5 Mayıs 2019 Pazar

5:5 Devleşen Ellerim

Çocukluğumda ateşli bir hastalık geçirdiğimde genelde pencerenin önündeki divanda yatar, gözüm açık da olsa kapalı da olsa halüsinasyonlar görürdüm. Bir tanesini hiç unutmuyorum çünkü her seferinde olurdu. Yan yatarken yanağımın altına koyduğum elim gitgide büyümeye başlıyor ve başım avuçtaki bir ceviz kadar küçülüyor. Ve ben sanki bu el beni sıkacak, boğacak korkusuyla uyanıyorum..

Çok değil birkaç yıl önce sait faik abasıyanık’ın öykülerinden birinde tek bir satır, minicik bir ayrıntı yakaladım. Öyküdeki karakterin de eli aynı benim gibi büyüyordu. Bu güne kadar hiç kimselere söylemediğim bu rüyanın başkasında da olduğunu duyunca hem şaşırdım hem sevindim. Demek ki yalnız değildim ve hayret ateş insana benzer halüsinasyonlar mı gösteriyordu?

İki gündür feci hastayım. Bademciklerim tamamen iltihaplandı ve yataktan çıkamıyorum. Ateş, üşüme, terleme, yutkunamama vs. Hasta olduğumda babamın bize olan alakası aklıma geliyor sürekli. Hemen koşar portakal alırdı, güzelce sıkar, şekerle tatlandırır, biraz sıcak suyla soğunu kırardı. Babamın portakal suyu kadar tatlı portakal suyu hiç içmedim. Sonra her zaman evimize giremeyen muzu illa ki alırdı hastalandığımızda (eskiden çok bol da değildi zaten). Eğer midem bozulmuşsa mutlaka gazoz ve sarı leblebi. Bazen sarı leblebileri sarımsak havanında döver, şekerli toz yapardı. Tabi sık sık başımı ellerimi kolanyalarla ovar, masaj yapardı. Tabi annem de boş durmazdı, aspirin eritilmiş sirkeyle vücudumuzu ovmalar, çorbalar, sevdiğimiz yemekler pişirmeler...

Bugün hasta olduğum için normalden biraz daha fazla duygusalım. Gözlerimi kapayınca kocaman ellerimden beni koruyan babamın, alnımın üzerindeki ellerini arıyor gözlerim. Gecenin bir yarısı canım portakal suyu çekti ve babamın en sevdiği meyvelerden biri olan kavunu. Ben divanda yatarken yanıbaşında dikiş makinesinde tıkır tıkır çalışan annemin makinasının sesini. Yattığım yerden perdenin desenlerine bakıp dalışlarımı... Çocukluğumu sanırım her daim özleyeceğim.

Şimdi çok şey değişti tabi ama güzel şeyler de yok değil. Ara sıra odama gelip bana sarılan, iyi ol annecim diyen minik kollar var. Dün kızım çorbamı, oğlum pilavı yapmış. Bazı gelişlerinde hala iyileşmedin mi diye hayal kırıklığı yaşasalar da, biliyorum yakında iyi olacağım. Bu ilgiye hiç bir hastalık karşı duramaz....

Merak ediyorum sizin de devleşen elleriniz var mıydı?

7 yorum:

  1. Çok geçmiş olsun.
    Ben de acaip rüyalar görürüm.

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş olsun.. Pink Floyd'un en sevdiğim şarkılarından biri olan "Comfortably Numb"da geçen 'When I was a child I had a fever/My hands felt just like two balloons' hakkında Roger Waters'ın şu sözleri geldi aklıma: "They were autobiographical. I remember having the flu or something, an infection with a temperature of 105 and being delirious. It wasn't like the hands looked like balloons, but they looked way too big, frightening." ;) Eller sanırım çok sıcak hissedildiği için büyümüş gibi geliyor insana...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir diğer delil daha bulduğuma çok sevindim üstelik ünlü :)) bazen o kadar gerçekçi olurdu ki elime karşıdan bakıp incelerdim çok büyük mü diye.

      Bu ara hastalıklardan bir belimi doğrultamadım çok da yıprandım duygusal olarak, du bakalım şifa bulacağım inşallah. Sağol cerencim

      Sil
  3. Geçmiş olsun canım... O minik eller ilgi gösterir de hastalık kıyabilir mi hiç? Geçer gider inşallah. Ben öyle zamanlarda ayaklarımı kesilmiş başucuma asılmış görürdüm. Bir kere değil üstelik aynı rüyayı birçok defa gördüm. Ne korkardım, uyumamak için direnirdim, tekrar korkmamak için...

    YanıtlaSil
  4. ben de sayılardan korkardım. işte büyüyen sayılar mesela.. ya da kibritin üzerine ağır bir mobilya koyduğumu düşünüp korkardım. hastayken ciddi ciddi en büyük kabusumdu. çok duygulandım ya babacığına.

    YanıtlaSil