Pazartesi sıradan başladı aslında. Kızımı okula bıraktım geldim, sonra ortalık toplama ardından oyun ablası geldi. Ben bu sırada ev işlerimi bitirdim yemek hazırladım. Öğlen oyun ablasını uğurladıktan sonra markete gittik Nova’yla. Bir saatlik market işi onunla çok daha uzun olduğundan 12.30 da çıktığımız evden 14.15 de Helo’yu almaya okula gidene kadar pek bir heyecanlıydı. Zar zor yetiştik çok şükür. Çocuklar okul bahçesinde oynadıkta sonra eve gelmemiz 15.00, biraz yemek, dinlenme, oyun ve uzun zamandır planladığım ama fırsat bulamadığım ışıkları asma işi derken saat 17.00 de ritmik jimnastiğin sezon sonu gösterisi için 15 dakka önce evden çıktık. Tüm öğrenciler gösteri yaptıkları için bir saatten fazla sürdü. Kalabalıktan ve yorgunluktan duramayan oğlum (gündüz uyulmadığı için bu saatlerde huysuzluğu başlıyor) pek tabi ki gösteriyi rahat seyrettirmedi. Tam ablasının gösterisi sırasında çişi geldi. Topu topu 1,5 dakika olan gösteriyi zorla tamamlayıp tuvalete koştuk. Saat 6 gibi işten çıkıp doğrudan gösteriye gelen babasına oğlanı postalayıp eve yolladım. Tüm gösteri bitince kızı alıp eve geldik. Sanırım 18.30 civarıydı. Yemek yenildi, çocuklar hooop yatağa. Saat 8 de uyumuşlardı.
Salı günü yine erkenden uyandık, bugünden itibaren dört güm boyunca oğlumun da okulu var. Hep beraber kahvaltı ettikten sonra (bu rutinimiz en başından beri var hepimiz sofrada oluruz kahvaltı ve akşam yemeklerinde) kızımı okula ben, ben okuldan dönmeden oğlumu da babası okula bıraktı. Gelir gelmez yine ev işleri. Çamaşırlar, yataklar ve yemekler. Bunları 2,5 saat içinde yapıyorum. Yemeği sabahtan yapmazsam sonradan zor oluyor. 11.45 de oğlumu okuldan alıyorum eve geliyoruz çünkü daha 2 saatimiz var ablası için. Beraber yemek yiyoruz, oyun oynuyoruz sonra ablasını alıyoruz ama bugün bir değişiklik oldu, oğlumun arkadaşı Damla ve kardeşi bize geldi oynamak için. Onlar oynarken annesine bırakıp bir koşu Helo’yu almaya gittim. Tabi ki bir koşuda gelemedim çünkü okul bahçesinden çıkabilmemiz için sihirli bir güç lazım. Neyse bir şekilde çıktık ve eve geldik. Helo’yu besledik, biz arkadaşımla birşeyler içtik ve bu esnada çocukları zaptettik :) Çocuklar ufak olunca kendi kendilerine müdahale etmeden pek oynayamıyorlar. Saat 4’te onlar gittiler. Normalde gitmeden önce birbirimizin evini toplarız ama bu sefer toplamasını istemedim çünkü oyuncakların düzeni karışmıştı ve çocuklarımın alışkın olduğu düzende yeniden toplamalıydım. Onlar gittikten sonra evi topladım, yemeğe ilave pilav yapacaktım onu yaptım. O akşam için kız arkadaşlarımla dışarı çıkıp yılbaşı hediyelerimizi verecektik ama bir arkadaşın hastalığı nedeniyle erteledik. Baya bir yazışma trafiği olmuştu, son ana kadar çıksam mı çıkmasam mı karar veremedik. En son akşam yemeği ve çocukları uyuttuktan sonra bir makine çamaşırı katlayıp günlük mesaime veda ettim.
(Sehpada kızımın sınıf arkadaşları için bir haftadır yazmayı sürdürdüğü yılbaşı kartları)
Çarşamba günü yine benzer başladı. Çocuklar okula gönderildikten sonra farklı olarak okuldan eve gelmeyip doğruca markete gittim. Bu akşam oğlumun okulunda kerstdiner (christmas yemeği) var. Ben de listedeki yiyeceklerden patates kroketi seçmiştim yapıp getirmek için ama almayı unutmuşum. Onu almak için markete uğrayıp bir sürü başka şey aldım, kasabanın pazarına uğrayıp kızıma bir sonraki gün için elbise, dekorasyon mağazasından gözümü alamayıp birkaç hediyelik eşya derken eve 10 da varabildim. Hızlıca işlerimi yaptım ve oğlumu almaya gittim. Çarşamba günleri kızım 12.30 da çıkıyor okuldan. Biz de oğlumla eve gelmeden oradaki cafeye veya çiftliğe gidiyoruz beklemek için. Hava soğuk diye cafede oturduk, kahve içtim birşeyler yedik ve sonra Helo’yu aldık. Cafede masalarda kavanozda süsler vardı. Ay bunu yaptırayım çocuklara dedim ve eve gelince biz de yaptık. Tabi ben örtü falan sermeye fırsat bulamadan olaya giriştikleri için heryer battı. Toplaması süreçten daha uzundu ama eskiden kızımla çokça yaptığım bu tip aktiviteleri uzun zamandır yapmadığımız için iyi geldi. Yani bana iyi geldi, vicdanım rahatladı :)) Saat 5’e kadar evdeydik. Patatesleri ve çocukları hazırlayıp 5.15 de evden çıktık. Okulda bir saat kaldılar ve biz bu arada kızımla cafede oturup bekledik. O kartlarını yazdı ben de biraz kitap okudum ve birşeyler içtim. Birlikte patates kızartması yedik. Bu cafenin patates kızartmasına bayılıyoruz. Sonra eşim bizi almaya geldi, Nova’yı okuldan alıp eve geldik. Yemek ve uyku faslı ile günü bitirdik.
Perşembe günü büyük gün, kızımın okul yemeği var akşama. Günlerdir bunun için hazırlanıyoruz. Sabah çocuklar okula gittikten sonra yine ev işleri ve çamaşır ardından yemekleri hazırladım. Güya ben bu haftanın dört sabahı sahip olduğum boş zamanda fizik çalışacaktım fakat hala organize olamadım. Neyse, sonra oğlumu aldım, bu sefer okul çıkışı bir kaç anne ile konuşurken onlar civarda koşturdular. Bu arada bir çamurlu su buldular. Donlarına kadar ıslanmışlar. Eve geldik doğru banyoya. Banyodan sonra beraber yemek yedik ve akşam için hazırlayacağım keki yaptık. Onu pişirdik ve kızımı alma saati geldi. Okula gittik beraber, yine tabi ki oynadılar, evde çok işim var diye gidelim istiyorum gelmiyorlar. En son kızım düşüp ağlamaya başlayınca kapıp götürdüm, yoksa okuldan çıkacağımız yok. Eve gelir gelmez kekleri süsledik Helo’yla. Çünkü o yapmak istiyordu. Biraz yemek yedi ve sonra hazırlanma saati geldi. Bu süre içinde oğlumla pek ilgilenemediğim için sapıttı, evi darmadağın yaptı, çam ağacındaki süsleri her yere fırlattı :/ Her şeyi öylece bırakıp çıktık zira yine geç kalacaktık. Nitekim yolun yarısında ayakkabısını beğenmeyip zırlaya zırlaya döndük değiştirdik. Allahtan okul yakın ama biz nedense hep geç kalıyoruz, yakın evlerin kaderi midir nedir? Koştura koştura gittik yetiştik. Tabi tüm bu olaylarda oğlumu da sürüklüyorum ya peşimden bazen acıyorum haline. Neyse kızımı 17.30 da okula bırakıp eve döndük ve bir süre sonra babası geldi. Oğlumu ona bırakıp hızlıca yemek yiyip yukarı kaçtım çünkü biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Onlar yemek yiyip 19.00 da Helo’yu almaya gittiler, ben 19.15 de yoga dersim için çıktım ve 9.15 de eve geldiğimde uyuyorlardı. Yine dayanamayıp onlarla beraber uyudum.
Ve cumaya gelirsek henüz bitmedi ama ne olacağı şimdiden programlı. Yine sabah okul mevzusu aynı başladı fakat fazladan bir bankaya uğrayıp geldim. Geldiğimden beri bu yazıyı yazıyorum bu yüzden ev işleri kaldı, bugünlük boşverdim. Birazdan arkadaşım ve çocuklarıyla kütüphaneye kitapları bırakmaya gideceğim. Oğlumu okuldan almadan önce öğretmenlerine minik birer yılbaşı hediyesi ayarlamam lazım. Onları alıp hazırlayıp oğlanı alacağım. Kızım da bugüne özel erken çıkacak 12.30 da çünkü 2 haftalık tatil başlıyor. Saat 1 de oyun ablamız gelecek ve 3 saat kalacak. Bu sürede sabah ihmal ettiğim işleri yaparım. O gidince 16.30 da kızımın yüzme dersine gitmemiz lazım. Eşimin öğleden sonra evden çalışma ihtimali var gelirse oğlum onun yanında durur biz yüzmedeyken. Postaneye uğrayacaktım bir de ama yetişmedi planlarım bakalım belki öğleden sonra oyun ablası buradayken kaçarım. Yüzmeden sonra yemek ve uyku ile bu gün de biter inşallah.
Sevgiyle.
Nasıl severek okudum, Enerjiniz daim olsun :*
YanıtlaSilyorucu ama eğlenceli bir hafta. Herkese ailesiyle böyle dolu dolu günler versin ;) maşallah size...
YanıtlaSil