Boş zamanlarımda rahatlamak amacıyla dekorasyon fotoğraflarına bakmaktan, imkanım olduğu mühletçe evime minik dokunuşlar katmaktan hoşlanıyorum. Bir de yıllardır bu konuya ilgi duyduğum için olsa gerek biraz bilgilendim sanırım. Bir eve baktığımda şöyle şöyle yerleşirse, bu renkler kullanılırsa, şöyle yapılırsa daha ferah ve kullanışlı olur gibisinden şeyler söyleyebiliyorum.
Instagramda ara sıra hikayelerde bununla ilgili ipuçları paylaşmaya karar verdim. Elbette orada paylaştıklarım nispeten kolay yapılabilecek, fazla bütçeye ihtiyaç duymayan değişiklikler. Bunlardan birincisi ve bence en önemlisi evin kokusu.
Bilmem başınıza geldi mi mesela lüks bir restoranın tuvaletine gidersiniz ve oradan çıkmak bile istemezsiniz. Harika kokuyordur, acaba bu koku nedir, nerden alınmıştır. Kokular çok önemli. Bir evin derli topluluğu kadar temiz kokması da çok büyük fark yaratıyor. Bu yüzden her zaman aldığınız banyo tuvalet kokularının bir tık pahalısını ve daha kalıcı, hoş kokulusunu almayı, bunu da alışkanlık haline getirmeyi düşünmekte fayda var. Şık evler her zaman güzel kokar.
Bir diğer öneri de salon bitkileri. Moda olması bir yana ortamın havasını birden bire değiştiriyor bitkiler. Fakat onları köşelere sıkıştırılmış şekilde değil de salonunuzda güzel bir bölüme koyun, ona yer açın. Ve lütfen şık bir dış saksı kullanın. Genelde Türkiye’de saksılara fazla önem verilmediğini görüyorum. İç mekan salon bitkileri küçük büyük farketmez, mutlaka ayrıca bir saksı içinde olsun. Bunlar hasır, metal, seramik olabilir. Çok karışık desenlerden kaçınıp, pastel ve düz renkleri seçerseniz, uzun yıllar kullanabilirsiniz.
Bir sonraki ipucu ise mutfaklara dair. Mutfaklarda tezgah ve rafları renkli renkli, çiçekli, puantiyeli çeşit çeşit kavanoz ve dekorlarla süslemeye bayılıyoruz. Ama hayır hepsini dolaplardaki münasip yerlere kaldırın ve tezgahı boşaltın. Birkaç şık ve değişik obje yeterli. Böyle mutfaklar daha lüks görünecektir.
Devam edecek...
Mutfaktaki boş tezgâhlara bayılıyorum ama benim kaldıracak yerim bile yok. Büyük bir mutfağım olursa tezgâhta hiçbirşey bırakmayacağım :)
YanıtlaSilBelki dolaplarda hiç kullanılmayan şeyler vardır, onları atıp yer açabilirsin belki.
SilKullanmadığım hiçbir şey yok dolapta, kırılan bardakların yerine yenilerini bile almadım, misafir bardaklarını kullanıyoruz. Misafir çok sık geldiğinden tabak da azaltamıyorum. Ama bir günlük bir misafir takımım var sadece çeşit çeşit yok. Gelen hediyeler işime yaramıyorsa paketini açmadan veriyorum birilerine. Ama mutfağım gerçekten küçük :D
Silmutfak konusunu 2 senedir ben de yapıyorum. eskiden orada neyim var neyim yok dizmek, çok çok hoşuma giderdi. bitki çaylarım, renkli bardaklarım vs. şimdi ise, bomboş tezgahlar, sadece kahve makinesi var.
YanıtlaSilkokularla aram bozuldu. hamileliğimden beri içeriğinde parfüm olan hiçbir şeye tahammülüm kalmadı. deodorant-parfüm kullanan biriyle yan yana bile otururken bile, şöyle bir yerimi değiştiriyorum. halbuki çok severdim kokuları. özledim aslında, evdeki o canlı kokuyu.
mutfakta en sevimsiz bulduğum görüntü, içinde sebze temizlediğimiz büyük plastikler. onlara yer bulmak ve yerleştirmek sıkıntı benim için.
Plastik konusu ayrı maddede ona da değineceğim.
SilKoku konusunda şunu denemeni öneririm. Ben de kokulara karşı çok hassasım ama özellikle birçok kokuda yapay olan kimyasal bir madde var. Ben onu farkedebilşyorum. Mesela bazı ünlü parfümlerin sahteleri satılır hani, onlarda gerçeklerinde olmayan o bahsettiğim yapay kimyasal kokusunu hemen farkediyorum ve onlara tahammül edemiyorum. Sanırım senin de öyle. Çünkü mesela bir çiçeğin kokusu seni rahatsız etmiyordur, ki tamamen doğal. Aynı böyle olan kokular var. Belki ararsan bulursun. Yine bir arkadaş doğal yağlardan kendisine böyle banyo ev kokuları yaptığını söylemişti. Onu da deneyebilirsin.
Benim ev için aldıklarımda o bahsettiğim yapay koku olmamasına dikkat ediyorum.
Silevet mümkün. zira çiçek kokuları gibi doğal kokulara aşkım giderek büyüyor. bakınayım o halde bi.
SilBirkaç tüyo da benden: ev her zaman havadar olsun, yemek kokusu ya da parfümlü apır kokular olmasın (çünkü parfüm konusu çok hassas, senin sevdiğini gelen biri sevmeyebilir mesela lavanta çoğu insan sever ama bana aşırı yaşlı evi hissi verir), perdeler varsa açık olsun, biri misafirliğe geldiğinde kapıdan girerken mutlaka ara ışık yakılsın, bunlar bir evi olduğundan çok daha "olumlu" gösteren ufak ayrıntılar. Bir de ben aşırı minimalizm tutkunuyum biliyorsun, geniş boş alanlar beni çok açıyor, eşya üstüne eşya baya geriyor beni.. Mutfak aynen dediğin gibi, renk skalası da çok önemli. Banyo ise apayrı biz uzmanlık alanı; bence koku değil tamamen kokusuz olmalı, tertemiz, havadar, kuru ve aydınlık olmalı. Bence bembeyaz sade ama bir iki küçük renkli detay olmalı.. Ohhh ruhum açılır öyle banyolarda :D Ama malum ben balığım, su insanı, banyo insanı :D
YanıtlaSilTamamen kokusuz banyo olması biraz güç olduğundan sanırım ben koku seviyorum banyoda. Bir de eve gelen giden çok, çocuklar ve hepimiz tuvalete girince sanki koku oradan dışarı taşıyor, belki de bizim evin banyo ve wc Kerim’in havalandırması zayıf ondan. Bu durumda kokular iyi geliyor. Diğer ayrıntılara da değineceğim zamanla
SilAz eşya çok mutluluk:)
YanıtlaSilKokular benlik değil. Koku olan evde duramam, mağazalarda varsa hemen çıkarım. Çok sahte geliyor bana bu tarz kokular. Çekmece ve dolaplarda tek kullandığım lavanta keseleri, onları seviyorum:)
Demin yukarıdaki yoruma da cevaben yazdım, gerçekten iyi kokular rahatsız edici değil aynı sizin lavanta keselerindeki gibi oluyor. Denk gelmek kolay değil ben çok denedim en sonumda buldum. Tabi zevkler ve renkler tartışılmaz elbette
SilAslında "zengin görünümlü evler" kişiye ve zevke göre değişir bence. Kime göre zengin? Neye göre zengin? Ben mesela kır evi havası olan evleri seviyorum. Yeni evime taşınırken de o tarza önem verdim. Çok eşya yok evimde ama mutfak benim için vazgeçilmez bir yer. Bütün baharatlar/bakliyatlar kırmızı camekanlı bir dolabın içinde, her kavanozun kapağında kendi kestiğim pütü kareli, puanlı, çiçekli örtüler var. Annemin 50 sene önce işlediği kapitoneli örtüleri serdim o dolabın raflarına. Müthiş keyif alıyorum bakarken :) Öyle karman çorman da durmuyor.
YanıtlaSilEvlerde doğal ışık ve akşamları loş ışıklar yine vazgeçilmezim. Giriş katta oturduğumuz için cundalı parmaklıklarda japon fenerlerim var güneş enerjili. Akşam karanlık bastı mı ışıl ışıl oluyor pencerelerimiz.
Kokular.. Oda kokularını ben de çok severim. Çocuk olduktan sonra solunması zararlı mıdır diye biraz araştırdım, sonra oda kokularımızı kendim yapmaya başladım. Aktarlardan aldığım doğal yağlarla.
Zengin ama mekanik evlerdense, yaşam kokan evler daha bir sıcak geliyor bana. Tabiki yaşamı kolaylaştıracak türden.
Bu arada sizi yıllardan beri takip ederim. İlk bebeğinize hamileliğinizden (Hello'ydu sanırım), ikincinin büyümesine kadar bir çok anınıza tanık oldum. Sağlıklı, mutlu yaşasınlar.. Sevgiler..
Merhaba, bir blog yazarı olarak siz de biliyorsunuz ki bazen başlık bulmak hiç kolay olmuyor. Aslında tam zengin demek istemedim İngilizcesi luxury ki bana lüks evden ziyade hoş görünümlü ve konforlu gibi çağrışımlar yapıyor. Fakat ülkemizde insanların zenginlik konusuna biraz daha önem verdiğini gözlemlediğim için başlığı öyle seçtim. Elbette bunlar genel kurallar değil, edindiğim fikirler. Herkesin evi kendine özel.
SilSevgiler
Çok güzel çiçekler,. Az eşyalı yaşamayı başarabilenlerin tavsiyelerini dinleyebilirim. Tüm denemelerimiz sonuçsuz kalıyor :))
YanıtlaSil