boyle bir motivasyon

      Sil
  4. ne anlatmak istiyorsanız, sizi nemutlu edecekse o bence. Ben aynı türde şeyler anlatan bir sürü podcast dinliyorum. Dinlerken tek ölçüm samimiyet. Yapılan bir şey samimi olunca mutlaka kendine bir muhattap oluyor bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kulakliklarimi takip dunyadan soyutlanmaya pek firsatim olmuyordu. bu yuzden podcast leri nispeten gec kesfettim, ama cok sevdim. evet samimiyet cok onemli bence de

      Sil
  5. Bilemiyorum ki birileri için değil de kendime arşiv olarak blog yazıyorum birileri okuyıp fikir belirtince de mutlu oluyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. arsivleme bloglardan cok ig ye kaydi sanki cogumuz icin. ama buraya yazdiklarim gibi sesimi de cocuklarima birakmak en buyuk hayalimdi. videolar cekiyoruz ama hafiza sorunlari yuzunden hepsi maksimum bir iki dakikalik oluyor. oysa tum kalbinden gecenleri anlattigin yarim saatlik bir ses kaydi bambaska olurdu

      Sil
  6. Siz ne yapacağınızı bulmuşsunuz zaten... Söylemlerin altokuma yapıldığında aslında nasıl anlamlar içerdiği... bir başka deyişle, anlatım eyleminin asıl amacından çıkıp nasıl demogojiye dönüşebildiği ve konuşmanın bazen güçlü bir manipülasyon aracı olabildiği gerçeği... bunun için her bölüme bir kaç örnek seçin ve aktarımlarınız o örnekler üzerinde yapın... örnekleri de birebir kişilerin ağzından değil, kendi kurduğunuz örneklemelerle yapın... yani bu durumda kimseleri de direkt hedef almamış olursunuz... bence bunu yapın.... dinlerim ben... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet bunu kesin yapacagim. kafamda dusunmeye basladim, onerdiginiz fikir kesinlikle cok hosuma gitti, cok tesekkurler

      Sil
  7. Laf kalabalığı olayını ben de hiç sevmiyorum, direk konuya girilmeli bence de :) Sizin anlatabileceğiniz benim ilgimi çekecek konular, Yabancı ülkede yaşamakla ilgili deneyimleriniz, dil öğrenme, iş arama, elhiyet alma (:)) gibi şeyler geldi benim aklıma. Bunları zaten blogda anlattınız ama sesli kayıtlarda illa fark olacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben belki burada oldugumdan gocmenlikle ilgili cok sayida icerige rastliyorum ama sanirim herkesin tecrubesi, hayata yaklasimi ve bunu ifade edisi farkli. bu yuzden sanirim bu konularda da konusabilirim

      Sil
  8. Yazıda fikirlerinizi ve tavrınızı çok güzel ozetlemissiniz, öyleyse neden fizik ve hayat konulu şeyler anlatmayasiniz ki? Hele quantuma filan girerseniz, pek çok kişinin yanlış bildiği ama içinde yaşadığı fenomenlere ışık tutabilirsiniz. Kolaylıklar dilerim

    YanıtlaSil